Antalya milletvekili ve turizmci Sururi Çorabatır turizm konusunda yaptığı değerlemede Kültür ve Turizm Bakanlığına ayrılan bütçenin yeterli olmadığı söyleyip “ Turizm sektörünün meslek yasasının olmaması oldukça vahimdir. İşletmeleri kapatmaya zorlamadan çözüm getirilmeli” dedi . Çorabatır konaklama vergisinin bir kısmının da belediyelere aktarılması gerektiği vurguladı. Turizm sektörünün de siyaset üstü tutulması gerektiği de hatırlatıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığının kendisinden beklenen hizmetler doğrultusunda yeterli bütçe almadığını ifade eden Çorabatır, “Ülkemiz için stratejik bir sektör olan döviz girdisi, cari açığa katkısı ve dünya ile en rahat edebildiğimiz turizm sektörünün Kültür ve Turizm Bakanlığının genel bütçe içerisinde aldığı payın Bakanlığın işlevi hem ekonomik hem de kültürel hayatımıza yerine getirilmesi beklenen icraatlara göre yeterli olmadığını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Turizm Meslek Birliği Yasası’nın bir an önce Meclis gündemine alınması gerektiğine dikkat çeken Çorabatır!ın açıklamaları şöyle:
“Yaklaşık 120 milyar dolarlık yatırımı, 55 milyar dolarlık geliri, 1,5 milyondan fazla çalışan emekçisi ile turizm siyaset üstü tutulması gereken çok önemli bir sektördür. Turizm tüm rakip ülkelerde öncelikli sektör olup bir meslek olarak kabul edilir Turizm sektörü artık herkesin kendine göre yorumladığı bir sektör olmaktan çıkıp kendi mesleki normlarını, kendi yatırım ve işletim kurallarını kendisinin belirlediği bir sektör olmalıdır. Turizm sektörünün içinden gelen bir meslektaşınız olarak öncelikle Sayın Bakan’a tüm siyasi parti temsilcilerine çağrıda bulunmak istiyorum. Böyle stratejik bir sektörün meslek yasasının olmaması oldukça vahimdir. Turizm Meslek Birliği Yasasını bir an önce Meclis gündemine almamız gerekiyor.”. Otel işletmelerinin ruhsat belgesi alırken yaşanan zorluklar ortadan kaldırılmalıdır. “Son yapılan değişikliklerle bütün tesislerin konaklama belgesi alması zorunlu hale getirildi. Bu konuda sahadan gelen sorunlar Kültür ve Bakanlığı’na mutlaka iletilmektedir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatlarının faaliyet konuları ve ruhsat tarihi ile ilgili Bakanlığa yapılan başvurularda yaşanan sorunlar vardır. Belediyelerin vermiş olduğu ruhsatların tarihileri, Bakanlığa başvuru süresi ya da faaliyet konularının uyumsuzluğu söz konusu. 2 parselin fiilen birleştirilerek yapı ruhsatı alanların Bakanlık başvurularında kabul görmemesi gün geçtikçe artan bir sorun haline geldi. Bu konuya da işletmeleri kapatmaya zorlamadan çözüm getireceğinizi umuyorum. Bir başka sorun turizm işletmelerinin girdi maliyetlerini azaltacak teşviklerin hayata geçirilmesinden söz edilirken ne yazık ki sektör maliyet ve vergi artışları gibi bunun tam tersi uygulamalarla karşı karşıya. Sektörün önemli girdilerinden olan içeceklerde sürekli ÖTV artışı ve sürekli değişen oranlar satış fiyatını belirlemede ve rekabette turizmciler zor duruma düşürmektedir. Sektör adına önemli bir sorun da KDV artışı, konaklama vergisi ve turizm katkı payının üst üste gelmesidir. Bunların hesaplama biçimi ine sektöre ilave bir yük getiriyor. Bir konaklama tesisinin yıllık ortalama yüzde 20 kazanç ile çalıştığını düşünürsek bu hasılat üzerinden sadece ilave olarak 2022 yılında yürürlüğe giren yüzde 2’lik KDV artışı, yüzde 2’lik konaklama vergisi toplam hasılat üzerinden alınan ilave vergi yükü ile turizmcilerin yüzde 4-6 arasında kazancını ve karlılığını düşürmektedir. Zarar eden işletmeler gelir vergisi ödemezken bu vergileri cirosundan ödemek zorunda kalıyorlar. Bu konuda hesaplama konusu açısından sektör bir iyileştirme bekliyor. Stratejik bir sektör olan turizmi diğer sektörlerle karşılaştırdığımızda bu kadar yükün turizmcilerin üzerine yüklenmesi düşündürücü. Konaklama vergisi direkt olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından alınmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçesine girmediğinden dolayı tahsil edilen bu verginin en azından bir bölümünün alt yapı hizmetlerini sağlamakla yükümlü olan belediyelere aktarılması lazım. Aksi halde özellikle turizm bölgelerinde nüfus ve ziyaretçi sayılarının artması sebebiyle bu hizmetlerin sürdürülebilirliği tehlikeye girecektir.”
Çorabatır, TGA’nın turizm bölgelerinin çeşitliliğini düşünerek tanıtım yapması gerektiğini belirterek “TGA’nın kurulmasıyla başlayan destinasyon bazlı tanıtım çalışmalarını çok yakından takip ediyorum. Ancak burada yapılan tanıtım çalışmalarının özellikle tüm turizm bölgelerinin çeşitliliği düşünülerek yapılması sahadan gelen istekler arasında.” şeklinde konuştu.
Sektörün turizm amaçlı yatçılık faaliyetlerinde KDV’nin konaklama işletmeleri ile eşitlenerek uygulanması gerektiği talebini ileten Çorabatır, “Fethiye, Göcek, Marmaris, Datça, Bodrum’da sektörün deniz turizmi yapan işletmelerin bir talebi var. İşletme belgesine sahip olan turizm amaçlı yatçılık faaliyetlerinde KDV’nin konaklama işletmeleri ile eşitlenerek yüzde 10 olarak uygulanması talep ediliyor. Bu konuda Hazine ve Maliye Bakanlığına gerekli girişlerde bulunacağız.” dedi.
Geleneksel zeytin yetiştiriciliği faaliyetlerinin UNESCO listesine girmesi hakkında da konuşan Çorabatır, “Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, UNESCO’nun geleneksel zeytin yetiştiriciliğimizi listesine aldığını açıkladı. Bu habere elbette seviniriz. Ancak Akbelen başta olmak üzere Ege Bölgesi’nde taş ocağı, termik santraller, maden ocakları gibi nedenlerle zeytin ağacı kıyımı yapılması sizce bu habere gölge düşürmüyor mu?” ifadelerini kulandı.
Antalya’da yaşanan trafik sorunu hakkında bir an önce çalışma yapılması gerektiğine dikkat çeken Çorabatır, “Antalya-Alanya arasındaki ulaşımın ana arteri olan D-400 otoyolu günümüz ihtiyaçlarını karşılamamaktadır. Bu yolun alternatifi yok. Kuzey çevreyolu ihalesinin sıklıkla iptal edilmesi bir sıkıntı yaratıyor. Bir an önce ihalenin yapılarak yol çalışmasına başlanması gerekiyor. Bu konuda da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına gerekli girişimlerde bulunacağız.” açıklamasında bulundu.
Bir yanıt yazın