TÜRKİYE’DE ÜRETİM TOPLUMU OLMAK
ÜRETİM TOPLUMU OLMAK
Eski teknik öğretmenler bir araya gelerek bir kitap oluşturmuşlar.
Amaç, ilke olarak taşın altına elini koymak ve gelecek nesillerin daha refah yaşamaları için teknik öğretmen okullarının yeniden açılmasını sağlamak.
En önemli nedenlerinden biri de Birleşmiş Milletler’in yayınladığı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan bir madde…
“Her ülkenin yaşadığı toprağı koruması, o yurt üzerinde bağımsız ve egemen yaşaması her ulusun ve bireyin en doğal hakkıdır.”
İşte bu maddeden etkilenerek harekete geçen eski teknik öğretmenler, bu hakkın çoğu kez kullanılmadığı ve güçlü haklıdır kuralının geçerli olduğu bir dünyada yaşadığımız gerçeğine binaen yola koyulmuşlar.
Türk ulusunun Anadolu’daki varlığını sürdürebilmesi için üretim toplumu olabilmemizin gerekliliğine inanan bir grup eski teknik öğretmen, teknik öğretmen okullarının yeniden açılması için ülke çapında bir araya gelerek çalışmaya başlamışlar.
Hem de ne çalışma! Teknik öğretmen okullarının ve meslek okullarının açılması için oturmuşlar kafa yormuşlar.
Açılacak olan okulların fizibilitesini çıkarıp, eğitim sisteminin plan ve programlarını nasıl olması gerektiğini içeren çalışmalarını yapıp, bunları da örneklendirerek her türlü bilgiyi bir kitapta toplamışlar.
İşte bu eski tüfek öğretmenler kitap çıktıktan sonra “sanat okulları memleket meselesi” diyerek yollara dökülmüşler ve kapı kapı dolaşarak konuyu gündeme taşımaya çalışıyorlar.
Geçen hafta, eski sanat okulu teknik öğretmenlerinden biri olan ve NOSAB’ta da sanayicilik yapan Hüseyin Özler hocam benim de kapımı çaldı.
Şimdi ben de buradan bütün yetkililere ve Bursa’nın her siyasi partisinden değerli milletvekillerine de çağrı yaparak bu memleket sevdalı güzel insanlara, geleceği düşünen bu altın kalplere sahip çıksınlar diyorum.
Bir meslek lisesi mezunu olarak diyorum ki kalkınmak, eğitimli ve bilgili olmak, çağa ayak uydurmak, enflasyon illetinden kurtulmak, global anlamda söz sahibi ve güç sahibi olmak için kitabın adı gibi ÜRETİM TOPLUMU OLMAK zorundayız.
Kalkınmış ve güçlü toplumların ne yaptığına baktığımızda bilgi toplumu olmaktan ve hukuk toplumu olmaktan başka çaremiz olmadığını da açık açık görmekteyiz. Biz de teknolojik üretimimizi arttırarak ve üreterek kişi başına düşen milli gelirimizi yükseltmenin, yine her türlü ekonomik, sosyal, sanatsal, sportif üretimlerimizi arttırmanın yolunun eğitim ve üretimden geçtiğini bir an unutmadan hayata geçirmemiz gerekliliğini belirterek, unlarını elemiş eleklerini asmamış bu bilge insanlara kulak vermek zorunda olduğumuzun altını çiziyorum. Ülke sevdası dışında hiçbir siyasi, ekonomik çıkarı olmayan bu altın kalpli insanlar ne diyorlar dinlemeliyiz, anlamalıyız ve üretim toplumu olmak için harekete geçmeliyiz.
Saygılarımla.
Yalçın ARASü / TURKİSHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER