Ağır enflasyon ile karşılaşmadan önce de çokça kontrolsüz borçlanmalar ile ilgili yazılar yazmıştım.
Yaşadığımız ağır ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel krizlerin arkasında yatan asıl sebebin, Borç Enflasyonu olduğunu söyledim, yazdım.
Bu kez borcun ne demek olduğunu çok basit bir anlatıma indirgemek istiyorum.
İşin sonunda, borç ne demektir, ben bile anlamış olayım.
Bir ülkenin devlet olarak var olması için ordusu, devlet çalışanları ve yatırımları olması gerekir.
Ülke varlığını sürdürmesi için çalışanlarına, ordusuna, yatırımlara gereken parayı vergi toplayarak karşılar.
Yatırımlar için vergiler yetmediğinde, dışarıdan, planlı bir şekilde borçlanır.
Borçlanma planı aslında bir ödeme planıdır. Ne kadar üretiyorum ne kadar satıyorum ve bu aldığım borcu, kaç ayda ya da senede ödeyebilirim.
Liberal ekonomi uygulayan Rejim böyle bir plan uygulamaz. Planlama Teşkilatı kapalıdır.
Ucuz kredi buldum diye plansız, yanı bir ödeme planı olmaksızın borçlanmak, kontrolsüz borçlanmaktır. Üretim karşılığının olup olmamasına bakılmadan alınan kredilerdir.
Bu planın ötesinde, ikinci ve daha önemli plan, aldığım kredi, üretmeme yardım edecek ve ödemelerimi sağlayabilecek olmalıdır.
Üretim planlamasıyla birlikte, ödeme planının uyumlu sürdürülmesi zorunluluğu vardır.
Dışarıdan para sağlayıcıları, borç verirken sadece faizinin yüksek olmasına bakar. Garantiyi orada arar. Faizlerden sağladığı kazançlar, zaten ana parasını kurtardığı anlamındadır.
Böylece, kredi alanın planları değil, borç sağlayıcıların planlarına bağımlı kalınır.
Böylece borca dayalı bir ekonomi ortaya çıkar. Piyasa ekonomisi denilen düzenleme borç vericilerinin düzenlemesidir. Çok övünülen rekabet gibi hususlar ortadan kalkar.
Borç vericilerin kararlarına göre düzenlenmiş bir piyasa oluşur. Artık siz kendi borcunuzun hangi düzeyde olacağına siz karar vermezsiniz. Borç vericiler karar verir.
Hatta siz kendi borcunuzun miktarını bile tam olarak bilemezsiniz.
Bizim ekonomik dünyamızı genellikle bize borç veren J.P Morgan düzenler.
Borç vericilerin gelip ülkemizin kasasına girene dek arada yerli ve yabancı epeyce aracılar vardır. Onlar avantalarını almak için plan istemezler. Borçlanmanın sürekli olmasını isterler.
Plansızlık ölüm getirir. Borç vericiler artık borç vermiyoruz dediğinde siz kendi durumunuzu anlamaya çalışırsınız.
İş işten geçmiştir. Ölüm başlamıştır.
Ekonomik ölüm nedir? Artık devlet çalışanlarına maaş ödeyemediği için kontrolsüz para basmaya başlar.
Kontrolsüz borçlanmanın sonu kontrolsüz bara basmaktır. Paranın değeri düşer. Emek ucuzlar. Geçim darlığı başlar. Acil ihtiyaçlar karşılanamaz hale gelinir.
Artık borçlar sizi yönetmeye başlar. Borçların sizi yönetmesi demek, borç vericilerin, yani emperyalistlerin sizi yönetmesi demektir.
Hastanın serum olmadan yaşayamaması gibi, devlet borç bulmadan/almadan yaşayamaz.
Devlet artık ZOMBİ devlettir. Yöneticilerinin tek amacı vardır. O da borç bulmak.
Not; 6,7 trilyon Lira borç. Bu yıl ödenmesi gereken faiz 1,2 trilyon Lira. 485 milyar dolar borç, bunların dışındadır. Varlık Fonunun borcunu da kimse bilmiyor. Denetim yok.
31 Ocak 2024, bulentesinoglu@gmail.com