3 Bölüm; (1)
(Hac,78)”Vahiy Ile bağlantıyı kesmeyin ve onunla temizlenin, Allah’a sımsıkı sarılın-bağlanın. Sizin mevlanız-koruyucunuz Allah’tır. Allah, ne güzel Mevla-koruyucu ve ne güzel yardımcıdır!”
(En’am,12)”O Allah ki Kendisine merhametli olmayı zorunlu kıldı-O, sevgiyi-rahmeti-affetmeyi kendisine ilke edinmiştir.”
(Fâtır,5-Lokman,33)”Sakın kandırıcıların, sizi Allah adına aldatmalarına kanmayın-sakın o çok aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın!”
Asırlardır Allah yakar, taş eder, cehenneme atar korku kültürünü insanlığa dayatan din satıcıları
bu konuda çok başarılılar,
haklarını teslim etmek gerek!
Bu korku içinde yetiştirilenlerden
biri olarak; KUR’AN’ı araştırdıkça
bu söylemlerin, çok ama çok zalim olan ve din’i saltanatı, çıkarı için kullananların YALANları olduğunu öğrendim. KUR’AN’ı anlayarak okudukça Ayetlerden;
hep de ‘Allah, Kur’an, din’ diyenler
tarafından aldatıldığımı anladım!
Din tacirleri, ‘ateş?, cehennem?’ yalanlarıyla korku salarak din’i, Allah’ı sorgulan(a)maz hale getiriyor, üstüne bir de Kur’an’ı anlaşılmasın diye Arapça okutunca;
kendi din satış alanları boşalmış,
işleri iyice, çok kolaylaşmış oluyor!
Evet, cehennem de, ateş de var;
ama, esas bu satıcı zalimler için.
Üstelik ateşleri de kendilerinden!
(Tahrim,7)”Ey gerçekleri örtbas eden kâfirler! (Dünyada) sadece yaptıklarınızın-ne yapmışsanız onun karşılığını göreceksiniz.”
(Hac,10)”Bu işlediğin suçların bir karşılığıdır-yaptıklarından dolayıdır. Allah’ın asla haksızlık edip zulmetme ihtimali yoktur.”
(Yunus,44)”Allah, insanlara hiçbir şekil ve yolla-asla haksızlık yapıp zulmetmez.”
Kullarına kadın-erkek asla zulmetmeyeceğini söyleyen Yüce Yaratıcı’nın bu Sözünün doğruluğunun bilincinde;
zalimlerin tüm zulümlerinin faturasını Allah’a havale ederek YALANları ve Allah’a İFTİRAları önüne geçmek lâzım;
gerekli, şart ve elzem!
(Nahl,116)”Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak-yalan yanlış konuşarak, gelişi güzel, ‘Şu helaldir, şu haramdır’ demeyin; aksi halde uydurduğunuz yalanı Allah’a iftira etmiş olursunuz.’ ”
(Hac,30)”Yalan söz söylemekten kaçının-sakının.”
KUR’AN’ı, bireysel özgürlüğüm içinde araştırdıkça gördüm ki meğerse KUR’AN;
müthiş hatırlatıcı öğütleriyle,
esas din satıcı zalimlere,
zalimlerin yalan ve iftiralarına
karşı uyarılarla doluymuş.
KUR’AN; inanç özgürlüğünün korunma kalkanı-teminatı-garantisi,
ALLAH-TANRI ile ilgili
tek gerçek, doğru
BİLGİ kaynağıymış!
ALLAH-TANRI hakkında tüm iftiralar, yalanlar, yanlış bilgiler;
ancak, sadece, yalnızca
KUR’AN ile temizleniyor;
GERÇEK, doğru olan
sadece, yalnızca, ancak
KUR’AN ile ortaya çıkıyor!
KUR’AN’da;
ALLAH-TANRI tanıtan
ALLAH-TANRI Sözleri, Ayetler!
(Alak,3-5)”Rabbin büyük lütuf-ikram sahibidir. O insana (bilgiyi) kalemle yazma yeteneği vermiş. Böylece insana bilmediklerini öğretmiştir.”
(Müddessir,56)”Allah dilemiş bu Kur’an’ı indirmiş öğüt alasınız diye. Sorumluluğunu yerine getiren de uyarı için Vahiy indiren de O’dur.”
(Fatiha2-4)”Övgü; evreni yaratan, yöneten yüce Rab, rahmeti sonsuz-merhameti sınırsız-çok seven, çok müşfik olan, yargı-hesap gününün sahibi-hâkimi Allah içindir.”
(Tekvir,29)”Aklınızı başınıza toplayın, alemlerin Rabbi olan Allah size özgürlük vermeseydi, sizler hiçbir şey yapamazdınız.”
(A’la,1-5)”Yüce Rabbinin yasalarına uygun olarak hareket et! O ki tüm mahlûkatı yarattı ve ona yaratılış amacını gerçekleştirecek bir donanım verdi. O ki her şeye bir ölçü ve amaç takdir etti ve yolunu gösterdi. O ki bütün bitki örtüsünü çıkardı. Sonra da onu kupkuru çerçöp haline getirdi.”
(İhlas,1-4)”O Allah’tır ve tektir. Allah Samed’dir (Herşey O’na muhtaçtır, O hiçbir şeye muhtaç değildir. Öncesizdir ve Sonrasızdır, bütün evrenin asıl Sebebidir). O’ndan çocuk olmamıştır (kimsenin babası değildir), kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu da değildir). Hiçbir şey, hiçbir konuda, O’na denk ve benzer değildir.”
(Necm,32)”Rabbin sınırsız bir bağış sahibidir. O sizi gerek ilk başta topraktan yaratırken ve gerekse annelerinizin karınlarında cenin aşamasındayken çok iyi bilendir.”
(Necm,42-55)”Kuşkusuz en son varış ancak Rabbinedir. Güldüren de O’dur, ağlatan da. Öldürecek olan da O’dur, diriltecek olan da! Ana rahmine atılan bir damla meniden, çiftleri; erkek ve dişi (olarak), yaratan yine O’dur. (Öldükten sonra) tekrar diriltmek de O’na aittir. Az veren de O’dur çok veren de… Onların kutsadığı-tapındığı Şi’ra yıldızının Rabbi de O’dur. Eski dönemlerde yaşamış Âd kavmini (yaptıkları yüzünden) yok eden de O’dur, Semûd’u da (helâk edip) geriye hiçbir şey bırakmayan yine O’dur. Onlardan önce de Nuh’un kavmini; çok zalimlerdi ve azgınlıkta ileri gitmişlerdi. Altı üstüne gelmiş Lut kavmini de helak eden O’dur. Onları yaman bir azap kuşatmıştı. O halde (önceki isyancıların durumu ortada iken) Rabbinizin kudretinden şüphe mi ediyorsunuz?”
(Büruc,12-16)”Rabbinin (zalimleri) yakalaması-cezalandırması çok şiddetlidir. (Evreni ve hayatı) yaratan da (sonra öldürüp tekrar) diriltecek olan da O’dur. Aynı zamanda eşsiz bir bağışlayıcı ve çok seven ve sevilmeye layık olan da O’dur. O, ulu arşın sahibidir, evrenin mutlak hâkimidir. Allah, dilediği her şeyi anında yapabilendir.”
(Kaf,6)”Onlar üstlerindeki göğe hiç ibret nazarıyla bakmıyorlar mı? Biz onu direksiz, nasıl bina etmişiz ve yıldızlarla nasıl süslemişiz, üstelik orada hiçbir çatlak da yok.”
(Kaf,28,29)”Allah der ki, ‘Benim huzurumda tartışıp durmayın, Ben size uyarıcı elçiler göndermiş-bu azabı çok önceden bildirmiştim. Benim tarafımdan verilen söz asla değiştirilmez. Ben kullara asla zulmedip haksızlık etmem.’ ”
(A’raf,28,29)”Onlar çirkin bir iş yaptıklarında,’ Biz atalarımızı böyle yaparken bulduk, bunu bize Allah buyurdu, derler. De ki,’ Allah, çirkin işleri-kötülüğü buyurmaz.’ Yoksa siz bilip bilmeden Allah adına mı konuşuyorsunuz? De ki,’ Benim Rabbim sadece doğru olanın yapılmasını-adaleti buyurmuştur.’ ”
(A’raf,54)”Rabbiniz olan Allah, gökleri ve yeri altı evrede-aşamada yaratan, sonra da arş üzerinde istiva eden (yarattığı her şeyin kanununu koyarak evreni sınırsız kudret ve iktidarıyla hükmü altına alan)dır. Geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüzle bürüyüp örten, Güneş’i, Ay’ı ve yıldızları yasalarına boyun eğmiş olarak yaratan O’dur. Dikkat edin, yaratma da yarattıklarını koyduğu yasalara göre yönetme de yalnız O’na aittir.”
(A’raf,89)”Rabbimiz her şeyi ilmiyle-bilgisiyle kuşatmıştır.”
(A’raf,180)”En güzel isimler-(en iyi) sıfatlar Allah’a aittir. Öyleyse, o iyi sıfatlarla yalnız O’nu çağırın ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları-sapanları bırakın-terk edin (onlardan uzak durun).”
(Cin,26)”Gaybı-geleceği (yaratılmışların kavrayış sınırlarının ötesindekini) sadece O bilir.”
(Yâsin,36-38)”Yeryüzünde ki bütün bitkileri, insanın kendisini ve bilmedikleri daha nice varlıkları çiftler halinde yaratan Allah’ın şanı ne yücedir. Gece de onlar için bir delildir. Gündüzün ışığını ondan çekip alırız da karanlıkta kalıverirler. Güneş de onlar için bir delildir. O, kendisi için belirlenen yörüngede akıp gider. Bu, gücü ve ilmi sınırsız olan Allah’ın koyduğu bir yasadır.”
(Yâsin,77-83)”İnsan kendisini bir damla su-spermden yarattığımızı hiç düşünmez mi ki kalkmış şimdi bize apaçık cephe alır? Kendisinin nasıl yaratıldığını unutmuş, tutmuş bize bir de misal veriyor ve, ‘Un ufak olmuş kemikleri kim diriltecek?’ diyor. Onları ilk defa kim yarattıysa o diriltecek. O, her türlü yaratmayı bilendir. O, sizin için yaş ağaçtan ateş çıkarandır. Nitekim siz onunla ateş yakıyorsunuz. Görkemli gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya güç yetiremez mi? Allah, her şeyi bilen mükemmel bir yaratıcıdır. O, bir şeyin olmasını istediği zaman, O’nun tek yaptığı, ‘Ol!’ demekten ibarettir. O da hemen oluş sürecine girer. Kâinattaki her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah çok yücedir-benzersizdir ve herkes O’na döndürülecektir.”
(Furkan,2)”Göklerin ve yerin yönetimi-egemenliği Allah’a aittir. Allah ne bir çocuk edinmiştir, ne de egemenliğinde herhangi bir ortağı vardır. Allah her şeyi yarattı ve belli bir ölçüye göre düzen verdi-her şeyin kaderini bir yasaya bağladı.”
(Furkan,45-49)”Görmez misin, Rabbin gölgeyi nasıl uzatıyor. Eğer dileseydi, onu hareketsiz bırakırdı. Sonra, güneşi gölgeye kılavuz-bir delil yaptı. Sonra gölgeyi tabiattaki yasa ile (dünyanın dönmesiyle) yavaş yavaş kısalttı. O, geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır. (Yağmur) rahmetinin önünden rüzgârları müjdeci olarak gönderen O’dur. Evet, böylece gökten tertemiz suyu biz indiriyoruz. Böylece onunla ölü toprağa can veririz ve onunla yarattığımız nice hayvanın ve insanın su ihtiyacını karşılarız.”
(Furkan,53,54)”Allah, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez perde ve karışmalarını önleyici engel-yasa koyandır. İnsanı sudan-spermden yaratıp, ondan soy sop meydana getiren de Allah’tır. Rabbin her şeye gücü yetendir.”
(Furkan,59)”Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı evrede yaratan, sonra da yarattıklarının kanununu koyarak hepsi üzerinde egemenlik kuran O’dur. O’nun rahmeti boldur.”
(Furkan,61,62)”Göğe burçlar (takımyıldızları) yerleştiren, orada bir ışık kaynağı güneş ve aydınlatıcı bir ay yaratan ne yüce bir bereket kaynağıdır. İbret nazarıyla bakmak veya nimetlerin hakkını vermek isteyenler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren O’dur.”
(Fâtır,1)”Her türlü övgü, gökleri ve yeri yaratan ve haberci âyetleri-melekleri ikişer, üçer, dörder, ..anlamlı-doğal güçleri ikişer, üçer, dörder, ..şiddet biriminde elçiler yapan Allah içindir. Allah yaratmada istediğine dilediği kadar özellikler verir. Kuşkusuz Allah her şeye gücü yetendir.”
(Fâtır,9)”Rüzgârları gönderip de bulutları yürüten Allah’tır. Biz bulutları kupkuru bir bölgeye sevk ederiz ve onunla indirdiğimiz yağmurla yere hayat verir-(yeşertir) canlandırırız. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir.”
(Fâtır,11)”Allah, sizi (önce) topraktan, sonra bir damla sudan-spermden yarattı. Sonra da iki cinsten birisi (erkek ya da dişi) yaptı. O’nun bilgisi olmaksızın, hiçbir dişi ne gebe kalabilir ne de doğurabilir. Dahası hiçbir hayat sahibi, O’nun kayıtlı yasası dışında ne ömrünü uzatabilir ne de kısaltabilir. Kuşkusuz bütün bunlar Allah’a göre çok kolaydır.”
(Fâtır,13)”Geceyi kısaltarak gündüze katan, gündüzü de kısaltarak geceye katan O’dur. Her biri belirli süreye kadar kendi yörüngelerinde akıp giden güneşi ve ay’ı sizin istifadenize sunan da O’dur. Bütün hâkimiyet-mülk kendisinin olan bu Allah’tır sizin Rabbiniz.”
(Fâtır,27,28)”Allah’ın gökten indirdiği yağmura baksana! Biz onunla çeşit çeşit renk ve ayrı ayrı tatta ürünler yetiştirdik. Dağlar arasında da beyaz, kırmızı, simsiyah renklerde katmanlar-damarlar-yollar vardır. Aynı şekilde çeşitli renklerde insanlar, canlılar ve hayvanlar yarattık. Kullarından bu konuda bilgili olanlar-bilim adamları Allah’a derin saygı duyarlar. Allah, üstün güç sahibi, eşsiz bir bağışlayıcıdır.”
(Fâtır,41)”Gökleri ve yeri kurduğu sistem ile dengede tutan ve onları yok olmaktan-kaostan koruyan Allah’tır. Göklerin ve yerin kurulu düzeni bozulmuş olsa onu yeniden düzene koyabilecek olan da Allah’tan başkası değildir. Allah, çok şefkatli-müsamahakâr ve çok bağışlayıcıdır.”
(Meryem,35)”Allah’ın çocuk edinmesi asla düşünülemez-asla söz konusu olamaz. Allah çok yücedir. Bir işe hükmettiği zaman ona sadece ‘Ol!’ der ve o da hemen oluş sürecine girer-anında olur.”
(Meryem,88-93)” ‘Rahman-çok Seven, bir çocuk edindi’ dediler. Andolsun ki siz çok çirkin bir iftirada bulundunuz. Çok Seven-Rahman’a çocuk yakıştırmaları-iftiralarından neredeyse gökler yarılacak, yer çatlayacak ve dağlar yıkılıp yerle bir olacaktır. Çocuk edinmek çok Seven-Rahman’ın şanına yaraşmaz. Göklerde ve yerde olan herkes O’nun huzuruna ancak ve ancak-yalnız kul olarak gelecektir.”
(Meryem,96)”Evrene sevgi ile hâkim olan çok Seven Allah, inanıp yararlı-düzeltmeye yönelik işler yapanların kalplerinde sevgiyi egemen kılacaktır-tarifsiz bir sevgi ile yaklaşacaktır.”
(TaHa,5-8)”O çok Seven-Rahman ki, bütün kâinatı egemenliği altına almış-kanununu koymuştur. Göklerde, yerde, bu ikisi arasında ve toprağın altında olanların tümü O’nundur. Düşünceni açıkça söylesen de gizlesen de fark etmez O, gizliyi ve en gizliyi bilendir. Allah O’dur ki, O’ndan başka ilah yoktur. En güzel isimler-sıfatlar O’nundur.”
(Vâkıa,57-59)”Sizi biz yarattık hâlâ bu gerçeği tasdik etmeyecek misiniz? Yumurta ve spermi-hayat tohumunu hiç düşünmüyor musunuz? Onu yaratıp insan haline getiren siz misiniz yoksa biz miyiz?”
(Vâkıa,63,64)”Toprağa ektiğiniz tohumu hiç düşündünüz mü? Onları büyütüp yeşerten siz misiniz; yoksa biz miyiz?”
(Vâkıa,68-72)”Ya içtiğiniz suya ne dersiniz? Onu bulutlardan indiren siz misiniz yoksa biz miyiz? İsteseydik onu tuzlu bir su yapardık. Buna şükretmeniz gerekmez mi?Yaktığınız ateşin odununu yaratan siz misiniz; yoksa biz miyiz?”
(Neml,59-65)”Tüm övgüler Allah’a. Allah mı üstün yoksa ortak-şirk koştukları mı? Kimdir, gökleri ve yeri yaratan, sizin için gökten su indiren ve onunla tek bir ağacını dahi bitiremeyeceğiniz muhteşem güzellikte bahçeler var eden? Yeryüzünü yaşama elverişli hale getiren bunun için vadiler arasında nehirler akıtan, üzerine sarsılmaz dağlar yerleştiren, iki büyük su kütlesi arasına karışmaması için engel koyan? Kendisine dua ettiğinde darda kalanın duasına cevap verip sıkıntısını giderecek olan ve sizi yeryüzünün mirasçıları kılacak olan? Karanın ve denizin zifiri karanlıklarında size yol gösteren, rüzgârı (yağmur) rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen? Canlıları ilk kez yaratan ve ölüleri yeniden diriltecek olan, gökten ve yerden size besin kaynakları sağlayan kimdir? Allah’ın yanı sıra başka bir ilah-Allah ile birlikte başka bir tanrı mı var-Allah ile beraber başka bir ilah ha? De ki onlara, ‘Eğer Allah’a ortak koştuklarınız hakkında iddianızda doğruysanız haydi belge-kanıtınızı getirin?’ Göklerde ve yerde gaybı-geleceği-yaratılmışların duyu ve tasavvur alanı dışında kalan gerçekleri, Allah’tan başka hiç kimse bilemez.”
(Neml,86)”Geceyi dinlenesiniz diye karanlık ve gündüzü de çalışasınız diye aydınlık olarak yarattığımızı onlar görmüyorlar mı?”
(Neml,88)”Sen dağları görünce onların yerlerinden hiç kımıldamadığını sanırsın. Oysa onlar bulutlar gibi hareket ederler (dünya ile beraber dönerler). Bu her şeyi özenerek-mükemmel yaratan Allah’ın sanatıdır.”
(Kasas,71,72)”Hiç düşündünüz mü? Allah geceyi üzerinizde kıyamet gününe kadar sürekli kılacak olsa, Allah dışında size ışık getirebilecek başka bir ilah var mı? Hâlâ, gerçeklere kulak vermeyecek misiniz? Allah, üzerinize gündüzü kıyamete kadar sürekli kılacak olsa, Allah’tan başka hangi ilâh size içinde dinleneceğiniz bir gece getirebilirdi? Hâlâ gerçekleri görmeyecek misiniz?”
(İsra,42)”Eğer onların iddia ettiği gibi, Allah’la beraber başka ilahlar olsaydı, ilahların her biri, yönetimin kendilerine geçmesi için sürekli birbirleriyle yarışırlardı.”
(İsra,66)”Rabbiniz, denizlerde yarattığı nimetlerden nasibinizi aramanız için, suya koyduğu yasa gereği, gemileri okyanuslarda yüzdürüyor. Rabbiniz size karşı gerçekten çok merhametlidir.”
(İsra,110,111)”İster Allah diye çağırın, ister Rahman-çok Seven diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın fark etmez; bütün güzel isimler Allah’a aittir. Tüm övgüler, çocuk edinmeyen, egemenliğinde ortağı bulunmayan, acizlikten ötürü herhangi bir yardıma, yardımcıya ihtiyaç duymayan Allah içindir-başkası övülemez.”
(Yunus,3-5)”Rabbiniz, gökleri ve yeri altı evrede yaratan, sonra da yarattığı her şeyin kanununu koyan, onlar üzerinde egemenlik kuran ve tüm işleri-evreni yöneten Allah’tır. Sonunda hepiniz O’na döneceksiniz. Bu Allah’ın kesinlikle gerçekleşecek vaadidir-değiştirilemez bir yasadır. Allah güneşi bir ışık-enerji kaynağı, ay’ı da o ışığı yansıtan yaptı. Yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için, ay’a evreler belirleyip düzenledi. Allah bütün bunları rastgele değil, şaşmaz ölçülere-gerçek bir işleyiş yasasına bağlı olarak yaratmıştır.”
(Yunus,34,35)”Hiçbir ortağı olmayan Allah yaratmayı başlatır, öldürür ve diriltir. Sadece hiçbir ortağı olmayan Allah gerçeğe ulaştırır.”
(Yunus,44)”Allah, insanlara hiçbir şekilde kötülük etmez-zulmetmez.”
(Yunus,67)”Dinlenmeniz için geceyi, çalışıp kazanmanız için gündüzü oluşturan Allah’tır.”
(Yunus,99,100)”Eğer Rabbin isteseydi, yeryüzünde yaşayan halkların tümü inanırdı(ama onları özgür iradeleriyle baş başa bıraktı). Allah’ın izni (akıl ve irade vermesi) olmasaydı (inanmak iradesi insanın elindedir)-hiçbir kimse, kendisi istemedikten sonra, Allah, o kimseye inanma izni vermez.”
(Yunus,107)”Eğer Allah sana bir sıkıntı verirse, onu yine ancak Allah giderir. Sana bir iyilik dilediği takdirde; onun lütfunu engelleyecek de yoktur. Allah eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıdır.”
(Hud,6,7)”Yeryüzündeki yaratılmışların tümünün rızkının yaratılması, Allah’ın garantisi altındadır. Allah, yeryüzündeki tüm canlıların yerleştikleri yeri de (öldüklerinde) kalacakları yeri de bilir. Allah, hanginizin davranışlarının daha güzel olacağı konusunda sizi sınamak için gökleri ve yeri altı evrede oluşturandır. Evren, önce su hâlinde idi.”
(Hicr,86)”Şüphe yok ki Rabbin, her şeyi yaratandır ve her şeyi bilendir.”
(En’am,14)”Gökleri ve yeri yoktan yaratan, her canlıyı doyuran fakat kendisi doyurulmaya muhtaç olmayan Allah’tan başka birini mi veli-koruyucu edineyim?”
(En’am,17,18)”Eğer sana bir zarar dokundurulmuşsa, o zararı Allah’tan başkası gideremez. Eğer Allah, sana bir iyilikte bulunmuşsa o iyiliği de Allah’tan başka kimse geri alamaz. Allah, her şeye gücü yetendir.”
(En’am,39)”Allah sapmayı dileyenin sapkınlığını onaylar, dileyeni ise dosdoğru yoluna yöneltir.”
(En’am,46)”Hiç düşündünüz mü? Allah, kulaklarınızı sağır gözlerinizi de kör etse ve belleğinizi kapasa, Allah’tan başka onları size geri getirecek bir ilah-tanrı mı var?”
(En’am,54)”Rabbiniz sevgiyi-merhametli davranmayı ilke edindi. Sizden her kim bilmeden bir kötülük işler, hemen ardından tövbe eder-yanlıştan döner ve kendini düzeltirse, Allah, eşsiz bir bağışlayıcı, çok müşfik olandır.”
(En’am,57)”Hüküm-karar, yalnız ve yalnız Allah’a aittir. Allah gerçeği anlatıyor. Ve Allah karar verenlerin en iyisidir.”
(En’am,59,60)”Gaybın (idraki aşan şeylerin)-bilinmezlerin anahtarları yalnızca Allah’ın elinde-katındadır. Onları Allah’tan başka kimse bilemez. O, karada ve denizde olan her şeyi bilir. Allah’ın bilgisi olmadan ne (dalından) bir yaprak düşer ne de toprağın karanlıklarına-derinliklerine bir tohum. (Canlı-cansız) yaş ve kuru hiçbir şey yoktur ki O’nun (varlık kanunlarının bulunduğu) apaçık kitapta (bilgi işlem merkezinde) bulunmasın. Gece sizi ölü gibi uyutan-bilinci alan, sonra ömrü tamamlamak üzere sizi uyandırarak-bilincinizi iade ile hayata geri döndüren ve gündüz ne yaptığınızı bilen Allah’tır. Sonunda Allah’a döndürüleceksiniz. Ve Allah yaptıklarınızı size haber verecektir.”
(En’am,73)”O’dur gökleri ve yeri belli bir amaç için Hak ile yaratan. O ne zaman ‘Ol’ dese hemen oluş süreci başlar. Sözü mutlak doğrudur. Sur’a üfürüldüğü gün egemenlik tümüyle Allah’ındır. O, görülmeyen-gizliyi ve görüleni-açığı bilendir. O, mutlak hüküm ve hikmet sahibi-bilgedir, her şeyden hakkıyla haberdardır.”
(En’am,91)”Musa’nın getirdiği halka bir rehber ve ışık olan Tevrat-Kitab’ı kim indirdi? Sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler (Kur’an’la) size öğretilmiştir. (İşte o Kitab’ı indiren de) Allah’tır!”
(En’am,95-99)”Kuşkusuz Allah, tohumu ve meyve çekirdeğini çatlatıp yeşerten, ölüden diriyi meydana getiren, diriden de ölüyü çıkarandır. O, karanlığı yarıp sabahı çıkaran, geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı da ince birer hesap ölçüsü kılandır. Bütün bunlar, sonsuz kudret ve ilim sahibi olan Allah tarafından mükemmel bir ölçüyle takdir edilmiştir. Karanın ve denizin karanlığında onlara bakıp konumlarına bakarak yolunuzu bulabilesiniz diye yıldızları sizin için var eden O’dur. Yine O’dur, sizi tek bir özden-candan var eden. Geçici ve kalıcı hayat için yer tayin eden. Gökyüzünden suyu (yağmuru) indiren O’dur. Sonra biz onunla her çeşit bitkiyi çıkarırız. O bitkiden bir filiz, ondan da büyüyüp birbirinin üstüne binmiş taneler, başaklar çıkarırız. Hurma tomurcuklarından sarkan salkımlar, üzüm, zeytin ve nar bahçeleri yetiştiririz. Bunlardan kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Her birinin meyvesine, bir ilk meyve verdiklerinde bir de tam olgunlaştıklarında bir bakın!”
(En’am,101,103)”Göklerin ve yerin örneksiz ve eşsiz yaratıcısı O’dur. O’nun hiç eşi olmadı ki nasıl çocuğu olsun? Gözler O’nu kavrayıp algılayamaz ama O, bütün gözleri ve idrakleri kavrar ve kuşatır. O’nun ilmi her şeyin bütün inceliklerine nüfuz eder-O, latif-kavranamayan, sınırsız bilgisiyle her şeyi kuşatan ve her şeyden haberdar olandır.”
(En’am,109)”Alâmetler-göstergeler ancak Allah yanında-yetkisindedir.”
(En’am,133)”Rabbin zengindir (hiçbir şeye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır), rahmet sahibidir. Dilerse sizi yok eder ve sizi başka bir toplumun soyundan yarattığı gibi sizden sonra da yerinize dilediği bir toplumu getirir.”
(En’am,141,142)”Çardaklı ve çardaksız (asmalı ve asmasız üzüm) bağları-bahçeleri, tatları çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, (renk, koku ve lezzetleriyle) birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytin ve narları yaratan Allah’tır. Hayvanlardan yük taşıyanı da tüyünden döşek yapılanı da yaratan O’dur.”
(En’am,149)”En sağlam, en kesin, en mükemmel-en güçlü delil, Allah’a aittir.”
(En’am,165)”Allah sizi dünyaya mirasçı-emanetçi yapmış ve sizi sınamak-denemek için derecelerle farklı kılmıştır ki nimet ve imkânlar aracılığıyla sizi imtihan edebilsin.”
Devamı; (2).bölümde!
2-KUR’AN’da; ALLAH tanıtan Ayetler!
3 Bölüm; (2)
(Saffat,126)”Allah, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.”
(Lokman,10)”O, gökleri görünür destekler olmadan yarattı. Sizi sarsmasın diye yeryüzünü sabit dağlar ile donattı ve orada her çeşit canlı varlığın çoğalmasını sağladı. Gökyüzünden yağmur yağdırdı ve onunla yeryüzünde her türlü faydalı bitkiyi yetiştirdi.”
(Lokman,16)”Yaptığın bir iyilik veya kötülük bir hardal tanesi ağırlığınca bile olsa, üstelik bir kayanın içinde saklı olsa veya göklerin ve yerin derinliklerinde kaybolsa Allah onu ortaya çıkarır. Allah ilmiyle her şeye nüfuz eden ve her şeyden haberdar olandır.”
(Lokman,20)”Allah’ın göklerde ve yerdeki her şeyi sizin hizmetinize sunduğunu ve sizi görünür görünmez onca nimetin içinde yüzdürdüğünü görmez misiniz?”
(Lokman,27)”Yeryüzündeki bütün ağaçlar (birer) kalem, denizler de (mürekkep olsa), sonra (bunlara) yedi (kat daha) deniz (mürekkep olarak) eklense (bunlar yazmakla tükenir ama) Allah’ın (ilmini, kudretini, nimetlerini, merhametini, yazgılarını ifade eden) kelimeleri (yazmakla) tükenmez.”
(Lokman,28)”(Ey insanlar!) Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra tekrar diriltilmeniz, ancak bir tek insanı yaratmak ve diriltmek gibidir.”
(Lokman,34)”Saat-dünyanın sonu ile ilgili bilgi sadece Allah’ın katında-yanındadır. Yağmuru Allah yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiç kimse nerede öleceğini bilmez.”
(Sebe,48)”Hiç şüphe yok ki Rabbim, (yalan ve sahte olana karşı) değişmez gerçeği apaçık ortaya koyacaktır. O, yaratılmışların bilmediği her şeyi-bütün gizlilikleri hakkıyla bilendir.”
(Zümer,3)”Dikkat! Arı-saf ve duru-katışıksız din sadece Allah’a aittir.”
(Zümer,6,7)”Allah, sizi bir tek canlıdan-özden yarattı. Sonra ondan (onun yaratıldığı maddeden) aynı tür ve mahiyette eşini var etti ve size dört türden çiftler olmak üzere sekiz hayvan yarattı. O, sizi annelerinizin rahimlerinde, üç katman karanlığın içinde geliştirerek (nutfeden başlayıp),aşama aşama-çeşitli safhalardan geçirerek yaratmaktadır. Rabbiniz-sahibiniz olan Allah budur. Mutlak hükümranlık-mülk-yönetim yalnız Allah’ındır. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Eğer iyilikbilmezlik-inkâr ederseniz, bilin ki Allah’ın size hiçbir ihtiyacı yoktur. Fakat O, kullarının nankörlük etmesinden hoşlanmaz. Eğer şükrederseniz-verilen nimetlerin karşılığını öderseniz memnun olur. Hiç kimse diğerinin günahını yüklenecek değildir. Sonra (ne kadar yaşarsanız yaşayın) tümünüz Rabbinize döneceksiniz ve o zaman yaptıklarınızı size gösterecektir. Allah, (insanların) kalplerinde olan (gizli niyet ve düşünceler)i de hakkıyla bilendir.”
(Zümer,21)”Allah’ın gökten su indirip, onu yeraltındaki su kaynaklarına sızdırdığını, sonra da onunla rengârenk ekinler bitkiler bitirdiğini görmüyor musun? Sonra da bu bitkiler kurur ve sen onların sapsarı bir hale geldiğini görürsün. Sonunda Allah onları çerçöp haline getirir.”
(Zümer,36)”Allah, kuluna yetmez mi-kâfi-yeterli değil midir-bir kul için teminat olarak Allah yetmez mi?”
(Zümer,42)”Allah, nefislere, ölmeleri sırasında, onlara geçmişte yaptıklarını ve yapması gerekirken yapmadıklarını bir bir hatırlatır. Ölmeyenlerin de uyuduklarında nefislerini-bilinçlerini alır. Sonra ölümüne hükmettiklerinin canlarını alıkoyar, diğerlerini belli bir süreye kadar bırakır-uyandırır. Ölüm olayında, düşünce toplumu için ipuçları vardır.”
(Zümer,44)”Şefaat tamamıyla ve sadece Allah’a aittir, gökler ve yer üzerindeki otorite (yalnız) O’nundur.”
(Zümer,53)”Ey kötülük edip aşırı giden-kendilerini harcayıp yazık eden kullar, sakın Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. O, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıdır.”
(Zümer,54)”Rabbinize yönelin! Kendinizi ona teslim edin! Azap gelmeden-acılar sökün etmeden. Aksi halde yardım alamazsınız.”
(Zümer,65)”Eğer Allah’a ulaşmak için devreye birini sokarsan-ortak koşarsan, bütün yaptıklarını iptal eder ve her şeyini kaybedersin.”
(Zümer,67)”Allah’a hak ettiği değeri veremiyorlar-Allah’ı gereği gibi takdir edemediler-kudret ve yüceliğini hakkıyla tanıyıp kavrayamadılar. Kıyamet günü yeryüzü, bütünüyle O’nun tasarrufunda olacak. Gökler de O’nun kudretiyle dürülecek. Allah çok yücedir, onların uydurduğu aracı tanrılardan öyle ötedir ki bunu onların havsalası almaz.”
(Mü’min,65)”Allah daima diridir; Allah’tan başka ilah yoktur. Dini (şirkten) arınmış bir şekilde Allah’a has kılarak, eş koşmadan samimi ve saf bir inançla sadece Allah’a dua edin (dualarınızda başkalarını araya sokmayın). Tüm övgüler yalnız âlemlerin Rabbi Allah’adır; başkası övülemez!”
(Mü’min,79,80)”Allah O’dur ki, bir kısmına binesiniz, bir kısmından da yiyesiniz diye sizin için hayvanları yarattı. O hayvanlarda sizin için nice yararlar vardır. Gönlünüzün istediği yere onlarla ulaşırsınız. Karada onlara denizde de gemilere binerek yolculuk yaparsınız.”
(Mü’min,85)”Azabımızı-felaketi görünce inanmaları kendilerine hiçbir fayda sağlamaz. Allah’ın kulları hakkında öteden beri uyguladığı sünneti-yasası budur.”
(Fussilet,9-12)”Gerçekten siz, yeri iki evrede yaratanı inkâr ediyor ve O’na birtakım eşler mi koşuyorsunuz? Allah yerin üzerine denge unsuru-sarsılmaz dağlar yerleştirdi, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak dört mevsim-evrede (her mevsime ve bölgeye göre çeşit çeşit yetişen) rızıklar takdir etti. Sonra, (sadece) gaz-duman halinde olan göklere şekil verdi; ona ve yeryüzüne, ‘Benim yasalarıma ister gönüllü ister gönülsüz boyun eğin,’ dedi. Onlar da, ‘Senin yasalarına isteyerek boyun eğdik,’ dediler. Böylece onları iki evrede yedi gök-tabaka (kozmik sistem) olarak düzenledi ve her bir tabakaya kendi görev yasasını bildirdi. Ve biz yakın dünya göğünü yıldızlarla ve bir koruma sistemiyle donattık. Bu, her işinde mükemmel ve her şeyi hakkıyla bilen Allah’ın planıdır-tesis ettiği bir düzendir.”
(Fussilet,39)”Kupkuru gördüğünüz toprağın üzerine yağmur yağdırdığımızda, toprak hemen harekete geçer ve kabarır. Kupkuru toprağa böyle hayat veren, hiç şüphesiz ölüleri de diriltecektir. Allah her şey için bir ölçü koyandır.”
(Fussilet,46)”İyilik yapan iyilik, kötülük yapan kötülük bulur. Rabbin kullarına asla zulmetmez.”
(Fussilet,47)”Kıyamet saatinin bilgisi, Allah’a aittir. Allah’ın bilgisi olmadıkça hiçbir meyve tomurcuklarından çıkmaz. Hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz.”
(Şura,8)”Allah isteseydi insanlığı tek bir millet yapabilirdi. Ancak uyarıcı elçiler göndererek, tercihi-kendi yolunu seçmede insanı-herkesi serbest bırakmıştır.”
(Şura,28)”O, kuraklıktan dolayı insanlar umutlarını kestikten sonra yağmuru yağdırıp rahmetini her tarafa yayandır. O’dur koruyup gözeten, O’dur övgüye layık olan.”
(Şura,32-34)”Dağ gibi gemilerin denizlerde akıp gitmesi de Allah’ın kudret delillerindendir. Allah dilerse rüzgârı durdurur-suya koyduğu yasayı alır da yelkenli gemiler su üstünde kalakalırlar. Ya da Allah dilerse bu gemileri içindekilerin yaptıklarından dolayı yok eder ama çoğu zaman da affeder-kurtarır.”
(Şura,51)”Allah, bir insanla ancak Vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur-iletişim kurar-söz söyler. Yahut bir elçi gönderip, izniyle-bilgisiyle ona dilediğini vahyeder. Allah, her şeye bilgi gücüyle egemendir.”
(Duhan,38,39)”(Ey insanlar bilin ki) Biz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları oyun eğlence olsun diye yaratmadık. Biz onları ancak yüce bir amacı gerçekleştirmek-gerçeği göstermek için yarattık.”
(Câsiye,4,5)”Ey insanlar! Gerek sizin yaratılışınızda gerekse yeryüzünde yaydığı diğer canlılarda kesin olarak inanmış bir toplum için ibret-deliller vardır. Gece ve gündüzün birbiri ardına gelmesinde (dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesinde), Allah’ın gökten yağmuru indirip onunla ölmüş kupkuru toprağı canlandırmasında ve rüzgârı (değişik yönlerden aşılayıcı olarak) estirmesinde aklı ile düşünen bir toplum için dersler vardır.”
(Câsiye,12)”Denizlerden rızkınızı aramanız ve şükretmeniz-kendinize verilen nimetlerin karşılığını ödemeniz için, doğa kanunu ile yüzen gemileri ve denizi emrinize veren-yararlanacağınız yapı ve özelliklerde yaratan Allah’tır.”
(Ahkaf,3)”Biz gökleri, yeri ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak-gerçek bir amaç ve belirli bir süreliğine yarattık.”
(Zariyat,5,6)”Size ne vaat edilmişse kesin doğrudur-kıyamet-yargılama mutlaka gerçekleşecektir.”
(Zariyat,23)”Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu Kur’an-Kur’an’da size bildirilenlerin hepsi, tıpkı sizin konuşmanız gibi gerçektir.”
(Zariyat,47-49)”Gökyüzünü kudretimizle sapasağlam bir şekilde biz bina ettik ve onu sürekli olarak genişletmekteyiz. Yeryüzünü de yaşam alanı haline getirdik. Her şeyi çiftler halinde yarattık, belki bütün bunları düşünüp ibret alırsınız.”
(Zariyat,56,57)”Ben görünen ve görünmeyen, bilinen ve bilinmeyen tüm iradeli varlıkları başka tanrı olmadığını-sadece(Beni tanıyıp bilsinler ve) Bana tapmaları gerektiğini bilmeleri için yarattım. Ben, onlardan bir rızık istemiyorum ve onların Beni doyurup beslemelerini de beklemiyorum.”
(Zariyat,58)”Bütün rızıkları veren erişilmez güç ve kudret sahibi Allah’tır-gücün, rızkın öz kaynağıdır.”
(Kehf,7,8)”Biz yeryüzünde göz alıcı güzellikler meydana getirerek kim daha iyi ve güzel işler ortaya koyacak diye onları sınamak istedik. Zamanı geldiğinde biz yeryüzündeki tüm güzellikleri kupkuru toprak haline getiririz.”
(Kehf,23,24)”Hiçbir şey hakkında, sakın, ‘Ben bunu yarın yaparım,’ deme. ‘Allah’ın izniyle-inşallah’ de.”
