Turizmimiz yeni sezona iddialı hazırlanıyor. Hedef yüz milyar dolar. Eğer bu hedefi tutturabilirsek kasamız dolacak. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bile bütçe açığının turizm geliri ile kapatılmaya çalıştıklarını açıkladı.
Türk turizminin kalitesizliğe sürüklendiği de sektör temsilcilerince dile getiriliyor. Bunun turizmimizi belirsizliğe gömeceğine dikkat çekiliyor.
Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Başkanı Hakan Eğinlioğlu, TBMM Turizm Komisyonuna sunulan “Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” hakkında Turizm Güncel’e açıklamalarda bulundu.
Bütün rehberlerin hazırlanan yasa taslağına tepkili olduğunu ifade eden Eğinlioğlu, “Ne ben ne oda başkanları hangi pencereden bakarsa baksın bütün rehberler bu yasa taslağına tepkili. Bu yasa taslağı bizim önümüze dahi sunulmadan doğrudan AKP’li milletvekillerinin imzasıyla TBBM Turizm Komisyonuna sevk edilmiş. Bu zaten temayüllere de uygun değil.” dedi ve sözlerine şunları ekledi:
“Yazılı bir taslak geçmedi elimize. Bazı şeyleri sözel olarak konuştuk, o da bizden önceki dönemde görüşülerek kararlaştırılan şeyler” diyen Eğinlioğlu, “Bugüne kadar yapılan bütün bu tip çalışmalarda –ki daha önce oldu, TUREB’in birinci döneminde 1618 sayılı kanunda değişmesi gereken bazı maddeler vardı. Rehberleri ilgilendiren kısımları Bakanlık bize göndermiş, görüş istemişti. Şimdiki tasarıda böyle bir şey asla olmadı. Yazılı bir taslak geçmedi elimize. Bazı şeyleri sözel olarak konuştuk, o da bizden önceki dönemde görüşülerek kararlaştırılan şeyler. O görüşmeler nedeniyle sonrasında biz randevu talep edince 2022 yılında yapılan toplantıda bize ‘Daha önceki TUREB ile anlaşıldı. Türkçe rehberlik dışında her konuda anlaşma sağlandı. Her kurumda bir devamlılık vardır. Sizin de bunu kabul etmeniz bekleniyor.’ dedi Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan. Biz de ‘Toplantılarda ne biz, ne camia çok ayrıntılı bilgilendirildik. Dolayısıyla biz hangi konularda söz verilip verilmediğini bilmiyoruz. Ortada bir metin de yok’ dedik. Bunun karşılığında da bize konu başlıklarını söylediler. Bunlar; Türkçe rehberlik, otobüslerde rehber zorunluğunun kaldırılması, rehberlerin her 5 yılda bir dil sınavına girmesi, sanat tarihi ve arkeoloji bölümlerinden mezunların rehber olmasının kolaylaştırılması, Çince rehberlik konusunun kolaylaştırılması. Biz bu konu başlıklarının hepsine o zaman itiraz ettik, bunun gerekçelerini de anlattık. Hem rehberlik mesleği açısından hem de Türkiye’nin turizmi ve tanıtımına bu değişikliklerin zarar vereceğini ilettik.”
Taslağın ellerine ulaşmadığını ve bu davranışın devlet temayüllerine uymadığını ifade eden Eğinlioğlu ,daha sonra şunları söyledi: “
Yasa taslağı maalesef bizim elimize ulaşmadı. TÜRSAB’a da yasa taslağını vermeden toplanan bazı acentecilerle bu şey hazırlanmış. Bizi ilgilendiren yasa taslağını biz dışarıdan elde ettik. Normal olarak kuruma konu ile ilgili bir yazı gelir. Devlet temayülleri gereği resmi bir yazı gelir. O yazıyı alırsınız, aldığınız andan itibaren de odalarınızla, oda başkanlarınızla paylaşırsınız. ‘Böyle bir şey geldi. Bunlar isteniyor, bizler de cevabımızı bu şekilde veriyoruz’ diye açıklama yapardık. Ama bize bu açıklama fırsatı bile verilmedi. Ben bunu gerçekten devlet geleneklerine sığmayan bir hareket gibi görüyorum. Biz derdik ki ‘Konuşalım bunları.’ Konuşuldu tabii ama yukarıdan yaptım oldu gibi sunuldu. Biz karşı çıktık. Bazı konularda iyileşme sağlayabilirdik, bir takım değişiklikler olabilirdi. Bu sadece rehberleri değil Türkiye turizmini de ilgilendiren bir konu olduğunu söylemeliyiz. Bu sadece rehberleri ilgilendiren bir konu değil, doğal olarak Türk turizmini de ilgilendiren bir konu. Biz burada bazı sakıncalar gördük. Bir iki madde var ki sanki Cem Polatoğlu’nu rehber yapmak için konmuş oraya. Son iki bölüm. Bunlar rehberlik hakkını kaybetmiş olan daha önce de yasa çıktığında başvurmamış, ya da Bakanlığın yaptığı sınavda başarılı olamayanlara yeni hak tanınıyor. Bir sene içerisinde odaya üye olmalı. Bu sanki Cem Polatoğlu’nun isteği gibi. İstiyordu da zaten yeniden rehber olmak. Çünkü milyonlarca dolar verilerek yapılan tanıtımdan çok daha etkili olan şey rehberlerin otobüslerde tanıtım yapması. Yabancı turistlerin çoğu bir ön yargı ile geliyorlar. Biz onların kafasındaki soru işaretlerini otobüs boyunca yaptığımız Türkiye anlatımlarıyla yıkıyoruz. Bir kere rehber arkadaşlarımız gelen turistlerin kültürünü, yapısını bilen insanlar. Onların mantalitesini bilerek onlara uygun anlatıyoruz birçok konuyu. Bunun de bize geri dönüşleri çok iyi. Türk rehberlerinin ne kadar başarılı olduğunu pek çok insan biliyor. Bunun geri dönüşlerini dünya rehber toplantılarında da görüyoruz. Rehberleri otobüslerden indirmeleri hem çoğunu işsiz bırakıyor hem de ülkenin tanıtımını ne idüğü bilinmeyen, donanımı, birikimi bilinmeyen, acentelerin oraya ‘acente yetkilisi’ diye koymayı düşünüyorlar. Bu Türkiye tanıtımlarına öyle bir zarar verecek ki yerli ve yabancı ne anlattığını kontrol edemediğimiz ve gerekirse ceza veremeyeceğimiz bir duruma sokuyor bizi. 13 bin rehberimiz var şu anda. Bu rehberlerin üzerine bin-2 bin rehber aldılar diyelim. 13-14 bin rehberi ören yerlerine mi yığacaksınız? Türkçe rehberler ne yapacak? Biz kültürümüzü anlatmayacak mıyız? Bunu çok iyi bilen insanlarız. Türkiye’yi Türkiye’de yaşayan bir Rus mu, Türkiye’de yaşayan bir Suriyeli mi anlatacak? Bilmiyoruz. Acente herhangi bir kişiyi sorumlu ve yetkili tayin edebilir.”