Renk, din, dil, ırk ayırımının zenginlik ve güzelliklerimiz kabul edildiği, kimsenin kimseden kendini üstün görmediği, savaşların yaşanmadığı barışın egemen olduğu bir dünya barış günü kutlu olsun
Bu gün 1 Eylül Dünya Barış günü. Kutlu olsun. Barış güzel bir kavram. İnsanın içini ferahlatıyor. Ancak gel gör ki insanlık son birkaç bin yıldır birbiri ile savaşım içinde. Geçen yüzyılda çok şiddetli iki büyük Dünya savaşı ve berberinde bir çok bölgesel savaş ve meşru müdafaa durumları milyonlarca insanın ölmesine, öldürülmesine neden oldu. Mustafa Kemalin 1931’de belirtiği “YURTTA barış dünyada barış” ifadesi yıllar sonra 1981’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 57. birleşiminde, “Genel Kurul’un açılış günü olan her Eylül’ün üçüncü salı günü” genelde 21 Eylül günü “Uluslararası Barış Günü (International Day of Peace)” ilan etmiştir.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği zamanında diğer Varşova Paktı üyesi ülkeler Almanya’nın 1939 yılında Polonya’yı işgal ederek İkinci Dünya Savaşı’nı başlattığı tarih olan 1 Eylül’ü “Dünya Barış Günü” olarak ilan etmişlerdi. Bir çok ülkede 1 Eylül, bazılar 21 Eylül’ü kullanıyor.
Amaç Barış Günü’nde, dünya çapında çatışmaların önlenmesi ve barışın tesisi yolunda bilinçlenmeyi amaçlıyor. Ancak gelin gör ki barışı konuşanlar diğer taraftan daha çok silahlananlar olduğu görülüyor. Halklar değil, yöneticiler yeri geldiğinde ikballeri için savaşlarda çıkabiliyorlar.
İnsanların Doğanın Bir Parçası Olduğunu Unuttu mu ki Savaşıyor
Yer yüzeyinin binlerce renginin bir bütünlük içinde aynı toprakta ve atmosferde kendine yaşam alanı bularak farklılaştığı dünyada, insanların ayrı ayrı ırk, renk, dil, din ve görüşler yüzünden bir birine karşı bu kadar silah geliştirmesi doğanın barışına uygun mu? Bu kadar bilgi ve bilince rağmen insanın insanı kendisine kul-köle etmesi bitmeli artık. Yoksa her sabah kalıp birbirini tankla-tüfekle öldürmenin sonu yok. İnsan savaşçı ancak barış yapan insan olarak önelidir.
İnsanın Doğal Özelliği Olan düşünce ve İfade Özgürlüğü İnsana Yasaklanmamalı
İnsanın en önemli ayrıcalığı olan düşünme ve edindiği bilgiyi dili ile ifade edilmesinin bu çağda yasaklanması çağa insanın fabrika ayarlarına uymuyor. İnsanın önce kendisiyle, sonra karşısındakiyle, sonra içinde yaşadığı doğadaki canlı cansız nesneleri ile barışık olmasından daha ne güzellik istenebilir. Savaşı, kavgayı, kini hasetliği değil; doğanın bütün renkleri ile birada yaşam hakkının savunmak, kimsenin kimseden yetenekleri ve bilgisi dışında bir farkının olmadığı, kavgasız bir yaşam için 1 Eylül barış günü sözde değil özde olsun. Yer yüzeyinde barışın sağlanması ve barışık yaşamın sağlanması uğruna verilen çabalar/kavga da bu anlamda ayrıca önemli. Tabii bilinç ve bilgi içinde barışı bozanlara karşı verilirse.
İnsanın insanı baskılamadığı, düşüncelerini yasaklamadığı, herkesin kendini ifade ettiği bir yaşamı bütün insanlık sağlamalı artık. Ne mutlu kendisiyle barışık olanlara. Erdemlilik, ahlak ve değerlerin en büyüğü barışık olmaktır.
Bir yanıt yazın