Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından iş dünyasının rekabet gücüyle ilgili en güncel gündem maddelerinin tartışılması amacıyla düzenlenen Rekabet Kongresi yapıldı. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, içinde bulundukları durumu analiz etti. Diğer konuklar da görüşlerini yansıttı.
Konuşmacıların ortak görüşü:
“İyi eğitilmiş iş gücü geriye düşmemeli.”
“Yarının ekonomisi için ciddi yatırımlar yapmalıyız.”
“Yeşil rekabeti iyi öğrenmeliyiz.”
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) desteğiyle bu yıl 15’incisi gerçekleştirilen kongrenin ana teması “İkinci Yüzyılın Sektörleri” olurken, gelişen teknolojiler ve jeopolitik konjonktür doğrultusunda önümüzdeki yüzyılın en rağbet görecek sektörleri, ulusal ve uluslararası uzmanlar, iş insanları, sivil toplum ve kamu temsilcileri tarafından ele alındı.
Zirvede konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, rekabet gücünün belirleyicisi olan üç dinamik, yani teknolojik dönüşüm, yeşil dönüşüm ve jeostratejik dönüşümün birbirlerinden bağımsız hareket eden alanlar olmadığını söyledi.
Turan konuşmasında şunları söyledi:
“Birinde yapacağımız tercih, diğerlerindeki fırsatları ve tehditleri de etkileyecek. Bu nedenle dikkatli olmak, uzun dönem yönelimlerini doğru okumaya çalışmak ama bunu yaparken aynı zamanda bugünün gelişmelerini de ihmal etmemek zorundayız. Bugünü yarınki rekabet gücüne bağlayacak olan birincil konu, bugünden yapmamız gereken yatırımlar. Yarının ekonomisinde rekabet edebilmek için sahip olmamız gereken teknoloji ve temiz üretim, bugünden bu alanlara çok ciddi yatırımlar yapmamızı gerektiriyor.”
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez de Türkiye’nin ortak bir hayalde birleşerek, dönüşümleri aklın ve bilimin ışığında yakalamasının ülke, bölge ve dünya için kritik öneme sahip olduğunu söyledi.
Sönmez, “Ülkemizin, teknoloji ve verimlilik temelli ikinci yüzyılın gerektirdiği yüksek katma değerli üretimi gerçekleştirecek iyi eğitilmiş iş gücünde geriye düşmemesi gerekiyor. Küresel rekabetçilikte gerek sektörel gerekse de iş gücü kapasitemiz açısından istediğimiz sıçramayı yapabilmemiz için ikiz dönüşüm kaldıracını daha etkili kullanmalıyız” dedi.
Önümüzdeki üç yılda Türkiye’nin ihracat pazarlarının emisyon sistemlerini uygulamaya alacağına vurgu yapan Sönmez, “Özellikle ‘sıfır karbon ekonomisi’ ve ‘hidrojen ekonomisi’, ikinci yüzyılda rekabetçiliğin belirleyici unsurları olacak. Dolayısıyla yenilikçilik, araştırma ve geliştirme kültürü ülkemizin DNA’sına işlenmeli.
Dijital Dönüşüme dijital ayak izimizi büyüterek, Yeşil Dönüşüme karbon ayak izimizi azaltarak, Toplumsal Dönüşüme de fırsat eşitliği temelinde kadınların ve gençlerin ayak izlerinin güçlenmesiyle ulaşabiliriz” açıklamasında bulundu.
SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, sektörleri kendi sürdürülebilirlikleri için farklı önceliklere sahip olabildiğini kaydetti. Erdem, “Yeni bir yüzyılı rekabet ekseninde şekillendirmek için dijital rekabeti ve yeşil rekabeti konuşmalı, her iki rekabetin de kurallarını hızlı öğrenmeliyiz. Hem çok çalışıyor hem de çok üretiyoruz ancak ürettiğimiz ürünlerin katma değeri düşük seviyede kalıyor.
Üretim süreçlerinde verimsizlikle ihracatta ise ithal girdimizin yüksekliği ile yüzleşiyoruz. Bu durumu tersine çevirmek için yüksek teknoloji endüstrilerine ve yeşil dönüşüme öncelik veren stratejik bir sanayi politikasına ihtiyaç duyuyoruz” dedi.