KUR’AN’da fizik kanunlarına aykırı; keramet? mucize? kehanet? yok!!!
(İbrahim,1)”Senin okuduğun Kur’an; Rabbinin izniyle, insanları cehaletin karanlığından, gerçeklerin-bilimin aydınlığına çıkaran, dosdoğru yola ileten, yüceler yücesi-güçlü ve bütün övgülere layık Allah tarafından gönderilmiştir. İnsanların yalanlarını ortaya çıkarır, gerçeğe davet eder.”
(Hakka,51)”Ve şüphesiz Kur’an, kesin bilginin tâ kendisidir-açık ve kesin bir gerçektir!”
(En’am,143)”Doğru sözlüler iseniz, Bana bilimsel bir açıklama yapın-bilgi ile cevap verin.”
(Mü’min,7)”Rabbimiz, her şeyi rahmet-sevgi ve ilim-bilgi ile sarıp sarmaladın-kuşatansın.”
(Talak,12)”Allah’ın her şeye gücünün yettiğini, her şey için bir ölçü koyduğunu, her şeyi sonsuz-sınırsız ilmiyle kuşattığını bilesiniz diye O’nun yasaları bütün bu varlıklar üzerinde hükmünü icra etmektedir.”
(TaHa,98)”Allah bilgi yönünden her şeyi kuşatmıştır-Allah’ın bilgisi-ilmi her şeyi kapsar…”
(Ahkaf,4)”Eğer iddianızda haklı iseniz, bana delil olarak Kur’an’dan önce vahyedilmiş-geçmişte gönderdiğimiz kitaplardan delil veya bilimsel bir kanıt-doğruluğu kesin olarak bilinen bilgi kalıntısı getirin!”
KUR’AN; TANRI’nın Kitabı;
yeryüzü, gökyüzü fizik kanunları, astrofizik yasaları da dahil
tüm bilim kollarının da sahibi,
evrenin TEK Yaratıcı, Yöneticisi, ezeli, ebedi TEK hâkiminin Kitabı!!!
KUR’AN’ın orjinali metninde;
evren yasalarına, bilime aykırı
hiçbir şey yok!
TANRI peygamberler de dahil hiçbir insana keramet?, mucize? sergileme, kehanette bulunma yetenek ve yetkisi vermemiştir.
(Âli İmran,7)”Allah, Kur’an’ı indirdi. Kur’an’ın bazı ayetleri muhkem-yasa içeren-kesin anlamlı ayetlerdir. Diğerleri de benzeşen-çok anlamlılardır. Çok anlamlıları bilgi sahibi olmayanlar kavrayamaz. Kalplerinde ve düşüncelerinde kaypaklık-tutarsızlık-kötü niyet olanlar, ortak koşmaya sürüklemek-şüpheye düşürerek fitne çıkarmak-çıkarlarına bir yol bulmak için, bâtıl iddia ve önyargılarını Kur’an’a onaylatmak amacıyla, anlamını rahatça çarpıtabileceklerini düşündükleri müteşabih-benzeşen ayetlerin peşine düşerler-bile bile yanlış anlamlandırırlar. Oysa onların uygun anlamlarını bilgide uzman olanlar bilir-ayetler arası bağlantıyı, bilim adamları yapabilir.”
*Yani, müteşabih-benzeşen-çok anlamlı ayetlerde; ‘bilimsel araştırma, inceleme, bilgide uzmanlaşma gerekir’ ve gerçek anlamın zamana yayılmış olabileceği düşünülmelidir.
Uzun mitolojik hikayelerle,
yalan ve iftiralarla süsleyerek; müteşabih ayet içinde yer alan KUR’AN’ın vermek istediği esas ‘evrensel UYARI’yı da gizliyorlar!
Olayları, peygamber mucizesi gibi gösterip; insan peygamberleri kerametlerle?! ilahlaştırıp
TANRI’ya ortak ediyorlar!
Amaç da bu olsa gerek!!
Yedek ilahların kapısını açmak!
Yasak olan elma?
İbrahim peygamberin oğlunu
kurban etme ve gökten koç inmesi?
Musa peygamberin denizi yarması? İsa peygamberin ölüleri diriltmesi? Muhammed peygamberin göğe uçurulması gibi?, …….
doğaüstü, mucize-kerametler;
Allah’ın sünnetine-doğanın
tüm yasalarına-fizik kanunlarına
aykırı olaylar! Bunların hiçbiri,
KUR’AN’ın orjinal metninde yok!
Asırlardır hafızalara kazınmış ‘Adem, Havva? hikayesi; yasak elma’ ile başlayalım! ‘Havva’ adı KUR’AN’da hiç geçmiyor; yasak meyve elma değil, meyve hiç değil!?
Aslında ağaç! İşte Ayeti!
(A’raf,19-21)”Ey Âdem-bilgilenmiş, Vahiy almış insan! Sen ve eşin cennette-bahçede dilediğiniz gibi yaşayın ve istediğiniz her şeyden yiyin-ancak sınırsız özgürlüğe sahip olmadığınızı unutmayın ve girift, çekişmenin kaynağı olan şu ağaca yaklaşmayın; malın-mülkün, paranın-pulun tutkunu olmayın. Derken İblis, gizli kalan çirkinliklerini kendilerine göstermek için, vesvese verdi-kötülük, şımarıklık, azgınlık, kıskançlık duygularını kabarttı. Onlara dedi ki, ‘Rabbiniz size bu ağacı-girift olanı; sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı! Elbette ben, size öğüt verenlerdenim.’ diye yemin de etti-kanıtlar ileri sürdü.”
**Hakkı Yılmaz: ” ‘Şecer [ağaç]’; ‘altın, mal, mülk’ anlamında ve ‘karışık, karmaşık; girift’ demek;
ağacın dallarının, yapraklarının iç içe geçmiş, karışık, karmaşık olması.”
(Bakara,35)”Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin ve özgürce yaşayın. Ama şu ağaca-girift şeye yaklaşmayın; mal-altın-gümüş tutkunu olmayın. Dikkat edin. Yoksa kendinize yazık etmiş olursunuz.”
İsa peygamberin, beşikte konuşması?, gelecekten haber vermesi?, ölüleri diriltmesi?
Aslında ne? İşte Ayeti!
(Âli İmran,45,46,48,49)”Bir zaman haberci ayetler, ‘Ey Meryem! Allah seni, Kendisinden bir kelimeyle müjdeliyor. Onun adı, Meryem oğlu İsa Mesih’tir. Dünya ve âhirette saygındır. Ve o, yaklaştırılanlardan ve sâlihlerdendir. YÜKSEK MEVKİDE bulunarak ve YETİŞKİN BİRİ olarak insanlarla konuşacaktır. Ve Allah, ona kitabı, haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri ve Tevrat ile İncil’i öğretecek. Ve onu İsrailoğullarına, ‘Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir alâmet-gösterge ile geldim; şüphesiz ben, sizin için, çamurdan; kilden; seramikten kuş şekli gibi bir şey; ‘BUHURDAN(tütsülük)’ tasarlarım. Sonra onun içine ÜFLERİM; aerosol oluştururum da Allah’ın izniyle HASTALIK YAPAN ŞEYLER kuş oluverir-UÇAR gider. Ben, sonradan oluşan körlüğü, yılan, akrep zehirlenmesini-bağ, bahçe ve tarlalardaki zararlı bitkileri Allah’ın izniyle-bilgisiyle giderir ve SOSYAL ÖLÜLERİ Allah’ın izniyle DİRİLTİRİM. Yiyeceklerinizi ve evlerinizde ZAHİRE yapacaklarınızı; biriktirip sonra YİYECEKLERİNİZİ size haber veririm.”
İbrahim peygamberin
yanan alevli ateşe atılması?
Aslında ne? İşte Ayeti!
(Ankebut,24)”İbrahim’in toplumunun cevabı, yalnızca, ‘onu öldürün veya yandırın-ileri derecede SIKINTIya sokun’ demeleri oldu. Sonra Allah onu ateşten-sıkıntıdan-içine düştüğü sert, çetin, ateşli mücadeleden kurtardı.”
İbrahim peygamber oğlunu,
‘kurban etmesin’ diye
gökten koç inmesi?
Aslında ne? İşte Ayeti!
(Saffat,102,103)”Çocuk babası ile birlikte iş tutacak-gezip dolaşma çağına gelince, İbrahim, ‘Oğlum! Bu, uyunan; sakin, ilgisiz, duyarsız; yerde, seni yapayalnız bırakmam, senden ayrılmam gerektiğini görüyorum. Sen bu duruma ne dersin, ne düşünürsün?’ dedi. Oğlu, ‘Babacığım! Sen emrolunacağın şeyi yap! İnşallah beni, sen yokken başıma gelecek tüm sıkıntılara, mağduriyetlere-güçlüklere karşı dirençli-sabredenlerden bulacaksın’ dedi. Sonunda o ikisi (ilâhi buyruğa) teslim oldu-ikisi de anlaştılar ve İbrahim, oğlununu alnı üzere yatırdı-yüzüstü bıraktı, mağdur etti, YAPAYALNIZ BIRAKIP GİTTİ.”
Kevser suresi; ‘kurban kes’ değil!
(Kevser,1,2)”Şüphesiz Biz sana her türlü iyiliğin, güzelliğin ve bereketin; nimetlerinin kaynağı olan bu Kur’an’ı vahyetmekle, insanoğlunun sahip olabileceği en büyük nimeti, Kevseri verdik. Öyleyse Rabbin için salât et [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek ol; toplumu aydınlatmaya çalış]-mücadelene devam et ve kendini kurban edercesine karşılaşacağın zorlukları göğüsle!”
Musa peygamberin denizi yarması?
Aslı; Musa peygamberin yaptığı barajların kapaklarını açmasıyla
bol su oluşması! İşte Ayetleri!
(Şuara,63-66)”Musa’ya, ‘Vur birikimini o bol suya-nehire!’ diye vahyettik. Sonra o bol su-nehir yarıldı, BARAJLAR yapıldı.
Her bir parça baraj, ulular ulusu dağ gibi oluverdi. Firavun ve askerlerini yaklaştırdık. Musa ve beraberinde hepsini kurtardık, firavun ve askerlerini suda boğduk.”
Firavunun, el ayak çapraz kesmesi, oğulları öldürmesi?!
(A’raf,124,127)”Firavun dedi ki, ‘Kesinlikle sözleşmelerden; taahhütlerden ilişkinizi keseceğim, sonra da hepinizi kesinlikle rahat ortamdan; kentteki işinizden, memuriyetinizden çıkarıp hurma tarlalarında tarım işçiliği yaptıracağım; taş ocaklarında çalıştıracağım; zorlu işlerde çalıştırarak yağınızı çıkaracağım; iliğinizi sömüreceğim.’
‘Onların oğullarını öldüreceğiz; eğitimsiz, öğretimsiz bırakıp niteliksiz bir kitle oluşturarak güçsüzleştireceğiz.’ ”
KUR’AN için, ‘eskilerin masalları’ diyerek küçümseyenler;
bakın!, bugünün firavunları da aynı!
[(Kasas,4;Firavun ülkede, güç ve saltanatla şımarıp halkını bölüp birbirine düşürmüş, kimine mevki makam paye vererek zenginliklere boğmuş, kimini köleleştirmişti.]
KUR’AN’ın birlikte andığı; karun, firavun, haman üçlüsü; bugünün ülke yöneten siyasi lideri, askeri ya da din adamı, maddi güç zengini!
[(Ankebut,39;Kibirlenip-büyüklük taslayan ülkede bozgunculuk yapan Karun, Firavun, Haman.]
Muhammed peygamberin göklere, ata bindirilip uçurulması??!
Vahyin inişi olan bu, BİR AYET;
uydurma miraç?! mitolojik hikayesi, sayfalar dolusu!
(İsra,1)”Tüm noksanlıklardan arınmış, yüceler yücesi Allah, ayetlerini göstermek-elçiliğini ve Vahyini bildirmek için, bir gece kulu Muhammed’i, mübarek kıldığı Mescidi Haram’ın, EN UZAK kenarındaki mescide YÜRÜTTÜ.”
*(Erhan Aktaş: “Aksa sözcüğü, uzak, dışında, öbür ucunda, kenarında anlamına gelmektedir. Mescid-i Aksa, şehrin dışındaki, öbür ucundaki mescid demektir.”
İsmail Yakıt: “Mescid-i Aksâ, ‘en uzak mescid’ demektir. Kudüs olamaz. Orada mescid yoktu.”)
(Enbiya,10)”İçinde sizin için öğüt olan Kur’an indirdik, hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?
(Hud,1,2)”Kur’an, insanlara kulluk edilmesin-Allah’tan başkasına kul olunmasın-sadece Allah’a kulluk edilsin-şirk koşulmasın diye ilkelerle bozulması engellenmiş-en iyi yasa koyan-her şeyin iç yüzüne-gizli taraflarına muhteşem bilgi ağı ile hâkim olan Allah tarafından ayetleri muhkem;
hükmü kesin ve net kılınmış
sonra da detaylı-ayrıntılı açıklanmış-sağlamalı Kitaptır.”
(En’am,90)”Kur’an, tüm insanlığa sunulmuş bir öğütten başka bir şey değildir-bütün toplumlara sadece bir uyarı ve öğüttür-çağrıdır.”
(Fussilet,52)”Ya bu Kur’an Allah’tan idiyse ve siz de onu yalanlamış iseniz-inanmamışsanız?”
(Ahkaf,10)”Hiç düşündünüz mü, ya Kur’an Allah katından ise ve siz de ona karşı çıkmışsanız, büyüklük taslayıp-kibirlenip ondan yüz çevirmişseniz-bilerek reddetmişseniz, haliniz ne olacak?”
(Kalem,52)”Önyargılardan arınmış tarafsız bir gözle Kur’an incelense, tüm insanlığı kucaklayan bir öğütten başka bir şey değildir.”
(Yusuf,104)”Sadece hatırlatmadan başka bir şey olmayan Kur’an, bütün insanlığa sunulan bir uyarı, bir öğüttür ancak.”
(Müddessir,54,55)”Kesinlikle bu Kur’an tüm insanlığı uyaran bir öğüttür-hatırlatmadır.Dileyen, isteyen herkes ondan öğüt alır.”
KUR’AN Türkçe çeviri kaynaklar;
istekuran.net-Hakkı Yılmaz
kuranmeali.com sitesi;
Mahmut Kısa
Mehmet Çakır
Mehmet Çoban
Mustafa Çavdar
Ve, Mustafa Sağ
Bir yanıt yazın