Birçok tarım ürününü yurt dışından ithal edip 3 harfli marketlerin raflarına ve reyonlarına koymak için ithalat yapmak, daha çok para kazanmak isteyenler var. Marketlerdeki ve çarşı-pazardaki dizginlenemez fiyat artışları ister istemez İmparator Diocletianus’un ünlü fiyat kararnamesini akla getiriyor. M.S. III. yüzyılda imparatorluk yatırımları sürdürmek, askerlerin ve görevlilerin maaşlarını ödeyebilmek için karşılıksız para basmak zorunda kalınca ortaya çıkan enflasyon sonucu halkın satın alma gücü o kadar zayıflar ki, imparatorlukta yaygın bir ekonomik kriz oluşur. Temel gıda maddelerinin ve diğer maddelerin fiyatlarını herkesin ulaşabileceği bir düzeyde tutmak için aldığı önlemler çare olmayınca ve (O’na göre tüccarların açgözlülüğü nedeniyle) fiyat artışları dizginlenemeyince Diocletianus, 301 yılında hazırladığı ünlü fiyat kararnamesi ile 1200 civarında mal ve hizmetin tavan fiyatını sabitler.
Aizanoi Macellumu ve duvarlarındaki Vali Fulvius Asticus´un hazırlattığı Latince yazıtlar Diocletianus Kararnamesi’nin bir özeti gibidir. İmparator Diocletianus, M.S. 301 yılında ünlü Tavan Fiyatlar Fermanını yayınlar. Ferman, İmparatorluk genelinde halkın erişebildiği hammadde, imalat ürünleri ve hizmetler için istenebilecek tavan fiyatları belirleyerek yüksek enflasyonu kontrol altına almayı amaçlar. Devletçi bir yaklaşım sonucunda ferman ile birlikte herkese; giyecek, yiyecek, nakliye ücretleri, maaşlar ve birçok ürünün veya iş gücünün imparatorluk içerisindeki tavan fiyatı bildirilir.
Ekonomi tarihi açısından büyük önem taşıyan bu Kararname’nin giriş kısmı özetle şöyle:
“…Hırs ve açgözlülüğün sınırı yoktur. İnsana hiç saygısı olmayan tamahkârlık yıldan yıla, aydan aya, günden güne değil, her saat ve hatta her an artmaktadır. Eğer bu kişiler arsızlıklarını kendi iradeleri ile kontrol edilebilselerdi bu durum belki hoşgörü ile karşılanabilirdi. Ama kendini kaybetmiş bu çılgınların tek özelliği toplumun ihtiyacını gözardı etmektir. Aslında, yoksulluk içindeki bazı insanlar bu kötü durumlarının sebeplerinin ne olduğunu seziyorlar ve buna daha fazla göz yumamazlar. Bu nedenle, insan ırkının hamileri olan bizler (dört yönetici), bu durum karşısında köklü yasal tedbirlerin alınması konusunda mutabık kaldık.
Tüm bu önlemler, ahlak sahibi olmayan kişileri hedef almaktadır. Kim bu kadar duyarsız ve bu kadar insanlıktan yoksun olabilir ki, kentlerdeki fahiş fiyatlardan rahatsızlık duymasın?
Bu nedenle emrediyoruz ki, bütün imparatorlukta aşağıda liste halinde verilen fiyatlara uyulacaktır. Eğer biri küstahlık edip bu kararlara karşı gelirse ölüm cezasına çarptırılacaktır. Ayrıca, mal satın alma hevesi yüzünden arsız bir satıcı ile bu düzenlemeye karşı hile yapan alıcılar da aynı cezayı alacaklardır.”
Diocletianus, geçmişte yaptığı çeşitli hukuksuz işler nedeniyle fiyatların korkunç derecede artmasına neden olduktan sonra bir yasa çıkararak fiyatları sınırlamaya kalkışır. Ama küçücük, önemsiz gerekçelerle çok kan dökülür. İnsanlar en küçük bir malı satışa çıkarmaktan korkar olurlar ve görülmemiş bir kıtlık baş gösterir. Ne zaman saltanatı sona erdiğinde Kararname’nin yürürlükten kaldırılması ile ekonominin kendi yasaları egemen olur.