99 yıl önce dün akşam, Atatürk devlet ileri gelenlerine bir yemek vermişti…
Yemek bitmiş, herkes masasında çay, kahve içip sohbet ediyor, hatta bazı masalarda kağıt oynanıyordu…
İçeriye Atatürk’ün yaveri girdi ve masasındakilerle sohbet eden Atatürk’e bir telgraf verdi…
Atatürk telgrafı okurken yüz ifadesi gerginleşti ve yaverini çağırarak “telgrafı Başbakan’a götürmesini” söyledi…
Başbakan Fethi Bey bir masada briç oynuyordu; telgrafı okudu ve masanın kenarına koyarak oyuna devam etti…
Atatürk yaverini çağırdı ve ona, “o telgrafı al ve İsmet Paşa’ya götür” dedi…
Yaver telgrafı İsmet Paşa’ya götürürken, masadakilere “dikkatle izleyin” dedi…
Başka bir masada bezik oynayan İsmet Paşa, önce telgrafı şöyle bir okudu. Sonra sandalyesini geri itti, gözlüğünü düzeltti, arkasına yaslandı ve dikkatle bir daha okudu. Bir süre düşündü ve kalkıp Atatürk’ün yanına geldi. Elindeki telgrafı göstererek, “bunu okudunuz mu?” dedi!…
Telgrafta “Şeyh Said İsyanının başladığı” bildiriliyordu…
O gece Fethi Bey istifa etti, İsmet Paşa Başbakan oldu…
Ertesi gün devlet harekete geçti ve Erzurum- Hınıs’tan Diyarbakır’a kadar olan bölgeyi ele geçirmiş olan isyancıları, iki buçuk ay gibi kısa bir sürede tepeledi ve elebaşlarını yargılayarak hak ettikleri şekilde cezalandırdı…
***
15 Ağustos 1984 akşamı Siirt’in Eruh ilçesine saldıran PKK, iki askerimizin şehit ederek ilk eylemini gerçekleştirdi…
Ertesi gün tatile giderken ortaya çıkan Başbakan Turgut Özal, gazetecilerin bu konudaki sorusuna, “birkaç çapulcunun işi” yanıtını verdi ve üzerinde şort olduğu halde tören kıtasını selamlayarak Marmaris’e gitti!..
Ve 40 yıldır hala şehit vermeye devam ediyoruz…
***
99 yıl önce demiryolu yoktu, karayolu yoktu, zırhlı araç yoktu, tank yoktu, uçak yoktu, helikopter yoktu, İHA yoktu, SİHA yoktu, kısaca hiçbir şey yoktu ama “devlet insanları” vardı!..
Şimdi her şey var ama “devlet insanı” yok!..
Birkaç oy için ülkeyi parçalamak isteyenlerle ittifak yapan, pazarlık eden; geçmişte vatana ihanet etmiş olanların heykellerini diken, adlarını meydanlara, bulvarlara, hastanelere, okullara verenlere “devlet insanı” denmez. Bunlar küçük politikacılardır. Çünkü devletin ve milletin yüce çıkarlarını değil, kendi küçük çıkarlarını düşünürler…
Küçük politikacılar bölücüleri yok edemeyecekleri gibi oy için milleti kamplaştırarak bölücülere hizmet ederler!…
Bir yanıt yazın