Nereye gidiyoruz

GELİŞMELERİ KİM YÖNLENDİRİYOR?

PKK ve Hizbullah, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen iki terör örgütü…

PKK’nın partisi Çözüm Sürecinde, genel başkan olduğundan beri Kılıçdaroğlu’nun göz kırpmasına aldırmaksızın CHP’ye yüz vermedi, AKP ile kol kola yürüdü…

AKP tarafından Çözüm Süreci bitirilince, resmen olmasa bile CHP ile yan yana geldiler…

Bu ortamda gidilen 2023 genel ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde, AKP Hizbullah’ın partisi ile resmen ittifak yaptı…

PKK’nın partisi CHP ile resmen ittifak yapmadı ama, 2019 yerel ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde destekledi…

2024 yerel seçimine doğru giderken CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel PKK’nın partisi ile resmen görüştü ve destek istedi…

Bu konuda görüşmeler ve pazarlıklar sürerken, sanki birileri topa girdi ve Başak Demirtaş, “aday olabileceğini” açıklayarak ortalığı karıştırdı…

Cumhuriyet yazarı Işık Kansu, AKP ile PKK’nın partisi arasındaki gizli pazarlıktan söz etti…

Bu arada AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, “AKP bir Türk partisi değil. Kürt partisi de değil. Türkiye partisi” diyerek PKK’lılara göz kırptı…

AKP’li Galip Ensarioğlu da Selahattin Demirtaş’ı överek onu destekledi…

Sonrasında PKK’nın önde gelenlerinden Leyla Zana’nın, Erdoğan’dan “Çözüm Sürecini buzdolabından çıkarmasını” istemesi ve ardından Ahmet Türk’ün “CHP ile bir yere varılmaz. Çözüm AKP ile olur” demesi ile gelişmeler anlam kazanmaya başladı!..

Başak Demirtaş’ın adaylıktan çekilmesinden sonra konuşan Selahattin Demirtaş AKP ile de görüşülmesini istedi…

Bu gelişmelere koşut olarak iktidar medyasında, daha önce CHP’ye payanda olmakla suçlanan PKK’nın partisine övgüler dizilmeye başladı…

***

Gelişmeler son günlerde dış politikada yaşananlarla birlikte değerlendirildiğinde, tablo daha iyi görülebilir!..

Türkiye’nin öne sürüdüğü koşulların hiçbiri yerine getirilmediği halde, CHP ve MHP’nin de desteği ile İsveç’in NATO’ya girişi kabul edildi…

Halk arasındaki deyimle, “ne ölüme ne ölüne” dercesine aradaki köprüleri yıkmış olan Erdoğan, bir gün aniden Atina’ya gidip Micotakis’le kucaklaştı…

14 Şubat’ta da Mısır’a gidecek ve Sisi ile kucaklaşacak…

Fakat Şam’a gidip Esad’la kucaklaşmak gündemde yok!..

Oysa ulusal çıkarlarımız öncelikle Esad’la kucaklaşmayı gerektiriyor…

Öyle görülüyor ki topa giren Amerika ve her şey onun istediği gibi oluyor…

Irak Kürdistanı’ndan sonra Suriye Kürdistanı’nı da kurmaya çalışan ve sona yaklaşan Amerika, Esad’la barışmamızı istemiyor…  

İstiyor ki Suriye’de rejim karşıtlarını desteklemeye devam edelim ve onlarla mücadele eden Esad, Suriye Kürdistan’ı kurulana kadar PKK/ PYD’ye dokunamasın!…

***

Suriye Kürdistanı’ndan sonra sırada Türkiye Kürdistanı mı var, İran Kürdistanı mı?..

Aslında Çözüm Sürecinin amacı Türkiye Kürdistanı’nı kurmaktı…

Epey de yol alındı ama muhalefetin direnmesi ile değil, gelişmeleri sessizce izlemiş olan halkın tepkisini AKP’yi iktidardan düşürerek göstermesiyle doğum gerçekleşmedi, düşük oldu!…

Şimdi Amerika bir kez daha denenmesini mi istiyor?..

Irak’ta ve Suriye’de gördük: iç savaş olmadan bu iş olmuyor!..

Amerika’nın istediği de bu…

Çünkü iç savaş çıkınca parçalanma Kürdistan’la sınırlı kalmaz, BOP haritası gerçekleşir, Montrö ortadan kalkar ve Karadeniz’e çıkacak Amerika Rusya’yı kıskaca alır!..

Bununla birlikte Amerika’nın hedefindeki asıl ülke Rusya değil, Çin!..

Çünkü Çin, Amerika için en tehlikeli ticari rakip…

Bu nedenle doğudan Japonya-Güney Kore- Tayvan ile, Güneyden Hindistan ile kuşattığı Çin’i orta doğudan da İsrail ve Kürdistan ile kuşatmak istiyor…

***

Yerel seçimden sonra önümüzde 4 yıl seçimsiz bir dönem var, yani bu sürede halk devre dışında olacak ve ne yazık ki TBMM’de de bu gidişe direnecek bir muhalefet partisi yok!..

Elbette bölünme yasayla olmaz, fakat buna yönelik adımlar atılabilir…

Örneğin, yerel yönetimlere özerklik vermek, Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirmek gibi!..

GELİŞMELERİ KİM YÖNLENDİRİYOR? - suleyman celik

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir