Başından söyleyelim: Van ile ilgili gelişmeler bir tezgahtı. TC Anayasasını değiştirmek ve TC devletini yıkmak için kurgulanmış bir tezgahtı.
Nedenmi?
Şundan,
Aday olma yetisi olmadığını aday olan tescilli PKK’lı bir kişi olan Zeydan ( ve PKK ( DEM) ) ve il seçim kurulu, YSK, İçişleri Bakanlığı tabiki biliyordu.
Peki neden bu PKK’lı Van’da Belediye Başkanlığına aday oldu ve buna neden önceden ses çıkarılmadı seçim sonuçlarına kadar derseniz?
Olayların böyle gelişmesi istendi çünkü.
Çünkü bu planlı bir olaydı.
Bunun planlı olduğu, PKK’nın sokak hareketlerinden de belliydi.
TC Anayasasında sorun var değiştirilmeli diye PKK ile birlikte TC’ne karşı hazırlanan bu ahlaksız tezgahın önceden kurulduğunu, bunu kuranların PKKlıları alel acele alana sürmesinden ve olayların değişik şehirlere yayılmasından, CHP ve TİP gibi tezgaha doğrudan destek olan partilerin söylem ve eylemlerinden ve YSK tarafından verilen son sonuçtanda anlayabilirsiniz.
Yani önce PKK Van’da kurulan tezgaha uygun hareket ederek sokaklarda devlete ve millete karşı eylem koydu. Hakkımız yenildi propagandasını yaptı.
Seçmenin kendilerine neden oy verdiğini anlamayan CHP, TİP vs de hemen bu tezgahta yerini aldı. İş kısa sürede “Kürt haklarına” kadar vardırıldı.
Tezgaha uygun olarak iktidar tarafından her zaman emirlere amade YSK ‘ya da, bu konuda tezgah gereği PKK’ya etkili bir taviz verilmesi istendi.
Ve bu sayedede bilindik sonuç elde edildi.
Kamuoyunda da yaaa kazanmış kişide madur edildi gibi algı yaratıldı. Saf bir çok insanda bu tezgahı yapanların psikolojik savaş taktiğini yedi, inandı ve etkilendi.
Bunu , bu hak yendi” iklimin oluşturulması için bu psikolojik harpte AKP’nin hemen taviz vermesinden ve CHP’nin de alel acele “paşalılarını toplayarak” Van’a koşup PKK ile dayanışmaya girmesinden de görebilirsiniz .
Hala Van’da nemi oldumu diyorsunuz? Ne olduğunu hala anlamadınızmı?
Tekrar söylüyorum olan biten bildiğiniz gibi: YSK emrinize amadeyim diye diye Anayasa ve yasaya aykırı bir biçimde aday yetisi olmayan sözde “seçilmiş” PKK’lı kişiye mazbata verdi.
Anayasa ve yasalar hiçe sayıldı.
Türkiye o gün Anayasa ile değil tezgahtaki PKK’nın , AKP’nin ve CHP’nin “isteğine” göre bu konuda YSK tarafından alınan yasadışı bir kararla yönetildi. Ve bu yapılanla ortak olarak güya TC devletine bir ders verildi.
Bu alınan karar ve partilerin tutumları ve amaçları ise açıktanda görülüyorki, TC devletini, son sıralarda bu çevreler tarafından dillendirilen Anayasa değişikliğine sürüklemek ve bu anlamda da PKK’ya taviz vererek, devleti küçük düşürmektir. Yıkılmasına yol döşemek ve açmaktır. PKK’nın ve kendi patronları olan ABD’yi BOP planı çerçevesinde memnun etmektir.
Zaten bugün, AKP, bugünkü CHP ve kısmen MHP’nin tutumlarına bakarsak bu partilerin TC Devleti ve Milleti ile problemleri olduğunun çok belli olduğunu görürsünüz.
Yoksa bu durumu kabul etmezlerdi, Anayasa ve yasaları savunurlardı. Tezgaha girmezlerdi bu partiler .
