Türkiye Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Sınıfta Kaldı

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF)  Basın Özgürlüğü Endeksi, uzmanların cevapladığı soru kitapçığının “politik”, “güvenlik”, “ekonomik”, “sosyo-kültürel” ve “yasal”  olmak üzere beş göstergeye yansıtılması ile   belirlenmektedir. Türkiye  ve  dünya geneli için gerileme gösteren politik gösterge, devletin ve diğer politik aktörlerin giriştiği siyasi baskılar karşısında medyanın bağımsızlığına yönelik destek ve saygının derecesini belirlemektedir.

2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye 180 ülke  arasında 158’nci sırada yer alarak sınıfta kalmıştır. Geçen yıla göre  sıralamada  başarı göstermiştir ama bu,  basın özgürlüğünün iyiye gittiğinin  işareti değildir. Çünkü Türkiye,  “çok vahim”  ülkeler sınıfında yer almaya devam etmektedir.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde yayınlanan  raporda, geçen yıl 165'nci sıradaki  Türkiye, bu yıl yedi basamak ilerleyerek 158'nci sıraya yükselmiştir. Bu,  ilerleme sağlandığı anlamına gelmemekte, geçen yılki endekste Türkiye’nin önünde yer alan Rusya, Azerbaycan ve Hindistan’ın  durumunun kötüleşmesinden kaynaklanmaktadır. Endekste ilk üç sırada  Norveç, Danimarka ve  İsveç  vardır. 
 
Ulusal medyanın yüzde 90'ı  hükümet kontrolü altındayken halk, ekonomik ve siyasi krizin ülke üzerindeki etkisi hakkında bilgi edinmek için son beş yılda farklı siyasi önyargılara sahip eleştirel veya bağımsız medya kuruluşlarına yönelmiştir. Bunlar arasında Fox TV, Halk TV, Tele1 ve Sözcü'nün yanı sıra BBC Türkçe, VOA Türkçe ve Deutsche Welle Türkçe gibi yerel ve uluslararası haber siteleri  yer almaktadır.

Hükümet ve hükümetle ittifak kuran özel sektör şirketleri, reklamları ve sübvansiyonları kendilerine olumlu haber veren medya kuruluşlarına kanalize ederek medya çoğulculuğunu tehlikeye atmaktadır. Basın İlan Kurumu, muhalif gazetelere mali baskı uygulamak için devletin reklam tahsisini kullanmakta, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ise astronomik para cezaları vererek muhalif TV kanallarının mali açıdan zayıflatılmasına  yol açmaktadır. Bazı günlük gazeteler  gazete kağıdı fiyatları nedeniyle sayfa sayısını azaltmak zorunda kalmıştır. Bazen dini şahsiyetleri suçlayan gazetecilere karşı “hakaret” davaları açılmaktadır. Aile içi şiddete veya çeşitli istismar türlerine yapılan atıflar, özellikle kadın gazeteciler tarafından yapıldığında, sosyal medyada nefret kampanyalarına yol açabilmektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP’sinin müttefiki olan aşırı milliyetçi MHP partisinin üye ve liderleri, utanç verici konulara dikkat çekmeye cesaret eden gazetecileri tehdit etmekten çekinmemektedir. 2019 seçimleri sırasında gazetecilere yönelik şiddet vakaları, ülkede cezasızlık kültürünün altını çizen hafif cezalar ve sonsuz yargılamalarla sonuçlanmıştır. Laikliğe yönelik saldırıları, dini grupların (tarikat) ve de bölgesel cihatçı örgütlerin etkisini haber yapmaya cesaret eden gazeteciler daha fazla tehditlere maruz kalmaktadırlar.

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF)  Basın Özgürlüğü Endeksi, uzmanların cevapladığı soru kitapçığının “politik”, “güvenlik”, “ekonomik”, “sosyo-kültürel” ve “yasal”  olmak üzere beş göstergeye yansıtılması ile   belirlenmektedir. Türkiye  ve  dünya geneli için gerileme gösteren politik gösterge, devletin ve diğer politik aktörlerin giriştiği siyasi baskılar karşısında medyanın bağımsızlığına yönelik destek ve saygının derecesini belirlemektedir. - image 4

RSF’nin Türkiye Temsilcisi Önderoğlu, “Ne yazık ki Türkiye’de, iktidar merkezli baskıların ve yargı üzerinden yapılan müdahalelerin medya sektörünü işlevsiz hale getirdiğini görmekteyiz” demiştir. Geçtiğimiz yıl toplam 52 ülkede düşüş yaşanırken sadece 21’nde iyileşme olmuştur. Kamboçya, Guatemala, Polonya, Türkiye ve Zimbabve’de   muhalefetin eşit şartlarda rekabet etmesi engellenmiştir.

El Salvador ve Venezuela’da liderler,  zaferlerini garantilemek için kuralları ihlal etmişlerdir. Ekvador seçimleri, çok sayıda devlet yetkilisinin ve siyasi adayın öldürülmesi de dahil olmak üzere yaygın şiddet olayları nedeniyle gölgelenmiştir. Tayland ise, rekabetçi ulusal seçimler sayesinde “Özgür Değil”den “Kısmen Özgür”e yükselmiştir. Askerler tarafından hazırlanan anayasa, seçilmemiş güçlerin hükümet kurma sürecini çarpıtmasına, muhalefet partisini dışarıda bırakmasına  yol açmıştır.

Endeksin son sıralarında  Çin (172’nci), Vietnam (174’ncü), İran (176’ncı), Kuzey Kore (177’nci), Afganistan (178’nci), Suriye (179’ncu) ve Eritre (180’nci)  yer almıştır. Son seçim sürecindeki gelişmeler Türkiye’yi, medyaya yönelik  siyasi faktörler bakımından en çok gerileyen ülkelerden biri  durumuna getirmiştir.

Türkiye, Doğu Avrupa ve Orta Asya (EECA) bölgesinde siyasi gösterge olarak en ciddi gerileme yaşayan ülkedir. Genel skor olarak 2023 yılında 100 üzerinden 33,97 puan  alan Türkiye, 2024 yılında 31,60 puan ile  yetinmek zorunda kalmıştır. Mayıs ayında  yapılan Cumhurbaşkanlığı ile Genel Seçimler öncesinde kamu yayıncılığının tarafgirliği, Kürt medyasından gazetecilerin tutuklanması, medya özgürlüğünü zayıflatan etkenlerdir. RSF’nin  Türkiye tespiti şöyledir:  “Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin yeniden seçilmesi endişe kaynağı. Türkiye, gazeteci tutuklamaya devam ediyor, neredeyse sistematik online sansür ve yargı kontrolüyle medyayı zayıflatmayı sürdürüyor.”  

 

Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir