ŞU PARA DEDİKLERİ (2)

            Kapitalist ya da olmayan bir ‘ekonomi’nin ‘para kuramı’nı yapmak başka, tamamen ‘para’ya dayalı bir ekonomideki (économie monétaire) parayı ele almak başkadır demiştik.

            O nedenle birinciler Simiand’dan Keynes’e, Friedman’dan Aglietta-Orléan’a değin, neredeyse tüm ‘paracı ekonomist’lerin öylesine sofistike, öylesine karmaşık model ve kuramları vardır ki, mesleği ekonomi olanlar bile net bir kanıya varmakta güçlük çekebilirler.

            Bu köşenin okurları nasıl anyalabilsinler, değil mi ama?

            Oysa, bizce ‘bilim’in en belirgin özelliği konuyu ‘en yalın biçimiyle’ ortaya koymaktır.

            Örneğin Marx’ın ‘artı-değer’ üzerine verdiği konferans, bir bilimsel sempozyum değil ama fabrika işçileri idi.

            Gel gör ki, bizim ‘paracı ekonomistler’ Marx’ta ‘para kuramı yok’ diyebilmektedirler.

            Bir yönüyle haklıdırlar, çünkü Marx ‘para kuramı’ değil ama bir ‘para ekonomisi’nden başka bir şey olmayan ‘Kapitalizm’in ya da kısaca ‘Kapital’in kuramını yapmıştır.

            ‘Paracı’lar, örnek olsun ve kabrinde rahat uyusun hocam profesör İlker Parasız gibiler de ‘Parasız’ olduğu için değil ama bu gruba dahil olduğu için, örneğin bana, başarılı olmanın ancak ‘sistem içinde kalmak’la mümkün olabilecğini salık veriyordu.

Nitekim, biraz da ‘iman kuvveti’yle,  sınıf arkadaşım Tl’den altı sıfır atan ‘ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı’ olmuştu.

            Oysa, huyum kurusun, ben konuya ‘sistemin eleştirisi’ ile başlamaktan yanayımdır.  

            Şimdi o ünlü ‘paracı ekonomistler’in ‘para’yı, gerçekte bir ‘para dili’ olan İngilizce’siyle şu üç sözcüğe (ConfidenceCredibility et Trust) indirgedikleri söyleyebiliriz.

            Her üç sözcüğün Türkçe karşılığı ise, genel olarak ‘güven’dir.

            Öyle ki, bu ‘güven’ sözcüğünün İngilizce’deki karşılıkları ‘inanç’tan ‘iman’a; ‘kuşkudan arınmış olmak’tan, matematik ‘kesinlik’e; ‘sahiplenmek’den yine İngilizce ‘care’ye kadar değişen anlamlara sahiptirler.

            Sondan başlanacak olursa, İngilizce ‘Care’ sözcüğünün Kürtçe’deki ‘ker’i anımsattığını söyleyebiliriz.

            Nitekim ‘ev ekonomisi’ni yürüten ‘kadın’ların sosyal etkinlikleri ‘care’ sözcüğüyle dillendirilmektedir.

            Giderek erkeğin, kadına ‘güven’i, ‘aşkı’, ‘sahiplenme duygusu’, ‘doyumsuzluğu’ falan bu sözcük bağlamında ele alınabilir, ki alınmaktadır.

            Dahası erkeğin kadına ‘şiddet’i de aynı bağlamda derinleştirilebilir.

            Bu konu derin olup, zaman zaman gönderme yapmakla birlikte şimdilik şöyle bir değinip geçmiş olalım.

            Bununla birlikte Michel Aglietta ve André Orlean gibi para konusundaki önemli iki uzman ekonomistin, ‘paranın şiddeti’ni ele alan çalışmalarının yirmi yıllık bir ortak çalışma sonunda ‘şiddet ile güven arasında’da bir hiyerarşi oluşturduğu noktasına geldiklerini söyleyebiliriz (*).

            Sonuçta, bu öylesine bir güvendir ki, Feuerbach’ın ‘yabancılaşma kuramı’na konu olan ve insanın kendinde bulunan tüm iyi niteliklerini yansıtarak oluşturduğu ‘Tanrı düşüncesi’ne değin ileri götürülebilir.

            İşte ‘ekonomik ilişkiler’in ‘para’ aracılığıyla, ‘güvenden imanagüvenceden yalnızlığahayranlıktan nefrete’ dönüşebildiği ‘sistem’e kapitalizm diyoruz.

            Sözde ve duyguda kalsa iyi, kapitalizm, bütün bu niteliklerini güncel yaşamın en uç noktalarına değin yaygınlaştırmakla kalmamış onu global düzeye dek taşımak başarısı göstermiştir.

            (Sürecek)

(*) Michel Aglietta-André Orléan, La monnaie entre violence et confiance, Odile Jacob, Paris, 2002

            Kapitalist ya da olmayan bir ‘ekonomi’nin ‘para kuramı’nı yapmak başka, tamamen ‘para’ya dayalı bir ekonomideki (économie monétaire) parayı ele almak başkadır demiştik. - masraflar para

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir