Hazır giyim sektörünün kapsayıcılığı en yüksek sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD),zor günler geçiriyor. Yapılan açıklamalarda sektörün ciro, adet ve istihdam kaybı yaşandığı dile getiriliyor.
Geçtiğimiz yıl 1000 fiziki katılımcı ile rekor kıran, 50’ye yakın alım ofisi ve marka ile 1200 görüşmenin gerçekleştiği Türk hazır giyim sektörünün beklenti ve hedefler de açıklandı.
Hazır giyim sektörü olarak 2022 yılında gerçekleştirilen 21.2 milyar dolarlık ihracatın ardından bu yıla 23 milyar dolar hedefiyle başladıklarını hatırlatan TGSD Başkanı Ramazan Kaya’nın açıklamaları şöyle:
” Dış pazarlarda yaşanan yavaşlama ve içeride maliyet artışları nedeniyle rakiplerimize karşı avantajlarımızı kaybettik. Bu nedenle de yılsonu ihracat hedefimizi 19-19.5 milyar dolar olarak revize ettik. Sektörümüzdeki bu durum elbette bir günde gerçekleşmedi. Pandemi sonrasında dünya ticaretini ‘tedarik güvenliği ve yakından tedarik’, ‘sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm’ ile ‘ABD ve Batı ile Çin arasında başlayan teknoloji ve ticari savaşlar’ olmak üzere üç eğilim belirlemeye başladı. Bu süreçte tüketicilerin alışverişe yönelmesiyle birlikte sektörümüz önemli başarılar elde etti ve bu durum 2022 yılının son çeyreğine kadar sürdü. Ancak bu dönemden sonra özellikle Avrupa’da yaşanan enflasyon, resesyon ve savaş nedeniyle harcama eğiliminin azalması sektörümüzü ciddi ölçüde etkiledi. Bunun neticesinde bu yılın ilk dokuz ayındaki ciromuz geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 civarında düştü. Adet bazlı düşüş ise yüzde 15’i buldu. Öte yandan talepsizlik, kapasite daralması, deprem bölgesinden yaşanan göç ve EYT nedeniyle bu yılsonuna kadar, son bir yılda yaşanan istihdam kaybının da tekstil ve hazır giyimde 200 bin kişiye ulaşacağını öngörüyoruz.”
İhracattaki kaybın en önemli nedenlerinden birinin Türkiye’nin rekabet gücünün zayıflaması olduğunu ifade eden Kaya, bunun gerekçelerini de şu şekilde anlattı:
“2005 yılında ticaretin serbestleşmesi ve kotaların kalkmasıyla hayatımıza giren hızlı moda, pandemiyle birlikte daha rahat, konforlu, sürdürülebilir bir moda anlayışına dönüştü. Hızlı modanın yerini yavaş moda aldı. Ben bunu ‘moda, modayı yedi’ olarak tanımlıyorum. Yavaş modayla birlikte alım gruplarının üzerindeki zaman baskısı kalktı. Daha önce bize büyük avantaj sağlayan hız ve yakından tedarik avantajımız artık eskisi gibi avantaj sağlamamaya başladı. Bu süreçte ülkemizdeki enflasyon ve işçilik maliyetlerindeki artışlar nedeniyle de fiyatlarımız yükseldi. Aslında biz Bangladeş, Vietnam, Hindistan gibi ülkelerden her zaman daha pahalıydık. Ancak yüzde 15-20’lik fiyat farkını tolere eden alıcılar, bu fark yüzde 40-45’lere çıkınca bunu tolere edememeye başladı. Talebin önemli ölçüde yavaşladığı ve stokların biriktiği ortamda alıcıların fiyat indirme talepleri artarak sürüyor ancak yüksek maliyetlerden dolayı fiyatları aşağı çekemiyoruz.”
Hazır giyim sektörünün Cumhuriyetin ilk 100 yılında toplam 406 milyar dolar ihracat yaptığına ve bu başarıda kamu desteklerinin önemli bir paya sahip olduğuna dikkat çeken Kaya, şöyle devam etti:
“Bu yılın son çeyreği ve 2024’ün ilk çeyreğinde de daralma devam edecek. Ancak dönüşüm sürecine girebilirsek, 2024’ün ikinci yarısından itibaren, özellikle de 2025 yılı itibarıyla çok daha pozitif bir tabloyu konuşabiliriz. Bu yeni dönüşüm sürecinde de kamu destekleri başarı için kritik önem taşıyor.”
Kaya, TGSD’nin kamudan taleplerini şöyle sıraladı:
- Asgari ücret 2024 yılında enflasyon hedefi kadar ve bir kez artmalı. Kamu, asgari ücret desteğini 2024 yılında 2 bin TL’ye çıkarmalı.
- Sıkıntıları aşabilmek ve dönüşüm sürecine hazırlanmak ve yönetmek için 1 yılı geri ödemesiz 3 yıl vadeli işletme kredileri sağlanmalı.
- Eximbank faizleri ile Merkez Bankası reeskont faizleri arasındaki bağ koparılmalı ve daha düşük faizli ihracat kredileri kullandırılmalı.