Beklenen Marmara depremi ile ilgili uyarılar devam ediyor. İstanbul’u içine alan depremde 7 ilin etkileneceği ifade ediliyor.
Deprem kuşağındayız. Oturup depremi beklememeli. Önlem almak için yapılması gerekenleri zaman kaybetmeden harekete geçmeliyiz. Hazırlıkların ciddi biçimde hayata geçirilmesi şart. Görebildiğimiz kadarı ile İstanbul’da işler çok ağır gidiyor.
Hemen belirtelim:
Deprem endişesi nedeni ile ilgili olarak İstanbul’dan göç hareketlendi. Bu satırlar yazılırken İstanbul’dan 2 milyon kişinin göç ettiği haberleri geliyordu.
Çalışmanın en önemli ayağı binaların ve altyapının depreme dirençli hale getirilmesi olarak öne çıkıyor. Çünkü “Deprem öldürmez, dayanıksız binalar öldürür” deniliyor.
AFAD Risk Belirleme ve Önlem Dairesi Başkanı Gökhan Yılmaz, Marmara Denizi’nde olası bir depremin İstanbul başta olmak üzere çevresindeki 7 ili etkileyeceğini dile getirdi.
Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Her Yönüyle Deprem Sempozyumu” için Edirne’ye gelen Yılmaz, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olduğunu ve farklı yerlerde büyük depremlerin yaşanabileceğini ifade etti.
AFAD olarak depremlere karşı çalışmalar sürdürdüklerini anımsatan Yılmaz, 4 aşamadan oluşan bütünleşik afet yönetimi sistemi kapsamında afet öncesi ve sonrasına yönelik planlar yapıldığına dikkati çekti.
İstanbul gibi 16 milyondan fazla insanın yaşadığı bir yerde hazırlıkların ciddi bir şekilde ele alınması gerektiğine işaret eden Yılmaz, “Bu kapsamda 2016 yılında İstanbul Afet Müdahale Planı devreye girdi, bunu her yıl tüm kurumlarla güncelliyoruz. Afetle ilgili olan tüm kurumlarda araç, ekipman, personel ve plan hazırlama gibi tüm hazırlıkları tamamlamaları için çalışmalar yürütüyoruz.” dedi.
Yılmaz, depremle ilgili çalışmaların en önemli ayağının dirençli kentler oluşturmaktan geçtiğini belirtti.
İstanbul’da afet riskinin azaltılması ve gerekli bina ve altyapı yenilemelerinin yapılması gerektiğini anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
“İstanbul gibi 3 imparatorluğa başkentlik yapmış, içerisinde 2 bin yıllık yapıları ve ciddi bir nüfusu barındıran büyük bir şehirde her şeyden önce eskiyen köhnemiş yapıları yenilememiz gerekiyor. İstanbul gibi bir metropolün en önemli afet hazırlığı, şehri dirençli bir kent haline getirmek, kentsel dönüşüm dahil olmak üzere bina yenilemelerini yapmak ve aynı zamanda şehrin enerji, içme suyu, ulaşım ve haberleşme altyapılarını sağlamlaştırmaktan geçiyor. Köprülerimizi, viyadüklerimizi, içme suyu hatlarımızı sağlamlaştırma noktasında kurumlarla ortaklaşa çalışmalar yürütüyoruz. AFAD olarak 6 Şubat depremlerini bir daha yaşamamak için çalışıyoruz. Biz eğer afetler öncesi gerekli önlemleri alırsak ve dirençli şehirler oluşturursak, depremi sadece bir doğa olayı olarak yaşar ve normal hayata geçişi çok daha kolay sağlayabiliriz.”
Bir yanıt yazın