Kasım 2020’daki İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra, uzun zamandır sessizliğini koruyan ASALA terör örgütünde, üç yıldır hareketlenmeler gözlemlenmektedir. Son olarak, Karabağ Savaşı’nda İsrail’in açık bir şekilde Azerbaycan’a destek vermesi üzerine Yahudi karşıtı tutumu olduğu bilinen ASALA saldırgan faaliyetlerine tekrar başlamıştır. Bu sefer ASALA_Young (Ermenistan’ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu – Gençlik Grubu) adıyla saldırılar düzenlenmiştir. ASALA_Young, son iki ayda Erivan’daki tek sinagog olan Mordechai HaNavi Sinagogu’na 3 Ekim ve 15 Kasım tarihlerinde olmak üzere iki kere saldırı düzenlemiştir[1]. Söz konusu saldırıların videoları ve bildirileri ise ASALA_Young’ın Telegram hesabından paylaşılmıştır.
Saldırılardan rahatsızlık duyduğunu belirten Ermenistan’daki Yahudi toplumu mensupları bugüne kadar hiçbir problem yaşamadıkları için dehşete kapıldıklarını dile getirmiştir. İsrail’in Erivan Büyükelçisi Joel Lion, Ermenistan hükümetini Yahudi düşmanlığını kınamaya, failleri adalete teslim etmeye çağırdığını belirtmiştir[2].
ASALA_Y adıyla saldırıları düzenleyen örgüt üç bildiri yayınlamıştır. Bu bildirileri örgütün geçmişte ASALA’nın Türk diplomatlara yönelik saldırılarından bahsetmekte, Ermenistan’ı küçümsemeye varan içerikler barındırmaktadır. Saldırı sonrasında, her iki saldırıyı da üstlenen, kendilerini Ermeni ulusunun “gerçek özgürlük savaşçıları”nın genç takipçileri olarak tanımlayan, ASALA_Young, ilk bildirisinde;
Yahudilerin Ermeni ulusunun düşmanı olduğunu, Ermenistan Cumhuriyeti ve Karabağ’daki sözde devlete karşı Türk suçlarının ve Aliyev rejiminin suç ortakları, sayılarının 100 binden fazla olduğunu söyledikleri Karabağ Ermenilerinin topraklarından zorla sürülmesinin suç ortakları olduğunu,
Türkiye’nin, Aliyev yönetiminin ve Yahudilerin, Ermeni Devleti’nin ve Ermeni halkının baş düşmanları olduğunu, 3 Ekim’de Erivan’daki saldırının sadece bir başlangıç olduğunu, eğer ABD ve Avrupa’daki Yahudi hahamlar Aliyev yönetimini desteklemeye devam ederlerse, onların diğer ülkelerdeki ibadethanelerini yakmaya devam edeceklerini, her hahamın hedeflerinde olduğunu, İsrail’in Karabağ, Nahçıvan ve Syunik’e (Zengezur) karşı “işgâlci” politikasında Aliyev yönetimini silahlandırmaya ve desteklemeye devam ederse, Avrupa, Amerika, Kanada ve Gürcistan’daki İsrailli Yahudilere karşı bir savaş başlatacaklarını, Hiçbir İsrailli Yahudi’nin bu ülkelere gelirken kendini güvende hissetmeyeceğini, 1973’te “Ermenilerin Türklere karşı savaşı” ilan eden ve 1915 olaylarının intikamını almak için Türk Konsolosu Mehmet Baydar ve Konsolos Yardımcısı Bahadır Demir’i canice katleden Gourgen Yanikian’ın izinden gideceklerini, Türk-Azerbaycanlı-İsrail ittifakının Ermenistan Cumhuriyeti ve Karabağ Ermenilerine karşı işlediği tutumlara son vereceklerini madde madde sıralamıştır.
Yine Telegram üzerinden 6 Ekim tarihinde yayınladıkları ikinci bildirilerinde ise daha önceki bildirilerinde yapmaya alışkın oldukları gibi[3], Ermenistan devletini adeta azarlayarak bildiriye başlamıştır. Bildirinin başlıca dikkat çeken kısımları şöyledir:
Ermenistan devletinin dünya Yahudilerinin önünde el pençe divan durmasından tiksindiklerini,
Ermenistan yönetiminin yıllardır Rusların önünde el pençe divan durduklarını, şimdi ise Türklere ve Yahudilere yaranmaya çalıştığını,
Ermenistan hükümetinin İkinci Karabağ savaşındaki yenilgi için, Türklerle ve Amerikan Yahudileriyle işbirliği için, Karabağ’ın teslim edilmesi için, şimdi barınma sorunu yaşamaya mahkum edilen 120,000[4] kız ve erkek kardeşimize ihanet ettiği için özür dilemesi gerektiğini,
“Ermeni ulusunun savaşçıları” olarak adlandırdıkları teröristlerin yolunu izlediklerini: Gurgen Yanikyan, Hakop Hakobyan, Kevork Acemyan, Monte Melkonyan, İlk operasyona ASALA-Y’den üç kişinin katıldığı, aralarından birinin sadece 16 yaşında olduğunu ve onlarca gencin aralarına katıldığını, Karabağ, Nahçıvan ve Türkiye’nin doğusundaki[5] toprakları geri kazanmanın tek yolu olduğunu, Yakın zamanda başka saldırıların da olacağını yazmıştır.
Adıgeçen örgütün üçüncü bildirisinde ise başlıca tehdit unsurları şu şekildedir:
3 Ekim’deki ilk saldırının amacı Avrupa’daki hahamları Aliyev yönetimine verdikleri desteği çekmeye zorlamak olduğunu ve bu hedefe tamamen ulaşıldığını iddia etmiştir.
İlk saldırılarından sonra, Ermenistan yönetiminin, Erivan’daki Chabad merkezinin önünde güçlü bir güvenlik noktası kurduğunu, güvenlik görevlilerinin yanı sıra her gün polis arabalarının da geldiği, Merkezin çevresine görünür ve gizli gözetleme kameraları yerleştirildiğini, ayrıca kameralar ve silahlı muhafızların da olduğunu, tüm önlemlerin ise 7 Ekim’de Filistinliler tarafından yıkıldığını, Yahudilerin Gazze’de binlerce çocuk, kadın ve yaşlının yok edilmesinin provasını Karabağ’da yaptığını, Karabağ Ermenilerinin yaşadıklarının Gazze’deki Filistinli nüfusla kıyaslanması, Karabağ Ermenilerinin çocukları aç bırakıldığının ve Amerika’nın bombalarıyla öldürüldüğünün iddia edilmesi[6], Filistin ve Lübnan direnişine tam destek verdiklerini, onlarla dayanışmanın bir göstergesi olarak 15 Kasım tarihindeki saldırıyı düzenlediklerini, ayrıca Erivan’da ve Ermenistan’ın diğer şehirlerine afiş astıklarını[7], İsrail’in Kudüs’ün Ermeni mahallesine yönelik silahlı saldırıları ve Ermeni Kilisesi’nin mülklerine el konulması sona ermezse, bir sonraki saldırının Ermenistan dışında olacağına dair tehdit etmiştir.
Bildiriler, “Ermenistan’ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu – Gençlik Grubu” imzasıyla sonlandırılmıştır.
Bildirilerin geneline baktığımızda dikkat çeken birkaç husus bulunmaktadır. ASALA-Y isimli örgüt, ASALA’nın kanlı geçmişine, yalnız ASALA’nın değil, Ermeni Soykırımı için Adalet Komandoları’nın (JCAG) da yapısına öykünmüştür. JCAG, ismi ASALA kadar duyulmamış ama çok daha fazla sayıda kanlı saldırı düzenlemiştir. Bu saldırıları düzenlerken küçük yaştan itibaren çocukları üye olarak kabul etmeye başlamıştır. Ermeni Gençlik Federasyonu, JCAG’ın temelini oluşturan yaşları 8-14 arasında değişen çocuklardan oluşan bir yapıdır. Bu yapı, 28 Ocak 1982 yılında Türkiye’nin Los Angeles Başkonsolos’u merhum Kemal Arıkan’ı canice katleden, o dönem 19 yaşında olan Hampig (Harry) Sassounian’ın mahkumiyeti süresince, Sassounian’a hayranlığını ifade eden mektuplar yazdırılan küçük çocukları Türkiye ve Türk düşmanlığı ile yoğuran bir yapıdır. Mektuplarda genel olarak kendisini örnek olarak gördüklerini ve “ülkü”sünün peşinden gideceklerini yazmışlardır. Sassounian’ın tahliyesi için oluşturulan fonların yanı sıra, ABD’de yayınlanan Ermeni gazetelerinde açık açık bu mektuplara yer verilmiştir. Adıgeçen adeta bir kahraman gibi yüceltilmiştir[8]. ASALA_Y’nin de yapmaya çalıştığı budur. Çocuk yaşta katliam makineleri yaratmayı amaçlamaktadır. Bu açıdan tehlike oluşturmaktadır.
Bir başka dikkat çeken husus, ASALA_Y’nin yaklaşık iki yıl önce yayınladığı açık mektup ile benzerlik gösteren ifadeler kullanmasıdır. İki yıl önce Ermenice yayınlanan açık mektupta, Ermenistan yöneticileri 2020 Karabağ Savaşı’nda Ermenistan’ın yaşadığı hezimetten dolayı adeta azarlamış, onlara akıl veren ifadeler kullanılmıştı[9]. Karabağ’daki sözde devletin ortadan kalkmasıyla ve Karabağlı Ermenilerin Karabağ’ı terk etmesiyle, ASALA_Y’nin son bildirisinde benzer suçlamalar ve hakaretler yer almaktadır.
ASALA_Y’nin Filistin’in arkasında olduğunu ve aynı amaç için Yahudileri hedef almaya hazır olduklarını söylemeleri şaşırtıcı değildir. ASALA’nın kurulduğu ilk yıllarda Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) tarafından eğitildiği bilinmektedir[10]. Ancak FKÖ, daha sonra eğitim desteğine çeşitli sebeplerle son vermiştir.
ASALA_Y sadece Ermenistan’ı değil, en başından beri düşman olarak gördüğünü söylediği, ibadethanelerine ve hahamlarına zarar vereceğini söylediği İsrail’in yanı sıra Azerbaycan ve Türkiye’yi de hedefleri arasında göstermektedir. Bildiride, 1973 yılında iki diplomatımızı canice katleden Gourgen Yanikian’ın izinden gideceklerini de açık açık ifade etmişlerdir. Bu da dikkate alınması gereken bir noktadır. Daha önce Yanikian olayının üzerinde durulmamasının çok ağır sonuçları ve çok ağır kayıpları olmuş, 34 Türk diplomatı canice katledilmiş, aralarında yabancılarında olduğu 188 kişiyi yaralamış[11], binlerce kişinin travma yaşamasına neden olmuş, şimdiye kadar tarihte görülmemiş bir diplomasi katliamına neden olmuştur. Dünya üzerinde bu kadar uzun süre diplomasisi tacize uğramış başka bir devlet daha yoktur. Bu sebeple bu saldırıların azımsanmayıp dikkatli olunması önem taşımaktadır. Yalnız bildiride hedef gösterilen ülkeler değil, bu ülkelerin misyonlarının bulunduğu devletlerin de Viyana Sözleşmesi’ni göz ardı etmemesi başka saldırı planlarının da önüne geçebilecektir.
Saldırılardan sonra, İsrail’in Erivan Büyükelçisi Ermenistan yönetimini, saldırıları kınamaya çağırmıştır. Ancak bu çağrı, terör örgütü ASALA’nın kurucularından olan Monte Melkonian’ı doğum gününde anıp, üstelik milli kahraman olarak paylaşacak kadar terörizme destek veren bir yönetime yapılmaktadır. Dolayısıyla terörü kınamak bir yana, terörü amaçlarına ulaşmak için bir araç olarak gören bir yönetime böyle bir çağrıda bulunmanın sonuç vermesi beklenmemelidir.
Bugün, askeri eğitimler alan, başta ABD ve Fransa’daki Ermeni diasporası tarafından finansal destek sağlanan Marksist-Leninist ideolojiyi benimsemiş, düşmanca duygularla zehirlenen sadece ASALA ve gençlik kolları ASALA_Y değildir. Ayrıca ASALA’ya göre nispeten yeni olan VOMA ve POGA da benzer hedefleri savunmakta, buna göre eğitimler almakta ve teröristleri kahraman gibi göstermeye devam etmektedir. Bu saldırılar küçük gibi görünse de ardında nefret söylemi ve haksız iddialar barındırmaktadır. Bu sebeple, bu ve benzer saldırıların azımsanmaması yerinde olacaktır.
HAZEL ÇAĞAN ELBİR–AVİM / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER
Yazıları posta kutunda oku