İran bu amaçla casuslarını ülkemize yerleştirdi

İran bu amaçla casuslarını ülkemize yerleştirdi

İran’da yetişen casus ve terörist militanlar hakkında konuşmak için biraz daha erkene bakmanız gerekiyor. Bu ülkede bir timsah İslam cumhuriyeti kurulduğunda, devrim yapanların çoğu Filistin ve Suriye’de terör eğitimi almış ve eğitilmiş insanlardı.

Güney Azerbaycan Ulusal Uyanış Hareketi (GAMOH) başkan yardımcısı ve İran uzmanı Eliar Türkar, Axar.az’e verdiği demeçte, devrimden sonra yeni kurulan rejimin ideolojisini başta Azerbaycan olmak üzere bölge ülkelerine yaymayı amaçladığını söyledi:

“Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığından sonra İran, Irak savaşından yeni çıktı ve dünyadaki bazı ülkeler bunu destekledi. “İslam Devrimi”nin düşüncelerini komşu ülkelere yaymasını istediler. İran’a boyun eğerek bu devletleri kendileri gibi olmaya zorlamalıdırlar. Bu nedenle, Güney’de Azerbaycan vatandaşlarını ve bazı zayıf iradeli kardeşlerimizi yakalamak ve onlara profesyonel casusluk yapmak için geçmiş deneyimlerinden yararlandılar. İstedikleri Fars kültürüne bağlı insanlar yetiştirmek ve Azerbaycan’a sızıp gereğini beklemekti. Bu yüzden Sabah Kanalı’nı bile yarattılar. Bu televizyon Azerbaycan aleyhine ciddi propaganda yapıyor” dedi.

Uzman, rejim ideolojisini daha rahat yaymak için İran’da Cameatul Mustafa ve Cameatul Mehdi adlı iki üniversitenin de kurulduğunu söyledi:

“İran’dan öğrenci kabul etmediler. Sadece Türkiye ve Azerbaycan’dan öğrenci aldılar. Amaç, iyi eğitimli bir kadro değil, casuslar ve militanlar yetiştirmekti. Örneğin, İran’a giden öğrencilerin çoğunun bu üniversitelerde okuduğunu ve daha sonra Azerbaycan’a casus olarak yerleştirildiğini düşünün. Son 20 yılda yoğun bir şekilde finanse edildiler. Tabii ki, Azerbaycan hükümeti ve güvenlik kurumları bunu not etti.”

Eliar Turkar, İran’ın Azerbaycan’a yönelik planının din kisvesi altında yapıldığına dikkat çekti:

“Hamaney’in temsilcisi olarak sunulan Ateş Nejad aracılığıyla Azerbaycan’da daha fazla oturdular. Din kisvesi altında, camiler devlet başkanına ve hükümet üyelerine karşı çıktı. Kodlar “çellist”, “Batılı”, “İslami” ve “Müslüman” idi ve okuma yazma bilmeyen insanları etraflarında topladılar. Bazı insanlar onlar için kendilerini öldürmeye bile hazırdı.”

Uzmana göre, İran’ın iç yüzü İkinci İç Savaş’tan sonra çoktan açıldı ve Tahran’ın Azerbaycan’a karşı düşmanca tutumu şüphesiz yadsınamaz.

Avar.az -Bakü /TURKISHNEWS- ABDULLAH TÜRER YENER


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir