Turizmde işler karışabilir. Her ne kadar yeni sezondan umutluysak da kendimize çeki-düzen veremezsek beklentilerimiz de boşa çıkabilir.
Nedenine gelince:
AB ülkeleri artık birlik üyesi ülkeler arasındaki seyahatleri desteklemek istiyor. Bu konuda israrcı ülkeler de var. Bu da Türkiye’nin oyun dışında kalması anlamına gelir.
Çevreci ve doğaya saygılı turizmi destekleyen AB ülkelerinin artık birlik üyesi ülkeler arasındaki seyahatleri desteklemek istediğini ifade eden Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı Mehmet İşler, Türkiye’nin de bu konuda doğru adımlar atmaması halinde oyun dışı kalabileceğini söyledi.
Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) üyesi turizmciler 2024’ün ilk uluslararası turizm fuarı olan Hollanda Vakantiebeurs Utrecht Turizm Fuarına katıldı. Fuarda açtıkları stantlarla tanıtım faaliyetlerini sürdürürken Benelüks ülkeleri başta olmak üzere Avrupalı tur operatörleri ve turizm bileşenleriyle görüşmeler yaptılar. Avrupa pazarının nabzını önemli ölçüde tutan Hollanda Turizm Fuarında Türk turizminin geleceğine olumsuz etki edecek önemli konuların varlığını tespit ederek kamuoyunun ve karar vericilerin dikkatine sundular.
Fuara katılan ETİK heyetinde Başkan Mehmet İşler ile birlikte yönetim kurulu üyeleri Orhan Belge, Bilge Durdu İşler ve Halil Yeni’de yer aldı. Bölge turizminin 2024 sezonu hedefleri doğrultusunda tanıtım ve talep oluşturma faaliyetleri gerçekleştiren heyet, yetkililer ve turizm bileşenlerinin yanı sıra Hollanda Türk Kültür ve Turizm Ofisi Müdürü Pınar Bilgen Ermiş ile de görüştü.
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve ETİK Başkanı Mehmet İşler Hollanda Turizm Fuarında klasik fuar işlevlerini yerine getirmenin yanı sıra Türk turizminin geleceği için büyük dersler çıkarma olanağı bulduklarını, Avrupa’nın ulaşım ve seyahat edilecek ülke tercihlerinde büyük değişime gittiğini, gereken yapılmazsa bunun ülkemiz için ağır sonuçlar doğurabileceğini söyledi
Fuarla ilgili görüşlerini aktaran Mehmet İşler şu ifadeleri kullandı:
“Hollanda Turizm Fuarı ezberlerimizi bozmamız konusunda bize büyük yön verdi. Avrupa’nın önemli pazarlarından ve o pazarında önemli dinamiklerinden olan Hollanda Fuarında şunu gördük ki Avrupa Birliği ülkeleri artık birlik üyesi ülkeler arasındaki seyahatleri desteklemek istiyor. Mevcut mali kaynaklarının birlik ülkeleri arasında dağılımını temine çalışıyor. Bunun haklı sebeplere dayandığını dikte ederek, son tüketici dediğimiz vatandaşlarını ikna edebilecek söylemler geliştirmişler. Çevreci ve doğaya saygılı turizm modellemesini desteklemek gibi bir tez üzerine yoğunlaşmışlar. Plastik kullanımının önlenmesiyle başlayan bu tez, çevreye zararlı gazların salınımının sıfırlanmasıyla zirve yapmış durumda. Dikkatimizi en çok, uçakla seyahat edilen ülkelerin gözden düşeceği, elektrikli tren veya elektrikli araç kullanımının yaygın olduğu ülkelere çok daha fazla seyahat yapılacağı konusu çekti. Turizmde sürdürülebilirliği isterken, aslında kendi ülkelerinde bu konuda ne kadar çok mesafe kat ettiklerine de şahit olduk. Buna dayanarak bir hukuk oluşturmaya, haklı bir sebebe dayandırarak vatandaşlarını birlik dışındaki ülkelere göndermemeye kararlı olduklarını gördük. Bu Türk turizminin önünde aşılması gereken çok önemli ve hayati bir eşiktir. Turizm paydaşlarımız bir an önce Turizmde Sürdürülebilirlik Belgeleri’ni almalıdır. Bununla yetinmemeli, ülkemizin karar vericileri de tüm diğer sektörlerde bir an önce çevreci, doğaya saygılı, emisyon oranlarının sıfıra indiği uygulamalara dönülmesini sağlayacak tedbirleri almalıdır. Elektrikli araçlara dönüşüm bunlardan biridir. Demiryolu taşımacılığı, özellikle elektrikli hızlı trenlerle ulaşım, bu süreçte çok önemli ve belirleyici bir unsur olacaktır. Uçakla ilgili destinasyonların gözden düşeceği ve hatta satılamayacağı göz önüne alınarak yeniden kendimize bir format atmamız gerekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu formatı erken görüp, turistik tesislere bu kriterleri getirmesine rağmen, değişim sadece turizm sektörüyle sağlanamaz. Tüm sektörlerin buna özen göstermesi gerekir. Aksi halde; Avrupa’nın kendisine haklı bir sebep çıkarmak ve alan açmak amacında olduğunu bile bile, oyunun dışında tutulacağımızı görmemiz lazım. Bunu doğru planlamalı, gerekeni yapmalı, turizm ve diğer sektörlerde kazandığımız mevzileri kaybetmemeli ve geri gitmemeliyiz. Bu gerçeklik üzerinden hareket etmek, ülkemiz, sektörümüz ve sektör bileşenlerimizin yararına olacaktır.”
Yazıları posta kutunda oku