Kahramanmaraş’ta iş makineleri ve patlayıcılarla ağır hasarlı binaların yıkımları devam ediyor. Yıkımlarla birlikte etrafı toz bulutu kaplarken, uzmanların dile getirdiği asbest tehlikesiyle ilgili TTB ve Türk Hava Hakkı Platformu araştırma yaptı. Araştırma kapsamında Kahramanmaraş ile Elbistan ilçesi ve Adıyaman’da yol ve yapraklardaki toz birikintiler ile hafriyat alanından örnekler aldı. Alınan bu örnekler, Türkiye Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edilmiş bir laboratuvarda elektron mikroskobu ile analiz edildi. Analiz sonucuna göre örneklerde krizotil, antofilit ve aktinolit türünde asbest tespit edilirken, sonuç da 36 sayfalık bir rapor haline getirildi.
Türk Tabipler Birliği tarafından yayınlanan rapora göre en çok asbest türleri Kahramanmaraş kent merkezinde çıktı. Rapora göre Kahramanmaraş’tan alınan 21 örnekten 8inde asbest tespit edilirken, Elbistan’da 15 örnekten 2sinde, Adıyaman’da ise 30 örnekten 2sinde asbest çıktı.
Raporda en çok dikkat çeken detay ise 1500 konteynerde yaklaşık 6 bin kişinin yaşadığı Karacasu Konteyner Kentinin olduğu bölgede aktinolit türü asbest tespit edilmesi oldu. Raporda, asbestin tespit edildiği bölge Kentin güneyindeki büyük hafriyat döküm sahasının sınırı. Yakında deprem sonrası sağlam kalmış sabit yerleşim ve hakim rüzgar altında büyük bir konteyner kent bulunmakta. Hafriyat sahasındaki yoğun tozumanın rüzgarla taşındığı bir nokta şeklinde tarif edilirken, asbestin yerden alınan ince toz örneklerinde tespit edildiği belirtildi.
Raporu değerlendiren Kahramanmaraş Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Tiyekli, sonuçların vahim olduğunu, bu nedenle de bir an önce önlem alınması gerektiğini belirtti.
Asbestin kanserojen bir madde olduğunu ve güvenli bir sınır değerinin olmadığını bu nedenle de havada kesinlikle asbestin bulunmaması gerektiğini kaydeden Dr. Tiyekli, buna rağmen sorunun deprem bölgesinde göz ardı edildiğini ileri sürdü.
Ağır hasarlı binaların yıkımlarının atıkların bertaraf edilmesi yönetmeliğine aykırı yapıldığını öne süren Dr. Tiyekli, şöyle devam etti:
“Devletin çıkardığı yönetmelik tanınmamakta ve yıkımlar mevzuata aykırı şekilde yapılmaktadır. Biz bunu ortaya koymak için çalışma yaptırdık ve bunu yaparken de akredite bir laboratuvar ile anlaşıldı, onlardan özel tekniklerle örnek alması istendi. Bu çalışmada enkazın içindeki veya molozların içindeki asbest değil, havadan yere çöken asbest bulunmaya çalışıldı. Kahramanmaraş kent merkezinde 21 bölgenin 8inde asbest bulundu. Elbistan ilçemizde 15 tanesinin 2 tanesinde asbest bulundu. Bu çok çok kötü bir oran. Yani Kahramanmaraş kent merkezindeki 3 örnekten neredeyse birinde asbest çıktı. Tabii bir de bu asbestin bulunduğu yerler çok önemli. Asbest, dediğimiz gibi insanlardan uzak olması gereken bir kanser etkeni ama bizim bugün depremden kurtulan insanları yerleştirdiğimiz konteyner kentin yanında maalesef moloz döküm sahası var ve bu moloz döküm sahası bir asbest kaynağı. Karacasu Konteyner Kenti, Kahramanmaraşın en büyük konteyner kentlerinden biri ve biz tam onun ve Karaziyaret Mahallesi yanına bu molozları dökmüş durumdayız. Oradaki rüzgârlar devamlı konteyner kent ve çevre mahallelerimize asbest taşımaktadır. Bu asbest için yetkililer tarafından çok acil çözüm getirmelidir. Bu asbestlerin tozmaması, çevreye savrulmaması için mutlaka üstü gerekiyorsa kapatılmalı, devamlı sulama yapılmalı oradaki konteyner kentte kalan ve o mahallede yaşayan insanlarımız bu asbest tehlikesinden uzak tutulmalıdır.”
Kahramanmaraş kent merkezindeki Doğu kent Mahallesinde sitelerinin bulunduğu mevkide de çok ciddi anlamda asbest tespit edildiğini, buradaki nüfus yoğunluğunun fazla olduğunu da kaydeden Dr. Tiyekli sözlerini şöyle tamamladı:
“Tabii sadece bu bölgelerle sınırlı değil, Kahramanmaraş trafiğinin aktığı ana arterler üzerinde de asbest bulunmuştur. Örneğin Şeker dere Bulvarı ile Kayseri Çevre Yolunda da asbest bulunmuştur. Bütün asbestli sahalar mutlaka asbest yaymayacak hale getirilmeli ve insanların asbest alma riski azaltılmalıdır ve bizim yaptığımız bu çalışma mutlaka tekrarlanmalı, diğer ağır metaller yönünden de bu çalışmalar yapılmalıdır. Kahramanmaraşlı, asbestle yaşamaya mahkûm edilmemelidir. Kahramanmaraşlıların temiz hava soluma hakkı vardır ve bu hak elimizden alınmamalıdır. Bu asbest tehlikesinin önemini mutlaka anlayalım ve depremde binlerce insanımız canını kaybetti, canını kurtaranları da biz kanserden öldürmeyelim.”