2-KUR’AN’da; ALLAH tanıtan Ayetler!
3 Bölüm; (2)
(Saffat,126)”Allah, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.”
(Lokman,10)”O, gökleri görünür destekler olmadan yarattı. Sizi sarsmasın diye yeryüzünü sabit dağlar ile donattı ve orada her çeşit canlı varlığın çoğalmasını sağladı. Gökyüzünden yağmur yağdırdı ve onunla yeryüzünde her türlü faydalı bitkiyi yetiştirdi.”
(Lokman,16)”Yaptığın bir iyilik veya kötülük bir hardal tanesi ağırlığınca bile olsa, üstelik bir kayanın içinde saklı olsa veya göklerin ve yerin derinliklerinde kaybolsa Allah onu ortaya çıkarır. Allah ilmiyle her şeye nüfuz eden ve her şeyden haberdar olandır.”
(Lokman,20)”Allah’ın göklerde ve yerdeki her şeyi sizin hizmetinize sunduğunu ve sizi görünür görünmez onca nimetin içinde yüzdürdüğünü görmez misiniz?”
(Lokman,27)”Yeryüzündeki bütün ağaçlar (birer) kalem, denizler de (mürekkep olsa), sonra (bunlara) yedi (kat daha) deniz (mürekkep olarak) eklense (bunlar yazmakla tükenir ama) Allah’ın (ilmini, kudretini, nimetlerini, merhametini, yazgılarını ifade eden) kelimeleri (yazmakla) tükenmez.”
(Lokman,28)”(Ey insanlar!) Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra tekrar diriltilmeniz, ancak bir tek insanı yaratmak ve diriltmek gibidir.”
(Lokman,34)”Saat-dünyanın sonu ile ilgili bilgi sadece Allah’ın katında-yanındadır. Yağmuru Allah yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiç kimse nerede öleceğini bilmez.”
(Sebe,48)”Hiç şüphe yok ki Rabbim, (yalan ve sahte olana karşı) değişmez gerçeği apaçık ortaya koyacaktır. O, yaratılmışların bilmediği her şeyi-bütün gizlilikleri hakkıyla bilendir.”
(Zümer,3)”Dikkat! Arı-saf ve duru-katışıksız din sadece Allah’a aittir.”
(Zümer,6,7)”Allah, sizi bir tek canlıdan-özden yarattı. Sonra ondan (onun yaratıldığı maddeden) aynı tür ve mahiyette eşini var etti ve size dört türden çiftler olmak üzere sekiz hayvan yarattı. O, sizi annelerinizin rahimlerinde, üç katman karanlığın içinde geliştirerek (nutfeden başlayıp),aşama aşama-çeşitli safhalardan geçirerek yaratmaktadır. Rabbiniz-sahibiniz olan Allah budur. Mutlak hükümranlık-mülk-yönetim yalnız Allah’ındır. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Eğer iyilikbilmezlik-inkâr ederseniz, bilin ki Allah’ın size hiçbir ihtiyacı yoktur. Fakat O, kullarının nankörlük etmesinden hoşlanmaz. Eğer şükrederseniz-verilen nimetlerin karşılığını öderseniz memnun olur. Hiç kimse diğerinin günahını yüklenecek değildir. Sonra (ne kadar yaşarsanız yaşayın) tümünüz Rabbinize döneceksiniz ve o zaman yaptıklarınızı size gösterecektir. Allah, (insanların) kalplerinde olan (gizli niyet ve düşünceler)i de hakkıyla bilendir.”
(Zümer,21)”Allah’ın gökten su indirip, onu yeraltındaki su kaynaklarına sızdırdığını, sonra da onunla rengârenk ekinler bitkiler bitirdiğini görmüyor musun? Sonra da bu bitkiler kurur ve sen onların sapsarı bir hale geldiğini görürsün. Sonunda Allah onları çerçöp haline getirir.”
(Zümer,36)”Allah, kuluna yetmez mi-kâfi-yeterli değil midir-bir kul için teminat olarak Allah yetmez mi?”
(Zümer,42)”Allah, nefislere, ölmeleri sırasında, onlara geçmişte yaptıklarını ve yapması gerekirken yapmadıklarını bir bir hatırlatır. Ölmeyenlerin de uyuduklarında nefislerini-bilinçlerini alır. Sonra ölümüne hükmettiklerinin canlarını alıkoyar, diğerlerini belli bir süreye kadar bırakır-uyandırır. Ölüm olayında, düşünce toplumu için ipuçları vardır.”
(Zümer,44)”Şefaat tamamıyla ve sadece Allah’a aittir, gökler ve yer üzerindeki otorite (yalnız) O’nundur.”
(Zümer,53)”Ey kötülük edip aşırı giden-kendilerini harcayıp yazık eden kullar, sakın Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. O, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıdır.”
(Zümer,54)”Rabbinize yönelin! Kendinizi ona teslim edin! Azap gelmeden-acılar sökün etmeden. Aksi halde yardım alamazsınız.”
(Zümer,65)”Eğer Allah’a ulaşmak için devreye birini sokarsan-ortak koşarsan, bütün yaptıklarını iptal eder ve her şeyini kaybedersin.”
(Zümer,67)”Allah’a hak ettiği değeri veremiyorlar-Allah’ı gereği gibi takdir edemediler-kudret ve yüceliğini hakkıyla tanıyıp kavrayamadılar. Kıyamet günü yeryüzü, bütünüyle O’nun tasarrufunda olacak. Gökler de O’nun kudretiyle dürülecek. Allah çok yücedir, onların uydurduğu aracı tanrılardan öyle ötedir ki bunu onların havsalası almaz.”
(Mü’min,65)”Allah daima diridir; Allah’tan başka ilah yoktur. Dini (şirkten) arınmış bir şekilde Allah’a has kılarak, eş koşmadan samimi ve saf bir inançla sadece Allah’a dua edin (dualarınızda başkalarını araya sokmayın). Tüm övgüler yalnız âlemlerin Rabbi Allah’adır; başkası övülemez!”
(Mü’min,79,80)”Allah O’dur ki, bir kısmına binesiniz, bir kısmından da yiyesiniz diye sizin için hayvanları yarattı. O hayvanlarda sizin için nice yararlar vardır. Gönlünüzün istediği yere onlarla ulaşırsınız. Karada onlara denizde de gemilere binerek yolculuk yaparsınız.”
(Mü’min,85)”Azabımızı-felaketi görünce inanmaları kendilerine hiçbir fayda sağlamaz. Allah’ın kulları hakkında öteden beri uyguladığı sünneti-yasası budur.”
(Fussilet,9-12)”Gerçekten siz, yeri iki evrede yaratanı inkâr ediyor ve O’na birtakım eşler mi koşuyorsunuz? Allah yerin üzerine denge unsuru-sarsılmaz dağlar yerleştirdi, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak dört mevsim-evrede (her mevsime ve bölgeye göre çeşit çeşit yetişen) rızıklar takdir etti. Sonra, (sadece) gaz-duman halinde olan göklere şekil verdi; ona ve yeryüzüne, ‘Benim yasalarıma ister gönüllü ister gönülsüz boyun eğin,’ dedi. Onlar da, ‘Senin yasalarına isteyerek boyun eğdik,’ dediler. Böylece onları iki evrede yedi gök-tabaka (kozmik sistem) olarak düzenledi ve her bir tabakaya kendi görev yasasını bildirdi. Ve biz yakın dünya göğünü yıldızlarla ve bir koruma sistemiyle donattık. Bu, her işinde mükemmel ve her şeyi hakkıyla bilen Allah’ın planıdır-tesis ettiği bir düzendir.”
(Fussilet,39)”Kupkuru gördüğünüz toprağın üzerine yağmur yağdırdığımızda, toprak hemen harekete geçer ve kabarır. Kupkuru toprağa böyle hayat veren, hiç şüphesiz ölüleri de diriltecektir. Allah her şey için bir ölçü koyandır.”
(Fussilet,46)”İyilik yapan iyilik, kötülük yapan kötülük bulur. Rabbin kullarına asla zulmetmez.”
(Fussilet,47)”Kıyamet saatinin bilgisi, Allah’a aittir. Allah’ın bilgisi olmadıkça hiçbir meyve tomurcuklarından çıkmaz. Hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz.”
(Şura,8)”Allah isteseydi insanlığı tek bir millet yapabilirdi. Ancak uyarıcı elçiler göndererek, tercihi-kendi yolunu seçmede insanı-herkesi serbest bırakmıştır.”
(Şura,28)”O, kuraklıktan dolayı insanlar umutlarını kestikten sonra yağmuru yağdırıp rahmetini her tarafa yayandır. O’dur koruyup gözeten, O’dur övgüye layık olan.”
(Şura,32-34)”Dağ gibi gemilerin denizlerde akıp gitmesi de Allah’ın kudret delillerindendir. Allah dilerse rüzgârı durdurur-suya koyduğu yasayı alır da yelkenli gemiler su üstünde kalakalırlar. Ya da Allah dilerse bu gemileri içindekilerin yaptıklarından dolayı yok eder ama çoğu zaman da affeder-kurtarır.”
(Şura,51)”Allah, bir insanla ancak Vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur-iletişim kurar-söz söyler. Yahut bir elçi gönderip, izniyle-bilgisiyle ona dilediğini vahyeder. Allah, her şeye bilgi gücüyle egemendir.”
(Duhan,38,39)”(Ey insanlar bilin ki) Biz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları oyun eğlence olsun diye yaratmadık. Biz onları ancak yüce bir amacı gerçekleştirmek-gerçeği göstermek için yarattık.”
(Câsiye,4,5)”Ey insanlar! Gerek sizin yaratılışınızda gerekse yeryüzünde yaydığı diğer canlılarda kesin olarak inanmış bir toplum için ibret-deliller vardır. Gece ve gündüzün birbiri ardına gelmesinde (dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesinde), Allah’ın gökten yağmuru indirip onunla ölmüş kupkuru toprağı canlandırmasında ve rüzgârı (değişik yönlerden aşılayıcı olarak) estirmesinde aklı ile düşünen bir toplum için dersler vardır.”
(Câsiye,12)”Denizlerden rızkınızı aramanız ve şükretmeniz-kendinize verilen nimetlerin karşılığını ödemeniz için, doğa kanunu ile yüzen gemileri ve denizi emrinize veren-yararlanacağınız yapı ve özelliklerde yaratan Allah’tır.”
(Ahkaf,3)”Biz gökleri, yeri ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak-gerçek bir amaç ve belirli bir süreliğine yarattık.”
(Zariyat,5,6)”Size ne vaat edilmişse kesin doğrudur-kıyamet-yargılama mutlaka gerçekleşecektir.”
(Zariyat,23)”Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu Kur’an-Kur’an’da size bildirilenlerin hepsi, tıpkı sizin konuşmanız gibi gerçektir.”
(Zariyat,47-49)”Gökyüzünü kudretimizle sapasağlam bir şekilde biz bina ettik ve onu sürekli olarak genişletmekteyiz. Yeryüzünü de yaşam alanı haline getirdik. Her şeyi çiftler halinde yarattık, belki bütün bunları düşünüp ibret alırsınız.”
(Zariyat,56,57)”Ben görünen ve görünmeyen, bilinen ve bilinmeyen tüm iradeli varlıkları başka tanrı olmadığını-sadece(Beni tanıyıp bilsinler ve) Bana tapmaları gerektiğini bilmeleri için yarattım. Ben, onlardan bir rızık istemiyorum ve onların Beni doyurup beslemelerini de beklemiyorum.”
(Zariyat,58)”Bütün rızıkları veren erişilmez güç ve kudret sahibi Allah’tır-gücün, rızkın öz kaynağıdır.”
(Kehf,7,8)”Biz yeryüzünde göz alıcı güzellikler meydana getirerek kim daha iyi ve güzel işler ortaya koyacak diye onları sınamak istedik. Zamanı geldiğinde biz yeryüzündeki tüm güzellikleri kupkuru toprak haline getiririz.”
(Kehf,23,24)”Hiçbir şey hakkında, sakın, ‘Ben bunu yarın yaparım,’ deme. ‘Allah’ın izniyle-inşallah’ de.”
(Kehf,29)”Hak-gerçek Rabbinizden gelen Kur’an’dır. İster inansınlar, ister inanmasınlar.”
(Kehf,39)”Maşallah-Allah ne isterse o olur. Allah’tan başka hiçbir güç yoktur.”
(Kehf,45)”Servetleriyle övünenlere basit dünya hayatının misalini ver, ‘O basit dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, gökten yağdırdığımız yağmurun toprağa karışmasıyla yeryüzünde sık bir bitki örtüsü oluşur sonra da bu yeşillikler kuruyup rüzgârın savurup götüreceği çerçöp haline gelir.”
(Kehf,109)”Rabbimin sözleri-ilmi için okyanus mürekkep olsa ve hatta bir o kadar da ilave etsek (denizlere denizler katsak); Rabbimin ilmi-sözleri tükenmeden okyanuslar tükenir.”
(Nahl,4-8)”O, insanı meni(deki sperma)dan yarattı. Hayvanları da (O) yarattı. Onlardan pek çok yararları yanında, sizi ısıtan giysiler, besleyen yiyecekler elde edersiniz. Siz hayvanları sabahları doğaya salarsınız. Akşamüstü ağıllarınıza toplarsınız. Bütün bu yaptıklarınızda bir güzellik, sizin için yaşam zevki vardır. Onlarla birlikte yaşar. Onların nesilleriyle varlıklar edinirsiniz. (Onlardan bazıları) ağırlıklarınızı sizin ancak zorlukla varabileceğiniz beldelere taşırlar. (Allah) atları, katırları, eşekleri hem kendilerine binmeniz için hem de süs hayvanı olarak yarattı. O sizin bilmediğiniz daha nice şeyleri de yaratmaktadır.”
(Nahl,9)”Doğru yolu bildirmek Allah’a aittir. Eğer insanlar doğruyu isteselerdi, Allah hepsini doğruya ulaştırırdı.”
(Nahl,10-20)”Gökten sizin için yağmur yağdıran Allah’tır. Onunla sizin ve hayvanlarının su ihtiyacı karşılanır. Allah, o su ile sizin için ekinler, zeytin ve hurma ağaçları, üzüm ve türlü türlü meyveler yetiştirir. O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ay’ı sizin hizmetinize verdi. O, yeryüzünde sizin için rengârenk nimetler var etmiştir. O, yemeniz için taze et (su ürünü), takınmanız için değerli taşlar çıkarasınız diye denizi hizmetinize sunmuştur. Suya verdiği kaldırma gücü sayesinde gemilerin denizi yara yara akıp gittiğini görürsünüz. Allah, yeryüzünde sarsılmayasınız diye sağlam dağlar, yolunuzu şaşırmayasınız diye nehirler ve yollar ve nice işaretler meydana getirdi. Ve daha nice alametler… İnsanlar (denizde veya çölde geceleyin) yıldızlarla yollarını bulurlar. Hiç yaratan, yaratamayan gibi olur mu? Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, asla böyle bir işin altından kalkamazsınız! Ve Allah, gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Müşriklerin Allah’tan başka taptıkları düzmece ilahlar hiçbir şey yaratamazlar. Onların kendileri yaratılmıştır.”
(Nahl,38,39)”Ölüleri diriltmek, Allah’ın gerçekleştirmeyi kendine borç bildiği-üzerine aldığı bir vaadidir. Görüş ayrılığına düştükleri konular (Allah tarafından) açıklığa kavuşturulsun ve inkârcılar, yalan söylediklerini öğrensinler diye (Allah onları diriltilecektir)-bu diriltme, hakkında ihtilaf ettikleri konuları beyan etmek, kâfirlerin birer yalancı olduklarını açığa çıkarmak içindir.”
(Nahl,48)”Allah’ın yarattığı şeylerin gölgelerinin doğaya koyduğu yasayla sağa ve sola dönerek, derin bir tevazu ile Allah’a nasıl saygı gösterdiklerini görmüyorlar mı?”
(Nahl,61)”Eğer Allah, insanları yaptıkları zulümler sebebiyle hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı bırakmazdı; fakat onları belli bir süreye kadar erteler. Süreleri dolunca da ne bir an ertelenirler ne de öne alınırlar.”
(Nahl,66-69)”Sizin için süt veren hayvanlarda da bir ibret vardır. Onların karınlarındaki sindirilmiş besin ile kan arasından süzülüp gelen ve içenlerin boğazından yağ gibi akıp geçen tertemiz halis bir süt içiriyoruz. Hurma ağaçlarının ve üzüm bağlarının ürünlerinden hem sarhoşluk verici-aklı örten içecekler hem de güzel yiyecekler elde ediyorsunuz. Rabbin bal arısına, ‘Dağlarda, ağaçlardan ve insanların kuracakları kovanlardan kendine yuvalar yap! Sonra her çeşit meyve ve bitkiden ye ve Rabbinin (bal yapımı için) sana gösterdiği yolu aynen izle; karnından, çeşitli renklerde bal çıkar’ diye vahyetti. Onda insanlar için şifa vardır.”
(Nahl,70)”Sizi yaratan sonra da sizi öldürecek olan Allah’tır. İçinizden kimilerinin ne söylediğini ve ne yaptığını bilemez hale geleceği, ihtiyarlığın-yaşamın en düşkün çağına kadar yaşatır.”
(Nahl,71)”Allah, kiminize kiminizden daha bol rızk vermiştir (bazılarına fazla vererek farklı kıldı). Varlıklı hale gelenler, emirleri altında çalışanlara hak ettikleri paylaşımı yapmazlar. Hâlbuki rızık konusunda bunlarla onlar eşit hakka sahiptir. Durum böyleyken (verdiği nimetlerden paylaşmayı ve infak etmeyi reddederek) Allah’ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?”
(Nahl,72,74)”Allah, kendi cinsinizden eşler yarattı. Eşlerden de çocuklar ve torunlar var etti; size temiz ve hoş yiyecekler-rızıklar verdi. Onlar anlamsız, boş şeylere-hurafelere inanıp, Allah’ın bunca nimetlerine nankörlük mü ediyorlar? Allah’ı ortak koştuğunuz varlıklara benzetmeyin (birtakım varlıkları yüceltip O’na denk hale getirmeyin).”
(Nahl,78-81)”Sizi analarınızın karnından hiçbir şey bilmez bir halde çıkaran ve belki hakkını verip şükredesiniz diye size duyma, işitme, görme ve düşünme kabiliyeti veren Allah’tır. Göğün boşluğunda Allah’ın koyduğu yasalar çerçevesinde kuşların nasıl uçtuğunu görmüyorlar mı? Onları gökte tutan Allah’tan başkası değildir. Size huzur içinde oturacağınız evler, hayvanların derilerinden gerek konup göçerken gerekse yerleşme sırasında kolayca taşıyıp kurabileceğiniz çadırlar yapma imkân ve kabiliyeti lütfeden Allah’tır. Onların yünlerinden, kürklerinden ve kıllarından kısa veya uzun süreli kullanacağınız ev eşyası ve ticaret malları üretme yeteneği veren de Allah’tır. Yine yarattığı şeylerden sizin için gölgelikler kılan, dağlarda sığınacağınız mağaralar meydana getiren ve sizi sıcaktan koruyacak giysiler ve savaşta koruyacak zırhlar yapma imkân ve yeteneği bahşeden Allah’tır. Allah size nimetlerini tastamam sunmaktadır. Umulur ki O’na tam manasıyla teslim olursunuz.”
(Nahl,112)”Allah, halkı güven ve refah içinde yaşayan bir şehri örnek olarak veriyor. Onlara rızıkları her bir taraftan bolca gelirken, Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler de Allah yaptıklarından dolayı onlara, açlık ve korku belasını tattırdı.”
(Nahl,114-115)”Allah’ın size rızık olarak bahşettiği helal ve temiz olan nimetlerden yiyin. O, size yalnızca leş, kan, domuz eti, bir de Allah’tan başkasına adananları haram kıldı. Kim çaresiz kalırsa; istekli olmamak ve haddi-sınırı aşmamak şartıyla bunlardan yiyebilir.”
(Nahl,119)”Rabbin, bilgisizlik-cahillik sebebiyle kötülük yapan, bunun ardından içtenlikle tövbe edip dönüş yapan-düzelenleri bağışlayıcıdır.”
(Nahl,128)”Muhakkak ki, Allah, kendisine karşı sorumluluk bilinciyle yaşayan ve erdemli davranan-iyilik yapanlarla beraberdir-güzellikten yana olanların hep yanındadır.”
(Nuh,13-20)”Size ne oluyor ki, Allah’a gereken saygıyı göstermiyor-Allah’ın büyüklüğünü takdir edemiyorsunuz? O, sizi çeşitli evrelerden geçirerek yarattı. O’nun yedi kat göğü nasıl bir uyum içinde ve tabakalar halinde yarattığını, ay’ı bu gökler içinde ışık yansıtıcı, güneşi de ışık kaynağı yaptığını görmüyor musunuz? Allah sizi, tıpkı bitkiler gibi topraktaki unsurlardan meydana getirdi. Sonra sizi (ölünce) yine oraya geri döndürecek ve en sonunda tarifsiz bir çıkarışla yeniden çıkaracaktır. Allah yeryüzünü sizin yaşamanız için yerleşim yeri yaptı. Gezip dolaşmanız için geniş yollar açtı.”
(İbrahim,10)”Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında kuşkularınız var öyle mi? Oysaki O, günahlarınızı bağışlamak için sizi çağırıyor ve size belli bir yaşam süresi tanıyor.”
(İbrahim,32-34)”Allah, gökleri ve yeri yaratan, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, suya koyduğu yasa gereği denizde yüzen gemileri hizmetinize veren, nehirleri de (yararlanmanız için) akıtandır. Devamlı olarak yörüngelerinde seyreden güneşi ve ay’ı size faydalı kılan, geceyi ve gündüzü de sizin hizmetinize sunandır. O size kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi verdi. Allah’ın nimetlerini saymakla bitiremezsiniz. Buna rağmen insan hem zalim-acımasız ve hem de çok nankördür.”
(İbrahim,47)” Sakın ola ki, Allah’ın elçilerine verdiği vaadinden-sözden cayacağını sanmayın! Allah, elbette güçlü-üstün olan ve herkese yaptığının cezasını tattırandır.”
(Enbiya,16-18)”Göğü, yeri ve ikisi arasındaki varlıkları oyun ve eğlence olsun diye-boşuna yaratmadık.
Eğer oyun ve eğlence-oyalanmak isteseydik, yapabilirdik ama yapmadık. Tam aksine biz hakkı bâtılın üstüne fırlatırız da, gerçek bâtılın işini bitirir. Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size-vay halinize!”
(Enbiya,30)”Gerçeği örtbas-ayetleri inkâr edenler, gökler ve yer (başlangıçta bir madde halinde) bitişikken büyük bir patlama ile onları ikiye ayırdığımızı ve yaşayan her şeyi sudan yarattığımızı-su ile canlı kaldığını görmüyorlar mı? Hâlâ inanmayacaklar mı?”
(Enbiya,31-33)”Onları sarmasın diye yeryüzüne dağları yerleştirdik, kolayca gidebilsinler diye orada vadiler ve geçitler meydana getirdik. Gökyüzünü de dünyayı saran atmosfer ve onun ötesindeki gök cisimlerini koruyan kubbe yaptık. Allah geceyi, gündüzü, güneşi ve ay’ı yaratmıştır. Bunların hepsi kendi yörüngelerinde uyum içinde seyreder-akıp giderler.”
(Enbiya,35)”Her canlı mutlaka ölecektir. İyi ya da kötü ile sizi sınıyoruz.”
(Enbiya,37)”İnsanoğlu pek aceleci yaratılmıştır. Zamanı geldiğinde kanıtlarımı göstereceğim; Benden acele istemeyin!”
(Enbiya,42-44)”Rahman’dan başka, gece ve gündüz, sizi kim koruyabilir? Yoksa onların bizden başka kendilerini koruyacak ilahları mı var? Biz onlara ve atalarına refah içinde bir hayat yaşattık. Onlar yeryüzünün ucundan kıyısından eksilterek, ömürlerinin biteceğinin hâlâ farkına varamıyorlar mı? Yoksa galip gelecek olan onlar mı?”
(Enbiya,47)”Kıyamet günü hak edilen pay terazileri-adalet divanları kuracağız. Kimseye en küçük bir haksızlık edilmeyecek. Bir atom çekirdeği kadar olanı bile hesaba katacağız.”
(Enbiya,104)”O gün biz gökyüzünü dosyaları dürer gibi düreceğiz. İlk yaratmayı nasıl başlattıysak aynısını bir daha yapacağız. Bu bir Tanrı sözüdür, ‘ve biz bunu yapacağız’…”
(Enbiya,110)”Allah, sözün açığa vurulanını da gizleneni de bilir.”
(Mü’minun,12-14)”Biz insanı ilk önce balçıktan-çamur özünden yarattık. Sonra bir damlacık spermi, ana rahmine yerleştirdik. Sonra bu spermi döllenmiş yumurta yaptık, rahim duvarına yerleşen bu yumurtayı embriyo haline soktuk. Embriyoda kemik oluşturduk. Sonra da kemiklere et giydirip başka bir yaratılışla insan haline getirdik. Yüceler yücesi olan Allah ne mükemmel bir yaratıcıdır!”
(Mü’minun,17-22)”Andolsun ki sizin üzerinizde sonsuz gezegenler-yedi katman-(yörünge)yaratmışızdır. Biz bütün bu yarattıklarımızla ilgimizi kesmiş değiliz. Biz, gökten belli bir ölçüde-kadere-ölçüye göre su indirdik de onu yeryüzünde (göl, yeraltı suları gibi doğal depolarda) tuttuk. Bizim onu (kurutarak) tamamen gidermeye de elbette gücümüz yeter. Ve biz yağmur suyuyla, sizin için hurma ve üzüm bağları yeşertmekteyiz ki orada sizin için birçok meyveler vardır ve siz onlardan yersiniz. Ve yine o yağmurla Sina Dağı çevresinde çokça yetişen, yiyenlere yağ ve katık olan zeytin ağaçları yetiştirdik. Hayvanlarda sizin için elbette bir ibret vardır. Onların içlerindeki sütten size içiririz. Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır ve etlerinden de yersiniz. Ve aynı zamanda hem hayvanlar üzerinde, hem de gemilerde taşınıyorsunuz.”
(Mü’minun,43)”Hiçbir toplum-millet kendisi için belirlenmiş süreyi ne öne alabilir ve ne de geciktirebilir.”
(Mü’minun,76-78)”Andolsun, biz onları akılları başlarına gelir diye, sıkıntıya düşürdük. Yine de ders alıp Rablerine boyun eğmediler yalvarmadılar. Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler. Hâlbuki ders alasınız diye Allah, size işitme, görme duyuları ve beyinler vermiştir. Kendinize verilen nimetlerin karşılığını ne de az ödüyorsunuz!”
(Mü’minun,79-83)”Sizi yeryüzünde yaratıp türeten-yayan O’dur ve O’nun huzurunda toplanacaksınız. Size hayat veren ve sizi öldürecek olan Allah’tır. Gece ve gündüzün birbirini izlemesi O’nun buyruğuyladır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? Buna rağmen ortak koşucular, öncekileri körü körüne taklit ettiler, ‘Biz ölüp toprağa karıştıktan, kemik yığını haline geldikten sonra tekrar mı diriltileceğiz? Bu tehdit daha önce atalarımıza da yöneltilmişti. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir.’ dediler.”
(Secde,4-9)”Gökleri, yeri ve ikisi arasında ne varsa hepsini altı evrede yaratan ve yarattığı her şeyin kanununu koyarak onlar üzerinde egemenlik kuran Allah’tır. Allah’tan başka veli ve şefaatçiniz yoktur. (Hal böyleyken) aklınızı kullanmaz mısınız-hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? O, gökten yere kadar olan bütün işleri (kanunlarını koyarak) düzenleyip yönetir. Sonra da olup biten her şey bir günde-bir zaman evresi içinde O’na ulaşır ki bu sizin saydığınız senelerden bin seneye denktir. O, yaratılmışların algı ve tasavvur alanının ötesindeki şeyleri de duyuları ve akıllarıyla kavrayabildiklerini de bilen, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. Allah, yarattığı her şeyi en güzel-en mükemmel şekilde yaratmıştır. İnsanı da ilk önce balçıktan yaratmaya başlamıştır. Sonra basit bir sıvıdan-meniden onun üremesini sağladı. Sonra onun yaratılış amacını gerçekleştirecek bir donanıma sahip kılarak onu bilgilendirdi-(Vahyinden) üfledi ve bu çerçevede sizi işitme, görme ve düşünme yetenekleriyle donatı. Sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ne de az ödüyorsunuz-ne kadar da az teşekkür ediyorsunuz?”
