Servet, Evlat? Şirk?

Servet, Evlat? Şirk?
Ve, KUR’AN…

Tüm özgürlüklere düşman dinci yobazlar;
havralarla, aforoz kurumu kiliselerle, tapınaklarla, dinci rejimlerde tekelleşmiş câmilerle, diyanet gibi kurumsallaşmış sömürü düzenleri ile
‘Din’ diye ayrı bir yaşam alanı yaratmışlar. Onların bu zulüm dolu dayatmasına karşılık da ‘seküler’ bir alan oluşturulmuş.

Yaşam; ‘din(!)’ alanı ve ‘seküler(!)’ alan gibi insan ayrımı parçalı değil;
kendi içinde doğal, muhteşem, müthiş bir akışı olan sistemli, planlı, evrensel yasaları olan ve inanan-inanmayan farketmeden insanların özgür seçimlerine dayanan bir bütünlük!

İnsanlar sadece hacı, hoca, imam, papaz, rahip, haham, guru, lama, şeyh, şıh, peygamber gibi ‘din(!)’ ve
patron, başkan, reis, parti lideri gibi ‘seküler(!)’ alanlarda kendi gibi yaratılmış insanları ilah edinmiyorlar.

KUR’AN, insanoğlunun mal, servet, para ve evlat gibi dünya nimetlerini de ilah edinerek, TANRI-ALLAH’a ortak-şirk koşabileceğinin aydınlatıcı ‘UYARI’sını yapıyor!

(Şuara,88,89)”Kıyamet günü, servetin-malın mülkün ve çocukların yararı olmayacaktır. Ancak Allah’a ortak koşarak kirlenmemiş, tertemiz bir kalple gelenler yarar göreceklerdir.”

(Tegabün,15)”Unutmayın ki malınız mülkünüz ve çoluk çocuğunuz sizin için gerçekten bir imtihan vesilesidir.”

(Enfal,28)”İyi bilin ki sahip olduğunuz mallarınız ve evlatlarınız bir imtihan aracıdır.”

(Kehf,46)”Mal-servet-para ve çocuklar basit-iğreti dünya hayatının çekici materyalleridir-geçici cazibeleridir-süsüdür.”

(Sebe,37)”Ey insanlar! Sizi Bana yakınlaştıran-yaklaştıracak olan zenginliğiniz-mallarınız-paralarınız-servetiniz ve çocuklarınız-soyunuz-kalabalıklarınız değildir.”

(Münafikun,9)”Ey inananlar! Mallarınız-paralarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ın istediği gibi bir hayat yaşamaktan-Allah’ın öğütlerini dinlemekten-Allah’ı hatırlamaktan-Allah’ın Zikri olan Kur’an’dan alıkoymasın.”

TANRI, KUR’AN (Tevbe,24) ayetinde;
tarihsel olaylar içinde, elçilikle görevlendirdiği yaşayan-sağ Muhammed peygamberin inananlar tarafından sevgi, yardım anlamında desteklenmesini isterken,
tüm zamanlara uyarı olacak evrensel mesajını da vermektedir.

(Tevbe,24)”Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, sülaleniz-akrabalarınız, biriktirdiğiniz mallarınız-kazandığınız paralar, durgun-kötüye gitmesinden korktuğunuz iş-ticaretiniz, hoşunuza giden evleriniz eğer size Allah’tan, Allah’ın mesajlarını tebliğ eden Elçisinden ve Allah yolunda sıkı çalışmaktan-çaba göstermekten-mücadele etmekten daha gönül bağlayıcı-daha önemli geliyorsa, Allah’ın emri-buyruğu gelene kadar bekleyin. Allah yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez-yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.”

Tevbe,24 ayetini günümüze uyarlı okurken; benim Ayetten anladığım:
“TANRI-ALLAH sevgisinin(özgürlük) önüne geçenlerle, HAK-DOĞRU yoldan çıkılabilir!
Baba, ana, evlat, oğul-kız, kardeş, eş, aile, akraba, mensup olunan soy-sop-sülale-kabile-aşiret-menfaat çevresi, para, mal, servet, zarar etmesinden korkulan ticaret, beğenilen ev-konut;
vazgeçilmez değiller ve olmamalılar!
Sevgi ve ilgi duyulan her şeyde sınır olmalı ve bu sınır her dâim korunmalı!”

(Zümer,65)”Eğer Allah’a ortak koşarsan-şirke saparsan tüm yaptıkların boşa gider ve kaybedenlerden olursun.”