Turizmde yenilenme var. Yapay zeka ve gelişmiş en son teknolojiler artık turizmin her dalında kullanılıyor. Kusursuz konaklama da bunun içine giriyor. Konaklamada devrim yaratacak en iyi teknoloji kullanılacak. Sektör, tüm bu yeniliklere hazırlanıyor.
İşte EHL Hospitality Business School’a göre 2024 yılında konaklama sektöründe öne çıkan trendler…* EHL Hospitality Business Schoolkonaklama trendleri
İsviçre merkezli konaklama yönetimi okulu EHL (Ecole hôtelière de Lausanne) Hospitality Business School, 2024 yılında sektörde öne çıkan trendleri derledi.
İşte EHL Hospitality Business School’a göre “Konaklama sektöründe en son trentler neler?” sorusunun yanıtları:
Pandemi sonrası ve özellikle son iki yılda, turizm ve konaklama sektörünün en büyük sorunu müşteri çekmek değil, kalifiyeli personeli bulmak ve bu personeli elde tutmak oldu.
Bu sorunu çözmek için birçok otel grubu istihdam ve çalışma koşulları bakımından iyileştirmeler yapmaya başladı.
Bu durum Dünya genelinde çalışanlara, özellikle de sektöre yeni giriş yapacaklara önemli avantaj ve fırsatlar sunabilir. Sektöre yeni giriş yapacak olanların, daha iyi çalışma koşulları ve maaşlar konusunda pazarlık yapması için bundan daha iyi bir zaman olamaz.
Günümüzde önde gelen otel zincirleri, “çalışanlarına ücretsiz veya düşük maliyetli konaklama imkanı”, “ücret artışı” ve “yoğun çalışma saatlerinin kısaltılması” olanaklarını sunuyor.
Diğer yandan oteller, personelin motivasyonu ve kariyer süreçlerinde daha hızlı yükselmelerini sağlamak için eğitim programlarına önemli yatırımlar yapmaya başladı.
Çalışma koşulları iyileştirilmiş ve yetenekler bakımından güçlendirilmiş çalışanlar, sadece otel misafirlerinin iyi hissetmelerine, otelin “repeat guest” oranlarını artırmakla sınırlı kalmaz; aynı zamanda diğer çalışanlarla uyumlu, yüksek kaliteli bir iş gücü oluşturulmasına da katkı sağlar.
Chat GPT, teknoloji sahnesinde ilk yılını tamamlarken, istesek de istemesek de yapay zeka ile hızlandırılmış bir dünyaya adım atmış bulunuyoruz. Sektörün bu alanda uyum sağlama hızının acil bir sorun haline geldiği gerçeğiyle karşı karşıyayız…
Peki konaklama sektörünün paydaşları, hangi yapay zeka ürünlerinin sunduğu kolaylıklardan en verimli, en etkili şekilde yararlanabilir?
Temassız hizmet teknolojilerini uygulamaya geçirmek; sadece pandeminin yol açtığı “temassız hizmet sunumuna” geçişle sınırlı olmayıp, konaklama deneyimini yenilikçi gezginlere hitap edecek şekilde yeniden tanımlamakla ilgilidir.
Temassız hizmet teknolojileri, bekleme sürelerini ve fiziksel temas noktalarını azaltarak misafir yolculuğunu kolaylaştırır.
Mobil check-in, dijital anahtarlar, ses veya tablet kontrollü oda otomasyonu, konukların konaklama deneyimi boyunca sorunsuz bir şekilde ilerlemesine olanak tanır. Otel markası CitizenM, son derece başarılı bir kullanıcı deneyimi dostu bir uygulamayla sorunsuz otele giriş ve oda deneyimine öncülük etti.
WhatsApp gibi diğer popüler uygulamalar, otel personelinin konaklamaları boyunca müşteriler ile sürekli iletişim halinde kalmasına, taleplerine anında yanıt vermesine ve böylece kişiye özel hizmetler sunmasına olanak tanıyor.
Buna karşılık temassız hizmet uygulamalarının artışına paralel olarak, konaklama şirketlerinin “veri gizliliği” ve “veri güvenliğine” önem vermesi ve konuk bilgilerini siber tehditlere karşı korumak için sağlam koruma önlemleri alması gerekiyor.
Robotik sistemler (Japonya’daki Henn-na Hotel örneği), kat hizmetlerinin yanı sıra yiyecek ve içecek satış noktaları ile operasyon süreçlerini optimize eder ve verimliliği artırır. Personel gereksinimlerini azaltırken, yöneticilerin sorunlara gerçek zamanlı ve hesap verebilir bir şekilde yanıt vermelerine olanak tanır.
Metalaşmış uygulamaların yoğun olduğu bir dünyada, konuklar giderek daha fazla kişisel tercihlere ve isteklere hitap eden kişiselleştirilmiş deneyimler arıyor.
Konaklama sektöründe hiper kişiselleştirme; her misafir etkileşimini gerçek zamanlı ihtiyaçlarına ve davranışlarına göre uyarlamak için teknoloji tabanlı “mikro segmentasyona” önem verme anlamına geliyor.
Buna göre; otele giriş – çıkış saatlerini, yiyecek ve içecek servisi için saat aralığı uygulamasını kaldırmak, konuğun otele giriş sırasında temassız check-in veya resepsiyonist ile check – in yapma tercihini bilmek, oda sıcaklığını, aydınlatmasını ve sunulan imkanları kişileştirmek, yiyecek ve içecek seçeneklerini kişinin tercihleri doğrultusunda doğru uyarlamak örnekler arasında sayılabilir.
Paris’teki Fauchon L’Hotel’de konular kendi menülerini öneriyor, porsiyon boyutlarını belirleyebiliyor. Otel açısından bakıldığında bu, daha verimli dinamik fiyatlandırma stratejilerine, deneyimler için daha yüksek konuk harcamalarına veya ticari ortaklarla kişiye özel sadakat programlarının uygulanmasına olanak tanır.