Ukraynalılar Íslav kökenli ve hristiyan halklardan oluşur. 1917 Rus Íhtilalinden sonra bir „Ukrayna Halk Cumhuriyeti“ kurulmuş ve 1919 da „Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti“ olarak Sovyetler Birliği’ne katılmış, Varşova Paktı içinde yer almıştır. 1990 da Varşova Paktı çözüldükten sonra 1991 de bağımsızlığını ilan etmiştir.
1917 den sonra Kırım da „Kırım Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti“ olarak Sovyetler Birliği’ne katılmış, Stalin’in 1953 de ölümünden sonra 1954 de, yeni Sovyet başbakanı Kruşçov tarafından, her ikisi de Sovyetler Birliği’ne dahil oldukları için, Kırım halkına sorulmadan, Ukrayna ile birleştirilmiştir. Sovyetler Birliği 1991 de dağılırken Kırım bu yüzden Ukrayna’da kalmıştır. Halbuki Kırım halkı çoğunlukla islav kökenli ve hristiyan değildir. Ayrıca Rus Federasyonu’nun Karadeniz Donanmasının ana limanı ve üssü Kırım‘dadır.
Varşova Paktı 1990 da çözüldükten sonra bağımsız kalan ülkeler (Polonya, Macaristan, Çekoslovakya ve diğerleri), hızla ABD-NATO-AB tarafından kendilerine bağlanıp Ukrayna ile de görüşmelere başlayınca, Rus Federasyonu 2014 de Kırım ve Karadeniz’deki üstünlüğünü kaybetme tehlikesini görerek, Kırım’ı işgal edip kendi topraklarına katmış, Ukrayna’nın doğusunda rus kökenli halkın çoğunluk teşkil ettiği Luhansk ve Donesk bölgesi halklarını da Ukrayna’dan kopmaları için desteklemeye başlamıştır. Böylece Ukrayna içinde bir iç savaş başlamıştı.
Bu savaşı önlemek için, OSCE (Avrupa Güvenlik ve Íşbirliği Organizasyonu) devreye girmiş ve Ukrayna, Rus Federasyonu, Almanya ve Fransa’nın katılımıyla Beyaz Rusya’nın başkenti Minsk‘de, 5. Eylül 2014 de Minsk I ateş kes anlaşması yapılmıştır. Bu anlaşmaya göre, Ukrayna altı ay içinde anayasasını değiştirip, Luhansk ve Donesk‘de yapacağı referandum sonuçlarına göre, bu bölgelere iç işlerinde belli özerklikler tanıyacaktır. Ukrayna bu anlaşmanın öngördüğü işlemleri yapmayınca, Rus Federasyonu savaşı tekrar sürdürmekle tehdit etmiş ve bunu önlemek için 12 Şubat 2015 de, Rus Federasyonu, Ukrayna ve Fransanın başkanları ve Almanya başbakanı Merkel’in katılımı ile Minsk II toplantısı yapılmış, Minsk I anlaşması tekrarlanmıştır. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 2202 numaralı bildiri olarak onaylanmıştır.
Ukrayna, Minsk II anlaşmasında verdiği sözlerde de durmayınca, Rus Federasyonu 24 Şubat 2022 de Ukrayna’ya savaş ilan etmiş ve Özerklik isteyen Rus çoğunluklu Luhansk ve Donesk’i işgal etmiştir. Minsk toplantılarına bizzat katılan Almanya eski başbakanı Merkel, 2023 senesi başında bir gazetecinin „Minsk anlaşmaları neden uygulanmadı?“ sorusuna verdiği yanıtta, „Batı blokunun bu anlaşmaları sadece Ukrayna’yı savaşa hazırlamak için gerekli zaman kazanımı için imzaladığını, uygulanmasının ise başından beri istenmediğini“ itiraf etmiştir.
Savaş başladıktan sonra yayınlanan kitaplarda(1) da, Ukrayna ordu mensuplarının uzun zamandır ABD’de NATO silahlarında eğitilmekte olduğu ve Rus Federasyonu 24 Şubat 2022 de harekete geçmeseydi, Ukrayna’nın on gün sonra ABD destekli olarak Luhansk ve Donesk’e saldırmayı planlamış olduğu ifade edilmektedir. Rus Federasyonu muhtemelen bundan haberdar olunca, acele olarak Ukrayna’ya girmiştir. Ukrayna’nın ciddi bir direniş sergileyebilmesi, ABD ve özellikle Almanya’nın buna büyük askeri destek vermeleri de bu tahmini güçlendirmektedir.
Sonuç: Ukrayna savaşı, gerçekte ABD ve Rus Federasyonu arasında bir savaştır. Íki taraf da olayı bir dünya savaşına çevirmeden ve nükleer silahlar kullanmadan sonuçlandırmaya çalışmaktadır.
- Daniela Dahn, Rainer Mausfeld: „Tam tam und Tabu“; Westend yayınevi 2022
OSCE (Avrupa Güvenlik ve Íşbirliği Organizasyonu), Katılan devlet sayısı: 57
Önemli Taraflar: ABD, Kanada, Rus Federasyonu, AB-devletleri, Ukrayna, Türkiye,