Marmara Deniz dibi sıcaklığı gelmekte olan tehlikenin ayak sesleri olarak değerlendiriliyor. Beklenen büyük deprem İstanbulluların korkulu rüyası oldu. Beklenen yağışların olmaması denizleri de etkiledi. Sıcaklığın deniz dibinde de görülmesi yağışların olmamasına bağlanıyor.
Daha önce yaşanan müsilaj tehlikesinin yeniden yaşanabileceğine de dikkat çekiliyor. Deniz dibi daha önce 3-4 metreden görülebiliyordu. Şimdi 7-8 metreden ancak görülebiliyor. Uzmanlar bu oranın tehlikeli olduğunu söylüyor.
Marmara Deniz’inde balıkçı teknelerin çokluğu da deniz kirlenmesinin bir başka nedeni olarak gösterliyor.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, kasım ayına gelinmesine rağmen Marmara Denizi‘nde deniz suyu sıcaklığının düşmediğini, hala 20 santigrat derece olduğunu belirtti.
Bu oranın tehlikeli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Sarı, sıcaklığın deniz dibinde de yüksek olduğunu söyledi. Sarı, “Bu yaz, çok kurak bir dönem geçirdik. Bütün dünyada deniz suyu sıcaklıkları rekor seviyelere ulaştı. Buna bağlı olarak da ne yazık ki ülkemizin de içinde yer aldığı dünyanın birçok yerinde, sonbahar oldukça kurak geçiyor, yağışlar az. Şu anda Marmara Denizi’nde deniz suyu sıcaklığı, yüzeyde 20 santigrat derece; bu çok yüksek. Dün yaptığım dalışta, yüzeyde başlayan 20 santigrat derece sıcaklığın, neredeyse 20 metreye kadar hiç değişmeden, aynı şekilde devam ettiğini gördüm” dedi.
Bu sıcaklık seviyesinin denizdeki besin zincirini etkileyeceğini ve müsilaj tehlikesine yol açabileceğini belirten Sarı, şu görüşleri yansıttı:
“Şu anda Karadeniz’den Marmara Denizi’ne gelen su miktarı da minimum düzeyde. Dolayısıyla yağışların da olmaması nedeniyle denizdeki görüş çok iyi. Denizdeki besin üretimi, ilk üretim dediğimiz üretim azaldı. Marmara Denizi’nde normalde baktığınızda 2 metre, 3 metrede görebildiğiniz dipleri, şimdi 7-8 metrede görebilir hale geldiniz. Bu aşama, aslında kurak yazdan sonra beklediğimiz bir durumdu. Eğer yağışlar birden artarsa, yağışların artması ile denize taşınacak besinden sonra, besindeki üretimi dikkatle takip etmemiz lazım. Çünkü Marmara Denizi, 2021 yılında korkunç bir müsilaj felaketi yaşadı. Bunun acı tecrübelerini gördük. Müsilaj zaten sonbaharda oluşmaya başlayıp, ilkbaharda yüzeye çıkan bir ekolojik felaket. Onun için dikkatle izlemeye devam ediyoruz.”
Marmara Denizi’nde balıkçılığın da yoğunlaştığını belirten Prof. Dr. Sarı, “Marmara Denizi’nde şu anda balıkçılık da hamsi avcılığına yoğunlaşmış durumda. Son 2 haftadır az miktarda lüfer çıkıyor. Ancak neredeyse bütün denizlerdeki büyük tekneler, Marmara’ya yoğunlaşmış durumda. O kadar çok teknenin Marmara Denizi’nde bu yoğunlukta bir avcılık yapmasının, önümüzdeki günlerde acı faturaları olacağını da unutmamalıyız” diye konuştu.
Bir yanıt yazın