Yetkililer bu sezon 1 milyon Çinli turist bekliyor. Ancak, Çinli turist için daha çok çaba göstermemiz gerekiyor.
Çin, 2018 yılını “Türkiye Turizm Yılı” ilan etmiş, 2019’da Çin’den Türkiye’ye gelen turist sayısında 426 binle rekor kırılmıştı.
Kültür turizminde önemli bir yer tutan Çinli turist için ulaşım ve yemek çok önemli. Çinli yetkililer Çin’de Türkiye’nin daha iyi tanıtımının yapılması gerektiğini söylüyorlar.
Çinliler zenginleşiyor. Zengin sayısı arttıkça yurt dışında tatile çıkan sayısında da artış oluyor. Yılda 200 milyon Çinli yurt dışına çıkıyorsa bunun yanında 1 milyonun lafı olur mu? Pastadan daha fazla pay almamız gerekiyor.
Pandemi döneminden sonra küresel turizmde toparlanma yılı olarak kabul edilen 2024 yılında dünyanın en kalabalık nüfusa sahip ikinci ülkesi Çin’den yapılan seyahatler de önem taşıyor.
2020 yılında küresel pandemi ilan edilmesi, özellikle Çin için olumsuz bir süreç başlattı. Koronavirüsün kaynağı olarak Çin’in Wuhan kenti gösterilmesi, ülkeden seyahat edenler üzerinde olumsuz algı oluşmasına neden olsa da süreç içinde bu durum pozitife döndürüldü.
2023’te yasakları kaldıran Çin, Eylül 2023’te Türkiye’ye tur satışlarını yeniden başlattı. Geçtiğimiz yıl Türkiye’yi transit yolcularla birlikte ziyaret eden Çinli turist sayısı 248 bin olarak gerçekleşti, bunun 50 bini eylül-aralık döneminde paket satın alıp, tatil yapanlar oluşturdu.
Turizmciler, 2024 yılında Çinli turist sayısında patlama bekliyor. Erken rezervasyonlar ve satışı gerçekleşen paketler şimdilik bu beklentiyi destekler nitelikte.
Ülkeden gelen turist sayısının 7 kat gibi büyük bir oranda artması düşünülüyor.
Sadece deniz-kum-güneş turizmi beklentisi olmayan Çinli turistlerin kültürel ve tarihi miraslara ilgisi büyük. Çin vatandaşlarının favori destinasyonları ise Kapadokya ve İstanbul. Bir de Çince bilen rehberlerin çoğalması gerekiyor. Çinliler yemek konusunda da seçici bir millet. Çin restoranların çoğalması kaçınılmaz.
2016 yılında İstanbul’u ziyaret eden Çinli turistlerle yapılan bir araştırma çalışması Çinli turistlerin profilini ve seyahat motivasyonlarını belirleme konusunda örnek olarak alınabilir. Araştırmanın genel evrenini Çin’den gelen turistler, uygulama evrenini ise 2016 yılında İstanbul’a gelen Çinli turistler oluşturuyor.
-İstanbul’a gelen Çinli turistlerin yüzde 56’sı kadın, yüzde 43’ü erkeklerden oluşuyor.
-Çoğunluğu (yüzde 67) özel sektör çalışanı
-Yaş grupları bakımından çoğunluğu 36 ve üzeri yaş grubunda
-Katılımcıların yüzde 51’i bekar, yüzde 67’si çocuk sahibi değil.
-Büyük çoğunluğu (yüzde 82) seyahatlerini seyahat acenteleri aracılığı ile organize ediyor.
-Yüzde 35’inin lisans ve yüzde 27’sinin ön lisans mezunu oldukları görülüyor
-Büyük çoğunluğu (yüzde 74) bin dolar ve üzeri gelir elde ediyor.
Katılımcıların cevaplarına bakıldığında büyük bir bölümünün (yüzde 71) 4 ve 5 yıldızlı otel işletmelerinde konakladıkları görülüyor. Konaklama süreleri incelendiğinde ise en fazla 2 gece (yüzde 32) konakladıkları anlaşılıyor. Ancak 5 gece ve üzeri konaklayanların oranı da (yüzde 27) olarak kaydedildi.
Katılımcıların büyük bir bölümü (yüzde 78) seyahatlerini bir aydan daha uzun süre önceden planlamış. Bu seyahatlerindeki harcama tutarlarına bakıldığında ise katılımcıların yüzde 55’i bin doların üzerinde harcama yaptıkları görülüyor.
Çinli turistlere Türkiye’de hangi destinasyonları ziyaret ettikleri sorulduğunda Kapadokya’nın öne çıktığı görülüyor. Öne çıkan diğer iki destinasyon ise Bursa ve Safranbolu oldu.
Bu da Çinli turistlerin Türkiye’yi daha çok tarihi ve kültürel amaçlı ziyaret ettiklerini gösteriyor.
Türkiye algılarının da değerlendirildiği araştırmada katılımcılara ne düşündükleri sorulmuş. Türkiye’ye gelmeden önce yüzde 15 olumsuz ve yüzde 84 kararsız iken, geldikten sonra olumsuzların olmadığı kararsızların 15’e düştüğü ve olumluların 116’ya yükseldiği görülüyor.
Araştırmaya katılan Çinli turistlere Türkiye’ye gelmeden önce ülke hakkında bilgi kaynakları soruluyor. Buna göre Çinli turistlerin en fazla başvurdukları bilgi kaynakları seyahat acenteleri, arkadaş çevresi ve sosyal medya araçları olarak öne çıkıyor.
Araştırma sonuçlarına göre bazı çıkarımlar yapmak elbette mümkün. Buna göre;
-Türkiye önemli destinasyonlarını sosyal medya araçları aracılığı ile tanıtma yöntemine daha yoğun gidebilir ve bunun için Çince dili kullanılabilir
-Türkiye’de Çince bilen rehberlerin yetiştirilmesi konusunda teşvik ve destekler sağlanabilir, turizm eğitimi veren kurumların müfredatlarında Çinceye yer verilebilir.
-Çin’in önde gelen tur operatörleri, seyahat acente yetkilileri, havayolu temsilcilerine Türkiye’nin kültürel destinasyonlarına ilişkin tanıtımlar artırılabilir.
Turizmcilere göre 2024 pandemi sonrası yeniden toparlanma yılı olacağı için her zamankinden çok daha fazla efor sarf edilmesi gerektiği düşünülüyor. Bu kapsamda Çinli turistlerin önemi göz ardı edilmemelidir.