Fotoğraf: Ata Atun`un facebook sayfası
KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi, KKTC Cumhuriyet Meclisi 1’nci Dönem Milletvekili
Prof. Dr. ATA ATUN`UN ETHNOGLOBUS.AZ için özel reportajı.
Reportajı hazırladı Gülnara İnanc
-2000-ci illərdən mübahisəli Kipr adasının da terləşdiyi Aralıq dənizi
hövzəsi uğrunda savaş gedir- bu həm siyasi, həm də karbohidrat
ehtiyatları ilə bağlıdır. Siz bölgədə baş verən siyasi və iqtisadi prosesləri
necə şərh edə bilərsiz?
Doğu Akdeniz bölgesinde günümüzde yapılan araştırmalar sonucunda Petrol ve doğalgaz yatakları bulunduğu tespit edilmiştir.
Doğu Akdeniz, deniz tabanında barındırdığı “Doğalgaz ve Petrol” rezervleri nedeni ile artık çok önemli bir bölge haline gelmiştir.
Bunun seneler önce farkına varmış olan AB ve ABD, Kıbrıs adasının mutlak hakimleri olmak için 1 Mayıs 2004 tarihinde sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni Avrupa Birliği üyeliğine kabul ederlerken, adına “10. Protokol” dedikleri bir de nihai anlaşma imzalayıp yayınladılar. Bu nihai anlaşmanın içeriğine de “Kıbrıs adası, kuzey kısımlarında AB’nin müktesabatının şimdilik geçerli olmadığı bir Avrupa Birliği toprağıdır” maddesini de eklediler. Hedefleri uygun bir zamanda Türk askerini ve Türkiye’yi adadan atmak, adanın tümü üzerinde egemenlik kurmak ve deniz tabanındaki hidrokarbon rezervlerinin sahibi olmaktı.
Türkiye’nin süreç içinde zayıflayacağı beklentisinin aksine bölgenin politik lideri haline gelmesi ve inanılmaz güçlü bir orduyu oluşturması, Azerbaycan gibi güçlü Türk devletlerin de içinde yer aldığı “Türk Devletleri Teşkilatı”nın oluşması, AB’nin ve ABD’nin Doğu Akdeniz bölgesini ele geçirmek planlarını bozmuştur.
Planların bozulması bir kenara, Türkiye’nin 1982 Deniz Hukuku Konferansı kararları doğrultusunda ilan ettiği “Mavi Vatan” olgusu içeriğindeki “Türkiye’nin Adalar Denizi ve Doğu Akdeniz’deki Münhasır Ekonomik Bölgesi” sınırları ve 2019 yılında Libya ile imzaladığı “Deniz Yetki Alanları” anlaşması, AB’nin ve ABD’nin Kıbrıs’tan ve sözde Kıbrıs Cumhuriyetinin Münhasır Ekonomik Bölgesi sınırları içinden elde etmeyi planladıkları doğalgaz ve petrol’ün kaderini değiştirdi.
Doğu Akdeniz Bölgesi ve bu bölge içinde yer alan Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sayesinde, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi devletlerin Doğu Akdeniz’den “Sıcak Denizlere” açılma kapısı ve limanı haline gelmiştir. Bu olanak inanılmaz bir kazanımdır.
-Şimali Kipr Türk Cümhuriyyətinin (ŞKTC) Azərbaycanla münasibətləri
hazırda hansı istiqamətlərdə daha fəal inkişaf edir və perspektivə
yönəlib?
13 Kasım 2023 tarihinde KKTC Ulusal Birlik Partisi (UBP), Türkiye Cumhuriyeti AK Parti ve Azerbaycan, Yeni Azerbaycan Partisi arasında imzalanan “iş birliği anlaşması” “3 devlet tek millet” ve “Milletimiz bir geleceğimiz bir” düşünce ve fikrinin hayata geçmesini sağlamış olan partiler arası bir iş birliği anlaşması olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasındaki siyasi, ekonomik ve jeopolitik işbirliğinin kapılarını açmıştır.
Azerbaycan ile Türkiye’nin desteğiyle Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye olarak yerini alan KKTC, bu desteklerle uluslararası alanda hak ettiği yeri alacaktır. Özellikle Azerbaycan’ın verdiği destek ile KKTC, Türk dünyası ile ilişkilerini daha da geliştirecek,
Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve uluslararası eşit statüsünün teyit edilmesi için uluslararası camianın da harekete geçirilmesinin yolu açılacaktır.
-ŞKTC-nin prezidenti Ersin Tatar sentyabrın 2023-cü il 24-də BMT baş
katibi Antoni Quterrişlə görüşündə adada bərabərhüquqlu iki dövlət və
Lefkoşanın müstəqilliyinin tanınmasını ən doğru həll kimi gündəmə
gətirib. Kipr ətrafındakı geosiyasi situasiya əvvəlki tarixi mərhələlərdən
nə ilə fərqlənir və hansı şansları verir?
Kıbrıs adasında, eşit, egemen ve uluslararası tanınmış iki devletin oluşması, KKTC’nin tanınmış bir devlet statüsüne kavuşması, başta Kıbrıs Türk halkının insanlık dışı uluslararası ambargolardan kurtulmasını sağlayacakken, Türkiye ve Türk Devletleri Teşkilatı üyesi devletlerinde sıcak denizlere açılabilmesinin olanağını yaratacaktır.
2020 yılında, KKTC Cumhurbaşkanlığı makamına Ersin Tatar’ın seçilmesi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi propaganda döneminde de “Eşit, egemen, uluslararası tanınmış iki devletli çözüm” sözünü vermesi ve bunda ısrar etmesi, masanın üstüne “eşit egemenlik” kavramının konmasına ve siyasi literatüre girmesine yol açmıştır.
-Bu ilin sentyabrın 7-də TDT-nin üzv və müşahidəçi dövlətlərinin təbii
fəlakət və fövqəladə halların idarə edilməsi üzrə nazirlərinin ikinci
görüşünün və “Bakı-2023” beynəlxalq təliminin iştirakçıları sırasında
Şimali Kiprin nümayəndəsi öz ölkəsinin bayrağı ilə iştirak etməsini necə
şərh edərdiz?
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Tarım Konulu 2. Bakanlar toplantısına KKTC’nin kendi bayrağı ve anayasal adı ile katılması çok önemli bir aşama ve kazanımdır. KKTC’nin uluslararası sistemde tanınmıyor olması, uluslararası örgütlere üyeliğinin kısıtlandığı demek değildir. Bu nedenle söz konusu kazanım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması, aslında tanınmış haklarının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne iade edilmesi manasına gelmektedir. KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’nda KKTC olarak gözlemci üye olarak yer alması, Kıbrıs sorunu konusunda Türk tarafının tezinin artık eşit iki egemen devlet olduğunu ispatlamaktadır.
-Sizcə, Azərbaycan prezidenti İlham Əliyevin “ …Şimali Kiprin bayrağı da
bizim tədbirdə dalğalanmalıdır və dalğalanacaqdır” bəyanatı
Azərbaycanın Lefkoşanı bir dövlət kimi qeyri -rəsmi tanıması anlamına
gəlmirmi, başqa bir ifadə ilə desək proseslər buna doğru getmirmi?
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in açıklamaları ve KKTC’ye her koşul ve yerde siyasi destek vermesi, KKTC’yi devlet gibi gayrı resmi olarak tanıması anlamındadır.
Azerbayacan’nın resmi olarak KKTC’yi tanımak için kendi ülke çıkarlarına uygun bir zamanı beklediğine işaret etmektedir.
-Şimali Kipr Türk Cümhuriyyətinin müstəqil dövlət statusu alması Aralıq
dənizi hövzəsi ətrafında baş verən siyasi və iqtisadi proseslərə necə təsir
edəcək?
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak tanınması Doğu Akdeniz’deki bir çok dengeleri temelinden sarsacak ve değiştirecektir.
Yunanlar ve Kıbrıs Rumları, yıllardır sırtlarını ABD ve AB’ye dayayarak Kıbrıs adasını tümden ele geçireceklerini ve fırsatını bulunca da Yunanistan’a bağlayacaklarını sanarak, Kıbrıs Türklerinden gelen tüm yapıcı talepleri reddettiler, 1963-1974 yılları arasında da günümüzde Gazze’de yaşananların benzeri bir soykırımı Kıbrıs Türklerine uyguladılar.
Türkiye’nin yükseliş sürecine girerek Balkanlar, Kuzey Doğu Afrika, Orta Doğu, Kafkaslar ve Türk Devletleri sınırları içinde bölgesel güç ve lider devlet konumuna yükselmesi, bölgedeki dengelerin temelinden değişmesi sürecini başlattı. Fark edildiği üzere bölgesel güç dengeleri keskin bir değişim sürecine girdi.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Kıbrıs konusunda Batı dünyası kayıtsız koşulsuz Rumları desteklediği için Rum Yönetimi kendini adanın tek ve mutlak sahibi zannediyordu. Adeta astıkları astık, kestikleri kestik mantığı ile hareket ediyorlar, Türklere istedikleri her şeyi kabul ettirebilecekleri inancı ve hayali ile yaşıyorlardı. Bu inançlarının sonu hüsranla bitti ve Batı dünyasının Doğu Akdeniz’in kuzey yarısında kurmak istediği egemenlik rüyası son buldu.
KKTC’nin remi olarak bağımsız devlet olarak tanınması, özellikle son 50 yıldır sürmüş olan “İnsanlık dışı ambargoların” tümden kaldırılması, KKTC’ye “Doğrudan Uçuşların” başlaması, Ercan Havaalanın uluslararası tanınması, Mağusa limanının uluslararası ticarete açılması, “Doğrudan Ticaretin” ve her iki taraftaki ticaret akışının güçlendirilmesi, bölgeden çıkarılacak hidrokarbon ürünleri konusunda ortak yönetim ve gelir paylaşımı temelinde görüşmelerin başlatılması, su ve benzeri doğal kaynakların ortak yönetimi ve kullanımı, elektrik enterkoneksiyonu ile yenilenebilir enerji kaynaklarında işbirliği, düzensiz göç konusunda işbirliği ve mayınların temizlenmesi için ortak planlama yapılmasının önünü açacak, Kıbrıs adasında halen varlığını sürdürmekte olan bu sorunların ortadan kalkmasına ve çözülmesine yol açacaktır.
Azerbayacan’nın resmi olarak KKTC’yi tanımak için kendi ülke çıkarlarına uygun bir zamanı beklediğine işaret etmektedir. » Ethnoglobus