(Kehf,29)”Hak-gerçek Rabbinizden gelen Kur’an’dır. İster inansınlar, ister inanmasınlar.”
(Kehf,39)”Maşallah-Allah ne isterse o olur. Allah’tan başka hiçbir güç yoktur.”
(Kehf,45)”Servetleriyle övünenlere basit dünya hayatının misalini ver, ‘O basit dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, gökten yağdırdığımız yağmurun toprağa karışmasıyla yeryüzünde sık bir bitki örtüsü oluşur sonra da bu yeşillikler kuruyup rüzgârın savurup götüreceği çerçöp haline gelir.”
(Kehf,109)”Rabbimin sözleri-ilmi için okyanus mürekkep olsa ve hatta bir o kadar da ilave etsek (denizlere denizler katsak); Rabbimin ilmi-sözleri tükenmeden okyanuslar tükenir.”
(Nahl,4-8)”O, insanı meni(deki sperma)dan yarattı. Hayvanları da (O) yarattı. Onlardan pek çok yararları yanında, sizi ısıtan giysiler, besleyen yiyecekler elde edersiniz. Siz hayvanları sabahları doğaya salarsınız. Akşamüstü ağıllarınıza toplarsınız. Bütün bu yaptıklarınızda bir güzellik, sizin için yaşam zevki vardır. Onlarla birlikte yaşar. Onların nesilleriyle varlıklar edinirsiniz. (Onlardan bazıları) ağırlıklarınızı sizin ancak zorlukla varabileceğiniz beldelere taşırlar. (Allah) atları, katırları, eşekleri hem kendilerine binmeniz için hem de süs hayvanı olarak yarattı. O sizin bilmediğiniz daha nice şeyleri de yaratmaktadır.”
(Nahl,9)”Doğru yolu bildirmek Allah’a aittir. Eğer insanlar doğruyu isteselerdi, Allah hepsini doğruya ulaştırırdı.”
(Nahl,10-20)”Gökten sizin için yağmur yağdıran Allah’tır. Onunla sizin ve hayvanlarının su ihtiyacı karşılanır. Allah, o su ile sizin için ekinler, zeytin ve hurma ağaçları, üzüm ve türlü türlü meyveler yetiştirir. O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ay’ı sizin hizmetinize verdi. O, yeryüzünde sizin için rengârenk nimetler var etmiştir. O, yemeniz için taze et (su ürünü), takınmanız için değerli taşlar çıkarasınız diye denizi hizmetinize sunmuştur. Suya verdiği kaldırma gücü sayesinde gemilerin denizi yara yara akıp gittiğini görürsünüz. Allah, yeryüzünde sarsılmayasınız diye sağlam dağlar, yolunuzu şaşırmayasınız diye nehirler ve yollar ve nice işaretler meydana getirdi. Ve daha nice alametler… İnsanlar (denizde veya çölde geceleyin) yıldızlarla yollarını bulurlar. Hiç yaratan, yaratamayan gibi olur mu? Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, asla böyle bir işin altından kalkamazsınız! Ve Allah, gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Müşriklerin Allah’tan başka taptıkları düzmece ilahlar hiçbir şey yaratamazlar. Onların kendileri yaratılmıştır.”
(Nahl,38,39)”Ölüleri diriltmek, Allah’ın gerçekleştirmeyi kendine borç bildiği-üzerine aldığı bir vaadidir. Görüş ayrılığına düştükleri konular (Allah tarafından) açıklığa kavuşturulsun ve inkârcılar, yalan söylediklerini öğrensinler diye (Allah onları diriltilecektir)-bu diriltme, hakkında ihtilaf ettikleri konuları beyan etmek, kâfirlerin birer yalancı olduklarını açığa çıkarmak içindir.”
(Nahl,48)”Allah’ın yarattığı şeylerin gölgelerinin doğaya koyduğu yasayla sağa ve sola dönerek, derin bir tevazu ile Allah’a nasıl saygı gösterdiklerini görmüyorlar mı?”
(Nahl,61)”Eğer Allah, insanları yaptıkları zulümler sebebiyle hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı bırakmazdı; fakat onları belli bir süreye kadar erteler. Süreleri dolunca da ne bir an ertelenirler ne de öne alınırlar.”
(Nahl,66-69)”Sizin için süt veren hayvanlarda da bir ibret vardır. Onların karınlarındaki sindirilmiş besin ile kan arasından süzülüp gelen ve içenlerin boğazından yağ gibi akıp geçen tertemiz halis bir süt içiriyoruz. Hurma ağaçlarının ve üzüm bağlarının ürünlerinden hem sarhoşluk verici-aklı örten içecekler hem de güzel yiyecekler elde ediyorsunuz. Rabbin bal arısına, ‘Dağlarda, ağaçlardan ve insanların kuracakları kovanlardan kendine yuvalar yap! Sonra her çeşit meyve ve bitkiden ye ve Rabbinin (bal yapımı için) sana gösterdiği yolu aynen izle; karnından, çeşitli renklerde bal çıkar’ diye vahyetti. Onda insanlar için şifa vardır.”
(Nahl,70)”Sizi yaratan sonra da sizi öldürecek olan Allah’tır. İçinizden kimilerinin ne söylediğini ve ne yaptığını bilemez hale geleceği, ihtiyarlığın-yaşamın en düşkün çağına kadar yaşatır.”
(Nahl,71)”Allah, kiminize kiminizden daha bol rızk vermiştir (bazılarına fazla vererek farklı kıldı). Varlıklı hale gelenler, emirleri altında çalışanlara hak ettikleri paylaşımı yapmazlar. Hâlbuki rızık konusunda bunlarla onlar eşit hakka sahiptir. Durum böyleyken (verdiği nimetlerden paylaşmayı ve infak etmeyi reddederek) Allah’ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?”
(Nahl,72,74)”Allah, kendi cinsinizden eşler yarattı. Eşlerden de çocuklar ve torunlar var etti; size temiz ve hoş yiyecekler-rızıklar verdi. Onlar anlamsız, boş şeylere-hurafelere inanıp, Allah’ın bunca nimetlerine nankörlük mü ediyorlar? Allah’ı ortak koştuğunuz varlıklara benzetmeyin (birtakım varlıkları yüceltip O’na denk hale getirmeyin).”
(Nahl,78-81)”Sizi analarınızın karnından hiçbir şey bilmez bir halde çıkaran ve belki hakkını verip şükredesiniz diye size duyma, işitme, görme ve düşünme kabiliyeti veren Allah’tır. Göğün boşluğunda Allah’ın koyduğu yasalar çerçevesinde kuşların nasıl uçtuğunu görmüyorlar mı? Onları gökte tutan Allah’tan başkası değildir. Size huzur içinde oturacağınız evler, hayvanların derilerinden gerek konup göçerken gerekse yerleşme sırasında kolayca taşıyıp kurabileceğiniz çadırlar yapma imkân ve kabiliyeti lütfeden Allah’tır. Onların yünlerinden, kürklerinden ve kıllarından kısa veya uzun süreli kullanacağınız ev eşyası ve ticaret malları üretme yeteneği veren de Allah’tır. Yine yarattığı şeylerden sizin için gölgelikler kılan, dağlarda sığınacağınız mağaralar meydana getiren ve sizi sıcaktan koruyacak giysiler ve savaşta koruyacak zırhlar yapma imkân ve yeteneği bahşeden Allah’tır. Allah size nimetlerini tastamam sunmaktadır. Umulur ki O’na tam manasıyla teslim olursunuz.”
(Nahl,112)”Allah, halkı güven ve refah içinde yaşayan bir şehri örnek olarak veriyor. Onlara rızıkları her bir taraftan bolca gelirken, Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler de Allah yaptıklarından dolayı onlara, açlık ve korku belasını tattırdı.”
(Nahl,114-115)”Allah’ın size rızık olarak bahşettiği helal ve temiz olan nimetlerden yiyin. O, size yalnızca leş, kan, domuz eti, bir de Allah’tan başkasına adananları haram kıldı. Kim çaresiz kalırsa; istekli olmamak ve haddi-sınırı aşmamak şartıyla bunlardan yiyebilir.”
(Nahl,119)”Rabbin, bilgisizlik-cahillik sebebiyle kötülük yapan, bunun ardından içtenlikle tövbe edip dönüş yapan-düzelenleri bağışlayıcıdır.”
(Nahl,128)”Muhakkak ki, Allah, kendisine karşı sorumluluk bilinciyle yaşayan ve erdemli davranan-iyilik yapanlarla beraberdir-güzellikten yana olanların hep yanındadır.”
(Nuh,13-20)”Size ne oluyor ki, Allah’a gereken saygıyı göstermiyor-Allah’ın büyüklüğünü takdir edemiyorsunuz? O, sizi çeşitli evrelerden geçirerek yarattı. O’nun yedi kat göğü nasıl bir uyum içinde ve tabakalar halinde yarattığını, ay’ı bu gökler içinde ışık yansıtıcı, güneşi de ışık kaynağı yaptığını görmüyor musunuz? Allah sizi, tıpkı bitkiler gibi topraktaki unsurlardan meydana getirdi. Sonra sizi (ölünce) yine oraya geri döndürecek ve en sonunda tarifsiz bir çıkarışla yeniden çıkaracaktır. Allah yeryüzünü sizin yaşamanız için yerleşim yeri yaptı. Gezip dolaşmanız için geniş yollar açtı.”
(İbrahim,10)”Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında kuşkularınız var öyle mi? Oysaki O, günahlarınızı bağışlamak için sizi çağırıyor ve size belli bir yaşam süresi tanıyor.”
(İbrahim,32-34)”Allah, gökleri ve yeri yaratan, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, suya koyduğu yasa gereği denizde yüzen gemileri hizmetinize veren, nehirleri de (yararlanmanız için) akıtandır. Devamlı olarak yörüngelerinde seyreden güneşi ve ay’ı size faydalı kılan, geceyi ve gündüzü de sizin hizmetinize sunandır. O size kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi verdi. Allah’ın nimetlerini saymakla bitiremezsiniz. Buna rağmen insan hem zalim-acımasız ve hem de çok nankördür.”
(İbrahim,47)” Sakın ola ki, Allah’ın elçilerine verdiği vaadinden-sözden cayacağını sanmayın! Allah, elbette güçlü-üstün olan ve herkese yaptığının cezasını tattırandır.”
(Enbiya,16-18)”Göğü, yeri ve ikisi arasındaki varlıkları oyun ve eğlence olsun diye-boşuna yaratmadık.
Eğer oyun ve eğlence-oyalanmak isteseydik, yapabilirdik ama yapmadık. Tam aksine biz hakkı bâtılın üstüne fırlatırız da, gerçek bâtılın işini bitirir. Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size-vay halinize!”
(Enbiya,30)”Gerçeği örtbas-ayetleri inkâr edenler, gökler ve yer (başlangıçta bir madde halinde) bitişikken büyük bir patlama ile onları ikiye ayırdığımızı ve yaşayan her şeyi sudan yarattığımızı-su ile canlı kaldığını görmüyorlar mı? Hâlâ inanmayacaklar mı?”
(Enbiya,31-33)”Onları sarmasın diye yeryüzüne dağları yerleştirdik, kolayca gidebilsinler diye orada vadiler ve geçitler meydana getirdik. Gökyüzünü de dünyayı saran atmosfer ve onun ötesindeki gök cisimlerini koruyan kubbe yaptık. Allah geceyi, gündüzü, güneşi ve ay’ı yaratmıştır. Bunların hepsi kendi yörüngelerinde uyum içinde seyreder-akıp giderler.”
(Enbiya,35)”Her canlı mutlaka ölecektir. İyi ya da kötü ile sizi sınıyoruz.”
(Enbiya,37)”İnsanoğlu pek aceleci yaratılmıştır. Zamanı geldiğinde kanıtlarımı göstereceğim; Benden acele istemeyin!”
(Enbiya,42-44)”Rahman’dan başka, gece ve gündüz, sizi kim koruyabilir? Yoksa onların bizden başka kendilerini koruyacak ilahları mı var? Biz onlara ve atalarına refah içinde bir hayat yaşattık. Onlar yeryüzünün ucundan kıyısından eksilterek, ömürlerinin biteceğinin hâlâ farkına varamıyorlar mı? Yoksa galip gelecek olan onlar mı?”
(Enbiya,47)”Kıyamet günü hak edilen pay terazileri-adalet divanları kuracağız. Kimseye en küçük bir haksızlık edilmeyecek. Bir atom çekirdeği kadar olanı bile hesaba katacağız.”
(Enbiya,104)”O gün biz gökyüzünü dosyaları dürer gibi düreceğiz. İlk yaratmayı nasıl başlattıysak aynısını bir daha yapacağız. Bu bir Tanrı sözüdür, ‘ve biz bunu yapacağız’…”
(Enbiya,110)”Allah, sözün açığa vurulanını da gizleneni de bilir.”
(Mü’minun,12-14)”Biz insanı ilk önce balçıktan-çamur özünden yarattık. Sonra bir damlacık spermi, ana rahmine yerleştirdik. Sonra bu spermi döllenmiş yumurta yaptık, rahim duvarına yerleşen bu yumurtayı embriyo haline soktuk. Embriyoda kemik oluşturduk. Sonra da kemiklere et giydirip başka bir yaratılışla insan haline getirdik. Yüceler yücesi olan Allah ne mükemmel bir yaratıcıdır!”
(Mü’minun,17-22)”Andolsun ki sizin üzerinizde sonsuz gezegenler-yedi katman-(yörünge)yaratmışızdır. Biz bütün bu yarattıklarımızla ilgimizi kesmiş değiliz. Biz, gökten belli bir ölçüde-kadere-ölçüye göre su indirdik de onu yeryüzünde (göl, yeraltı suları gibi doğal depolarda) tuttuk. Bizim onu (kurutarak) tamamen gidermeye de elbette gücümüz yeter. Ve biz yağmur suyuyla, sizin için hurma ve üzüm bağları yeşertmekteyiz ki orada sizin için birçok meyveler vardır ve siz onlardan yersiniz. Ve yine o yağmurla Sina Dağı çevresinde çokça yetişen, yiyenlere yağ ve katık olan zeytin ağaçları yetiştirdik. Hayvanlarda sizin için elbette bir ibret vardır. Onların içlerindeki sütten size içiririz. Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır ve etlerinden de yersiniz. Ve aynı zamanda hem hayvanlar üzerinde, hem de gemilerde taşınıyorsunuz.”
(Mü’minun,43)”Hiçbir toplum-millet kendisi için belirlenmiş süreyi ne öne alabilir ve ne de geciktirebilir.”
(Mü’minun,76-78)”Andolsun, biz onları akılları başlarına gelir diye, sıkıntıya düşürdük. Yine de ders alıp Rablerine boyun eğmediler yalvarmadılar. Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler. Hâlbuki ders alasınız diye Allah, size işitme, görme duyuları ve beyinler vermiştir. Kendinize verilen nimetlerin karşılığını ne de az ödüyorsunuz!”
(Mü’minun,79-83)”Sizi yeryüzünde yaratıp türeten-yayan O’dur ve O’nun huzurunda toplanacaksınız. Size hayat veren ve sizi öldürecek olan Allah’tır. Gece ve gündüzün birbirini izlemesi O’nun buyruğuyladır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? Buna rağmen ortak koşucular, öncekileri körü körüne taklit ettiler, ‘Biz ölüp toprağa karıştıktan, kemik yığını haline geldikten sonra tekrar mı diriltileceğiz? Bu tehdit daha önce atalarımıza da yöneltilmişti. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir.’ dediler.”
(Secde,4-9)”Gökleri, yeri ve ikisi arasında ne varsa hepsini altı evrede yaratan ve yarattığı her şeyin kanununu koyarak onlar üzerinde egemenlik kuran Allah’tır. Allah’tan başka veli ve şefaatçiniz yoktur. (Hal böyleyken) aklınızı kullanmaz mısınız-hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? O, gökten yere kadar olan bütün işleri (kanunlarını koyarak) düzenleyip yönetir. Sonra da olup biten her şey bir günde-bir zaman evresi içinde O’na ulaşır ki bu sizin saydığınız senelerden bin seneye denktir. O, yaratılmışların algı ve tasavvur alanının ötesindeki şeyleri de duyuları ve akıllarıyla kavrayabildiklerini de bilen, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. Allah, yarattığı her şeyi en güzel-en mükemmel şekilde yaratmıştır. İnsanı da ilk önce balçıktan yaratmaya başlamıştır. Sonra basit bir sıvıdan-meniden onun üremesini sağladı. Sonra onun yaratılış amacını gerçekleştirecek bir donanıma sahip kılarak onu bilgilendirdi-(Vahyinden) üfledi ve bu çerçevede sizi işitme, görme ve düşünme yetenekleriyle donatı. Sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ne de az ödüyorsunuz-ne kadar da az teşekkür ediyorsunuz?”
(Mülk,2)”Allah, davranış ve eylem bakımından hanginizin en güzel eseri-daha güzel işler yapacağını belirlemek-açığa çıkarmak-sınamak ve yaptıklarınızın karşılığını vermek için ölümü ve hayatı yarattı.”
(Mülk,3-5)”O yedi kat gökleri mükemmel bir ahenk ve uyum içinde yaratandır. Evrene sevgi ile hakim olan Tanrı’nın-Rahman’ın işinde-yaratmasında hiçbir kusur ve uyumsuzluk göremezsin! Gözünü çevir de bir bak görebilecek misin herhangi bir kusur? Gözünü tekrar çevir de bak, göz aradığını bulamamış yorgun ve bitkin olarak sana geri dönecektir. Andolsun ki biz yakın gökyüzünü kandiller yıldızlarla süsledik. Yıldızları, saptırıcıların-kâhinlerin boş ve anlamsız-palavra spekülasyonlarına aracı [meteorların yeryüzüne düşmesiyle, insanların uzaydaki varlıkları tanımalarıyla;
şeytanların-kâhinlerin, falcıların sahtekârlıklarının ortaya çıkmasına malzeme] yaptık.”
(Mülk,13,14)”İster gizli konuşun ister açık, farketmez. Çünkü Allah, gönlünüzden geçenleri de bilir. Yaratan yarattığını bilmez mi? O, ilmiyle her şeye nüfuz eden-saydam, her şeyin içini dışını gören ve her şeyden haberdar olandır.”
(Mülk,15)”Yeryüzünü tam size göre ayarlayan-sizin için yaşamaya elverişli hale getiren Allah’tır. Yeryüzü dağlarında ovalarında gezin, araştırın ve Allah’ın sizin için yarattığı rızkları bulup yararlanın. Unutmayın son dönüş Allah’adır.”
(Mülk,19-21)”Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları havada tutan, her şeye sevgi ile hakim olan Tanrının gücüdür. O her şeyi görüp izler. Yoksa, her şeye sevgi ile hakim olan Tanrı-Rahman olan Allah dışında, size ordularıyla yardım edecek biri mi var? Peki, Allah size verdiği rızkınızı keserse, size rızık verecek olan kimdir?”
(Mülk,30)”Eğer suyunuz çekilip yerin derinliklerinde kaybolup gitse-su kaynaklarının çekilebileceği ihtimalini düşündünüz mü hiç? Söyleyin bakalım, size tertemiz kaynak sularını kim getirebilir?”
(Nebe,6-16)”Biz yeryüzünü sizin için yaşam alanı yapmadık mı? Dağları da birer kazık gibi çakmadık mı? Sizi de çiftler halinde yaratmadık mı? Uykuyu da sizin için dinlenme vesilesi kılmadık mı? Geceyi de üstünüze bir örtü yapmadık mı? Gündüzü de geçim zamanı kılmadık mı? Üstünüze de sapasağlam yedi kat gök bina etmedik mi? Güneşi de oraya ışık saçan bir kandil olarak asmadık mı? Rüzgârların sıkıştırıp yoğunlaştırdığı yağmur yüklü bulutlardan şarıl şarıl sular indirmedik mi? Bu yağmurla tahılları ve bitkileri yetiştirmedik mi? Bitkileri birbirine dolaşmış salkım saçak bahçeleri meydana getirmedik mi?”
(Naziat,27-33)”Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa gökyüzünü mü? Allah gökyüzünü yükseltti-genişletti ve onu (mükemmel yasalarıyla) düzene koydu. Onun gecesini kararttı, gündüzünü ise aydınlattı. Yeryüzünü de düzenleyip yaşama elverişli hale getirdi. Ondan sular fışkırttı ve otlaklar meydana getirdi. Dağları da sağlam bir şekilde olması gereken yerlere yerleştirdi. Bütün bunları sizin ve hayvanlarınızın yararı için yaptı.”
(İnfitar,6-12)”Ey insan! Seni özene bezene yaratan, ihsanı bol-cömert olan Rabbine karşı seni aldatıp yanıltan kim ve nedir? O ki seni yarattı, seni yaratılış amacına uygun olarak tasarlayıp en güzel ölçülerle dengeli bir donanım verdi. Bunlara rağmen O’nun dinini-yargılamayı yalanlıyorsunuz. Ama bilin ki üzerinizde kaydediciler var-hassas alıcılar-yazıcılar. İşlediğiniz her ayrıntıyı kaydederler.”
(Rum,19)”Ölüye can veren, canlıya ölüm veren Allah’tır. Ölü toprağa hayat veren de Allah’tır. Tekrar dirilişiniz de böyle olacak.”
(Rum,20,21)”Sizi topraktan yaratması, Allah’ın işaretlerinden biridir. (Yaratıldıktan) sonra, birer insan olarak yeryüzüne yayılırsınız. Kendileri ile huzur bulasınız diye size kendi (cinsi)nizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve şefkat-merhamet var etmesi de O’nun delillerindendir. Bilgi toplumu, sevgi konusunu irdelemelidir.”
(Rum,22-27)”Göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O’nun delillerindendir. Geceleyin uyuyabilmeniz ve gündüzün O’nun lütuf ve nimetlerini araştırıp bul(abileceğiniz imkân ve yeteneklere sahip ol)manız da O’nun sonsuz ilim, kudret ve merhametinin delillerindendir. Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi-ölü-kurak toprağı canlandırması da O’nun delillerindendir. Ve koyduğu yasalar sayesinde göğün ve yerin bir düzen içinde konumlarını devam ettirmeleri de O’nun delillerindendir. Sonunda O sizi bir seslenişle yerden kalkmaya çağırdığında, hepiniz ortaya çıkacaksınız. Göklerde ve yerde olan her şey O’na aittir ve hepsi O’nun iradesine tabidir-saygı duymaktadır. İlk önce yaratan, sonra bu yaratma işini tekrar edecek olan Allah’tır; bu Allah’a çok kolaydır. Allah, göklerde ve yerde yaratmanın en güzel örneklerine sahiptir. Her şeye görkemli gücüyle egemendir…”
(Rum,30)”Tüm benliğini şirk-ortak koşmadan arınmış olarak Allah’ın insanlığın özüne nakşetmiş olduğu o dosdoğru-tevhid dinine çevir. Allah’ın insan bünyesinde yarattığı saf yapıya-fıtrata uygun davran ki Allah’ın yarattığında bir bozulma meydana gelmesin! İşte, tüm zamanların dosdoğru sağlam dini-bozulmamış değerleri ile din, budur. Fakat çoğu insan, bu değerlerin farkında değil-bilmez.”
(Rum,46)”Yağmurun müjdecisi olarak rüzgârları göndermesi böylece size iyilikte bulunması, koyduğu yasa ile gemileri yüzdürmesi bu sayede ticaret yaparak O’nun lütfundan rızkınızı-payınızı aramanız O’nun delillerindendir.
(Rum,48-51)”Allah O’dur ki rüzgârları göndererek bulutları harekete geçirir, sonra o bulutları gökte istediği gibi yayar ve parça parça eder, derken sen bu bulutların aralarından yağmurun boşaldığını görürsün; Allah kullarından dilediğinin topraklarına bu yağmuru indirdiği zaman onlar nasıl da sevinirler! Hâlbuki onlar yağmur yağmadan önce tam bir çaresizlik ve ümitsizlik içinde idiler. Allah’ın rahmetinin işaretlerine-yağmurun yaptığı işlere bir bak! O, ölü toprağı nasıl da canlandırıyor? Hiç şüphesiz Allah ölüleri de böyle diriltecektir. Allah her şeye gücü yetendir. Şayet (topraklarını kavuran) bir rüzgâr göndersek ve ürünlerinin sararıp kurumaya başladığını görseler, hemen nankörlük etmeye başlarlar!”
(Rum,54)”Sizi ilkin zayıf ve güçsüz bir varlık olarak yaratan, gençlikte güç ve kuvvet veren, ardından ihtiyarlık-güçsüzlük veren Allah’tır. O, yarattığını dilediği düzene uygun olarak yaratır. O her türlü yaratmayı bilendir-engin bilgi gücüne sahiptir.”
(Ankebut,6)”Var gücüyle uğraşıp didinenler, yine kendileri için çalışıyorlar demektir-Allah için çaba-gayret gösteriyorum diyen bunu yalnız kendi iyiliği için yapmış olur. Allah, hiçbir şeye-hiç kimsenin çabasına muhtaç değildir.”
(Ankebut,19,20)”Allah’ın ilk yaratmayı nasıl başlattığını ve sonra onu, tekrar tekrar yaratmaya nasıl devam ettiğini anlayamadılar mı? Şüphesiz bu Allah için çok kolaydır. Yeryüzünü gezip dolaşın da Allah’ın ilk yaratmayı nasıl başlattığını bir araştırın. Allah, öbür yaratılışı, ahret hayatını da yaratacak-başlatacaktır. Allah’ın her şeye gücü yeter-Allah, her şeye kadirdir.”
(Ankebut,23)”Ayetlerimi ve Benimle kavuşmayı inkâr edenler; onlar, Benim Rahmetim-Sevgimden ümitlerini kesmiş olanlardır.”
(Ankebut,56)”Ey inanan ve güvenen kullarım! Benim yeryüzüm geniştir. Ortak koşuculardan uzak, nerede özgür-güven içinde olacaksanız, sadece-yalnız Bana kulluk edin.”
Devamı; (3).bölümde!
3-KUR’AN’da; ALLAH tanıtan Ayetler!
3 Bölüm; (3)
(Bakara,22)”O, yeryüzünü sizin için bir yaşam alanı kıldı, gökyüzünü de kubbe yaptı. Gökten su indirerek de size rızık olsun diye onunla çeşit çeşit ürünler yetiştirdi. Bütün bunları bildiğiniz halde birilerini Allah’a denk tutmayın-ortaklar koşmayın.”
(Bakara,26)”Şüphesiz Allah, bir sivrisineği, hatta daha daha küçük olan bir şeyi örnek vermekten çekinmez.”
(Bakara,30,31)”Rabbin, doğadaki güçlere, ‘Şüphesiz Ben, yeryüzünde, daha önce yok iken, üreyip türeyerek varlıklarını sürdüren yaratıklar-(etkili ve yetkili olmaya elverişli insan) yaratacağım,’ demişti. Adem’i yarattı ve evrendeki bütün varlıkların isimlerini-özelliklerini-niteliklerini Adem’in bilincine yükledi.”
(Bakara,35-39)”Allah,’ Ey Adem! Sen ve eşin cennette kalın, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yiyin ve özgürce yaşayın. Ancak şu ağaca-girift şeye yaklaşmayın; mal-altın-gümüş tutkunu olmayın, yoksa kendi benliğine haksızlık edenlerden olursunuz’ dedi. Fakat şeytân; düşünce yetisi onları ayartıp, oldukları yerden çıkardı. Allah ‘Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak, cennet(bahçeden) çıkın. Yeryüzünde bir süre yerleşim ve geçim telaşınız olacak’ dedi. Bunun üzerine Adem, Rabbinden ikaz ve uyarı içeren vahiyler aldı, Rabbine itaate yöneldi ve tövbe etti. Allah da tövbesini kabul etti. Sonra, ‘Hepiniz aşağı inin’ dedik. Size mutlaka Benim tarafımdan yol gösteren bir rehber gelecek, Benim rehberime uyanlar korkmayacak, üzülmeyecekler. Hakikati inkâr edip Ayetlerimi görmezden gelip yalanlayanlar ise ateş mahkumu olarak orada sürekli kalacaklar.’ ”
(Bakara,74)”Kalpleriniz katılaştı; kaya gibi, hatta daha da katı. Kayalardan öyleleri vardır ki içlerinden ırmaklar akar; öyleleri vardır ki çatlar da sular fışkırır bağrından, öyleleri de vardır ki Allah’a karşı duyduğu saygıdan yuvarlanıp aşağı düşer.”
(Bakara,116,117)” ‘Allah, çocuk edindi-çocuğu var,’ diyorlar. Hâşâ! Allah yücedir, Allah yaratılmışlara özgü böylesi vasıflardan kesinlikle uzaktır. Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır, hepsi Allah’a saygıyla boyun eğmiştir. Allah göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. Bir şeyin olmasını istediği zaman ona sadece ‘Ol’ der, o da olur…”
(Bakara,120)”Kuşkusuz dosdoğru yasa-doğru-çıkar yol, Allah’ın yolu-Allah’ın yasasıdır.”
(Bakara,138)”İşte budur Allah’ın dini-sistemi-görüşü! Kim Allah’tan daha güzel din önerebilir?”
(Bakara,152)”Beni anın-hatırlayın-düşünün. Ben de sizi anayım-hatırlayayım Bana şükredin-verdiğim nimetlerin karşılığını ödeyin, iyilikbilmezlik-nankörlük etmeyin-verdiğim nimetleri görmemezlikten gelmeyin.”
(Bakara,164)”Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün değişmesinde, insanların yararı için denizlerde seyreden gemilerde, Allah’ın gökten su indirip onunla ölmüş olan yeri dirilterek üzerine her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları değişik yönlerden estirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır bekleyen bulutları evirip çevirmesinde elbette aklını kullanan-akılcı toplumlar için deliller-kanıtlar-ipuçları vardır.”
(Bakara,165)”İnsanlar arasında Allah’a ortak koşanlar, Allah ile aralarına birilerini koyup bu kişileri Allah’a denk tutarlar ve Allah’ı sever gibi-Allah’a özgü (olması gereken) bir sevgi ile-Allah derecesinde severler. İnananların Allah sevgisi ise daha fazladır-Allah sevgisi her şeyin üstündedir. (Allah’a ortak koşarak) nefislerine zulmedenler, azabı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah’ta bulunduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu (anlayacaklar ama), keşke (ölüm gelmeden) anlayabilselerdi.”
(Bakara,213)”İnsanlar başlangıçta tek bir toplum idi. Allah, nebileri müjdeciler ve uyarıcılar olarak gönderdi, beraberinde insanların ayrılığa düştükleri hususlarda aralarında hüküm vermesi için, onlarla birlikte hak olan-gerçeği içeren Kitabı indirdi. Ancak kitap verilenler, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık-azgınlık yüzünden ayrılığa düştüler. Fakat Allah, ayrılığa düştükleri şeylerin gerçek yönünü-yüzünü, bir iyilik olmak üzere inananlara ulaştırdı. Allah, isteyeni-doğru yolu tercih edeni yoluna ulaştırır.”
(Bakara,222)”Adet-aybaşı halinde iken kadınlarla cinsel ilişkiye girmeyin, temizlenmelerine kadar onlara yaklaşmayın.”
(Bakara,226)”Allah çok-eşsiz bir bağışlayıcı ve sınırsız merhamet eden-çok müşfik olandır.”
(Bakara,251)”Allah insanların birini diğeri ile defetmese-savmasaydı, yeryüzünde kargaşa hakim olur, düzen bozulurdu. Allah, tüm evrene karşı duyarlıdır-lütuf sahibidir.”
(Bakara,255,257)”Allah, Ondan başka ilah yoktur. O hayatın kaynağı ve dayanağıdır. Yarattıklarının üzerinde yönetici ve gözeticidir. Onu ne unutma tutar ne de uyku. Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. O’nun izni olmadan O’nun katında şefaat edecek de kimmiş? O, onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. Onlar, O’nun ilminden ancak dilediği kadarının dışında hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun otoritesi, gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları koruyup gözetmek O’na asla ağır gelmez. Yüceler yücesidir… Allah, inananların velisidir; inananları cehaletin karanlığından bilimin aydınlığa çıkarır.”
(Bakara,269)”Allah, hikmeti-bilgi hakimiyetini-bilgeliği, dileyene-çalışana verir. Kime hikmet verilmişse ona çok büyük iyilik yapılmıştır. Ayet ve öğütleri ancak olgun-temiz akıl-derin kavrayış sahipleri anlar-düşünür.”
(Bakara,286)”Allah, hiç kimseye gücünün üstünde bir sorumluluk yüklemez. Yaptığı iyilik lehine, işlediği kötülük ise aleyhinedir!”
(Enfal,10)”Zafer ve yardım yalnızca Allah’tandır. Allah, gücü ile her şeye hâkimdir-doğru karar verendir.”
(Enfal,22,23)”Allah katında canlıların en kötüsü aklını kullanmayan hakikate karşı sağır ve dilsizlerdir. Eğer Allah, onlarda iyi bir hal ve gidişat görseydi, bir şekilde anlamalarını sağlar-işittirirdi. Onlara işittirmiş olsaydı bile yine de yüz çevirip dönerlerdi (çünkü inanmaya niyetleri yoktu).”
(Enfal,55)”Allah yanında canlıların en kötüsü, gerçeği örtbas eden fanatiklerdir.”
(Enfal,60)”Allah yolunda sarf ettiğiniz-harcadığınız her şey hiçbir eksiltme olmadan size geri ödenir, hiç haksızlığa uğratılmazsınız.”
(Âli İmran,2)”Allah, kendisinden başka ilah olmayandır-Allah’tan başka tanrı yoktur! O, hayatın kaynağı ve dayanağı-her daim dipdiri ve capcanlıdır-varlığı gözeten, denetleyendir.”
(Âli İmran,5,6)”Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz. Rahimlerde size dilediği gibi şekil veren Allah’tır. O’ndan başka ilah-tanrı yoktur. O mutlak üstün, muhteşem gücüyle her şeye egemendir.”
(Âli İmran,9)”Şüphesiz ki Allah, vaadinden-sözünden asla dönmez.”
(Âli İmran,11)”Allah’ın cezalandırması şiddetlidir-serttir.”
(Âli İmran,14)”Doymazlık tutkusu, insan oğlunu yanıltmıştır. Kadınlar, çocuklar, altın, gümüşten birikmiş hazineler, soylu atlar-son model araçlar, davarlar, servet insanlara cazip-çekici görünür. Bütün bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Asıl görülesi güzellikler ise, Allah katındadır.”
(Âli İmran,30)”Herkesin, yaptığı bütün iyilikleri de kötülükleri de karşısında hazır bulacağı o gün; kişi arzu edecek ki, işledikleri kötülükleri ile kendisi arasında uzun bir mesafe bulunsun. Allah, Kendisine karşı saygılı, dikkatli olmanız için uyarır. Allah kullarına karşı çok şefkatlidir.”
(Âli İmran,66)”Hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda haydi tartıştınız, ama bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıyorsunuz? Her şeyi tam olarak Allah bilir, siz değil…”
(Âli İmran,73,74)”Doğru-çıkar yol, sadece Allah’ın gösterdiği yoldur. Lütuf ve iyilik-saygınlık, Allah’ın elindedir. Allah onu hak edene verir. Her şey, Allah’ın, engin bilgi kapsamındadır. Allah, rahmeti bol olan ve her şeyi bilendir. Rahmetini hak edene tahsis eder. Allah, büyük lütuf ve iyilik-ihsan sahibidir.”
(Âli İmran,94)”Kim Allah’ın yasaklamadığını, Allah adına yasaklarsa-yalan uydurursa, onlar zalimlerin tâ kendileridir.”
(Âli İmran,101,102)”Kim Allah’ın Kitabına sımsıkı bağlanırsa, dosdoğru yola iletilmiştir. Allah’a saygılı olun ve O’nun gönderdiği gerçeğe gereğince uyun ve Allah’a teslim olanlar olarak can verin.”
(Âli İmran,126)”Gerçek zafer ve yardım, her şeye gücüyle egemen olan Allah’tandır.”
(Âli İmran,145)”Allah’ın izni olmadan hiç kimse ölemez.”
(Âli İmran,150)”Size yardımcı, yol gösterici-koruyup kollayacak, en iyi destek verecek olan Allah’tır.”
(Âli İmran,160)”Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Sizi yardımsız bırakırsa, size kim yardım edebilir? İnananlar, sadece-yalnızca Allah’a güvensin.”
(Âli İmran,189,190)”Göklerin ve yeryüzünün tek hakimi Allah’tır. Allah, her şeye kadirdir. Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece gündüz farkında, öz bilgi sevdalısı bilim adamları için ipuçları vardır.”
(Âli İmran,195)”Ben, emek sarf eden hiçbir emekçinin emeğini zayi etmem. Kadın erkek fark etmez. Hepiniz birbirinizin neslinden türeyen, eşit hak ve sorumluluklara sahip kimselersiniz.”
(Ahzab,4)”Allah hiç kimseye tek bedende iki kalp yaratmamıştır. Evlatlıklarınızı da gerçek-öz çocuklarınız yapmamıştır. Bunlar kafanıza göre sürdürdüğünüz gelenek ve dilinize doladığınız safsata-boş, anlamsız sözlerinizden ibarettir. Allah gerçeği-doğruyu söyler, neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösterir.”
(Ahzab,15,17)”Allah adına verilmiş her söz sorumluluk gerektirir-Allah’a verilen sözün hesabı mutlaka sorulacaktır. Allah size bir kötülük dilese, Allah’tan sizi koruyacak kimdir? Size bir iyilik dilese, buna engel olacak kimdir?”
(Ahzab,41,42)”Allah’ı sürekli hatırda tutun! O’nu her zaman noksan sıfatlardan arındırın-sabah akşam O’nun yüceliğini düşünün!”
(Ahzab,48)”Sadece Allah’a dayan ve güven! Vekil-koruyucu otorite olarak Allah yeter!”
(Ahzab,51)”Allah aklınızdan geçen duygu ve düşünceleri bilir.”
(Ahzab,53)”Allah söylenmesi gerekeni-gerçeği-doğruyu söylemekten çekinmez.”
(Ahzab,62)”Allah’ın sünnetinde-yasasında hiçbir değişiklik göremez-bulamazsın.”
(Ahzab,63)”Kıyametin vakti saatini, dünyanın sonunu sadece Allah bilir.”
(Mümtahine,7)”Şunu da unutmayın ki Allah, sizinle düşmanlarınız arasında her an sıcak bağlantılar kurabilir. Çünkü güç ve sevginin öz kaynağı Allah’tır-eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz bir rahmet kaynağıdır.”
(Nisa,1)”Ey insanlar! Sizi bir tek özden-candan yaratan, ondan da eşini var eden, ikisinden de birçok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinize-sahibinize saygılı olun. Yeminlerinizde adını söyleyerek birbirinizden istekte bulunduğunuz Allah’ı dinleyin; hepiniz birbirinizin yakınlarısınız, birbirinize de saygısızlıktan sakının! Allah elbette üzerinizde gözetleyicidir.”
(Nisa,17)”Allah’ın kabul edeceği tevbe, iradesine hâkim olamayarak kötülük yapıp tez elden-pişmanlık duyup vazgeçenlerin tevbesidir. Allah böylelerinin tevbelerini kabul eder. Samimi tevbeleri bilen-her şeye bilgi ile hakim olan Allah’tır.”
(Nisa,19)”Hoşlanmadığınız bir şeye, Allah çok büyük bir iyiliği vasıta kılabilir-beğenmediğiniz şeyde size nice güzellikler saklamış olabilir.”
(Nisa,26-28)”Allah, size bilmediklerinizi bildirmek, sizi sizden önceki (iyi kimse)lerin (onurlu) yollarına iletmek ve tevbelerinizi-pişmanlıklarınızı kabul ederek günahlarınızı bağışlamak ister. Allah, her şeyi en iyi bilendir, (sizin yararınız için) en uygun hüküm verendir. Allah, sizi bağışlamak ister; şehvetlerine uyanlar da sizin doğru yoldan sapmanızı isterler. Allah yükümlülüklerinizi-yükünüzü hafifletmek ister, çünkü insan, zayıf bir varlık olarak yaratılmıştır.”
(Nisa,32)”Allah’ın, her birinize ayrı olarak verdiği yetenekleri-farklı kıldığı değerleri arzu etmeyin. Erkek de emeğinin karşılığını alacak; kadın da emeğinin karşılığını alacaktır. Allah’tan size güzellikler vermesini-hep erdemli bir hayat isteyin. Allah, (her hak sahibine hakkını vermesini) en iyi bilendir.”
(Nisa,49)”Kendilerini temize çıkaranları-kendi kendilerini aklayanları görmüyor musun?Halbuki birinin günahını, sadece Allah silebilir-(iyi niyet ve faydalı çalışmalarından dolayı) arındırır, hiç kimseye zerre haksızlık yapılmaz.”
(Nisa,78)”Nerede olursanız olun, sağlam yapılı kaleler içinde bulunsanız dahi ölüm size ulaşır.”
(Nisa,79)”(Ey insan!) Başına gelen iyilikler Allah’tandır. Kötülük olarak gelense kusurun-yanlışlardandır.”
(Nisa,83)”Allah’ın rahmeti (Vahiy) üzerinizde olmasaydı, pek azınız hariç, saptırıcıya uyacaktınız.”
(Nisa,86)”Size içtenlikle selâm verildi mi, siz daha güzeliyle karşılık verin. Allah, her şeyi hesaba katar.”
(Nisa,93)”Kim inanmış birisini kasten-bilerek öldürürse yeri, sürekli kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lanet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.”
(Nisa,118,119)”Allah şeytanı lanetledi (rahmetinden kovdu). Kim Allah yerine şeytanı (rehber)-veli edinirse, apaçık ziyana uğramıştır.”
(Nisa,175)”Allah Kendisine inanıp güvenen ve Kur’an’a sımsıkı sarılanları, rahmetine ve lütfuna kabul edecek, onları, dosdoğru yoluna yöneltecek-iletecektir.”
(Hadid,1-6)”Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ın koyduğu yaratılış kanununa saygıyla itaat eder. O, gücüyle her şeye hakimdir-mutlak galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir. Göklerin ve yerin yönetimi ve denetimi-egemenliği Allah’a aittir. Hayat veren de öldüren de O’dur.
O her şey için bir ölçü koyandır.
O, Evveldir-ilktir, Âhirdir-sondur,
Zahirdir-varlığının kanıtları apaçıktır. Batındır-gerçek varlığı gizlidir.
Allah, her şeyi tüm ayrıntısıyla bilen güçtür. O, gökleri ve yeri altı evrede yaratan, yarattığı her şeyin kanununu koyarak egemenlik kurandır. O, toprağa giren ve ondan çıkan her şeyi, gökten inen ve ona yükselenleri bilir. Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’na aittir. Her iş, O’nun onayından geçer-her işin sonu Allah’a varır. O, gündüzü kısaltarak geceyi uzatır ve geceyi kısaltarak da gündüzü uzatır. Ve O, kalplerde saklanan sırları-akıldan geçenleri de eksiksiz bilir….”
(Hadid,8)”Allah sizden misak-kesin söz almıştı. Sözünüzde durun. Neden Allah’a inanmıyorsunuz ki!”
(Hadid,9)”Sizi cehaletin karanlığından bilimin aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık ayetler indiren Allah’tır. Allah, size karşı son derece duyarlı ve sevgi doludur.”
(Hadid,10)”Göklerin ve yerin tüm mal varlığı, sonunda Allah’a kalacağı halde, onu neden Allah için harcamazsınız ki!”
(Hadid,11)”Allah’a güzel bir ödünç veren-malını Allah için harcamaya adayan kimseye Allah karşılığını kat kat verir ve böyleleri için onur verici-değerli bir ödül de vardır.”
(Hadid,17)”Bilesiniz ki; Allah (nasıl) ölümünden sonra yeryüzüne hayat veriyorsa, (katılaşmış kalplere de hayat verebilir). Apaçık gerçekleri böyle (misallerle) açıklıyoruz ki, aklınızı kullana(rak ölmeye yüz tutmuş kalplerinizi canlandıra)sınız.”
(Hadid,18)”Mallarını Allah yolunda karşılıksız veren-yoksullara yardım eden erkekler ve kadınlar ve Allah’a güzel bir ödünç-borç vermişlerdir.”
(Hadid,22)”Yeryüzünde-doğada veya başınıza gelen hiçbir musibet yoktur ki; biz onu yaratmadan önce onu bir yasaya bağlamış olmayalım. Şüphesiz bu ayrıntılı planlama Allah için kolay bir iştir.”
(Hadid,25)”Andolsun, biz resullerimizi hakikatin apaçık belgeleriyle-delillerle-kanıtlarla gönderdik ve beraberlerinde Kitab’ı indirdik; adaleti işler halde tutmaları için-insanlar arasında adaleti ve hukukun üstünlüğünü sağlayacak değer ölçüleri koyduk. İnsanlar için çok faydaları bulunan ve güçlü bir madde olan demiri indirdik ki bu sayede Allah Kendisine ve mesajlarını tebliğ eden elçilerine içten yardım edenleri ortaya çıkarsın. Çünkü Allah, çok görkemli bir güce sahiptir….”
(Muhammed,19)”Allah’tan başka (O’nun otoritesini paylaşacak) hiçbir ilah yoktur. Allah, (dünyada) dönüp dolaştığınız yeri de (ahirette) varıp duracağınız yeri de çok iyi bilir.”
(Ra’d,2)”Gördüğünüz gökleri herhangi bir destek olmadan yükselten, sonra da yarattığı her şeyin kanununu koyarak evren üzerinde egemenlik kuran Allah’tır. Her biri belli bir zamana kadar yörüngelerinde akıp giden güneşi ve ay’ı da koyduğu yasalara tabi tutan; var olan her şeyi yöneten, çekip çeviren Allah’tır. Rabbinize geri döndürüleceğiniz konusunda kuşkunuz olmasın diye, size, ayetlerini ayrıntılı açıklar.”
(Ra’d,3,4)”O Allah ki, yeryüzünü yayıp genişleten, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada erkekli-dişili her türlü meyveden yaratan ve geceyi gündüze bürüyendir. Bütün bunlarda, düşünce toplumları için elbette çıkarılacak dersler vardır. Yeryüzünde birbirine komşu ama farklı kara parçaları-kıtalar, üzüm bağları, ekin tarlaları, tek ve çok kökten çatallı-çatalsız hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi aynı topraktan çıkıp, aynı sudan sulandığı halde, tat ve lezzetleri birbirinden farklı kılan Allah’tır. Bunlarda akılcı toplumlar için araştırılmaya değer işaretler vardır.”
(Ra’d,10,11)”Allah için, birinizin sözünü saklaması veya açığa vurması ya da bir şeyi gece gizlenerek veya gündüzün açıkça yapması arasında hiçbir fark yoktur. Her insanın, önünde ve ardında onu izleyen ve Allah’ın emriyle koruyup yaptıklarını kaydedenler vardır. Bir topluluk kendisini, toplumsal ve zihinsel değiştirmedikçe-kendi öz değerlerini bozmadıkları sürece, Allah durumlarını değiştirmez! Allah, zihinsel olarak ortak koşucu, toplumsal olarak iyiliklerini kaybetmiş bir topluluğun yok olmasını-(yaptıkları zulümlere göre) cezalandırılmasını istedi mi, artık onu geri döndürecek yoktur. Ama Allah’tan başka sığınakları da yoktur-o topluma yine Allah’tan başka sahip çıkan da olamaz….”
(Ra’d,12,13)”O Allah’tır, size şimşeği göstererek korku ve ümidi bir arada yaşatan; ardından yağmur yüklü bulutları var edip ortaya çıkaran. Gök gürültüsü erişilmez yüceliğini dile getirirken-O’nun sınırsız kudretiyle gerçekleşir-Allah’ı överek yüceltir. Gök gürlemesinden ürpererek, doğal güçler-melekler de saygı ile Allah’ın yasalarına göre hareket ederler. Saldığı yıldırımlar ile de, hak edeni-işaretlediği kimseyi bulup çarpar. Hem de Allah’ın ihtişamını tartışıp durdukları sırada. Ve Allah, dayanılmaz güce sahiptir.”
(Ra’d,14)”Gerçek yakarış-dua sadece Allah’a yapılır. Allah ile aralarına koyup dua ile yakardıkları, kendilerine hiçbir şekilde karşılık veremezler. Allah’tan başkasına el açanların durumu, ağzına su gelsin diye avucunu çeşmeye doğru uzatıp bekleyen adama benzer ki asla suya kavuşamaz. Ortak koşucu inkârcı duası, böyle hep boşa akar gider.”
(Ra’d,17)”Allah gökten su indirir de, vadiler o su ile alabildiğine dolup taşar. Sel, üzerinde oluşan köpükleri süpürür götürür. Süs eşyası, alet yapmak için ateşte erittiklerinizin üzerinde de buna benzer bir köpük oluşur. Köpük yok olur-atık çöpe gider, insanlara faydalı olan kısmı yerde kalır-dibe çöker. Allah’ın sunduğu örneklere dikkat edin-böyle örneklerle gerçekleri anlatır.”
(Ra’d,31)”Tüm işler Allah’ın izin vermesiyle olur. İnananlar hâlâ anlamadılar mı ki, Allah (zoraki iman) isteseydi bütün insanları doğruya ulaştırırdı. Allah sözünden dönmez-zamanlaması şaşmaz…”
(Ra’d,38,39)”Hiçbir elçi, Allah’ın izni-ilahi yasa dışında bir ayet getiremez. Her dönemin kendine has bir mesaj şekli vardır. Allah, (önceki mesajlardan bazılarını yürürlükten) kaldırır, (bazılarını da) pekiştirir. Vahyin-mesajın kaynağı O’nun yanında-katındadır.”
(Ra’d,41,42)”Yeryüzünün etrafından gitgide eksilttiğimizi-onların güç ve imkânlarını gitgide daralttığımızı görmüyorlar mı? Allah yasa koyar, O’nun yasasını kimse bozamaz. Bozulmayan planlar yaparak (kurulan ya da kurulacak olan düzenleri boşa çıkarmak) yalnızca Allah’a aittir. İnkârcılar da dünya yurdunun sonunun kime ait olduğunu bileceklerdir.”
(Rahman,5-7)”Güneş de ay da kendileri için belirlenen yörüngelerde bir hesaba-yasaya göre hareket etmektedir. İrili ufaklı tüm bitkiler ve ağaçlar, Allah’ın bu ölçüsü-yasasına harfiyyen uyarlar. Gökyüzünü Rahman olan Allah yükseltti ve kâinatta şaşmaz bir denge-ölçü ve düzen kurdu.”
(Rahman,10-12)”Allah, dünyayı canlılar için yaratmıştır. Orada meyveler, salkımlı hurma ağaçları, filizlenip dal veren taneler, hoş-mis kokulu çiçekler ve bitkiler yarattı.”
(Rahman,14-16)”İnsanı kaya gibi sert topraktan, cinleri de dumansız alev-(ışın)-enerjiden yaratmış iken Tanrının gücünü nasıl inkar edersiniz- yaratma nimetini nasıl görmezlikten gelebilirsiniz?”
(Rahman,17-25)”Doğu-batı yarım kürelerinin sahibi o iken Tanrı’nın mevsimlerini nasıl inkar edersiniz! İki denizi birbirine katmış araya, karışmaya engel bir boşluk atmış iken Tanrı’nın gizlerini nasıl inkar edersiniz! Her iki denizden inciler mercanlar çıkarken, Tanrı’nın ziynetlerini nasıl inkar edersiniz! Dev gemiler denizde bayrak açıp süzülürken suların kaldırma gücünü nasıl inkar edersiniz!”
(Rahman,26-30)”Yeryüzünde her canlı fani, yüce Rabbinin varlığı bakî iken Tanrı’ nın erişilmezliğini nasıl inkar edersiniz! Göklerde ve yerde olan her şey O’nun eline bakarken, bu yüzden o, her an farklı bir uğraş ile capcanlı iken Tanrı’nın ilgisini nasıl inkar edersiniz!?”
(Rahman,33-35)”Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevrelerinden geçip gitmeye gücünüz yeterse haydi gidin. Allah’ın verdiği büyük bir güç ve bilgi-ilim olmadıkça geçip gidemezsiniz. Rabbinizin her yere ve her şeye egemen olduğunu nasıl yalanlayabilirsiniz? Böyle bir şeye kalkışsanız üstünüze kızıl ve mor ışınlarla ateş gönderilir de hiçbiriniz kendinizi koruyamazsınız.”
(İnsan,1-3)”İnsan, insan olana kadar, üzerinden çok uzun bir zaman geçmiştir. Biz insanı, erkek dişi karışımı bir damladan yarattık. Maksadımız onu denemekti. Bu yüzden onu duyarlı ve akıllı yarattık. Ona doğruyu gösterdik. Artık teşekkür eder veya etmez….”
(İnsan,28-31)”Onları yaratan ve her bir azasını uygun bir şekilde yerleştirip güçlü bir insan haline getiren biziz. Dilersek onları yok eder de benzer başkaları ile değiştiririz. Ayetler size bir öğüt ve uyarıdır-küçük hatırlatmalardır. Artık isteyen Tanrı’nın yolunu tutar. Sizin değil, sadece Allah’ın dediği olur. Çünkü Allah, her şeye bilgi ile hakimdir. Allah bu Kur’an’ı indirerek öğüt almanızı dilemiş. Kur’an’a yönelirseniz Allah’ın dileğini yerine getirmiş olursunuz.”
