PROF. DR. AYDIN KÖKSAL’IN ONURSAL BAŞKANI OLDUĞU TBD(TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ)’NİN BAŞARDIKLARI DİL DEVRİM DENLİ ÖNEMLİDİR!
Osmanlı’nın son döneminde Türkçe sadece Arapça ve Acemcenin değil 3 Kasım 1839’da ilan edilen Tanzimât-ı Hayriye (*) sonrasında Fransızcanın da etkisi altında girer.
Hasta Adam denen Osmanlı’nın(**) zor günler yaşadığı süreçte de günümüzde olduğu gibi dil, kimlik, milliyet konuları hararetle tartışılmaktadır.
1911 yılında öncü Türk aydınları Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Ali Canip öncülüğünde, Genç Kalemler dergisi etrafında toplanan Yeni Lisancılar ” Milli bir edebiyat milli bir dille yaratılabilir” görüşünü ortaya atarak Türkçenin sadeleşmesi konusunda en bilinçli atılım başmış olur.
Yeni Lisan adlı makalesinde Ö. Seyfettin “Her millet kendi lisanında yaşar. Lisan vatan kadar mukaddestir. Fiili vatanımızda nasıl yabancı düşmanlar bulunmasını istemezsek lisanımızda da Türkçeleşmiş ecnebi kelimeleri, ecnebi kaideleri istemeyiz” demektedir. Gençlere ise, Batı’yı işaret ederek ” Ey gençler!…..Siz bütün dünyaca siyasi ve içtimai mevcudiyeti silinmek istenilen bir milleti kurtaracaksınız… Harici düşmanlarımızın kırmızı pençeleri, bu pençelerin zehirli tırnakları içimizde, kalbimizin üzerinde kımıldıyor… siz hâlâ uyuyor musunuz? ” diye seslenir.
Yeni Lisan Hareketi günümüz Türkçesinin yalınlaştırılmasında ilk adımdır.
İkinci adım ise 1930’larda başlayan Atatürk’ün önderliğinde Cumhuriyet’in başlattığı Dil Devrimidir. Ömer Seyfettin’in dil ile ilgili görüşleri Atatürk tarafından uygulamaya konulur. Ardından Ziya Gökalp’in “Ararsak her sözün vardır Türkçesi” dizesinde dediği gibi Türkçeyi, milletin içinde yaşayan kaynaklara dönerek arındırmak devlet siyaseti olur.
Türkiye’nin 1952 yılında NATO’ya itelenmesi ile Türkçe yavaş yavaş Amerikan İngilizcesinin kuşatmasına uğrar. Halkın okumuş, okumamışların İngilizce amentüsü(***) haline gelir.
Bugün dünyada yaklaşık 250 milyon kişi Türkçe konuşuyor. Anadolu’da, Azerbaycan’da, Kafkasya’da, Türkistan’da ve de Altay dağlarından Çin’e kadar Türkçe konuşulur. Yerel şiveler olsa da anlayabilirsiniz. Bunun ne büyük bir güç olduğunun ve dilimizin değerinin farkında olan var mı?( 1)
***
Prof. Dr. Aydın Köksal ve onursal başkanı olduğu Türkiye Bilişim Derneği (TBD)’nin değerli üyeleri güzel Türkçemizin güzelliğinin, gücünün ayırtındadır.
Türkçe bilgisayar terimi, sözcüğü türetmede başardıkları Dil Devrim denli önemlidir.
Prof. Dr. Aydın Köksal kimdir?
· Bilişim alanında 2500’e yakın Türkçe kavram kazandırır.
· “Eğitim bir bilim işidir ama bu kitaplarda biçimsel olarak bilim yoktur. İnsanların yaşadıkları serüvenler vardır.” sözü ile yola çıkan Köksal’ın Kitapları;
– Yaşamın Gizi
– Toplumsal Oyun
– Dil İle Ekin
– Adı Bilgisayar Olsun
– Bilişim Terimleri Sözlüğü
Türkiye Bilişim Derneği nedir ve neler başardı?
· Üye sayısı 12 bini aşan, 10 şubesi, 13 il temsilciliği ve üniversitelerdeki TBD-Genç örgütlenmesiyle bilişim sektörünün gelişmesine katkılar veren bir dernektir.
· İngilizce kökenli 25 bini aşkın bilişim teriminin Türkçe karşılıklarının türetilmiş,
· Cumhuriyetimizin 100. Yılı armağanı olarak TBD Bilişim Terimleri Sözlüğü yayımlanmış,
· Yabancı terimleri aynen önermek yerine Türkçe dilbilgisi kurallarına uygun ve rahat anlaşılabilir Türkçe karşılıklarını önermeye özen gösterilmiştir.
· Orhan Veli Kanık’ın “ Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır yargısı, bu konuda TBD’ye iyi bir örnek oluşturmuş. Yoksa, bilgisayara hâlâ “kompüter” diyecektik.
TERİM ÖNERİLERİNDE NELERE DİKKAT EDİLİYOR
· Orhan Veli’nin vermiş olduğu örnek, “ Teknolojiyi üretenler terimleri de saptarlar; o terimleri aynen almak zorundayız” diye düşünenlere de iyi bir yanıttır.
· O kafa yapısı ile ne tayyare ne de uçak sözcükleri kullanılabilirdi.
· TBD üyeleri İngilizce bir terimin önce hangi anlamda kullanıldığını irdeleyip, terim önerilerinde, yazım kurallarını, sözcük yapma eklerini, terimin cümle içindeki olası kullanımlarını, terimden türeyebilecek başka terimleri, önerilecek terimin işlevini, anlamını ve kökeni göz önünde tutuyor.
· Örneğin, İngilizce “run” sözcüğünün çeşitli anlamlarını irdeleyip, “ program running ” terimini “program koşturmak” değil, “program çalıştırmak” olarak önerilmiş. Bazen, İngilizce bir terimi Türkçeye çevirmek yerine o terimin işlevini anlatabilecek Türkçe bir terim üretmek terimin anlaşılabilirliği bakımından daha iyi olduğu değerlendirilmiş.
· Örneğin, “cookie” karşılığı olarak “kurabiye” veya “çerez” yerine “gözlemci” terimini kullanmak kavramı daha iyi anlatabilmekte.
· Dilin bir uzlaşma olduğunu ve eğer bir uzlaşma varsa önerilen terimlerin tutabileceği düşünülmekte. Bu yüzden çalışmalarında terim önerileri uzlaşarak yapılmakta.
· TBD’nin Türkçe ve bilişimle ilgili konuların ele alındığı iki sitesi var.
Sitelerde birbirinden ilginç yazılar var.
Sitelere: https://bilisimde.ozenliturkce.org.tr/
Ve https://www.ozenliturkce.org.tr/ bağlantılarından ulaşılabilir.(2)
(*) Tanzimat Fermanı, Türk tarihinde Batılılaşmanın ilk somut adımıdır. 3 Kasım 1839’da Sultan Abdülmecid döneminde Hariciye Nazırı Koca Mustafa Reşid Paşa tarafından okunmuştur. Gülhane Parkı’nda okunması nedeniyle Gülhane Hatt-ı Şerifi, Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu veya Tanzimât-ı Hayriye olarak da anılır.
(**)“Hasta Adam” ifadesini ‘bir ülke için ilk kez’ Rus Çarı I. Nikolay, art arda gelen savaşlar nedeni ile toprak kaybeden ve Avrupa’nın ekonomik denetimine giren Osmanlı İmparatorluğu için 9 Ocak 1853’te “Kollarımız arasında, hasta, ağır hasta bir adam var.” der. Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı yıllarında bu deyimle küçümsenir.
(**)Amentü: Bir inanç itirafı, bir sembol veya bir inanç beyanı olarak da bilinen bir inanç, bir topluluğun ortak inançlarının, temel ilkelerini özetleyen konular tarafından yapılandırılmış bir biçimde ifadesidir.
( Bu yazı derlemedir. E.Ataer’in Dilde dirlik, dilde birlik olsun ve R. Doğan’ın İngilizce kelimeleri bırakalım bu sözlüğe bakalım yazılarından alıntılar içerir)