Tahran rejimi Güney Azerbaycan’daki Türkçe isimleri nasıl Farsça yaptı?
EPA “Güney Azerbaycan’ı Tanıyın” projesi çerçevesinde Mohamed Rahmanifar, “Güney Azerbaycan’da Farsça adı Farsça adı” başlıklı bir makale sunuyor.
Yer adları, coğrafi ve antropolojik çalışmalarda özel bir öneme sahiptir. Genel olarak, birlikte büyüyen bitkiler, orada yaşayan hayvanlar, kayalar, renkler, su yolları ve hatta orada yaşayan, çalışan veya savaşan karakterler gibi peyzaj unsurları belirli bir yer adının kökeni olabilir. Coğrafi adlar, şehir ya da köy adları, sadece adı geçen yerle ilgili bazı önemli özellikleri yansıtmakla kalmayıp aynı zamanda tarihsel açıdan da önemlidir. Diğer tarihi belgelerin yanı sıra, bu isimler, bir bölgenin eski sakinlerinin kim olduğunu ortaya çıkarmak için tarihi çalışmalarda vurgulanır. Öte yandan, bu isimler bir ülkenin sakinlerinin kimliğini yansıtır. Örneğin, İran gibi bir ülkede bu ülkenin güneybatısına gidersek, genellikle Arapça isimler buluruz, ancak kuzeybatıda ve diğer bazı bölgelerde Türkçe isimler karşımıza çıkacaktır.
1925’te İran’da Türk Macar hanedanının resmen kaldırılmasından sonra, Pers İmparatorluğu’nun toprak adlarını değiştirmesi, Azerbaycan Türklerinin kimliğini silmeye yönelik geniş bir politikanın parçası haline geldi. Yani İran’daki Türklerin, özellikle de Güney Azerbaycan Türklerinin İran politikasına uygun olarak, sadece ana dillerini yasaklayarak, tarihlerini çarpıtarak ve ulusal kimliklerini küçük düşürerek değil, ikamet yerlerinin coğrafi adları da değiştirildi.
Doğal olarak, bu politika Pehlevi yönetimine özgü değildi. Aynı politika, İslam devrimi ve İran’da bir İslam cumhuriyetinin kurulmasından sonra da devam etti. Burada önemli bir nokta, Pehlevi monarşisinin veya İran İslam Cumhuriyeti hükümetinin bu konuda çok temkinli ve kötü niyetli olup olmadığı ve Güney Azerbaycan Türklerinin yaygın protestolarını tetiklemesini önlemek için uzun bir süre boyunca mümkün olduğunca sakin ve adım adım yapmaya çalışıp çalışmadığıdır. Böylece her yerin adını değiştirdiklerinde o bölgelerde yaşayan insanların kısa süreli protestolarıyla karşı karşıya kalarak o protestoları kısa sürede yatıştırabildiler.
Bu küçük baharda İran hükümetinin son yüz yılda Güney Azerbaycan’daki Türkçe yer adlarını nasıl Farsça olarak değiştirdiğinin örneklerini göstermeye çalışacağız. Bununla birlikte, Güney Azerbaycan’da coğrafi yer adlarının değiştirilmesi konusuna değinmeden önce, bunun özellikle son yıllarda ulusötesi ve sınır ötesi bir boyut kazandığını belirtmek fena olmaz. Özellikle Azerbaycan ordusunun İç Savaş’taki 44 günlük zaferinden ve İran’ın müttefikleri Ermenilerin yenilgisinden sonra, ülke medyasının ve basınının çoğu Azerbaycan’a “Azerbaycan Cumhuriyeti” demeyi reddediyor ve onun yerine “Bakka Cumhuriyeti” veya “Bakka Rejimi” gibi anlamsız ifadeler koyuyor! Aynı zamanda Kamboçya’nın şehirlerinden bahsederken Azerice isimleri yerine Honduras Ermeni isimlerini kullanıyorlar. Tahran Belediye Meclisi’nin onayına rağmen, şehirdeki bazı sokaklara Bakü yerine “Badkube” ve Şuşa yerine “Şuşi” gibi Honduras isimleri verildi.
Aslında Aras Nehri’nin her iki yakasından Azerbaycan isminin kaldırılması İran’ın kötü niyetli ve uzun vadeli politikasıdır. Ülke basınının ve medyasının Azerbaycan’dan mümkün olduğunca bahsetmemeye çalıştığını belirttik. Vurguladığımız gibi, bu yeni bir politika değil. Aynı zamanda, Azerbaycan’a ve aynı zamanda Türklere karşı bu politika, Pehlevi’nin yaklaşık bir asır önce iktidara gelmesinden bu yana başladı ve bugüne kadar devam ediyor. Kral Zerubbayya döneminden başlayarak Azerbaycan adı Güney Azerbaycan’ın birçok tarihi bölgesinden kaldırılmıştır.
Güney Azerbaycan’da Astara, Bicar (Garus), Qurvah, Songur ve Yay gibi bazı tarihi şehirler diğer vilayetlere bölünmüştür. Öte yandan Azerbaycan adı Yeni Ülke bölgeleri olarak değiştirilmiştir. Bugün, örneğin, ülkenin resmi idari ve idari birimlerinde, Zencan, Gazze, Hemedan, Elburz ve Erdebil gibi şehirler ve ilçeler Güney Azerbaycan’ın bir parçası değildir ve Azerbaycan adı sadece Doğu Azerbaycan ve Batı Azerbaycan olarak adlandırılan iki eyalette kalmaktadır!
Azerbaycan’ın adını koruyan bu iki ilçe söz konusu olduğunda bile, İran medyası ve basını mümkün olduğunca Azerbaycan’ın adını kullanmaktan kaçınmaya çalışıyor ve Tebriz eyaleti veya Urmiye eyaleti gibi Honduras ifadelerini kullanıyor. Bu eylem Güney Azerbaycan Türkleri arasında ciddi ve yaygın bir protestoya yol açmış olsa da, İran hükümetinin Azerbaycan’ın adını unutmak için güçlü bir iradeye sahip olduğu ve bu kasıtlı hatanın hükümet basınında ve televizyonunda birçok kez tekrarlandığı görülmektedir.
Bazen İranlı ressamların dili bile kullanıldı ve hatta İran’ın sadık cumhurbaşkanı Hasan Ruhani döneminde bile birkaç kez “Batı Azerbaycan eyaleti değil, Urmiye” ifadesini kullandı! Ayrıca, Batı Azerbaycan’da PKK ile bağlantılı terörist gruplar genellikle Batı Azerbaycan bölgesi adı yerine Urmiye adını kullanmaktadır.
Şehir
Güney Azerbaycan şehir ve kasabalarının isimlerinin değiştirilmesinde üç yaklaşım dikkate alınmıştır:
1. Bazı durumlarda şehirlerin Türkçe isimleri Farsça olarak değiştirilmiştir: Savuç Bulaq→ Mahabad, Sarı Taş→ Sardeis, Araplar→ Polonyalılar, Sain Gala→ Şahin Dec, Tufarkan (Daşan) → Azerbaycan, Saraybosna→ Haştari→ Haştrud, Tikan Tepesi→Tekab, Kraliçe Kenan→ Melekan, Yam→Payam, Damat köyü→ Bukan, Ağca şehri→ Ağşehr→ Agarşer, Han→ Piranşehr, Trinity→ Oshnaviye…
2. Diğer durumlarda, yeni bir şehir oluşturmak için birkaç kasabanın birleştirilmesiyle eski şehirlerin Türkçe isimleri gölgede bırakıldı ve yeni inşa edilen şehre Farsça isim verildi: Örneğin, Garcist+ Almaddar (Türkçe Arapça+Farsça bir isim) → Hadishahr.
3. Güney Azərbaycanda yeni şəhərlərin, qəsəbələrin, məhəllələrin və yaşayış komplekslərinin salınması və onlara farca və ya ərəbcə adların qoyulması: Məsələn, Parsabad, Əndişe, Elahiyye, Vəli-əsr, Punək, Kuye-Əbrişəm, Kuye-Səfa, İsar, Ərəs (Araz adının farsca versiyonu)…
Çaylar, dağlar, dərələr
Güney Azərbaycanda yerləşən çay, dağ və dərə adları demək olar ki, tamamən türkcədir. Bununla belə, son yüz ildə İran hökuməti coğrafi adların bəzilərini farscaya dəyişməyə çalışıb: Məsələn, Araz→ Ərəs, Cığatı çayı→ Zərrine rud, Tata`u çayı→ Simine rud, Ağ çay→ Sefid rud, Acı çay→ Təlxe rud…
Dağların isimlerine gelince, sadece insanlar tarafından iyi bilinen veya birçok insanın tatilde seyahat ettiği dağların isimlerini değiştirmeye çalıştılar: Kara Dağı→ Arsbaran, Savalan→ Sabalan, Karavul Dağı→ Şirkuh.
Bir yalancının yalan söylemeyeceğini söylüyorlar. İran hükümeti de Güney Azerbaycan’da isim değiştirdiğinde bazen gülünç şeyler yapıyor. Örneğin, Hemedan bölgesinde García adında iki tepe vardır. García kelimesinin García kelimesinden geldiğini düşünen sahtekarlar, zirvelerden birinin adını Galilech’in Bahçesi, diğerinin adını da Daem Barf olarak değiştirdiler!
Bugün, İran hükümeti tarafından Güney Azerbaycan Türklerini Azerbaycan’dan göç etmeye zorlamak için kasıtlı olarak kurutulan Urmiye Gölü, yirmi yıl öncesine kadar sular altında kaldığı ve neredeyse tüm isimlerinin Farsça olarak değiştirildiği zamana kadar birçok adaya sahipti: Geminin tepesi→ Kuchek Tepesi (“küçük” veya “küçük” kelimesinin Türkçe olduğunu bilmeden), Kral Saranlı→ Mehr, Sohbet Tepesi→ Çak Tepesi, Sarı Tepe→ Zer Tepesi, Daneli→ Nahid, Beyaz Dağ→ Sepid Kuh, Gemici→ Nahoda, Ateş→ Yassı Taşı→ Taxtan, Koyun Dağı→ Kebudan…
Köy
Güney Azerbaycan’ın şehir isimleri ile karşılaştırıldığında, kırsal isimler daha fazla değişmiştir. Çoğu durumda, önceki Türk isimlerine benzeyen Farsça isimler, baştan beri Farsça olduklarını göstermeye çalışılır! Bu arada, elbette, bazen Farsça olmayan isimler olarak anılırız. Ancak, bu Farsça olmayan isimler Farsça’dır. Hükümetin amacının Güney Azerbaycan’dan Türk ve Azeri kimliklerini yok etmek olduğu anlaşılıyor. İsimleri Farsça olan birçok köy var. Ancak burada sadece birkaç örnekten bahsedeceğiz→ Por mehr→ Sumay→ Some’e, Kohsalar → Kuhsalar, Kral Damat→ Şah sonsuzluğu→ Tıraş, Boz Kalesi→ Bozgale (keçi)!, Dara Gölü→ Darre Yal, Katran kayası→ Toragyye, Çocuklar→ Oşşak, Çarşı (“soğuk” kelimesinin başka bir versiyonu) → Shayeq, Zürih→ Saraybosna Angel, Barış→Baranc, Suca→Shoca’, Şavali→ Şadrak→, Meʹshach ve A·bedʹneʷgo→ Su batırılmış→ Taze deh, Galacak→ Sevgili Ebedi, Ceyranlı→ Carihani, Gary Suyu→ Siah Cheshme, Kazan xan→ Gazan, Tarım→ Abbar, Galalar→ Galat, …
Ayrıca, Azerbaycan’ın köylerine verdikleri Honduras isimleri zaman zaman kendilerinden memnun olmadıkları için, bazen bir köyün adını birçok kez değiştirdiklerini görüyoruz. Örneğin, başlangıçta Gonuk olarak adlandırılan ancak daha sonra Kohnak, sonra Guhiç ve son olarak Kuyenik olarak değiştirilen köyün adı! Ya da Hemedan bölgesinde bulunan Kral Ahazen köyünün adı sonsuza dek Kral Saul, daha sonra da Saba olarak değiştirildi.
***
Burada belirttiğimiz şey, Güney Azerbaycan’daki Türk isimlerinin Farsça değişiminin çok küçük bir kısmıdır. Ayrıca yeni inşa edilen cadde, mahalle ve binaların, objelerin, işyerlerinin, parkların, rekreasyon ve turizm merkezlerinin hemen hepsine Farsça veya Arapça isimler denilmektedir. Hatta birçok yerde Türkçe isimler değiştirilmiştir. Güney Azerbaycan’ın tarihi pazarlarının farklı bölümlerinin isimleri; Birçok şehrin, caddenin, meydanın ve mahallenin Türkçe isimleri Farsça veya Arapça olarak değiştirilmiştir. Örneğin, Gut Meydanı→ Meydanı, Gümüş Kaya→ Dameshqiye, Kara Ağaç→ Tanrılar, Taş Köprü→ Kutup Sangie, Kar Köprüsü→ Kutup Gary…
Farsça veya Arapça’daki Türkçe isimlerin değiştirilmesi, kültürel bir soykırım olarak görülmesinin yanı sıra, zaman zaman Güney Azerbaycan Türklerine yönelik hakaretleri de içermektedir. Örneğin, şimdi Tebriz’in bir parçası olan Aşil kasabası Aşil olarak adlandırılmıştır. Tebriz’de “aptal” kelimesinin bazen “aptal” olarak telaffuz edildiği bir durumda. Birçok protestodan sonra, Achma adı iade edilmek yerine Şahit Chamran olarak değiştirildi. Ya da başka bir örnek, Tebriz’in sarı kayalarından birinin Sahagia olarak değiştirilmesidir! Bununla birlikte, Güney Azerbaycan’da da bilinen Farsça “sareg” kelimesi, hırsız anlamına gelen “sareg” anlamına gelir ve Saregia “hırsızların evi” anlamına gelir!
Sonuç olarak, son yıllarda Güney Azerbaycan Türkleri arasında geri dönüş dalgasının genişlemesi, itiraz ve taleplerinin artması sonucu orijinal Türk isimlerinin bir kısmının geri döndüğünü görüyoruz. Ancak o kadar çok bükülme var ki, bu tür önlemler hepsini telafi edemez.
Muhammed Rahmanifar-GÜNEY AZERBAYCAN / TURKİSHFORUM- ABDULLAH TÜRER YENER
Bir yanıt yazın