Ada’yı ( T0prak) Vererek Borç kapattık
Osmanlı devletinin resmi tarih yazıcıları vardı. Günümüzde var olan besleme basın gibi.Cevdet Paşa’da devletin resmi tarihçisidir. Mısır Hidivi Mehmed Ali Paşa’nın soyundan gelen beylerin hanımları İstanbul’u mesken tutmuşlardı. Mısır’ın zengin paşaları İstanbul’da şaşalı saraylar, konaklar yaptırmıştı. Gösterişli bir şekilde yaşam sürüyorlardı. Mısırdan gelerek şatafatlı hayat sürenler olurda, Osmanlının kalburüstü, on yerden maaş alanları olmaz mı? Osmanlının saraylıları, Mısır’ın saraylıları ile adeta yarış ediyordu. Durumdan halk olumsuz etkilenmiş ve Mısırlıları taklit etmeye başlamıştı. İstanbul’un mütevazi evlerinin yerine Boğazın iki yanında son derece gösterişli havuzlu, heykellerle süslü yalılar yapılmaya başlanmıştı. İstanbul’un rengi değişmiş kentte eğlence ve gezinti yerleri ortaya çıkmıştı. Durum Sultan Aziz döneminde de devam etti. Avrupalı mimarlar İstanbul’a üşüşmüşler, her gün yeni, şatafatlı binalar yapmaya ve kazanç sağlamaya başlamıştı. O günlerde gayrimüslim mimarlar köşeyi dönüyordu. Günümüzde de saray müteahhitleri bu işlevi yerine getiriyor. Hangi taşı kaldırırsanız altından onlar çıkıyor.
Çok sayda yabancı mimar örümcek gibi İstanbul’u sarmıştı. Halk inim inim inlerken onlar paraya para demezdi. Bunlardan biride Kayseri kökenli olan Balyanlar ailesi idi.3. Selim döneminde Hassa Mimarlığı makamına oturan bu aile babadan, oğula makamı işgal etmişlerdir. İstanbul’da yapı malzemeleri ticaretini yapan şirket kurdular. Ve dönemin aranan mimarı haline geldiler. Bugünde Osmanlı kafası hakim. Türkiye’de Değişen bir şey yok. Yıl 2023 Balyanların yerini 5 li gurup bir arada almış durumda.
1876 yılına gelindiğinde şatafatlı dönemde sona erdi. Borçlar dış borç alınarak ödenmeye başladı ve Osmanlı maliyesi iflas etti. Abdulhamit tahta veda etti yerine 5. Murad geldi ve üç ay sonra katledildi. Yerine 2. Abdulhamit geldi.252 milyon lira borcu olan devleti yönetmeye başladı. Büyük alacaklardan biride Osmanlı devletinin palazlandırdığı Balyan ailesi geliyordu. Sultan Abdulaziz döneminden bu tarafa Osmanlı devletinden alacağı vardı. Borçları beş yılda ödenmek üzere anlaşma yapıldı. Beş yılın sonuna gelinmiş Osmanlı devleti borcunu ödeyememişti. Abdulmecit vakfına ait olan günümüzde İstabul, Kuruçeşmede Galatasaray adası olarak bildiğimiz ada verilerek Balyan ailesinin alacağı sıfırlanmış oldu.Tarih tekerrürden ibarettir. Acaba hangi şeyliğe olan borcumuz için toprak verirsek hiçte sürpriz olmaz. Kolay mı saraylı olmak ?
Gelelim bugüne: Özelleştirmeler, yabancılara toprak satışları….örneklerini anımsayalım. Osmanlıda olduğu gibi şatafat, borçlanma ve toprak satarak borç ödeme bugünde geçerli. Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak kaybettiği değil, toprak kazandığı bir devlet olduğunu da hatırlayalım. Örneğin Hatay, Kuzey Kıbrıs gibi. Bilin istedim.
Bir yanıt yazın