Ülkemiz, uluslararası yolsuzluklarda ve uyuşturucu kaçakçılığında önde gelen ülkelerden biri olarak dünyada, “Giri liste” ye alınmadan önce olan yolsuzluklara “Kod” ismi bulmakta güçlük çekiğini hatırlayacaksınız.
Neşter 1,2,3 diye numaralandırılmaya başlandı. Paraşüt:Gaziantep Altınbaş Holding binlerçe ton muz,çay, akaryakıt kaçakçılığı,. Matador: Uluslararası kaçakçılık- Urfi Çetinkaya, BİT: Istanbul Belediyesi,Akbil-İGSAŞ Vurgun: Bayandırlık Bakanlığı, 17 ağustos deprem konutları, Hasat: İçel bölgesi kaçakçılıkları, Köşk: Saray, müze içi tablo,kıymetli eser soygunu.
Yolsuzlukların arda arda geldiği bu devrede, örümcek gibi hayvan veya kasırga, fırtına gibi rüzgar isimleri ile renk ismi kod olarak kullanılan yolsuzlukların isimleri bir “Tv Güldür güldür Programı”ndan alınma değil:
Rüzgar tarzı olanlar;
Kasırga 1- Cavit Çağlar-Murat Demirel ,Egebank,
Kasırga 2-Sümerbank’a yönelik Hayyam Garipoğlu,
Kasırga 3- Yurtbank’a yönelik Ali Balkaner,
Kasırga 4- Bank Ekspres’e yönelik-Korkmaz Yiğit
Renkli olanlar;
-Yeşil Vadi, Bursa’da hazine arazilerinin usulsüz satımı
-Beyaz Benzin-Enerji Bakanı -Ersümer istifası
-Beyaz Perde-Bursa Devlet Tiyatrosunda ihale yolsuzluğu
Hayvansal olanlar;
-Buffalo-Et kaçakçılığı-İzak Ramono
-Akrep-Türk Dil Kurumu,
-Beyaz balina: Hakiki Koç Otobüsleri ile kaçakçılık olayında, Mehmet Niyazi oğlu çok anlamlı bir ifadede bulunmuştu.” Ben vatan haini miyim beni niye tutukluyorsunuz?”demesi ülkemizin içinde bulunduğu durumu gayet güzel açıklamaktaydı.
Medya’ya açıklamada bulunan zamanın Adalet Bakanı,” Bazı milletvekillerinin kendi hortumcusu var.” Bahçeli de,” A. Çakıcı benim en yakın dava arkadaşım ona söz söyletmem.” Sedat Peker,” Oluk oluk kan akıtıcağız, kanlarınızla duş yapacağız.”diyebiliyor.
Katledilen Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu;
”Alattin Çakıcı,Mehmet Ağar, Engin Alan, Korkut Eken dört kritik ismin bir araya gelmesi gene eski olayların başlatılması anlamına geliyor. Ankara’da 1978 yılında 7 TİP’li gencin katili Haluk Kırcı’yı televizyona çıkaran kuvvet neyse bunları bir araya getiren kuvvet de odur. Bu fotoğraf, aslında birbirlerinden farklıymış gibi algılanan insanların derin devlet yapılanmasının içinde farklı farklı yapıların olduğunun göstergesi.”
Eski CHP milletvekili ve faili meçhul cinayetlerle yaşamdan koparılan aydınların davalarında avukatlık yapan hukukçu Şenal Sarıhan, Susurluk skandalının Türkiye Cumhuriyeti tarihi içerisinde en acı süreçlerden birini ifade ettiğini belirtti. Sarıhan, “Bu süreçte ismi geçen insanların bugün yeni baştan bir arada olmaları, umarım ki yeni acıların yaşanması konusunda yeni bir planlamanın, örgütlemenin başlangıcı olmasın. İçinde bulunduğumuz süreç ülkede insanların kamplaştırıldığı, hasım gibi gösterildiği bir süreçte bu insanların yeniden sahneye çıkmış olmaları hepimizin bu süreci özenle izlememiz ve buradan doğabilecek tehlikelere karşı hukuki önlemlerin alınması konusunda da talepkâr olmamız gerektiğini düşüyorum” dedi
Tabiatıyla böyle savunmasız, kolları bacakları işletilmeyen bir halka karşı oligarjik anlayış ile hesapsız kitapsız işler yapılması normal karşılanır hale dönüştüğünde verilen cezalar neyin cezası sorusunu akla getirmektedir. Şiddetle hiç ilişkisi olmayan insanları, gazetecileri ‘terör suçlusu’ sınıflandırmasına sokarak yargılamanın, onlar üzerinden yorumlar yapmanın hukukun temel ilkelerine aykırı düştüğüne bakan yok.
Cumhuriyetten bu yana, iktidardaki parti başkanlarının oğulları babalarının mirasının tutacağını prim yapacağını düşünerek ve bir takım parti içi ben merkezli üyeler de, “Parti liderinin tuttuğu yol yol değil” diyerek ayrı parti kurmuşlardır. AP den Faruk Sükan, CHP den Turan Feyzioğlu. DSP, SODEP, DYP,ANAP, Cem Boyner, Uzanlar,Besim Tibuk MHP den İyi Parti, gözle görünen ama elle tutulur bir parti kurma teşebbüsünde bulunamamışlardır. Gelmiş geçmiş sol ve sağ tandanslı partiler Amitoz Mitoz bölünmelere uğramaktan kendilerini kurtaramamışlardır. Türkiye, Mercimek, Deniz Feneri,Baran Korkmaz gibi yurtdışına taşan “Pudra şekeri” kokain yolsuzluklarında da başı çekmektedir. Bankasını hortumlayanı Özal’ın prens genel müdürleri , banker yolsuzluğu ve şimdilerde sık sık reklamı edilen yasal kayd ıı olmayan “BitCoin” gibi saadet zinciinin önü alınamamasın tehlikesi büüyüktür. Önleyemeyen yargısı taraf, medyası yandaş bir mevzuat karmaşası bir sürü yolsuzluk mafya davaları, neyin cezası kim tarafında kime niye verildiği sorusunu akla getirmeye devam etmektedir.
“Ahlak düzeni sağlam olmayan ve soyguncularıyla başa çıkamayan
bir devlet –ruhunda arta kalmış barbarlık duygusunun da tesiriyle-
soyguncularına karşı hayranlık duyar.” Andre Maurois
Erdil Ünsal