Köy enstitülü olmanın onurunu daima taşmış güzel insan Pakize Türkoğlu 96 yaşında uçmağa varmış
YÜKSEK KÖY ENSTİTÜSÜ 1947 ÇIKTILI PAKİZE TÜRKOĞLU 96 YAŞINDA UÇMAĞA VARMIŞ.
Son kitabı “ Sağlık Ekseninde Köy Enstitüleri”nin basıldığını oğlundan(*) öğrenmiş. Çok sevinmiş. Ancak kitabı elinde tutamadan yaşlılığa bağlı nedenlerden dolayı 96 yaşında bugün hayatını kaybetmiş.
Köy enstitülü olmanın onurunu daima taşmış o güzel insanın yeri cennet olsun.. 4.8.2023 Cuma
Video Önerisi: Pakize Türkoğlu Köy Enstitülerini Anlatıyor – 21 Nisan 2021 Süre:2:26 dakika
PAKİZE TÜRKOĞLU KİMDİR?
· 1927 doğumlu olan Pakize Türkoğlu Antalya-Gazipaşa’nın Göksenir Yaylası’nın Çile Köyü’de okul olmadığı için Gazipaşa’da başladığı ilkokulu Alanya’da tamamlar.
· 1944’te Aksu Köy Enstitüsü’nü, 1947’de Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü bitirir. 1962’de Çapa Eğitim Enstitüsü pedagoji bölümünü de bitirir.
· İlk, orta ve yükseköğretim kademelerinde yönetici ve öğretmen olarak 35 yıl çalışır.
· TÖS (Türkiye Öğretmenler Sendikası)’ün Genel Yönetim Kurulu üyeliği ve İstanbul Temsilciliği yarar.
· Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı öğretim görevlisi iken, 1985 yılında emekli olur.
· 1998’de “Tonguç ve Enstitüleri” adlı yapıtıyla, Türkiye İş Bankası ” Toplum ve İnsan Bilimleri” büyük ödülü alır.
· Örnek alınacak başarılı bir yaşam öyküsü olan Türkoğlu Kızlar Da Yanmaz, Kısa Süren Hasat, Tonguç ve Enstitüleri, Kimseli Kimsesiz gibi önemli eserleri bırakır.
· Köy Enstitüleri ile ilgili çok sayıda tebliği vardır. Köy Enstitüleri içinde eli kalem tutan öncü bir Türk aydır.
· Binlerce çocuğu ve genci yetiştiren eğitimci, yazardır.
· Yaşam ile ilgili özgün değerlendirmeleri, yapıcı yaklaşımı ve her zaman yüzündeki tebessümü ile, eli değdiği herkese yol gösterir, ilham kaynağı olur.
· İçten vericiliği ve kurduğu derin dostluklar onu tanıyanların kalbinde özel bir yer almıştır.
· Gürcan Türkoğlu ( emekli büyükelçi) ile Gürsan Türkoğlu(çevirmen) adlı iki oğul anasıdır.
KENDİ TÜMCELERİ İLE YAŞAMINDAN BİR KESİT:
Yaylaya göçtüğümüz bir mevsimmiş, yaylada doğmuşum.
Sağlıklı olayım diye beni yaylada kar suyu ile yıkamış ebem.
Köyümüz dağ köyüydü, aile gibi herkesi tanırdık. Böyle bir ortamda büyüdüm.
Mektep denilen küçük bir yapı vardı orada, sonradan öğrendim ki orası benim doğduğum yıllarda açılan millet mekteplerindenmiş. Latin harflerine geçişte orada köylülere okuma yazma öğretilmiş.
“Mektep” lafını oradan duydum. Bizim köyden mektebe giden iki çocuk vardı ve onlar farklı şarkılar öğrenip söylüyorlardı.
Köyümüzde okul olmadığı için onlar Gazipaşa’daki ilkokula gidiyorlardı. “Ben de mektebe gideceğim” diye ağlardım. Bomboş küçücük bir yerdi.
Babam “Asıl mektep Gazipaşa’da” dedi. Bir gün o çocuklar tatile geldiklerinde anamı sıkıştırdım onlara gidelim diye.
Amacım o çocukların mekteple ilgili sözlerini dinlemekti. Mektebe gitmenin nasıl bir şey olduğunu anlamak istiyordum. Gittik, çocuklar evde yoklardı ama analarının yünden dokuduğu torbaları vardı evlerinde.
“Mekteplileri mi görmeye geldiniz? Tarlaya gittiler” dedi anaları.
“Ben de mektebe gideceğim” dedim, hoşuna gidecek zannettim ama öyle olmadı “ Sus, tövbe de okuyan kızlar cehennemde yanar” dedi. Hayalimi söndürdü adeta.
Benim anam da ona çıkıştı beni kırdığı için.
O gece eve geldim, mektebe gidersem yanar mıyım yanmaz mıyım diye düşünüyorum. Babam Alanya’daydı onun gelmesini bekledim. Babam atından inerken eğilmesini istedim ve kulağına “ okula giden kızlar yanar mı?” dedim. “ Hayır, öyle bir şey olmaz, Allah kadını erkeği ayırmaz” dedi babam. “Kızlar da gider erkekler de gider. Madem çok istiyorsun seni göndereceğiz mektebe” dedi.
Başka bir ailenin yanına gidip okumam gerekiyordu. Yaşımın dolmasını bekledik.
O sene Cumhuriyetin onuncu yılıymış ve köydekiler onuncu yıl törenlerine hazırlanmaya başladı. Erkekler “ biz gideriz kutlamaya” deyince köydeki kadınlar “ biz de gideceğiz Mustafa Kemal Paşa’nın düğününe” dediler. Onuncu yıl törenine düğün yani eğlence diyorlardı.
Benim okula gitmeme daha bir sene vardı ama ben Mustafa Kemal Paşa’nın düğününe gideceğim diye çok ağlayınca babam beni bir yıl erken yazdırdı okula.
Cumhuriyetinin onuncu yılında Gazipaşa İlkokulu’na kayıt oldum.
O kadar farklı bir şeydi ki benim için Gazipaşa’daki okul. Bir dağ köyünde büyümüş çocuk için çok farklı şeylerdi.(1 )
( BU BİR DERLEMEDİR)
(*) Emekli Büyükelçi Gürcan Türkoğlu 1955 yılında İstanbul’da doğdu. 1974 yılında Kadıköy Maarif Kolejinden, 1978 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. 1979 yılında girdiği Dışişleri Bakanlığının merkezdeki çeşitli birimlerinde ve yurt dışında Cidde, Oslo, Madrid, Şam ve Bağdat Büyükelçilikleri ile New York’da BM Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliğinde değişik kademelerde görev yaptı. Büyükelçi olarak ise, Türkiye’yi Iran, Filistin ve UNESCO nezdinde temsil etti. Cumhurbaşkanı Dış Politika Baş Danışmanlığı görevinde bulundu. 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Komitesi Başkanlığına seçildi. 2014-2016 yılları arasında ise, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı
(https://vekam.ku.edu.tr/events/turkiyenindunyamirasiyolculugu/)
(1 )http://www.antalyakadinmuzesi.org/pakize-turkoglu
Bir yanıt yazın