(Mülk,2)”Allah, davranış ve eylem bakımından hanginizin en güzel eseri-daha güzel işler yapacağını belirlemek-açığa çıkarmak-sınamak ve yaptıklarınızın karşılığını vermek için ölümü ve hayatı yarattı.”
(Mülk,3-5)”O yedi kat gökleri mükemmel bir ahenk ve uyum içinde yaratandır. Evrene sevgi ile hakim olan Tanrı’nın-Rahman’ın işinde-yaratmasında hiçbir kusur ve uyumsuzluk göremezsin! Gözünü çevir de bir bak görebilecek misin herhangi bir kusur? Gözünü tekrar çevir de bak, göz aradığını bulamamış yorgun ve bitkin olarak sana geri dönecektir. Andolsun ki biz yakın gökyüzünü kandiller yıldızlarla süsledik. Yıldızları, saptırıcıların-kâhinlerin boş ve anlamsız-palavra spekülasyonlarına aracı [meteorların yeryüzüne düşmesiyle, insanların uzaydaki varlıkları tanımalarıyla;
şeytanların-kâhinlerin, falcıların sahtekârlıklarının ortaya çıkmasına malzeme] yaptık.”
(Mülk,13,14)”İster gizli konuşun ister açık, farketmez. Çünkü Allah, gönlünüzden geçenleri de bilir. Yaratan yarattığını bilmez mi? O, ilmiyle her şeye nüfuz eden-saydam, her şeyin içini dışını gören ve her şeyden haberdar olandır.”
(Mülk,15)”Yeryüzünü tam size göre ayarlayan-sizin için yaşamaya elverişli hale getiren Allah’tır. Yeryüzü dağlarında ovalarında gezin, araştırın ve Allah’ın sizin için yarattığı rızkları bulup yararlanın. Unutmayın son dönüş Allah’adır.”
(Mülk,19-21)”Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları havada tutan, her şeye sevgi ile hakim olan Tanrının gücüdür. O her şeyi görüp izler. Yoksa, her şeye sevgi ile hakim olan Tanrı-Rahman olan Allah dışında, size ordularıyla yardım edecek biri mi var? Peki, Allah size verdiği rızkınızı keserse, size rızık verecek olan kimdir?”
(Mülk,30)”Eğer suyunuz çekilip yerin derinliklerinde kaybolup gitse-su kaynaklarının çekilebileceği ihtimalini düşündünüz mü hiç? Söyleyin bakalım, size tertemiz kaynak sularını kim getirebilir?”
(Nebe,6-16)”Biz yeryüzünü sizin için yaşam alanı yapmadık mı? Dağları da birer kazık gibi çakmadık mı? Sizi de çiftler halinde yaratmadık mı? Uykuyu da sizin için dinlenme vesilesi kılmadık mı? Geceyi de üstünüze bir örtü yapmadık mı? Gündüzü de geçim zamanı kılmadık mı? Üstünüze de sapasağlam yedi kat gök bina etmedik mi? Güneşi de oraya ışık saçan bir kandil olarak asmadık mı? Rüzgârların sıkıştırıp yoğunlaştırdığı yağmur yüklü bulutlardan şarıl şarıl sular indirmedik mi? Bu yağmurla tahılları ve bitkileri yetiştirmedik mi? Bitkileri birbirine dolaşmış salkım saçak bahçeleri meydana getirmedik mi?”
(Naziat,27-33)”Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa gökyüzünü mü? Allah gökyüzünü yükseltti-genişletti ve onu (mükemmel yasalarıyla) düzene koydu. Onun gecesini kararttı, gündüzünü ise aydınlattı. Yeryüzünü de düzenleyip yaşama elverişli hale getirdi. Ondan sular fışkırttı ve otlaklar meydana getirdi. Dağları da sağlam bir şekilde olması gereken yerlere yerleştirdi. Bütün bunları sizin ve hayvanlarınızın yararı için yaptı.”
(İnfitar,6-12)”Ey insan! Seni özene bezene yaratan, ihsanı bol-cömert olan Rabbine karşı seni aldatıp yanıltan kim ve nedir? O ki seni yarattı, seni yaratılış amacına uygun olarak tasarlayıp en güzel ölçülerle dengeli bir donanım verdi. Bunlara rağmen O’nun dinini-yargılamayı yalanlıyorsunuz. Ama bilin ki üzerinizde kaydediciler var-hassas alıcılar-yazıcılar. İşlediğiniz her ayrıntıyı kaydederler.”
(Rum,19)”Ölüye can veren, canlıya ölüm veren Allah’tır. Ölü toprağa hayat veren de Allah’tır. Tekrar dirilişiniz de böyle olacak.”