(Talak,1)”Rabbiniz olan Allah’a karşı gelmekten sakının-Allahı dinleyin! Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, kendisine yazık etmiş olur!”
(Talak,7)”Allah, hiç kimseyi, ona verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz-sorumlu tutmaz. Allah, her güçlük-darlık-zorluk ve sıkıntının ardından mutlaka bir genişlik ve kolaylık yaratacaktır.”
(Talak,12)”O, Allah ki yedi kat gökleri ve yerden de bir o kadarını yaratandır. Allah’ın her şeye gücünün yettiğini her şey için bir ölçü koyduğunu ve her şeyi sınırsız ilmiyle kuşattığını bilesiniz diye O’nun yasaları bütün bu varlıklar üzerinde hükmünü icra etmektedir.”
(Haşr,22-24)”O Rahman, Rahim, Melik, Kuddüs, Selâm, Mümin, Müheymin, Aziz, Cebbar, Mütekebbir’dir-Kendisinden başka tanrı tanımayan Allah: göze görüneni de görünmeyeni de bilir, O, her şeye sevgi ile hakim olan Allah’tır. Kendisinden başka tanrı tanımayan Allah: evrenin tek saygın hakimidir, ayrıca esenli, güvenli, egemen, yenilmez, söz geçiren ve mağrur hakimidir. Allah, müşriklerin aracı tanrılarıyla mukayese edilemeyecek kadar erişilmez yücedir. O, her şeyi yaratan, tasarlayıp biçimleyen bir Tanrı’dır, En güzel isimler-sıfatlar O’nundur. Göklerde ve yerde olan her şey hep O’nun bu erişilmez yüceliğini dile getirirler. O, muhteşem gücüyle her şeye egemendir.”
(Nur,10)”Eğer Allah sizi sevip saymasaydı haliniz nice olurdu? Her şeye hakim olan Allah’ın yürekten pişmanlık duyanlara kıyamadığını da bilin.”
(Nur,12,20,21)”(Siz ey inananlar!) İftirayı işittiğiniz zaman, inanan erkekler ve inanan kadınlar olarak birbiriniz hakkında iyi zan besleyip, ‘Bu apaçık bir iftiradan başka bir şey değildir demeniz gerekmez miydi?’ Ya Allah’ın size sevgi ve saygısı olmasaydı! Ya Allah duyarlı-size şefkat ve merhametiyle muamele etmeseydi haliniz nice olurdu?
Ey inananlar! Saptırıcıların-şeytanın peşinden gitmeyin! Şeytan, peşinden gelenlerden çirkin ve sevimsiz şeyler yapmalarını ister. Allah’ın size yönelik lütfu ve merhameti olmasaydı hiçbiriniz asla arınamazdı. Lâkin Allah, değer bulduklarını temize çıkarır-hak edeni-dileyeni arındırır, çünkü Allah, her şeyi duyup bilmektedir….”
(Nur,41-45)”Göklerde ve yerde bulunan varlıkların ve sıra sıra uçan kuşların Allah’ın yüce kudretini dillendirdiğini görmüyor musun? Bunların hepsi O’na nasıl yakaracaklarını ve O’nun koyduğu yasaya göre hareket etmeyi bilmektedirler. Allah da onların davranışlarını çok iyi bilmektedir. Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır ve herkes Allah’a dönecektir. Allah’ın bulutları sevk edip sonra da birleştirerek yoğunlaştırdığını ve üst üste yığarak kümeler haline getirdiğini görmüyor musun? O bulutlardan yağmur yağıyor ve büyük kütleler halindeki bulutlardan dolu yağdırıyor ve dilediğini onunla cezalandırıyor, dilediğini de ondan koruyor. Bulutların şimşeğinden çıkan parıltı ise neredeyse gözleri kamaştırır. Allah, geceyi gündüze ve gündüzü geceye dönüştürür. Kuşkusuz ileriyi görenlerin-dikkatli gözlemcilerin bu olaydan alacakları dersler vardır. Allah, bütün canlıları sudan yarattı. Canlılardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür. Bir kısmı iki ayağı üstünde, bir kısmı da dört ayağı üzerinde yürür. Allah dilediği şekilde yaratır, Allah her şey için bir ölçü koyandır.”
(Nur,46)” Andolsun ki biz hakikati-gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan-etkili, anlamı açık ayetler indirdik. Allah dileyeni bu ayetlerle dosdoğru yola yöneltir.”
(Hac,5-7)”Ey insanlar! Eğer tekrar dirilme konusunda şüpheniz varsa, biz sizi en başta topraktan yarattık, sonra bir damla meni, sonra bir karışım, sonra ala canlı bir et parçası, – ki anlamanız için basitçe anlatıyoruz- Sonra, istersek tam süre rahimlerde tutar ve sizi bir bebek olarak dünyaya getiririz. Sonra büyüyüp serpilirsiniz. İçinizden erken ölenler de olur, ömrün en rezil dönemine gelene kadar yaşayanlar da. Hatta, onca bilgiden sonra bunayıp hiçbir şey bilmez olursunuz… Şimdi bir de kupkuru toprakları seyret. Üzerine suyu döker dökmez, silkinip kabarır. Her muhteşem çiftten erkekli dişili bitkiler çıkarır. Bütün bunlar, Tanrının var olduğunu, ölüleri O’nun dirilteceğini ve onun her şeye kadir olduğunu ifade eder. Ayrıca kıyamet gününün kesinlikle gelip çatacağını, Allah’ın kabirdekileri yeniden dirilteceğini gösterir.”
(Hac,18)”Göklerde ve yerde olan; güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, canlılar ve insanlardan çoğunun Allah’ın yasalarına teslim olduklarını görmedin mi?”
(Hac,34)”Tanrınız birdir, artık O’na teslim olun….”
(Hac,47)”Allah verdiği vaatten asla dönmez. Rabbinin katında bir gün, sizin hesabınıza göre bin yıl gibidir.”
(Hac,53)”Allah şeytanın karıştırdığı sözlerle-şüpheyle, kalplerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimseleri sınamıştır.”
(Hac,59-61)”En iyi bilen ve kılı kırk yaran sadece Allah’tır! O kadar. Kendisine yapılan saldırıya birebir karşılık verirken haksızlığa uğrayan kimseye Allah mutlaka yardım edecektir. Allah, duyarlılık sahibidir. Allah geceyi gündüze, gündüzü geceye çevirirken de hep bu duyarlılık içindedir. çünkü Allah, her şeyi duyup görmektedir.”
(Hac,63-66)”Allah’ın, gökyüzünden su indirmesine baksana! Toprak nasıl da yemyeşil oluveriyor? Çünkü her şeyin ihtiyacını eksiksiz bilen, sadece Allah’tır. Göklerde ve yerde her şey onun tekelindedir. Yani, saygı duyulası zenginliğe sahip olan tek varlık Allah’tır. Allah’ın yeryüzünde her şeyi sizin hizmetinize sunduğuna dikkat et.?! Denizlerde onun kanunlarına göre yol alan gemilere bak.!? Peki Allah, neden gökyüzünü askıda tutuyor? Neden yere yığılmasına müsaade etmiyor? Çünkü Allah, ince düşüncelidir kullarına kıyamaz. Size hayat veren O’dur: öldürüp ardından yeniden diriltecek olan da O’dur. Ama insan, o kadar kör ki bunları göremiyor…”
(Hac,67)”Biz her millete kendilerine özgü, uyguladıkları bir yolu-sistemi yükümlü kıldık.”
(Hac,70)”Gökte ve yerde olup bitenlerden Allah’ın haberi olduğunu bilmelisin? Her şey (Allah’ın koyduğu yasalarla) kayda geçer bunu yapmak ise Allah’a göre mesele değildir-çok kolaydır.”
(Hac,74)”Allah’ı gerektiği gibi takdir edemediler-Allah’ı tam olarak zihinlerine oturtamıyorlar. Allah, görkemli bir güce sahiptir…..”
(Hac,76)”Allah, insanların geleceğini de bilir özgeçmişlerini de. Her şey mutlaka Allah’ın onayından geçer….”
(Münafikun,11)”Allah, vadesi gelene ek süre vermez-ölüm gelip çatınca Allah onun ecelini asla ertelemez.”
(Mücadele,6,7)”Bir gün Allah, herkesi toptan diriltecek ve yapıp ettiklerini kendilerine haber verecektir. Allah, olanları kaydeder, insan unutur. Allah, her şeyin doğrudan tanığıdır…Acaba insanoğlu, Allah’ın göklerde ve yerde olup bitenleri bildiğini tahmin edemiyor mu? Gizli konuşan üç kişiden dördüncüsü Allah’tır. Beş kişiden altıncısı da Allah’tır. Bundan daha az ya daha fazla, kim nerede ve kiminle olursa olsun, Allah onların hemen yanıbaşındadır ve kıyamet gününde tüm yapıp ettiklerini kendilerine haber verecektir. Çünkü Allah, her şeyi tüm ayrıntısıyla bilir…”
(Mücadele,21)”Allah, ‘Ben ve Benim buyruklarına bildiren elçilerim kazanacağız’ diye yazmıştır. Allah, her daim güçlü ve görkemlidir.”
(Hucurat,7,8)”Allah, bir yandan size inancı sevdirip onu kalplerinize nakşederken, inkâr yanı sıra, düzensizlik-kötülük ve bozgunculuk-isyandan nefret etmenizi sağlamıştır. Bunlar, Allah’ın size değer verdiğini gösterir. Allah her şeye bilgi gücüyle hakimdir….”
(Hucurat,13)”Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sonra sizi boylara soylara-milletlere ayırıp insanlığın ortak ilkeleri yoluyla tanışıp, karşılıklı ilişki kurmanızı sağladık. Allah’a göre en iyiniz-en değerli-en duyarlı-en asil olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Allah, engin bilgi ağı ile her şeyden haberlidir.”
(Tegabün,1, 2)”Göklerde ve yerde olan her şey, Allah’ın koyduğu yasaya boyun eğer-(sorumluluğunu yerine getirir). Yönetim ona aittir, teşekkür de ona yapılır. O, her şeye kadirdir. Sizi yaratan O’dur.”
(Tegabün,3,4)”Allah, gökleri ve yeri gerçek bir amaç uğruna-dengede yarattı, sizi tasarladı, Çok da özendi, dönüşünüz de ona olacak. Allah, göklerde ve yerde olup bitenleri bilir. Gizlediklerinizi de bilir açığa vurduklarınızı da, aklınızdan geçenleri de bilir….”
(Tegabün,7,8)”İnkârcılar, öldükten sonra bir daha diriltilmeyeceklerini iddia ediyorlar. De ki, ‘Hayır, Rabbim hakkı için elbette diriltileceksiniz, sonra da (dünyada) yaptıklarınız bir bir önünüze konacak. Bu, Allah’a göre çok kolaydır.’ Artık Allah’a, O’nun resulüne ve Kur’an’a inanın!”
(Cuma,8)”Hep kaçıp durduğunuz ölüm, bir gün gelip karşınıza dikilecek, sonra bu âlemin ötesini berisini bilen bir Tanrı huzuruna çıkarılacaksınız, o da tüm yaptıklarınızı, sayıp dökecek…”
(Cuma,11)”Rızkın kaynağı Allah’tır.”
(Mâide,6,7)”Allah, size zorluk çıkarmak istemez. Allah, sizi arındırmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Umulur ki nimetlerin hakkını verirsiniz. Allah’ın size lütfettiği onca nimetini ve ‘İşittik, itaat ettik’ dediğinizde Allah’a verdiğiniz misak ile kendinizi bağladığınız o sözleşmenizi hatırlayın. Allah’a karşı duyarlı ve bilinçli-sorumlu davranın, Allah, kalplerdeki (bütün gizli niyet ve düşünce)leri-aklınızdan geçenleri-en mahrem sırları hakkıyla bilendir.”
(Mâide,48)”Önceki vahiylerden hakikatleri tasdik edici ve onlardaki doğruları yanlışlardan ayırt edici olarak bu Kur’an’ı hak ile indirdik. Her biriniz için yasa ve yol-yöntem belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi bir tek toplum yapardı, fakat verdiği yasa ve yöntemler (farklı eğilim, yetenek) sizi denemesi içindir. Sizler iyi, güzel ve yararlı işlerde yarışın! Hepinizin dönüşü Allah’adır. O hakkında ayrılığa düştüğünüz (ihtilaf konusu yaptığınız) şeyleri size bildirecektir.”
(Mâide,96)”Hem sizin hem de yolculuk yapanların yararlanması için, deniz ürünlerini avlayıp yemek size helal kılınmıştır. Huzurunda toplanacağınız Allah’a saygılı olun-Allah’ı dinleyin.”
(Tevbe,36)”Allah’a göre ayların sayısı on ikidir. Yerler ve gökler kuruldu kurulalı, Allah’ın kitabında bu, böyledir.”
(Tevbe,118)”Allah, yalvaranları sevgi ile kucaklar….”
(Tevbe,129)”O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Muhteşem kainatın tek hâkimi O’dur.”
(Nasr,3)”Rabbinin erişilmez yüceliğini yadet-her türlü noksandan arındır. Teşekkür edip af dile. Şüphesiz Allah, ezelden beri tevbeleri çokça kabul eden, çok tevbe fırsatı verendir-her zaman tevbe eden kullarını bağışlayandır.”
KUR’AN Türkçe çeviri;
Mustafa Sağ
Salih Akdemir
istekuran.net-Hakkı Yılmaz
kuranmeali.com sitesi;
Cemal Külünkoğlu
Mehmet Çakır
Mustafa Çavdar