MHP’nin kurultayları engelleyip; akıl almaz bir dönüşle AKP’ye koşulsuz desteğini içine sindiremeyen ülkücülerin kurduğu ve umut bağladığı bir parti idi: İYİ PARTİ.
Kuruluş aşamasında Meral Hanıma yapılan haksızlıklar, köstekler, iftiralar da asla unutulmuş değil.
Kurulduğunda iyi bir hava yakalamış, umutsuzların ümidi olmuş bir parti ve Akşener var.
Elbette İyi Parti, ilkeleri ve tüzüğü ayrı olan CHP’ye destek içinde kurulmadı. Bu ve bunun gibi konularda yerden göğe haklı Sn. Akşener ve İyi Parti.
Gel gör ki, ortam öyle değil. Ülke bir karşı devrimle karşı karşıya!. Demokrasi ve laikliğin tartışıldığı, camilerinde Türklüğün ve Atatürk’ün anılmadığı bir süreç yaşamakta!.
Sn. Akşener ve İyi Parti kurmayları, 2028 seçimlerinde ne yapacağız, oy oranımız ne olacak hesabında olabilirler ve haklıdırlar. İyi Parti, ortamın getirdiği şartlardan ötürü, kendi başına seçime girememiş ve ittifaklar içinde yer almak zorunda kalmış.
Hani bir Atasözümüz var ya! “Baba deve bir kuruş” diyen oğluna: “Alamam oğlum” diyen aynı babanın: “Baba deve bin kuruş” diyen oğluna: “Alalım oğlum” diyen baba ortamı.
İyi Parti ve Sn. Akşener, bu süreci iyi okumalı ve değerlendirmelidirler.
Türkiye’nin siyasi atmosferini en iyi il ve ilçe teşkilatları bilir. Çünkü onlar hep halkın içinde ve seçmenle yüz yüzeler.
Onun için de siyasi ortamı en iyi onlar bilir ve onlar okurlar.
O seslere de kulak vermek gerekir.
Bulunduğum şehirde MHP’den ayrılıp İYİ Parti’ye geçen, kayıt yaptıran ve destek veren ülkü eri öğretmenlerin kaygısı nedir biliyor musunuz?
“Biz Sn. M. Yavaş’ın karşısına hangi adayı hangi gerekçe ile çıkaracağız ve ne diye Mansur başkana rağmen siyaset üreteceğiz?”
Elbette parti kural ve disiplinine uymak bir tüzük gereğidir.
Bu, ancak demokrasinin normal şartlarında olur.
Ya şimdi?
Hukukun bile ikiye ayrıldığı, AYM’nin kararlarının bile askıya alındığı bir ortamda; ortak akılla yürümenin gereği büyük bir vatanseverliktir.
İyi Parti’nin amacı, elbette İyi Parti’nin iktidar olması ve tüzüğünü uygulamasıdır. Elbette İyi Parti, hiçbir siyasi oluşumun ne ilk yardım çantası ne de yedek lastiği değildir.
Ülkenin gidişatı ne yazık ki buna olanak elvermiyor.
Biz Ülkücüler için ülke ve ülkenin geleceği önemlidir: ilk şarttır ve kırmızıçizgimizdir.
Ne yazık ki, İyi Parti de Sn. Akşener’de kuruluş yıllarındaki heyecanını kaybetmekte. Bu, ümit bağlanan İyi Parti için hoş da, şık da değildir. Siyasette zikzaklar asla onay bulmaz.
Kaldı ki İyi Partili seçmenler okuyan, eleştiren, düşünen ve yargılayan kişilerdir.
Siyaset yönetme sanatıdır. Öyle görülüyor ki İyi Parti, bu süreci de yönetemiyor. Partiden istifalar elbette etik değildir. Ama bir mecburiyet olduysa nedenine bakıp, sorunu gidermek gerekmez mi?
Yaşım gereği pek çok siyasi ortamı gördüm ve yaşadım. Siyaset asla İNADI sevmez. Teşkilatlara ve seçmene rağmen siyasette başarıya ulaşılmaz.
İyi Parti asla oyun bozan olmamalı, bilakis oyun kuran, oyun yöneten olmalıdır.
İnşallah hayallerini yitirmiş, geleceğini umutlara bağlamış asil milletime ümit olan İyi Parti’nin, Zafer Partisi ve CHP ile de görüşerek bu kaosu atlatmasıdır. Türk ulusunun geleceği için buna da borçludur.
Acaba bu zikzakların halkta ve seçmendeki yansıması nedir araştırılıyor mu, teşkilatlara soruluyor mu? İnşallah Müstakil şekilde bitip, tükenmeyiz!?
Sakın yanlış anlaşılmasın. Hiçbir partinin iç işlerine karışmak, akıl vermek gibi bir hadsizliğim söz konusu olamaz. Benimkisi ülkem ve ülkemin geleceğine olan kaygılarımdan ötürü seslenişimdir, düşüncelerimdir. Bu da saece beni bağlar.
Esen kalınız.
Bir yanıt yazın