(Rum,20,21)”Sizi topraktan yaratması, Allah’ın işaretlerinden biridir. (Yaratıldıktan) sonra, birer insan olarak yeryüzüne yayılırsınız. Kendileri ile huzur bulasınız diye size kendi (cinsi)nizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve şefkat-merhamet var etmesi de O’nun delillerindendir. Bilgi toplumu, sevgi konusunu irdelemelidir.”
(Rum,22-27)”Göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O’nun delillerindendir. Geceleyin uyuyabilmeniz ve gündüzün O’nun lütuf ve nimetlerini araştırıp bul(abileceğiniz imkân ve yeteneklere sahip ol)manız da O’nun sonsuz ilim, kudret ve merhametinin delillerindendir. Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi-ölü-kurak toprağı canlandırması da O’nun delillerindendir. Ve koyduğu yasalar sayesinde göğün ve yerin bir düzen içinde konumlarını devam ettirmeleri de O’nun delillerindendir. Sonunda O sizi bir seslenişle yerden kalkmaya çağırdığında, hepiniz ortaya çıkacaksınız. Göklerde ve yerde olan her şey O’na aittir ve hepsi O’nun iradesine tabidir-saygı duymaktadır. İlk önce yaratan, sonra bu yaratma işini tekrar edecek olan Allah’tır; bu Allah’a çok kolaydır. Allah, göklerde ve yerde yaratmanın en güzel örneklerine sahiptir. Her şeye görkemli gücüyle egemendir…”
(Rum,30)”Tüm benliğini şirk-ortak koşmadan arınmış olarak Allah’ın insanlığın özüne nakşetmiş olduğu o dosdoğru-tevhid dinine çevir. Allah’ın insan bünyesinde yarattığı saf yapıya-fıtrata uygun davran ki Allah’ın yarattığında bir bozulma meydana gelmesin! İşte, tüm zamanların dosdoğru sağlam dini-bozulmamış değerleri ile din, budur. Fakat çoğu insan, bu değerlerin farkında değil-bilmez.”
(Rum,46)”Yağmurun müjdecisi olarak rüzgârları göndermesi böylece size iyilikte bulunması, koyduğu yasa ile gemileri yüzdürmesi bu sayede ticaret yaparak O’nun lütfundan rızkınızı-payınızı aramanız O’nun delillerindendir.
(Rum,48-51)”Allah O’dur ki rüzgârları göndererek bulutları harekete geçirir, sonra o bulutları gökte istediği gibi yayar ve parça parça eder, derken sen bu bulutların aralarından yağmurun boşaldığını görürsün; Allah kullarından dilediğinin topraklarına bu yağmuru indirdiği zaman onlar nasıl da sevinirler! Hâlbuki onlar yağmur yağmadan önce tam bir çaresizlik ve ümitsizlik içinde idiler. Allah’ın rahmetinin işaretlerine-yağmurun yaptığı işlere bir bak! O, ölü toprağı nasıl da canlandırıyor? Hiç şüphesiz Allah ölüleri de böyle diriltecektir. Allah her şeye gücü yetendir. Şayet (topraklarını kavuran) bir rüzgâr göndersek ve ürünlerinin sararıp kurumaya başladığını görseler, hemen nankörlük etmeye başlarlar!”
(Rum,54)”Sizi ilkin zayıf ve güçsüz bir varlık olarak yaratan, gençlikte güç ve kuvvet veren, ardından ihtiyarlık-güçsüzlük veren Allah’tır. O, yarattığını dilediği düzene uygun olarak yaratır. O her türlü yaratmayı bilendir-engin bilgi gücüne sahiptir.”
(Ankebut,6)”Var gücüyle uğraşıp didinenler, yine kendileri için çalışıyorlar demektir-Allah için çaba-gayret gösteriyorum diyen bunu yalnız kendi iyiliği için yapmış olur. Allah, hiçbir şeye-hiç kimsenin çabasına muhtaç değildir.”
(Ankebut,19,20)”Allah’ın ilk yaratmayı nasıl başlattığını ve sonra onu, tekrar tekrar yaratmaya nasıl devam ettiğini anlayamadılar mı? Şüphesiz bu Allah için çok kolaydır. Yeryüzünü gezip dolaşın da Allah’ın ilk yaratmayı nasıl başlattığını bir araştırın. Allah, öbür yaratılışı, ahret hayatını da yaratacak-başlatacaktır. Allah’ın her şeye gücü yeter-Allah, her şeye kadirdir.”
(Ankebut,23)”Ayetlerimi ve Benimle kavuşmayı inkâr edenler; onlar, Benim Rahmetim-Sevgimden ümitlerini kesmiş olanlardır.”
(Ankebut,56)”Ey inanan ve güvenen kullarım! Benim yeryüzüm geniştir. Ortak koşuculardan uzak, nerede özgür-güven içinde olacaksanız, sadece-yalnız Bana kulluk edin.”
Devamı; (3).bölümde!
Bir yanıt yazın