Peki bunu neden böyle yaptılar, yaptılar çünkü partiler tarafından tehdit altındaki TC Anayasasını Mecliste değiştirmek için kendi meyillerini ve amaçlarını kamuoyunda kabul ettirmek için gerekli oyu sağlamaları gerekiyordu. Bu olmaz ise, ABD’de hazırlanan ve yıllarca kamuoyunda da aşikar olan plan BOP’un başka türlü gerçekleşme şansı yoktu.
Bunun için kamuoyunuda, kendilerince, “sorun ve sorunlar” Anayasadan ve TC kuruluş yapısından kaynaklanıyor iklimi oluşturmaları ve kamuoyunu YSK’nın verdiği kararın sonucuna razı etmeleri gerekiyordu.
TC’nin siyasi ve ideolojik yapısını değiştirmeleri için böyle bir iklim bu tezgah için gerekliydi. Ve bu iğrenç tezgah şimdilik kamuoyuna yutturuldu. Şimdilik bu böyle gözüküyor.
Bunu yapabilmek için de, ABD’de hazırlanan bun planın, Meclisteki PKK oylarınada ve Van’daki vaziyeti kendilerince mağdurluk olarak gösterip kürtler eziliyor, hakları yeniliyor “sorun TC yapısında” , “Anayasasında” propagandalarınada, CHP oylarınada bu tezgahı güya meşrulaştırmak için ihtiyaçları vardı.
Zaten AKP’li Meclis Başkanı sıfatıyla Numan Kurtulmuş’da bu meşhur BOP tezgahın bu parçasının sözcülüğünü yaparak, sorunun “Anayasadan kaynaklı” olduğunu tezgahın bir mikrofonu olarak, olaylardaki gerçek planı ve gerçek istemi, kamuoyuna yansıyan şekliyle geçen günkü konuşmasında da açığa vurmuştu.
Bunu her aklı başındaki analizci böyle okur.
Bu durum gerçekten de artık barizce de böyledir. Olan olaylar bunun böyle olduğunu bas bas bağırmaktadır.
Puzl oyunundaki gibi bu olaydaki parçaları bir bir birleştirirseniz, TC’ne ve Türk Milletine karşı yapılan bu iğrenç yıkım tezgahının ne olduğunu hemen anlarsınız.
Bu iğrenç BOP tezgahına karşı çıkmamak ise bundan sonra anlayamanlar için bu; bu günlük aymazlık, aptallık, ahmaklık, akılsızlık , anlayıp korkudan seyredenler için ahlaksızlık sorumsuzluk, dilsiz şeytanlık, onursuzluk, anlayanlar için ise TC düşmanlığı, şerefsizlik ve hainlik olarak kabul edilmelidir.
Ey Millet durum aynen böyledir.
Peki buna karşı ne tapılması lazım?
Bu durumda yapılacak olan kendini Türk addeden; kişi, dernek, vakıf, platform ve hareketletin sine-i millete dönmesi ve Türk Milletini bu düşmanlığa karşı mücadele için organize etmesi gerekir. Bunun için ivedilikle Türk Millet ve Devletini Anayasal Olarak Savunma, Kollama ve Koruma Komisyonu ve fiili bir hareket oluşturulmalıdır. Gerektiğinde ise bu komisyon milleti Anayasadan kaynaklanan bir direniş hakkı olarak fiili bir direnişe göre örgütlemelidir. Türk Milleti devleti ve milleti için direneceğini 4 gün önce seçimde partiler dışında hareket edip bir cerrah gibi seçime müdahale ederek gösterdi.
Türk Milleti bu konuda hazır olduğunu 4 gün önce AKP ve MHP yi cezalandırarak verdi.
Şimdi baş tutma ve örgütlü hareket etmek zamanı hasıl olmuştur.
Bunun için şartlar uygundur.
Vakit tamamdır!
Ey Türk Milleti gel bu iğrenç BOP tezgahını boz.
Örgütlen ve çılgınlaş.
Çılgın Türkler ol.
Bu tezgahı , bunu yapanların başına geçir ve bu tezgahçıları Türkiye Cumhuriyeti topraklarından ebediyen kırıntılarına kadar tasfiye et.
Sefa Yürükel