Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ndeki arkadaşı arıyorum…
Ha bire meşgul…
Bi düşürsem, piyangodan para bulmuş kadar sevineceğim…
Sonunda bir kız telefonun ucunda…
Buyurun…
Buyuralım efendim…
Daha ben derdimi anlatmadan…
Uyuşturucu mu? diye soruyor…
O kadar sıradanlaşmış ki…
Hoooop diyorum…
Orada bi dur bakalım…
Benim mevzu; yani suç, cumhurbaşkanı’nı eleştiri suçu…
Öyle bir suç mu var!..
Var tabi…
E hakaret etmediğime dair kapı gibi bilirkişi raporlarım, altmış bir tane BERAAT’im olduğuna göre…
Kız oralı bile olmuyor, size bakan görevli meşgul dedikten sonra kapatıyor yüzüme…
Zaten daha önce “sistemler bozuk” gerekçesiyle kapatmıştı…
*
Türkiye AKP isimli bir siyasal teşkilatın pençesinde günden güne saplandığı bataklıkta debelendikçe debeleniyor…
Uyuşturucu, gasp, yağma, kadına şiddet gibi bana göre insanlık suçları sıradanlaşmış vaziyette…
Yeter ki teşkilatın müdürü diktatör’e tek laf etmeyin!..
*
Bir simit bir çay hesabıyla, tek yüzük şovuyla geldiler bunlar memleketin başına…
Dindar gençlik yaratacaklardı…
Boka saplandı Türkiye…
*
Bizler; çağdaş, aydınlık, uygar bir Türkiye hâyal edenler…
İnsan gibi yaşamaktan başka hiç bir talebi olmayan bizler, bu kahredici cenderenin içinde güzel ülkemizin ellerimizden kayıp gidişine yanarak bir mucize bekliyoruz, ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız…
*
Geldiğimiz noktada…
Yavşak bir muhalefeti bir tarafa bırakırsak…
Ve suçlu arıyorsak, olan bitenler yüzünden…
Bakalım aynaya…
CEM AKKILIÇ
31 Ekim 2023