23NİSAN 2024

Bu 23 Nisan’da mutluyum,umutluyum…Ülkem karanlığa batıyordu her geçen gün. Umutlar tam tükenmek üzereydi ki.Türk milleti kendine geldi ve dur dedi.

Aydınlık günlerin tekrar geleceğinden,aydınlığın karanlığı boğacağından öylesine emindim ki…

Egemenlik;yönetme yetkisidir.Ulusal egemenlik ise;yönetme yetkisinin halkta olması dır.İşte bu yerel seçimlerde halk patronun kendisi olduğunun farkına vardı.

Birileri kendini padişah sandı,ülkeyi istediği gibi yönetmeye başlamıştı.Halk yeter dedi sonunda…

Zamanında padişahlar ülkeyi istedikleri gibi yönettiklerinden,ülke sorunları sahipsiz kaldı.Bu sırada Birinci Dünya Savaşı başladı ve 4 yıl süren bu savaş sonrası,bizimle birlikte olanlar yenildiği için biz de hükmen yenilmiş sayıldık.

Atatürk Kurtuluş Savaşını başlatmamış olsaydı,şimdi bize soykırım yaptınız diye ahkam kesenler,o zaman yurdumun hangi köşesini kapayım yarışınday dılar.

Biz hiçbir zaman kimsenin yurdunu ele geçirmeye çalışmadık,sadece bizi arkamızdan vurmaya çalışanlara karşı yurdumuzu savunduk.

Atatürk gibi tarihte milletlerin kaderlerini tayin eden pek çok devlet adamı olmuştur. Kimi ülkesi uğruna herşeyi göze almıştır ve tarih onları asla unutmaz.Bizlerde koltuk sevdasından,ailesi ve kendisi için ülkesini harcayanları biz de hiç unutmayacağız,tarih de unutmaz…

23 Nisan 1920, Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk  Halkı nın Egemenliğini ilan ettiği gündür.

Büyük ATATÜRK bir yıl sonra bunun bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir.5 yıl sonra ise çocuklara armağan etmiş.Yani  23 Nisan ilk defa 1929 da Çocuk Bayramı olarak kutlanmıştır.

1979 dan sonra ise  6 ülkenin de katılımıyla sınırlarımızı aşan bu milli bayramı mız  uluslararası platformda yerini almıştır.

Atatürk,Cumhuriyet’i geleceğin gençlerine emanet etmeyi düşündü,onlardaki vatan ve bayrak sevgisini daha çocuk yaşta bilinçlendirmek için de 23 Nisan Ulusal  Egemenlik Bayramı’nı çocuklara armağan etmiştir.

Dünyada çocuklara bayram hediye eden başka bir millet ve ülke bilmiyorum ben.23 Nisan artık sadece Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak değil dünya çocuklarının bayramı olarak kutlanıyor.

Bu kutlamalar halkı birleştirmekte,milli birlik ve beraberliğimizin kenetlenmiş olduğunu göstermektedir.

Ulusal Egemenlik kolay elde edilmedi,yüzbinlerce şehit kanı döküldü,aç sefil,bir avuç insan ülkemize sahip çıkmak için canı pahasına savaş verdi.

Atatürk’ten ve Cumhuriyet’ten bu kadar nefret etmek için sanırım TÜRK olmaması gerekir bir insanın.Gerçekten vatanını seven bir insan,insan olan insan,ülkesini parçalamak için her türlü ayak oyunu yapanlara bu kadar çanak tutamaz.

Sevr  ile parçalayamadıkları ülkemizi kendi elimizle mi sunuyoruz pusuda  bekleyen hainlere…İşin en acı verici yanı hainler içimizde…Beklenmedik bir zamanda beklenmedik yerden gelen bıçak yarasıdır en ağır yara…Sızısı hiç geçmez…

Hani kurbağa hikayesini hepiniz bilirsiniz.Kurbağayı soğuk suya koyup altını hafifçe yakarlar.Isıyı yavaş yavaş yükselttikleri için zavallı kurbağa farkına varmadan ölüp gider.

Bize de onu yapıyorlar,önce Atatürk’ün resim ve heykellerinden başladılar işe.Nabız yoklaya yoklaya istedikleri kıvama getirip,TV lerle diziler uyutup, ağzına bir parmak bal çalarak,yalancı gündemlerle kamuoyunu oyalayıp, devrimleri birer birer yok sayıp Cumhuriyetimizi yıkmaya kadar vardırdılar işi.

Askerimizi,gazetecimizi,gerçekten düşünen sanatçımızı hapsederek,meydanı boşalttılar ve istedikleri gibi at oynatıyorlar.Eskilerin dediği gibi “köpeksiz köy buldular,değneksiz geziyorlar”

Bizler Atatürk’ün çocukları”Yurtta barış,dünyada barış” ilkesiyle büyütüyoruz çocuklarımızı…Nefret ve kin duygularıyla değil;Sevgi ve kardeşlik duyguları aşılıyoruz körpecik yüreklere…

Büyükşehir belediyeleri bizim Atam artık yüzüne utanmadan bakabiliyoruz. indirdikleri resimlerini ve T.C yazılarını yerlerine astık.Yine bir Kurtuluş Savaşı verdik.

İstanbul,Ankara,İzmir,Aydın,Antalya,Adana,Mersin…Daha pek çok şehrimiz yeniden kurtarıldı…

Dünyanın saygı duyduğu büyük önder ATATÜRK demiştir ki:“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve milletin başında hiçbir kuvvet yoktur,hiçbir makam yoktur.Yalnız bir kuvvet vardır, o da milli egemenliktir.Yalnız bir makam vardır, o da milletin kalbi,vicdanı ve mevcudiyetidir”

Uyanış başladı…Geri dönüşü yok bu işin…

Bizler damarlarımızdaki asil kandan dolayı Atatürk’ün ülkeyi emanet ettiği çocuklar ve gençler unutmadık.Hiç beklemediğiniz bir anda şahlandık,ne olduğunu bile anlayama dan tarihin karanlık sayfalarına,bir suçlu,bir hain olarak gömmek üzereyiz, bir daha hatırlanmamak üzere.

Son yerel seçimlerde gördüğünüz gibi TÜRK MİLLETİ ülkesine yapılan bu zulüm karşısında sessiz kalmadı.Farkında mısınız size bir şamar attı ki şaşıp kaldınız.Büyük şehir lerin Atatürk Çocuklarına geçtiğini gören Avrupa ne demiş”Atatürk’ün Askerleri kazan dı”Bu cümle yetti mutluluktan hüngür hüngür ağlamam için…

Atatürk’ün gösterdiği dürüst yollarla bütün engelleri aşarak Demokrasiyi, Cumhuriyet’i, Atatürk’ü yaşatmayı devam edeceğiz…

Gün gelecek yaptığınız yolsuzluklar bir bir ortaya çıkacağız…Korkun artık ama sizin gibi palalı,taşlı sopalıları salmayacağız üstünüze. Bizler dürüstlüğümüz, çalışkanlığımız, hak hukuk gözetiyor oluşumuzla sizleri pes ettireceğiz.

Halka unuttuğu değerleri hatırlatacağız…Bundan şüpheniz varsa 31 Mart seçimlerini hatırlayın…Yıllardır her türlü hile ile kazandığınız seçimleri sadece sandıklarımıza sahip çıkarak kazandık.Herhalde dünyada başka örneği yoktur,oyları çalınmasın diye sandık başında haftalarca bekleyen Atatürk’ün Askerlerinin…

23 Nisan 1920 Emperyalistler ve işbirlikçileri,emperyalizmden beslenen dinci gericilik, Cumhuriyet tarihi boyunca kendilerini yıkıma,yenilgiye uğratan,tüm ezilen uluslara cesaret ve umut kaynağı olan Mustafa Kemal Atatürk ve TBMM den intikam almak, gelecek kuşakların bilincinden tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik ülküsünü silmek ve yok etmek için ellerine geçen her fırsatta saldırılarını sürdürdüler.

Ne demiş Atatürk“Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara bilhassa varlığı ile, hakkı ile, birliği ile çelişen bütün yabancı unsurlarla mücadele lüzumu ve milli düşün celeri tam bir imanla her mukabil fikre karşı şiddetle ve fedakârâne müdafaa zorunlu luğu aşılanmalıdır. Yeni neslin bütün ruhsal kuvvetlerine bu özellik ve kabiliyetin zerki mühimdir. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (1921)

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Birinci TBMM tarafından tamamen teslim olmuş bir milletten ve harabeye dönmüş bir ülkeden mucize yaratıl mış,yepyeni bir ruhla yepyeni bir devlet oluşturulmuştur.

” Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel ve herşeyden evvel, Türkiye’nin istiklâline, kendi benliğine ve milli gelenek lerine düşman olan tüm unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir. Fertleri bu mücadele gerekleri ve vasıtalarıyla donanmayan milletler için yaşama hakkı yoktur. ”demiştir Atatürk.

Atatürk 1937 yılında yaptığı TBMM açış konuşmasında; “Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılması” için gerekli yolları sıralamış, “İşaret ettiğim prensipleri, Türk gençliğinin kafasında ve Türk milletinin şuurunda daima canlı bir halde tutmak üniversitelerimize  ve yüksek okullarımıza düşmektedir

Atatürkçü genç nesil üzerinde dün oynanan oyunlar bugün de oynanıyor ve üniversitelerimiz güç merkezlerinin hedefi olmaya devam ediyor…

Üniversitelerimizde Atatürkçü Düşünceden giderek habersiz bir nesil yetiştiril mek isteniyor ama gençlerimizdeki Atatürk sevgisi giderek artıyor. Çünkü gençlerimiz okullarda bulamadıkları  Atatürk’ü internet ve sosyal medyadan daha sıklıkla arayıp buluyor.Bu gençler sayesinde Atatürk idealine ters düşen hiçbir ideolojide başarılı olamayacaklar.

Türk Milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedeflere doğru yol almıştır. Modern ve çağdaş bir dünya devleti olma yolunda da hızla ilerlemek teydi.Fakat Atatürk’ün idealindeki Türkiye’ye ulaşamadık.İdare edenler ülkeyi 100 yıl geriye götürmeye çalıştıklarından…

Gençlerimiz daha çalışkan olmak zorundadır. inanıyorum ki; 23 Nisan 1920 lerin “Milli Mücadele ve Milli Hakimiyet Ruhu” aynen gençlerimiz de yaşamak tadır…Gezi olaylarındaki kararlı gençlerimizi hatırlayın…

“Türk Milleti yeni bir iman ve kat’i bir azm-i millî ile yeni bir devlet kurmuştur. Bu devletin dayandığı esaslar “Tam Bağımsızlık” ve “Kayıtsız Şartsız Millî Egemenlik”ten ibarettir. Yeni Türkiye devletinin yapısının ruhu Millî Egemen liktir. Milletin Kayıtsız Şartsız Egemenliğidir…” (İzmir’de halka hitaben… 31 Ocak 1923)

“Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür.” (Cumhuriyetin 10. Yılı Nutku, 29 Ekim 1933)

1876 Anayasası madde 18 “hidamatı devlette istihdam olunmak için devletin lisanı resmisi olan Türkçeyi bilmek şarttır”

57.Madde“ Heyetlerin (Heyeti Ayan ve Heyeti Mebusan) müzakeratı lisan-ı Türki üzere cereyan eder”.

68.madde “Osmanlı tebaası olmayan, ecnebi hizmetinde olan ve Türkçe bilmeyenlerin” heyetlere seçilemeyeceği hükme bağlanmış, yeniden aday olabilmek için “Türkçe okumak ve mümkün metreme yazmak şart olacaktır”

Türk Devletinin kimliğini tartışanlar,yönleri emperyalizmin Sevr’in ve 1071 Bizans’ına dönük olanlardır.

Bizler Atatürk sevgisi ile büyüdük,bizde o sevgiyle çocuklarımızı büyütüyoruz ” binlerce kilometre ötede Atatürk’e, Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti’ ne yüksek bir maneviyatla, bağlı olarak yaşıyor, çocuklarımızı bu düşünceler le yetiştiriyoruz ve 23 Nisan’ı ülkemdeki bir kısım insanın aksine büyük bir coşkuyla kutluyoruz.Dünyanın herhangi bir yerinde Türk Milletinin bir evladı varsa,kalbi bizimle…

Montrö Antlaşmasını delmek için kanal istanbul’u inadına yapacaklarmış.Kime inat ediyorlarsa. Çok şükür artık yapamayacaklar,İstanbul İmamoğlu gibi bir Atatürkçüye emanet..

Yönetime geldiklerinden itibaren arka bahçede yetiştirdikleriyle Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığına başladılar.En başta orduda ne kadar Atatürkçü varsa ya emekli ettiler,bir kısmına da kumpas kurarak hapishanelere gönderdiler orduyu yok etmeye çalıştılar,kendi adamlarını ordunun başına geçirdiler…

Yetmedi üniversite giriş sınavlarındaki soruları çalarak ne kadar yeteneksiz insan varsa üniversitelere doldurup,mezun olanlar haketmedikleri mevkilere atandı ve böylece eğitim sistemini de bozdular.

Ülkede Atatürk’ün yaptığı ne varsa yıkıp yok etmeye çalıştılar.Yeraltı ve yerüstü kaynaklarını satıp savarak ülkenin altını üstüne getirdiler.

Hayvancılığı,tarımı,yerli tohumu yok ederek dışarı bağımlı hale getirdiler ülkemi.En çok canımı yakan yıllarca öğrencilerime”kendi kendine yeten 7 ülkeden birisiyiz”diye öğretmiştim…Şimdi biz dışarıdan alıyoruz herşeyi…

Geçen yıl Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve 23 Nisan’ı görmezden gelen Akit ve Türkiye gazeteleri ise 23 Nisan reklamı almış…Türk Telekom, Akit ve Türkiye gazetesine tam sayfa 23 Nisan ilanı vermiş… Atatürk’ün çocuklarla tasvir edildiği ilanda “Bir millet için büyük yarınlar çocukların büyük hayalleriyle başlar.Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun” diye yazılmış.

Merakla bekliyorum,yarınki gazeteler ne yazacak?Eminim sarı kart işe yarayacak,artık milli bayramlarda kimse hastalan mayacak.Hele seçime yakın Atatürk adını dillerine dolamıyorlar mı deli oluyorum…

Bir de geçmişteki gazetelere göz atalım..

1929 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi “ Bugün Milli İradenin Hâkim Olduğu Gün” başlığıyla 23 Nisan’ı kutluyor. Ayrıca 23 Nisan’da “Çocuk Haftası Başlıyor” haberini de veriyor

1930 Tarihli Vakit Gazetesi 23 Nisan “ Çocuklar Şehrin İdaresini Bugün Ellerine Alıyorlar” başlığı ile vermiştir.

1930 Tarihli Hakimiyeti Milliye Gazetesi “Çocuk Haftası Bugün Başlıyor” başlığı ile çıkış yapmıştır. Yine 1932 Tarihli Hakimiyeti Milliye Gazetesinde ise “Bugün Çocuk Bayramının İlk Günüdür” başlığı atılmıştır.

1934 Tarihli Vakit Gazetesi“Bugün Türk Tarihinin değerli bir yıl dönümünü yaşıyoruz. Büyük Millet Meclisi on dört sene evvel bugün Türk Milletinin hukuki şahsiyetini temsile başlamıştır. 23 Nisan Türk milletinin hürlüğe, şahsi hâkimiyetten millet hâkimiyetine geçtiği tarihin başıdır”.

Kutlamaların bir hafta sürdüğü 1929’un bir özelliği de çocukların makam koltuklarına oturma geleneğinin başladığı yıl olmasıydı. İlk kez o yılki kutlamalarda İstanbul Türk Ocağı’nın yönetimi çocuklara devredildi. Kendi aralarından bir başkan seçecek çocuk yönetim kurulu üyelerinin bir hafta boyunca aldığı tüm kararların uygulanacağı duyuruldu.

1930’lu yılların gazetelerinde, İstanbul’da son verilen uygulamanın başka bazı il ve ilçelerde sürdürüldüğüne ve enteresan manzaralar yaşandığına dair haberlere rastlayabiliyoruz. 

Örneğin, 1934’te Muğla’nın Milas ilçesinde belediye başkanı olarak atanan beşinci sınıf öğrencisi Metine Hanım, ilk iş olarak fırınlarda satılan ekmeklerin tartılmasını emretmiş, istisnasız bütün fırınlardaki ekmekler eksik gramajlı çıkmıştı.

1932’de, İstanbul’da makam koltuklarını çocuklara teslim etme uygulamasından sessiz sedasız vazgeçildi. Bir hafta süren etkinlikler yine çok eğlenceli ve çocuklara bayram sevinci yaşatan türdendi ama artık makam koltuğu devri yapılmayacaktı. 

 24 Nisan 1966 tarihli haberine göre, Başbakan Süleyman Demirel’i ziyaret eden çocuklardan biri “Eskiden 23 Nisanlarda makam koltukları çocuklara bırakılıyormuş” deyince Demirel “İsterseniz ben de bırakayım” deyip koltuğunu kısa süreliğine çocuklara devretti. Çocukların cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanı koltuklarına oturması 1984’ten itibaren gelenek haline gelecekti.

23 Nisan 1920, Osmanlı hükümetini aşan Anadolu halk hareketinin, siyasal örgütlenme yolunda devletleşmesi anlamına gelir.

“Küçük hanımlar, küçük beyler… Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli , kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız.” Mustafa Kemal Atatürk”

23 Nisan, Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır. Bütün bir düşmanlık dünyasına karşı ayağa kalkan Türkiye halkının, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni meydana getirmek hususunda gösterdiği harikayı ifade eder.” Mustafa Kemal Atatürk

“Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta oldu ğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.” Mustafa Kemal Atatürk

Egemenlik ulusundur. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden başka hiçbir makam, ulusun alınyazısında etkin olamaz. Atatürk

Türkler yüzyıllardan beri özgür ve bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı, yaşam gereği saymış bir kavmin yiğit çocuklarıdır. Atatürk

İnanıyoruz ki,Yeni Türkiye’nin öz cevheri Ulusal Egemenliktir. Ulusun kayıtsız şartsız egemenliğidir. Atatürk

“Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Gelece ğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.” Mustafa Kemal Atatürk

Egemenlik ulusundur. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden başka hiçbir makam, ulusun alınyazısında etkin olamaz.Mustafa Kemal Atatürk

Türk Milletinin istikbali bugünkü çocukların isabetli görüşü ve yorulmak istidadında olmayan çalışma azmi ile büyük ve parlak olacaktır. (Atatürk)

Çocukları sevmiyorlar,çocuklar onların yüzünden ölüyor,onları sevmedikleri, çocuklara yapılan tacizleri,çocuk işçileri,çocuk gelinleri bir hatırlayın… Hepsi de suçludurlar.Ancak unutulmamalıdır ki hiçbir şeyin garantisi yoktur. Devran dönebilir bir gün.

Ben inanıyorum,ülkemiz bölünüp parçalanmadan,kurda kuşa yem olmadan, pusuda yatanlara fırsat vermeden silkinip ,kendimize gelecek ve nice gerçek 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramları kutlayacağız elele…Çoluk-çocuk,Genç- yaşlı…Hep beraber… Kardeşçe,dostça…

Dünyadaki bütün çocuklar…Atatürk’ün bizlere hediye ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hepimize kutlu olsun…

Sizlere rağmen…Demokratik bütün yolları kapatmanıza rağmen…İnadına coşkuyla kutlayacağız daha nice 23 Nisan,19 Mayıs,29 Ekim Cumhuriyet Bayramı…

Bu 23 Nisan'da mutluyum,umutluyum...Ülkem karanlığa batıyordu her geçen gün. Umutlar tam tükenmek üzereydi ki.Türk milleti kendine geldi ve dur dedi. - umran unlu

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir