Hilafet bayrağı değilmiş ha!

Hilafet bayrağı değilmiş ha!

Abdülhamit Han meftunu, Vahdettin âşığı, şeriat yoldaşı, Cumhuriyet ve devrimlerinin yeminli düşmanı bir iktidarın yönettiği bir ülkede her demokrat, her laik kişi, her cumhuriyetçi alıngan ve direngen olmak zorundadır

Dünyada TÜRK’lerden başka bir millet yoktur ki; İbadetini, dualarını ANLAMINI BİLMEDİĞİ yabancı bir dil ile yapsın. Bu tür davranışlar, söylediğinin anlamını bilmemek sadece bir ezberdir. Bir seslenişin, yaradana dua etmenin anlamını bilmeden sadece ezberlediklerini söylemenin mantıksal bir açıklaması yoktur. Örneğin papağanlar da sözleri ezberler fakat anlamını bilmeden sadece tekrar eder.

Türk Milletine kuran’ın ve duaların arapça olarak dayatılmasının ardında arap emperyalizmi vardır. 

Türklerin İslam’a geçişi, Türklerin İslam dininden önce mensup oldukları Tengricilik inancından vazgeçip dinlerini değiştirmeleridir. Yaklaşık 10. yüzyıla kadar Tengricilik dini Türkler arasında en yaygın din olmuştur.
700’lü yılların başında cihat ilan ederek Türklerin yaşadığı şehirlere giren Arap-İslam devleti Emevîlerin komutanlarından olan Kuteybe bin Müslim, saldırı düzenlediği yerlerde Müslüman olmayan Türklere karşı katliamlara girişti. Çok sayıda insanı öldürüp şehirleri yağmaladıktan sonra Türk’ler kılıç zoru ile islam dinine geçmeye başladılar. Sufiler aracılığı ile yoğun misyonerlik çalışmaları yaptılar.

Bu dönemden sonra araplar Türk’leri araplaştırma ve arap kültürünü, dilini dayatmaya başladılar. Günümüz Türkiye’si doğudan ve batıdan gelen iki ayrı emperyalizmin baskısı arasında sıkışmıştır. Doğudan gelen arap emperyalizmi Türk’leri tarihlerinden, kültürlerinden ve dillerinden uzaklaştırarak ARAPLAŞTIRMA çalışmasıdır. Şayet bir Milletin tarih içinde eriyerek, asimile edilerek yok olmasını istiyorsanız öncelikle tarihi ve köklerine ait bilgiler çarpıtılarak değiştirilir ve dili yozlaştırılır. Dilini kaybeden milletler tarihten silinir gider. Bu nedenle Emevi islamı, Türk’leri dil üzerinden araplaştırma çalışmaları yapmaktadır.

Yüce AtatÜrk’ün Kuran’ı Türkçeye tercüme ettirmesinin ve ezanın Türkçe okutulmasının ardında Türk Milletinin İslam dinini kendi dili ile öğrenmesi ve duaları anlamını bilerek okuması düşüncesi vardır. Ne yazık ki bu dil çatışmasını şimdilik arapça kazanmış ve Türk halkı anlamadığı, anlamını bilmediği bir dil ile ibadetini yapmaya devam ediyor. 

Son günlerde farklı şehirlerde ve yerlerde şeriat ve hilafet çağrıları yükselmektedir. Bu AKP’nin planlı çalışmalarnın sonucudur. Tek merkezden yönetildiğini düşündüğüm bu provokasyonlar ile toplum algısı yaratılmaya ve yönlendirilmeye çalışılıyor. Bu nedenle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yönlendirilen tarikatlar ve cemaatler sürekli olarak her vesile ile HİLAFET sancakları açıyor. Şeriat çağrıları yapıyor. Bir kaç gün önce Atatürk’e hakaret ettiği için tutuklanan bir genç mahkeme tarafından serbest bırakılırken adliyenin içinde ŞERİAT naraları atıldı. Laik Cumhuriyete karşı işlenen bu anayasal suçlara karşı ise; ne yazık ki CUMHURİYET SAVCILARI SESSİZDİR!!!

Naci Kaptan – 17.01.2024

Hilafet bayrağı değilmiş ha! - KELIME I TEVHID SANCAGI hilafet bayragi

CUMHURİYET – Özdemir İnce – 16.01.2024

Hilafet bayrağı değilmiş ha!


Son zamanlarda “hilafet isterükçü” şamatalarda çok vahim bir hata yapılıyormuş da bizim haberimiz yokmuş! Çok ayıp! Bu feci hatayı Hürriyet gazetesinin dini bütün yazıcısı Ahmet Hakan, 3 Ocak 2024 tarihli köşesinde ve “Aklı karışıklar için kılavuz” başlığı altında biz cahilleri uyarıyor. Ne de olsa imam hatip mezunu. Kendisine teşekkür edelim:
[Olaylar şöyle gelişti: Galata Köprüsü’nde “Şehitler ve Filistin Yürüyüşü”ne katılan bir vatandaş, eylem alanından ayrıldıktan sonra bir şahsın saldırısına uğradı. Saldırıya uğrayan vatandaşın elinde üzerinde “kelimei tevhit” yazan bir bayrak vardı. Bu bayrağın “hilafet bayrağı” olduğunu öne sürenler oldu. Bunun üzerinden büyük bir tartışma doğdu. İçinde hilafet, bayrak, yumruk, tutuklama, eline sağlık gibi sözlerin bolca geçtiği muazzam bir tartışma. Bugün yazı günüm olmamasına rağmen ben de bu konuya bir kılavuzla girmek istedim.
– Hilafet bayrağı: Böyle bir bayrak yoktur. Tarihte de yoktur, bugün de yoktur. Üzerinde “kelimei tevhit” yazan bayrağı hilafet bayrağı sanmak cehalettir. Bunun üzerinden siyasi analiz yapmak ise kallavi bir cehalettir.
– Kelimei tevhit: “Hilafet bayrağı” denilen şey, üzerinde “kelimei tevhit” yazan bir bayraktır. “Kelimei tevhit” ise “Allah’tan başka ilah yoktur” demektir. İmana, İslama giriş sözüdür.
– Gazze yürüyüşü: 1 Ocak günü sabah saatlerinde Galata Köprüsü’nde yapılan yürüyüşte hilafet çağrısı yapılmamıştır. O yürüyüşte iki konu gündeme getirilmiştir: PKK terörü ve İsrail terörü. Hilafet kelimesinin “h”si bile geçmemiştir o yürüyüşte.]
Sözcü (3.1.2024) yazarı Soner Yalçın da aynı kaygı ile yazıyor ve “Her Arapça yazıyı, sembolü görünce aklınıza irtica gelmesin! Müslüman kimliğine bu kadar yabancılaşmayın” diyor! Der, desin! Ama Türkiye’de Müslümanlarda bile “Müslüman kimliği” yoktur. Olmasa iyi olur! Yoksa Araplaşır! Soner Yalçın kardeşimiz yazısını bir kez daha düşünmeli. Konumuz o değil, Ahmet Hakan…
Ahmet Hakan’dan sözcüklerin ve dilsel imlerin (işaretlerin) anlam koşul ve boyutlarını bilmesini isteyemeyiz. İslamcıların yaptığı bir gösteride taşınan her türlü tabela anlamını, Arap yazısını ve dilini bilmeyen biri için, gösterinin konusu belirler ve sınırlandırır. Bayrağın üzerindeki yazı ister “kelimei tevhit” ister “kelimei tefrik”, ister “kelimei aşkı ilahi” olsun hepsine “hilafet” ve “halifelik” bağlamında anlam yüklenir. İsterse “Kahrolsun istibdat!” yazsın !
Bu konuda yapılan eleştirilerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Türkiye’de bir Cumhuriyet çocuğu, bir Türk çocuğu için Arapça ve Arap harfleriyle yazılan dükkân tabelaları bile küfürdür. Böyle bir inceliği Ahmet Hakan’dan beklemek saflık olur.
Abdülhamit Han meftunu, Vahdettin âşığı, şeriat yoldaşı, Cumhuriyet ve devrimlerinin yeminli düşmanı bir iktidarın yönettiği bir ülkede her demokrat, her laik kişi, her cumhuriyetçi alıngan ve direngen olmak zorundadır. Ahmet Hakan’ın ya da Hakan Ahmet namlı birinin böyle bir ruh haline ve düşünce yapısına sahip olmasını istemek hakkına sahip değiliz. Ama bu zat hilafet temalı bir gösteride, kimsenin bilmek zorunda olmadığı Arapça ve Arap harfleriyle yazılmış bir “kelimei tevhit” bayrağı taşırsa bunun dilsel gösterileni “Yaşasın hilafet”“Kahrolsun laiklik” ve “Kahrolsun Cumhuriyet”tir. Dilbilimde her gösteren karşıt anlamını da gösterir. Yani “Yaşasın Cumhuriyet” aynı zamanda “Kahrolsun padişahlık”“Yaşasın demokrasi” de “Kahrolsun istibdat” anlamına gelir.
Örneğin Ahmet Hakangiller “kelimei tevhit” anlamına gelen “Allah’ın varlığına, tekliğine, tüm yetkin niteliklerin kendisinde toplandığına, eşi ve benzeri bulunmadığına inanıyorum” şeklinde Türkçe ve Türk harfleriyle yazılmış bir bayrak ya da tabela taşırsa, hiç kimse onlara kızmak ve müdahalede bulunmak hakkına sahip değildir. Bilmem anlatabildim mi?! Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysanız, ümmetçiliği Türklükten üstün görmüyorsanız, vaziyetin durumu da durumun vaziyeti de bundan ibarettir efendim! Bizden söylemesi… Gerisi lafügüzaf!..
Hilafet bayrağı değilmiş ha! - KELIME I TEVHID SANCAGI hilafet bayragi

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir