‘Çok eşlilik’ değil;
‘Yetim Hakkı’!
KUR’AN(Nisa,3)!
(Yunus,37)”Kur’an; insanların yaptıkları saptırmaları açıklayan Kitaptır. Evrenlerin Rabbindendir.”
Geleneğin dayattığı;
peygamber sünneti-hadisi,
icmâ gibi
TANRI’ya ortaklarla dolu
yalan-yanlış bilgiler,
sapkınlıklar, saptırmalar
SADECE TANRI SÖZÜ,
SADECE KUR’AN bilgisi
ile düzeltilebilir.
(Âli İmran,7)”Kalpleri ve düşünceleri kötü niyetli olanlar, insanları şaşırtmak ve fitne-karışıklık çıkarmak ve kendi görüşlerine uydurmak için öncelik tanıdıkları çok-çeşitli anlamı olan ayetleri bile bile yanlış anlamlandırırlar.”
‘Yetimleri koruma altına alma’
yerine; ‘çok eşlilik’ diyerek
yanlış anlamlandırılan,
‘YETİM HAKKI’nın üzerini örttükleri ve ‘Dört eş’ diye hapsedilerek dayattıkları
(Nisa,3).ayet.
*(Mustafa Sağ çevirisi)*
(Nisa,3)”Kimsesiz kadınların sırf mallarını yemek gibi bir adaletsizliğe kalkışmayın. Böyle bir adaletsizlik yapmaktansa, aralarında eşit davranmak ve adaletli olmak koşuluyla, korumasız kadınları ve çocukları ikişer, üçer veya dörder korumanıza alarak sahiplenmeniz daha uygundur. Ancak aralarında adaletli davranamamaktan çekiniyorsanız, hiç olmazsa bir tane yetim ve korumasız kadının veya iltica ederek iman etmiş kimsesiz bir kadının geçimini üstlenin. Haksızlığa ve adaletsizliğe sapmamanız için en uygunu budur.”
*Erhan Aktaş kısaltılmış alıntı:
(“Yetim; tek başına, yalnız kalmış kişi demektir. Arap toplumunda; babası ölmüş olana da, kocası ölüp dul kalan kadına da yetim denmektedir. Ayetin konusu; yetim çocukların ve dul kadınların himayesidir. Yetimlerin hak ve hukukunu düzenleyen bir ayettir!
Çok eşlilik (taaddüd-ü zevcat): Dört eşe kadar evlenme kuralı bu ayete dayandırılmaktadır. Oysaki bu ayetin konusu çok eşlilik değildir.”)*
*Mustafa Sağ kısaltılmış alıntı:
(“Ayet, savaşlarda ölen Müslümanların arkada kalan dul eşleri ve çocuklarıyla ilgili düzenlemeler getirmektedir. Dul-yetimlerin korunmasını, sahiplenilmesini teşvik eder. Ayette, ‘ikişer, üçer, dörder’ sınırlama anlamı içermediği gibi evlenilecek kadınların sayısını değil; ne kadar dul-yetimi korumak mümkünse ve adilâneyse o kadar sahiplenilmesini, korunmasını ve bunun bir mecburiyet olduğu anlamını içerir.)*
(Nisa,3).ayet ve
öncesi-sonrası 10.ayet dahil, ‘Yetimler’ ve hakları ile ilgili!
(Nisa,2)”Yetimlere mallarını verin. Helâli haramla karıştırmayın-temiz olanı pis olanla değişmeyin. Yetimlerin mallarını mallarınıza katıp, kendi malınızmış gibi yemeyin. Böyle yapmak gerçekten büyük bir vebaldir.”
(Nisa,4)”Korumanız altına aldığınız kimsesiz kadınlar ve yetimlerin mallarını tam olarak koruyun. İstekleri dışında harcamayın. Ancak kendi istekleriyle bir kısmını bağışlarlarsa onu gönül huzuruyla harcayın.”
(Nisa,5)”Geçimlerinize katkı olması için, yetimlerden Allah adına aldığınız malları, gereksiz yerlerde harcayarak çarçur etmeyin. Allah adına aldığınız o mallarla, o yetimleri büyütün, gereksinimlerini güzelce karşılayın ve eğitimlerini sağlayın.”
(Nisa,6)”Yetimler, olgunluk çağına geldiklerinde durumlarına bakın. Eğer kendi kendilerini idare edebilecek bir olgunluğa eriştikleri kanaatine varırsanız, kendilerine mallarını tam olarak geri verin. Sakın onlar büyüyünce mallarını geri alacaklar diye, savurganlık yapıp mallarını tüketmeyin. Zengin olan, malı ve yetimi koruduğu için bir ücret talep etmesin. Fakir olan ise, uygun bir miktar talep edebilir. Yetimlere mallarını noter huzurunda teslim edin-mallarını iade ettiğiniz zaman, tanıklarla belgeleyin-şahitlerin huzurunda geri verin.”
(Kadının-kız çocuklarının yok sayıldığı o dönem zulüm toplumunda; kadına mirastan pay ayrılması tam devrim!)
İşte ayeti!
(Nisa,7)”Ana-baba ve akrabaların, ölümlerinden sonra bıraktıkları mallardan, hem erkeklere, hem de kadınlara bir pay vardır. Kalan mal, ister az olsun ister çok olsun fark etmez. Erkek de kadın da kalan maldan payını alacaktır.”
(Nisa,8)”Miras bölüşümünde akrabalar, yetimler ve yoksullar da hazır bulunursa, onlara da bir miktar vererek gönüllerini alın.”
(Nisa,9)”Kendi çocukları yetim ve kimsesiz kaldıkları takdirde, durumlarının ne olacağı hakkında endişe duyanlar, yetimlere haksızlık etmekten korkup titresinler-dikkat etsinler-düşünsünler, ürpersinler.”
(Nisa,10)”Yetim mallarını insafsızca-zulme başvurarak yiyenler, ateş yemiş olurlar….”
Ve ‘Yetim’ ile ilgili
diğer ayetlerden bazıları!
(Nisa,127)”Ey Peygamber! Sana kimsesiz kadınlar hakkında soruyorlar. De ki: ‘Allah bu Kitap-Kur’an yoluyla, yetimler-kimsesiz kadınlarla ilgili olarak sizi aydınlatıyor. Yasal hakları olan mallarına el koyup, kendilerini korumanız altına almak istediğiniz, kimsesiz kadınlar ve zavallı çocukları hakkında, Kitapta-Kur’an’da size açıklanan ayetler; yetimlere adaletli davranmanızı buyurmaktadır.”
(Bakara,220)”Yetimlerin (mallarını muhafaza ederek, haklarını koruyarak ve onlara yardımda bulunarak) hayatlarını düzene sokmak-erdemli kişiler olarak yetiştirmeniz en büyük iyiliktir-sahipsiz bırakmaktan daha hayırlıdır-en doğru olandır. Eğer onlarla bir arada-birlikte yaşarsanız, onlar artık sizin kardeşlerinizdir.”
(En’am,152)”Yetim mallarına karşı çok dikkatli olun. Yetim ergenlik çağına gelene kadar onun çıkarlarını-malını en iyi şekilde koruyun, yemeyin. Ölçüyü ve tartıyı hakkaniyetle-doğru dürüst tartın. Hakkı hukuku koruyun! Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde-taşıyabileceğinden daha ağır bir sorumluluk teklif etmeyiz-kişiyi gücü oranında sorumlu tutarız-kişiye gücünün yetmediğini yüklemeyin. Konuştuğunuz zaman, akrabanız aleyhinde bile olsa adil-doğru olun. Allah adını kullanarak verdiğiniz sözlerin gereğini yapın-Allah’a verdiğiniz sözü tutun-Ve Allah’la olan sözleşmenize sadık olun.”
(İsra,34)”Yetim malını, erginlik çağına ulaşıncaya kadar, kendi yararlarına olarak çok dikkatli bir şekilde koruyup geliştirin. Verilmiş sözünüzün gereğini yapın-söze sadık kalın. Verilen söz sorumluluk gerektirir.”
(Duha,6,9)”Ey Muhammed! O, seni bir yetim olarak bulup bağrına basmadı mı-kucak açmadı mı-sığınak vermedi mi? Öyleyse, sen de sakın yetimi güçsüz, kimsesiz görüp, ona kötü davranma-yüzüstü bırakma-surat asma-canını sıkma-hor görme-aşağılama-ezme-geri çevirme-haklarını yeme!”