UMUT FAKİRİN EKMEĞİ YA…
ÖYLE BİR YIL OLSUN Kİ; HAYALİ CİHAN DEĞSİN DOSTLAR…
2023 dünyaya, mazlum ülkelere ilham veren Cumhuriyetimizin 100. Yılı…
Ne var ki yaşanılan son yıllar tam bir düş kırıklığı…
Hele 2023 halkımız için öyle bir yıldı ki dostlar…
Dayanabilenlere aşkolsun…
Ekonomik buhran ve yoksullaşma…
Doğal felaket, orman yangınları ve depremler…
Bir sürü aymazlıklar, akıl almaz yolsuzluklar, dolandırıcılıklar, hırsızlıklar…
Ne yılmış be yaa… İnsanlığın, ülkemizin, yaşamlarımızın kayıp yılı…
Yeterince dersler çıkarılabildi mi? Çok öğretici oldu diyenler var…Bilemiyorum…
Ama artık girmekte olduğumuz yeni yıl öyle bir yıl olsun ki diyorum;
*Anayasanın ve Anayasa mahkemesi kararlarının derhal uygulacağı,
*Küresel güçlerin oyuncağı, eğlencesi olmayacağımız,
*Komşularımızla küresel merkezlerin çıkarları için dalaşmak yerine, uluslar arası ilişkilerde usta bir diplomasi ile ulusal ve karşılıklı yararın esas olacağı,
*A.B. ve A.B.D.den sürekli azar işiterek sonunda ne isterlerse emre amade olmayacağımız,
*Hepimizin özgür ve bağımsız bir ülkenin yurttaşı olmanın onur ve gururunu taşıyacağı,
*Kınalı kuzularımızın, yiğitlerimizin canlarına değer verileceği, alçakça tuzaklara düşürülüp, şehit edilemeyeceği,
*Kadınlarımızın dayakla ölüm arasına sıkıştırılmaktan kurtulup dimdik ayakta durabileceği,
*Gençlerimize dayak ve biber gazı yerine, hoşgörü ile yaklaşılacağı,
*Çocuklarımızın “kindar ya da altın nesiller yetiştirmek” gibi anlamsız projelere kurban edilmesi yerine, “özgür ve yaratıcı insan kişiliğini geliştirecek” bir eğitim sistemine kavuşabileceği,
*Emekçilerimizin baskı, sarı sendika vb. tuzakları aşarak özgür ve bağımsız sendikaları aracılığı ile seslerini duyurabilecekleri,
*Tüm toplum kesimlerinin kitle örgütleri aracılığı ile demokrasiye renk ve can katacağı,
*Her türlü inanç ve kültürün yurttaşlık bilinci içinde özgürce yaşanabileceği,
* Kutsal duyguların din simsarlarınca siyasi ve ekonomik çıkarlara âlet edilemeyeceği,
*Adaletin kör testerelerle kesilip çöpe atılamayacağı,
*Halkının bağrından çıkan aydınların, emekçilerin, gençlerin aşağılanıp, tutsak edilip, hapishanelerde çürütülemeyeceği,
* İliştirilmiş medyanın iflasının süreceği, tutsak edilmiş medyanın esaretten kurtulacağı,
*Sanat, kültür ve bilimin baskı ve hakaretlerden kurtarılarak özgürleşebileceği,
*Tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerimizin “rantsal dönüşüme” kurban edilmeyeceği,
*Köyden, mahalleden, beldeden, belediyelerden özetle yerelden yukarıya doğru ”Herkese Demokrasi”nin yurttaşların katılımı, deneyimi ve denetimiyle geliştirilebileceği,
*Ülkede “döviz-faiz-borsa-rant” dörtgeni içinde yaşayan 5-10 milyon kişiyi ilgilendiren ve gidişatın vahametine karşın “olumlu” olduğu ileri sürülen ekonomi ve ekonomik büyüklüklerin reel üretimle barıştırılarak hakça bir bölüşümle dünyanın en adaletsiz gelir dağılım surecini yaşayan halkımıza, geniş kitlelere yansıtılabileceği,
* Cumhuriyetten bu yana toplumun engin özverisiyle oluşturduğumuz, “saçı bitmemiş yetimin hakkı” olan, ulusal gelirimize ve bağımsızlığımıza büyük katkı sağlayan ekonomik varlıklarımızın, topraklarımızın kişisel çıkarlar ve küresel bağlantılar doğrultusunda haraç mezat satılamayacağı, en azından stratejik önemi haiz olanların yeniden millileştirileceği,
*Çoğu diplomalı olmak üzere her dördünden biri işsiz olan gençlerimiz ve işsiz emekçilerimiz için özel istihdam politikalarının yaşama geçirileceği,
*Ülkenin ekonomik açıdan gerice kalmış yörelerinde, hiçbir sonuç vermeyen teşvik paketleri yerine, devletin doğrudan, yöre, coğrafya ve doğal kaynak zenginliklerine uygun üretim birimleri oluşturacağı,
*Üniversitelerin özgürleşerek ve özerkleşerek bilimsel, teknolojik sürecin ve sosyolojik gelişmenin yuvaları haline getirileceği,
*Tüm bunlar için, ülkenin coğrafi, fiziki ve beşerî anlamda kaynak ve imkân envanterine sahip, bölgesel ve ulusal düzeyde sürdürülebilir bir kalkınma ve sosyal gelişme sürecini eşgüdümleyerek, küresel gerçekleri de göz ardı etmeden planlayabilen özendirici ve yol gösterici ciddi bir planlama örgütü ve anlayışının yeşereceği bir yeni yıl dileyelim birbirimize…
Umutlanmak, hayal kurmak güzel ve yaratıcı şeyler, Umutları hayalleri gerçek kılmak ise daha güzel…
Çok mu zor bütün bunlar… Hiç de değil…
Hayal gücü yaratıcılık demek, umut ise dinamizm …
Kaldı ki; tüm bu hayaller umut edilemeyecek, gerçekleşmeyecek şeyler değil …
Ama bunları gerçek kılacak bir paradigma değişikliğinin kökleri, hepimizin gündelik etkinliklerinde, yaşamın her alanı ve anındaki tepkilerinde ve nihayet siyasi duruş ve tercihlerinde yatıyor…
Tüm bu dileklerin gerçekleşmesi için başta siyasi partiler olmak üzere tüm anayasal kurum ve örgütlerin, demokratik kitle örgütlerinin, aydınların, aklı başında tüm vatandaşların adeta bir seferberlik şemsiyesi altında birleşmesi gerekiyor…
Örneğin; GS-FB Yönetimleri maçın Riyad’da oynanmasını kabul etmek gibi çok ciddi hatalarından geri döndükleri ve Atatürk’ümüzün aziz anısına sahip çıktıkları , halkımız, tüm sporseverler, her iki takımın taraftarları, bu gelişmelerin arkasında kaya gibi duran tüm vatandaşlarımız ulusal onurumuza sahip çıktıkları için sağ olsunlar, var olsunlar…
Böylece tüm dünya Atatürk’ün ve Cumhuriyeti emanet ettiği asil milletinin bir kez daha onuruna sahip çıkışına, sosyopsikolojik zaferine tanık oldu…
Ne diyelim ha gayret umut fakirin ekmeği…
Okurlarıma, tüm dostlara, ülkemize ve ulusumuza sağlıklı, huzurlu ve de aydınlık bir yeni yıl dileklerimle…