Bildiğiniz gibi Perslerin ırkçı sistemi, 44 yıl önce Batılı güçlerin çıkarları doğrultusunda monarşinin kolunu çıkardı ve İslam Cumhuriyeti kıyafetlerini giydi.
Pers imparatorluğu, Pers İmparatorluğu’ndaki tek kılıç idiyse, şimdi hem kılıç hem de teokrasi ile İslam Cumhuriyeti olarak biliniyor. Dolayısıyla İran denen bir coğrafyada siyasi, sosyal, milli tüm kurtuluş hareketleri din adı altında her türlü baskı ve zulme maruz kalmıştır.
“Güney Azerbaycan Milli Hareketi” halk arasında genişledikçe etkisi de derinleşiyor. Bu, Pers yönelimli merkezi hükümetin acımasız ulusal haklara baskın yapmasının ve ortadan kaldırmasının önünü açıyor.
Tüm ısrarlı tutuklamalara, işkencelere, kimlik terörüne ve cinayetlere rağmen, ulusal aktivistler, güçlü bir iradeyle Pers şovenizminin kafa kafaya oyunlarına aldanmadan güçlü mücadelelerini veriyorlar.
Güney Azerbaycan’da özgürlük savaşçıları büyüyor. Şimdi, gençler Fars faşizmine karşı benzeri görülmemiş bir kültürel şekilde savaşıyorlar. Gençler, sarsılmaz umutları ve sarsılmaz milli iradeleriyle Azerbaycan Milli Hareketi’ni yüksek tutuyorlar. Ancak Farsça şovunuz sürekli olarak bu gerilimi gömmeye çalışıyor. Bu nedenle son zamanlarda Azerbaycan, ulusal aktivistlere karşı baskıyı ve yasadışı tutuklamaları artırarak haklarını baltalamak için elinden gelen her şeyi yaptı.
Elbette bu gibi durumlarda görüşleri veya siyasi toplantıları ne olursa olsun tüm tutsakları korumak Azerbaycan Türk halkının ve onun milli aktivistlerinin milli ve insani görevidir. Her zaman olduğu gibi, aziz ulusumuzun sadece ulusal aktivistlerini bırakmayacağına inanıyorum.
Tutsak milli aktivistlerin saygıdeğer aileleri Tebriz’de buluşmak ve “Tutsaklara özgürlük ya da bizi de tutuklayın!” sloganıyla buluşmayı görmek isterlerse, her zaman ve her yerde Tebriz şehrinde buluşacağımızı ve sesimizi dünyaya duyuracağımızı düşünüyorum.
Kendi tarafımdan ulusal değerler göz önüne alındığında, bu protestoya katılmayı ulusal görevim olarak görüyorum. Tutuklananların aileleri istesin!
Bugün, sanal etkinlik herkes için açık ve nettir, ancak yeterli ve yetersiz değildir. Çünkü yargı, meşruiyetini içerideki Allah’a ve onun silahlarına, dışarıdaki Batılı güçlere bağlayarak hiçbir sese ve mesaja kulak vermek istemiyor.
Eğer gerçekten de niyetimiz hapisteki ulusal aktivistleri desteklemekse, meydanlara akın etmeliyiz. “Özgürlük-Adalet-Milyon Hükümet” sloganıyla ulusal bir aktivist olarak meydanlarda iktidar.
Esirlerin özgürlüğünü, Azerbaycan’ın özgürlüğünü göstermek. Ya da sessiz ve sessiz kalarak tutsaklar özgür olmayacak, Azerbaycan da özgür olmayacak!
Bugün, Urmu Gölü felaketine karşı siyasi, ekonomik ve sosyal nedenlerle yapılan yaygın protestoların önündeki engeller etkili olsa bile, ulusal aktivistlerin hapishanelerde işkence gören ulusal aktivistlerin serbest bırakılması için meydanlara akması dramatik bir başarıya sahip olacaktır.
Abbas Lasani-GÜNEY AZERBAYCAN /TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER
Bir yanıt yazın