Rusya’ya Ukrayna ile savaş nedeni ile birçok yaptırım uygulandı. Ancak bugüne kadar uygulanan yaptırımlar Rusya’ya geri adım attırmadı. Üstelik “ Bu yaptırımlar vız gelir tırıst gider” bile dedirtti.
Rusya’da doğalgaz ve petrol var. Finans, savunma, lojistik, hava savunması ülkeyi güçlü hale getiriyor. Özetle, Rusya sağlam bir yapıya sahip. Dünyanın en çok yaptırım uygulanan ülkesi olmasına rağmen ortada hiçbir şey olmamış gibi bir durum var. Batılı uzmanlar bile şaşkınlık içinde.
Batılı ülkeler, 24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna savaşının ardından Rusya’nın ekonomisi ve uluslararası ticaretine yönelik modern tarihin en kapsamlı yaptırımlarını uygulamaya başladı.
Rus ekonomisinin temelini oluşturan enerji, finans, savunma sanayisi, lojistik ve havacılık gibi sektörlerin hedef alındığı yaptırımlar, 2. Dünya Savaşı’nın ardından hızla büyüyen Rusya ile Avrupa arasındaki ticarete de darbe vurdu. Yaptırımlar kapsamında Rusya Merkez Bankası ve önemli Rus bankalarına ait 300 milyar dolardan fazla varlık Batılı ülkelerce dondurulurken, Rusya’ya yedek parça ve teknolojik ürünler gibi önemli ürünlerin ihracatında sert kısıtlamalar getirildi.
Batılı yetkililere ve çok sayıda uzmana göre ekonomik anlamda bir çöküş yaşaması beklenen Rus ekonomisi ise beklentilerin aksine, bazı aksaklıklara rağmen 2023’te Avrupa ve ABD’yi geride bırakarak yüzde 3.6 büyüme gerçekleştirdi.
Avrupa ve ABD’den doğrudan ithalatı önemli oranda düşen Rusya, bu alanda yaşadığı eksikliği kapatmak için başta Asya ve Orta Doğu’dan olmak üzere yeni tedarikçiler bulurken, ihracatının bel kemiğini oluşturan petrol ve doğal gazda ise Hindistan gibi yeni pazarlar keşfetti.
Yaptırımları takip eden Castellum.AI platformu verilerine göre, Batılı ülkelerin Rusya’daki birey ve kuruluşlara toplam yaptırım sayısı Ukrayna savaşının başlamasından bu yana, 5 Nisan itibarıyla 18 bini geçti. ABD, toplam 4 bin yaptırımla Rusya’ya en çok yaptırım uygulayan ülke oldu.
Yaptırımların somut etkisinin gözlenebildiği otomobil piyasasında savaş öncesinde en çok satılan yabancı araç markaları Toyota, Mercedes, Volkswagen, Audi’nin yerini Çin markaları olan Haval, Geely ve Chery aldı. Rusya’da 2023’te 119 bin Chery marka araç satılırken, 112 bin Haval, 94 bin Geely, 48 bin Changan, 42 bin 100 Exeed ve 42 bin OMODA satışı gerçekleşti. Böylece belli başlı Çin markalarının satışı 467 bini aştı.
Rusya ile Çin, aralarındaki ticarette Yuan ve rublenin payını yüzde 90’a kadar çıkarmayı başarırken, Hindistan’la yürütülen ticarette benzer bir eğilimin yaşandığı görülüyor. Ancak ikincil yaptırımların söz konusu para birimlerini de tehdit etmesi bankacılık alanında yaşanan sorunların tam anlamıyla çözülmesine yardımcı olmuyor.
Yaptırım risklerini azaltmanın en önemli yollarından birisi olarak görünen milli para birimleriyle ticaret konusu Rusya’nın gündeminde giderek daha fazla yer alıyor. Rusya Merkez Bankası verilerine göre, ülkenin Avrupa’yla ticaretinde rublenin payı geçen 2022’ye göre yüzde 43.6’dan yüzde 49’a çıkarken, Asya ile ticaretinde yüzde 20.5’ten yüzde 24’e, Afrika’yla ticaretinde ise yüzde 21.9’dan yüzde 48.1’e yükseldi. Söz konusu dönemde, Rusya’nın toplam ihracatında ise dolar ve avronun payı yüzde 86.9’dan yüzde 26.7’ye gerilerken, rublenin payı yüzde 12.2’den yüzde 36.1’e, “dost ülke” para birimlerinin payı ise yüzde 0.9’dan yüzde 37.2’ye çıktı. Rusya Maliye Bakanlığı verilerine göre, ülke rezervlerinde doların payı 2021’de, sterlin ve Japon para birimi yenin payı 2022’de, Euro’nun payı ise 2023 sonu itibarıyla sıfırlanmıştı.
Yeni koşullara uyum sürecini devam ettiren Rusya’da hükümetin en çok başını ağrıtan konuların başında bankacılık sektöründe ve uluslararası ödemelerde yaşanan sorunlar geliyor. Batılı ülkeler, savaşın ilk günlerinde uygulamaya başlanan yaptırımlarda ‘nükleer seçenek’ şeklinde değerlendirilen, Rus bankalarının SWIFT mali mesajlaşma sisteminden çıkarılması kararını almıştı.
Son dönemde Çin’in önde gelen bankaları, ikincil yaptırımlar endişesiyle Rusya ile ödemelere kısıtlamalar getirirken, benzer süreçler Hindistan, Birleşik Arap Emirliklileri ile de yaşanıyor. Rusya’nın SWIFT’in alternatifi olarak geliştirdiği SPFS’yi (Mali Mesajlaşma Sistemi) kullanımı artarken, sistemin uluslararası alanda henüz tam anlamıyla kabul görmemesi nedeniyle bankacılık sistemindeki sorunları aşmak için yetkililerin çözüm arayışları sürüyor.