..İST

Ne kadar enteresan bir ek. Hayranım konuştuğumuz dilimize, Türkçe diye bir dilimiz vardı seneler önce. Zaman içinde bir çok dillerden etkilendiğini hepimiz yaşadık. Bir de Atatürk ün emri ile kurulan Türk Dil  Kurumu adlı önemli bir kurum vardı, ülkemizde. Bu kuruma Genel Sekreter olarak  hizmet etmiş çok önemli insanların başında AGOP MARTAYAN gelir. Daha sonraları AGOP bey, 1934 yılında soyadı kanunu çıkınca Atatürk’ün  kendisine teklif ettiği DİLAÇAR soyadını almıştır. 

Yıllar öncede Anadolu’da yaşayan  Selçuklular’ bölündükten sonra , önemli beyliklerde kullanılan lisan Türkçe idi. 

Hatta bir dönemde Karamanoğlu Mehmet bey isimli bir beyin, Türkçe konuşulması konusunda  ferman çıkarmış olduğunu biliriz.  Beylik şehirlerinde okunmuş bu ferman.   13 Mayıs 1277 tarihinde şöyle ilan edilmiş bu ferman : ‘ Bugünden sonra hiç kimse divanda , dergahta, bargahta, mecliste ve meydanda Türkçe‘ den başka dil konuşmayacak’ denilmiş. Aslında fermanın lisanı ile anlatmak gerekirse :’ Badehu Divan tertip olunup tahrirat ve evamirin cümlesi, Lisan-ı Farsi üzere yapıldığından , Lisan-ı Türk Mahvolmak derecesine gelmişti. Binaenaleyh Divan da kıraat olunacak evrakın mecmuu Lisan-ı Türki üzre olup, elsine-i saire ile tekellüm olunması muhkem yasak oldu.’  diyerek başlamakta. 

Yaklaşık 800 yıl önce alınmış kararın uygulamada yapılan hatalarla Türkçemiz,  zaman içinde Arapçaya , Farsçaya yenik düşerken, başka lisanlarda meydanı boş bulmuş. Bilhassa inanç baskısı içinde arapça daha baskın çıkmasıyla, kendini yapılandıramadığına inanmaktayım. Taassup ve inanç baskısı, toplumun tekamülünü olumsuz yönde çok etkilemiş. 

Başka ülkelerin reform hareketleri ile  inançları kontrol altına alan ülkelerde, matbaanın icat edilmesi ile bilgi ve bilimde ilerleme kaydetmelerini takdir etmemek mümkün görünmemekte. Bilmediğimiz hem de konuşmadığımız, anlamadığımız bir dilde ibadet edebilmek için harcadığımız zaman , emek ve nakit, kayıptan başka bir şey olmadığına inanmaktayım. 

Hani arkaya dönüp bakarsınız ya üzülerek, filmi geri sarma şansınızın olmadığı bir dönemde, üzülürsünüz.  Kaybedilen sadece zaman olarak karnemize işlenmez. Kaybolan bir kültür olduğuna inanmaktayım. Bu sözümü herkes söyler yıllardır, ‘ Kendi Lisanında İbadet Etmeyen Tek Toplum Türklerdir’ diye. Çünkü anlamını bilmeden iki elini açıp  söylenen sözler, ibadet yerine geçer mi ?’ bilmemekle beraber, sadece  konuşulan dilin yozlaşması meselesi değildir sorun. Sorun daha da derindir. 

Benim yurdum insanı, öz kültürünün temelden zayıflayıp, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu idrak etmekten uzak olduklarına inanmaktayım. Ana nedenlerinin başında çok saygı duyduğum bir cümle gelmekte. Kanımca 13 üncü yüz yılda ‘Thomas AQUİNAS’ bir din alimitarafından dillendirilen Latince şu cümleye hayranım: ‘ TİMEO HOMİNEM UNİUS LİBRİ.’ Sadece bir kitabı sabah akşam gece gündüz, senelerce, her gün aynı TEK kitabı olan insan tehlikelidir, diye anlatılmakta. Gelişme kaydetmeyen bir  beyinin tekamül etmesi mümkün değildir. Bunu düşünmek bile abesle iştigaldir. 

Gelişimini hızlandıran ülkeler teknolojik icatlarla, onları tarif eden lisanı da üretirler. Üretilen Teknolojiyi kullanmak isteyen başka ülkelerde, bu deyimleri kullanmaya başlar. Deyimler çoğaldıkça kendi öz lisanlarında delikler açılmaya başlar. Kendi lisanlarını bırakmaya başlar bu toplumlar. Hele Bilgisayar çağında bütün deyimler, tanımlar ve anlatımlar İngilizce olmaya devam eder, çünkü her yeni tabiri dillendirmek isteseniz , kullanılan mevcut sözcükle ifade etmek mecburiyetinde kalırsınız. 

Bir de bazı yeni işler çıkar ortaya, ve bunu tarif ederken ise, bu işin adını kullanıp sonuna bir ek takarsınız. Bu işte iştigal eden insan için bir sıfat çıkar ortaya . Ancak bu işi yapan insanın bu konuda diploması olması gerekmez . Bazı işleri burada sıralayabilirim. DEİST, ARTİST, BUDİST, FAŞİST, SADİST, EGOİST , KORİST, ANALİST, NARSİST, REALİST, AKTİVİST, SİYONİST, OPTİMİST,KOMÜNİST, PANELİST, FEMİNİST, EKONOMİST, SOSYALİST, THERAPİST, OPORTÜNİST, VİYOLONİST, VE LİBERALİST. Aslında böyle tarife giren kelimeler Türkçe’mizde yaklaşık 221 adettir. Bu kelimeler bir yabancı dilden dilimize dahil edilmiştir. 

Bu yetenek isteyen tariflerde tanımlanan işleri yapan insanlarda eğitim veya diploma aranmaz. Kendilerini bu işi yapan kişiler olarak tanıtırlar. Bu işi yapan insanlarda diploma aranmaz. Hatta mülakat bile yapılmaz. Zaten arasanız da, size gösterecekleri imzalı bir kağıt parçası olması, olası değildir. Ancak kendilerini o konuda söz sahibi olduklarını zannederler, ve ekranlar çıkıp ‘BEN EKONOMİST’İMÜLKENİN SORUMLUSU BENİM, BEN’ diyerek, ülkemi dünyanın sayılı rekor enflasyonuna sahip ülkelerin önünde  olmasına neden olurken bile, toplum ‘NERDE SENİN DİPLOMAN‘ diye soramadı. Çünkü böyle işlerde koşturan , vatandaşın ömrünü tüketen insanların diploması sorulmaz diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Ne kadar enteresan bir ek. Hayranım konuştuğumuz dilimize, Türkçe diye bir dilimiz vardı seneler önce. Zaman içinde bir çok dillerden etkilendiğini hepimiz yaşadık. Bir de Atatürk ün emri ile kurulan Türk Dil  Kurumu adlı önemli bir kurum vardı, ülkemizde. Bu kuruma Genel Sekreter olarak  hizmet etmiş çok önemli insanların başında AGOP MARTAYAN gelir. Daha sonraları AGOP bey, 1934 yılında soyadı kanunu çıkınca Atatürk’ün  kendisine teklif ettiği DİLAÇAR soyadını almıştır.  - karamanoglu mehmet bey

Yorumlar

  1. Fırat Tahir Yılmaz avatarı
    Fırat Tahir Yılmaz

    Bu Ülkede Türk Alevi milleti yaşadıkça, ne Türkcemiz ölür, nede Türk kültürü, geleneği, göreneği kaybolur.

    Aleviler bu konuda çok hassaz, çocuklarının öğrenimine çok dikkat ediyorlar, önce Türkçe ve Türk kültürüne (muzik, sanat vs)büyük saygı.

    Bu aydın ve hoş görülü, Atatürkçü, Türklüğe sahip çıkan insanları bu ülkede, islam dini altında yaktılar, arap, islam yobazları, Türk postuna sarılarak.

    2) Ben diplomasız Ekonomistim, diye Türk televizyonunda böğüren , kabadayı yobaz kişi sadece bu işi Türkiyede yapar. Başka ülkede biri çıkıpta sağda ,solda ben Ekonomistim diye böğürse alıp tımarhaneye sokarlar.

    Türkiye de ben Ekonomistim diye bağıranın gözlerinde $$ bu işaretler vardı.
    Artık öldüğünde diplomasını inşallah mezarına koyarlarda, gittiği yerde, belki lağzım olur.

  2. mahmut demirkol avatarı
    mahmut demirkol

    aleviler türk kültürünü yaşatırda diğer türkler kültürümüzü öldürürmü?.Türk milleti müslümandır.müslüman milletimiz dilini dinini vatanını bayrağını sever ve korur..pkk olan veya destek olan türk de değildir müslümanda…alnı bir defa dahi secdeye değmemişse müslümanda türk de değildir..milli ve manevi değerlerimze bağlı olanlara selam olsun

  3. Ibrahim Aktaş avatarı
    Ibrahim Aktaş

    Mahmut bey,

    alevi cemaatı’ da sizin gibi müslümandır.

    Tabii hakiki Türk, dini ön planda tutmaz ( din kişiye özel bir konudur, sizinle ve Tanrı arasında, başkasını ilgilendirmez)

    Türkü Türk yapan nedir?

    Dürüstlük, şerefli, onurlu, çalışkan, yardım sever, kul hakkı yemez, ağzına kötü sözler almaz, kimsenin, karısına, çoluğuna, çocuğuna yan gözle bakmaz.Doğayı, hayvanları korur.
    Türklük, Tanrının yarattığı iyi insandir, Türk merhametlidir.
    Komşusu aç yatarken, Türk tok karınla yatmaz, Türk paylaşır. Türk fesatlık, dedikodu bilmez..!
    Manevi değerlerdir.

    Milli değerimiz ise, milli bayramlarımızda birlik beraberliktir. Örneğin 19 Mayıs, 23 Nisan, Cumhuriyet bayramı vs.
    Vatanı , bayrağı ve Mehmetciği korumaktır milli değer.

  4. Buket Karadağ avatarı
    Buket Karadağ

    terbiyesiz namaz kılmıyorsam türklüğümü sorgulamak sana mı düşer? Kaç yıldır namaz kılıyor türkler de, türk milleti müslümandır buyuruyorsun!

  5. Caner avatarı
    Caner

    Buket hanım çok haklısınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir