Sayın Selen Atasoy,
insanlar, bütün diğer hayvanlar gibi Ateist doğarlar. Din, onların beynine (Cortex) doğumdan sonra işlenen bir enformasyondur.
Bütün gelişmiş hayvanların beyni, neslini devam ettirecek kadar gerekli algılama yapacak niteliktedir, gerekli organlara sahiptir. (Darwin) Bundan yoksun olan türler yok olurlar. Hayvanlarda bu algılara cevap vermek (reaksiyon), belli bezelerin ürettiği hormonlar ile yönetilir. (Konrad Lorenz) Örneğin etobur hayvanlar bile kendi yavrularını yemezler. Hayvanlara bir davranışı öğretmek ancak onların beyin ve beden özelliklerinin mümkün kıldığı ölçüde (şartlı reaksiyon) ile mümkündür. (Hayvan terbiyesi). Yaşamaları için gerekli bazı davranışları hayvanlar da ana-baba ve toplumlarından bu yoldan öğrenirler.
İnsan beynindeki üst beyin (Corteks) tabakası, soyut bilgilerin kayıt edilebildiği bir organdır. Kişilik, etik, bilinç ve doğuştan olmayan, yaşam için gerekli olmayan bilgiler, felsefe vs. bu tabakaya, özellikle erken yaşlarda işlenirler. Cortex’e işlenen enformasyonlar, hormonlardan bağımsız, hatta onlara karşı davranışları da mümkün kılarlar. Örneğin, insandan başka hiçbir hayvan intihar etmez ve ona bu öğretilemez.
Bu Cortex tabakası sayesinde insanlara, doğa dışı davranışlar da öğretilebilir. DİN bu öğretilerden biridir. Bütün dinlerde, insanın bu özelliğini kendi yararı için kullanmayı keşfeden birtakım kişiler, kendileri için yararlı bazı sahte enformasyonları, başkalarının Cortex’ine işleyerek onları sömürmeyi başarmışlardır.
Cortex’i gelişmiş yetişkin bir insanın beynine bu enformasyonları işlemek çok zordur; o yüzden bütün DİN-İNSANLARI bunu, çok erken yaştaki insanlara, küçük çocuklara işlerler. Buna maruz kalmış olan zavallı insanların bundan kurtulabilmeleri çok zordur.
Atatürk’ün „Türkiye bir mollalar, meczuplar ülkesi olmayacaktır“ sözü, „Tevhid i Tedrisat“ (öğrenimin birleştirilmesi), din dersinin okullardan kaldırılması, akıllı bir millet yaratmak için gerekli şeylerdi. Şimdi okullara tekrar din derslerinin konulması, çocuklarımızı küçük yaştan itibaren DİN ile köleleştirip kullanma çabasından başka birşey değildir.
DİN öğreti ve baskısı ile yetişen insanların da sonradan akıllandığına ben birçok arkadaşlarımda şahit oldum.
Ben ateist yetiştim ve etrafımda çok din münakaşalarına da girdim. Yıllar sonra ateist olan ve gelip bana teşekkür eden birçok arkadaşım var. Hatta birisi, 15 sene sonra özellikle gelip benden özür diledi ve ben „Allah yoktur“ dediğim için bir zamanlar beni öldürmeye karar vermiş olduğunu itiraf etti.
Biz ateistlerin bu din münakaşalarından kaçmadan açıkça ve cesaretle konuşmamız gerekiyor. Bir kere söylemekle kimse aydınlanmıyor ama duydukları, onların da beyinlerinde iz bırakıyor ve zamanla sonuç veriyor. Ben hatta bir ATEİSTLER derneğinin kurulmasını ve bir dergi de çıkarmasını özlüyorum. Ülke ve Millet olarak başka kurtuluşumuz yok.
Bir yanıt yazın