Susuzluk kapımızda. Birçok bölgede sıkıntılar yaşanıyor. Su kaynaklarının iyi kullanımı konusunda daha duyarlı ve dikkatli hareket etmemiz gerekiyor.
Araç yıkama, bahçe sulama, özel havuzları doldurma gibi su kaynaklarını zayıflatan konularda da daha dikkatli hareket etme durumundayız.
Yakın zamanda iyice susuz kalabiliriz. Hızla çölleşmeye doğru giden ülkemizde mevcut su kaynaklarını korumak hepimizin görevidir.
Şimdi Akdeniz bölgesinde yetiştirilen bazı sebze ve meyvelerin yer altı su kaynaklarını kuruttuğu bilgileri geliyor. Bu konuda uyarılar da var.
Konunun uzmanları “Bize para değil su lazım” diyor. Akdeniz bölgesinde yetiştirilen ve yeraltı su kaynaklarını kurutan sebze ve meyvelerin yetiştirilmemesi isteniliyor.
Başta Akdeniz bölgesi olmak üzere Türkiye’de, son yıllarda yarı tropik veya tropik meyve üretimi artmaya başladı. Antalya, Mersin gibi illerde muz başta olmak üzere avokado, mango, ejder meyvesi, passiflora gibi tropik meyvelere yönelik üretim artarken, özellikle üretim sırasında kullanılan su kaynakları tartışma konusu oldu.
100 bin tona yakın muz üretiminin yapıldığı Gazipaşa ilçesi Zeytinada Mahallesi’nde, susuzluk nedeniyle muz bahçeleri sökülmeye başlandı. Bu bahçeler yerine villaların inşa edildiği görüldü.
TTKD Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, muz, mango, avokado gibi ürünlerin üretimine izin verilmemesi gerektiğini belirterek, “Pişman olmamak için yaşananlardan ders almalıyız. Örneğin Alanya’da pandemi dönemi bir bölgede o kadar çok muz ve avokado bahçesi kurulmuş ki. Şimdi o bölgedeki sondajlar kurumuş ve insanlar tankerler ile su taşımaya çalışıyor. Birçok avokado ve muz bahçesi de su olmamasına bağlı verim alınamadığından satılığa çıkartılmış durumda” dedi.
Muz, avokado, mango gibi bitkilerin damla sulama sistemine uygun olmadığını belirten Dr. Kesici, “Maalesef bunlar vahşi sulama isteyen bitkiler. Toprağına, suyuna sahip çıkmak istiyorsan; mango, muz, avokado gibi bitkileri üretme. Mango hiç de bize uygun ve sevimli bitki değildir. Neden mi? Mango, tropikal iklim bitkisi. Tropikal iklim de bol yağışlı ve sıcak bir iklim kuşağıdır. Köppen İklim Sınıflandırması’na göre; yılın 12 ayı boyunca 18 derece altında sıcaklık gerçekleşmez. Bu özellikteki iklimde yetişir ve çok su ister. Hırsın bu kadarı fazla. Suyu ve geleceği düşünüyorsak, mango ve benzeri tropikal bitkileri dikmemeliyiz” diye konuştu.
Mango yetiştirilen yerlerin susuz kaldığının bilimsel bir gerçek olduğuna dikkati çeken Dr. Kesici, sözlerini şöyle tamamladı:
“Tropikal iklimde yetişen ve kökleri son derece kuvvetli olan mango, bu sebeple çok fazla suya ihtiyaç duyan bir ağaç. Ağacın yeterli seviyede sulanması ile meyve verimliliği artmaktadır. Suyumuz var mı? Bizim iklim kuşağımız tropikal mi? Bu nedenle ihanettir. Kesinlikle izin verilmemelidir. Bu bitkileri dikenler, ülkemizi ve geleceği düşünmelidir. Bize para değil; su lazım. Şu an Türkiye’de muz, avokado, mango, ejder meyvesi gibi 50’ye yakın tür yetiştirilmeye çalışılıyor. Aşırı su isteyen bu bitkiler, bize uygun değil. Derin sondajlarla yer altı su kaynaklarının tüketilmesi sebebiyle bazı mango, muz üreticileri bu yıl bol verim almadığından söküme geçtiklerini bildiriyor. Bu tür ürünlerin ithalatına devam edilebilir; üretimi elzem değildir. Bu tür üretimler için son aylarda çok fazla derin sondaj kuyuları açılmasına izin verilmesi de çok tehlikelidir.”