Biz, iyi giden turizmimizi baltalamaya başladık.
Almanya ve Avrupa turizm sektörü bir süredir paket tur kanununda yapılması planlanan revizyonu tartışıyor.
Bu sezon Almanya’dan 1 milyonun üzerinde turist bekliyoruz. Gurbetçilerle birlikte bu sayının 2 milyonu bulabileceği hesaplanıyor. Ancak, paket tur kanununda yapılması düşünülen değişikliklerin Alman turizmcileri endişelendiriyor.
Sonuç;
Kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz.
Konu sadece Almanya ile sınırlı değil. Hollanda ve Belçika da bu konuda endişe taşıyor.
Yasa değişikliğinin paket tatilin cazibesini azaltacağını ve yurt dışına giden turist sayısını olumsuz etkileyeceğini belirten Alman turizm birlikleri, düzenlemeye karşı daha gür ses çıkarmak için bir araya geldiler.
Almanya’nın önde gelen turizm dernek ve birlikleri Asr, DRV, DTV, Forum Anders Reisen, IHA, RDA ve VIR tarafından yapılan ortak açıklamada, hazırlanan yasa taslağının ağır ve adil rekabet koşullarına aykırı olduğu belirterek salgından ders alınmadığı belirtildi. Açıklamada ayrıca, paket tur yasasında yapılan revizyonun salgından yanlış sonuçlar çıkarıldığını da gösterdiği ifade edildi.
Alman Federal Hükümetine çağrıda bulunan turizm birlik ve dernekleri, yakında başlayacak olan AB Konseyi Çalışma Grubu toplantılarında yasanın sakıncalarına ilişkin AB ülkelerine bilgi verilmesini talep etti.
Alman turizmciler yasadaki revizyona ilişkin itiraz ettikleri ve uyarıda bulundukları noktalar şunlar:
1. İş seyahatleri paket seyahat direktifine dahil değildir ve düzenlemenin dışında tutulmalıdır.
2. Planlanan üç sınırlaması (Bir müşteriye üç saat içinde tek tek satış yapılması durumunda bu paket oluyor) sınırlaması seyahat acenteleri ile ilgili seyahat hizmetlerinin satışını hem imkansız hale getiriyor hem de ürün çeşitliliğini azaltıyor.
3. Avans ödeme miktarına ilişkin düzenleme abartılı gereksiz abartılı.
4. Müşterilerin yaşadığı yerlerde meydana gelebilecek ‘kaçınılamaz’ olaylar nedeniyle müşterilerin iptal hakkının genişletilmesi, riskin tamamen tur operatörlerine aktarılması anlamına geliyor. Bu düzenleme uygun ve orantılı değil.
5. Seyahat uyarısının ‘müşterinin yaşadığı yer’, ‘kalkış yeri’ ve ‘varış yeri’ olmak üzere üç noktaya genişletilmesi hem uygunsuzdur hem de belirsizlik yaratır. Yalnızca bir seyahat uyarısı olmalı.
6. Büyük felaketler durumunda müşteriye yapılacak iadeler için 14 gün süre belirlenmesi pandemiden yanlış dersler çıkarıldığını gösteriyor, işletmelere gereksiz bir yük getiriyor.
7. Hayata geçirilmesi planlanan ve sektör tarafından finanse edilmesi öngörülen ‘ek ulusal kriz fonu’, paket tur fiyatlarının bir kez daha artmasına neden olacak ve müşterilere hiçbir faydası dokunmayacak.
8. Gönüllülük esasına dayalı yasal bir kefil çözümünün planlanan uygulamaya konulması, küresel krizlerde yardımcı olmuyor. Çözüm yalnızca zorunlu kupon sağlama hakkını gerektirecektir.
9. Küresel krizlerde hakların korunarak mevcut rezervasyonun ileri tarihe ertelenmesine yarayan seyahat çekinin gönüllü değil zorunlu olması gerekir.
10. Zaten halihazırda iflas korumalı paket tatillere ve gezilere aracılık eden seyahat acenteleri ayrıca iflas korumaya ihtiyaç duymazlar. Bunun teklifin arkasındaki mantık belirsiz.