Türkiye’de geçen yıl yayına başlayan ve abone sistemiyle kazanç sağlayan dijital platform Disney Plus, Atatürk dizisini yayınlama kararını duyurmasının ardından, yerli içerikli yapımları platformdan kaldırma kararı almıştır. Konuyla ilgili #BoykotDisneyPlus, #Disneyiptalet ve #Disneyboykot gibi hashtag üzerinden karara tepki gösteren tweet sayısı 20.000 üzerine çıkarken, Twitter gündeminde trendlerde birinci sırayı korumaktadır. Disney’in Atatürk dizisinin yayınının iptaline ilişkin karar konuşulurken, bir Ermeni haber sayfasının “Disney’in Atatürk dizisini iptal etme kararı aldığını duyurmaktan mutluluk duyuyoruz” paylaşımı tartışmalara yol açmıştır.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Ebubekir Şahin, Atatürk dizisini platformunda yayınlamama kararı aldığı alan Disney + isimli kuruluşun savunmasının alınmasına karar verildiğini açıklamıştır. Şahin, “Kuruluş’un savunmasının alınmasına ve inceleme başlatılmasına karar verilmiştir” demiştir ama bu açıklama suya yazılan yazı olmaya mahkumdur. İncelemenin bir sonuç vereceğine ben inanmıyorum. Çünkü, ABD’de “Amerika Ermeni Ulusal Komitesi” ANCA gibi bir kuruluşunuz yoksa, sonuç alamazsınız.
ANCA'nın hedefleri açıktır:
· Özgür, birleşik ve bağımsız bir Ermenistan'ı desteklemek için kamu bilincini geliştirmek,
· Amerikan Ermeni toplumunu ilgilendiren konularda ABD politikasını etkilemek ve yönlendirmek,
· Topluluk ve onların seçilmiş yetkilileri arasında irtibat görevi görürken, kamu politikası konularında kolektif Ermeni Amerikan bakış açısını temsil etmek.
Ermenistan’ın yurt dışı temsilciliklerinde sözde Ermeni soykırımı ile ilgili sayfa vardır ama Türkiye’nin ABD ve Fransa başta olmak üzere hiçbir Büyükelçilik ve Daimi Temsilciliklerinde Türkiye’nin görüşlerini açıklayan, Ermeni terör örgütü tarafından şehit edilen 31 diplomatımıza ilişkin bir sayfa yoktur.
Daha da önemlisi YÖK, seçilmiş üniversitemizde “Ermeni Araştırmalar Enstitüsü” kurulmasına ilişkin önerime o dönemde cevap vermemiştir. Dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçları araştırmak üzere, bir üniversite bünyesinde “Uluslararası Soykırım ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar Enstitüsü” kurulmasına yönelik çalışma başlattıklarını 22 Mayıs 2021 tarihinde açıklamıştır. Fakat böyle bir Enstitü, konu ile doğrudan ilgili üniversitelerde kurulmamıştır. 15 Temmuz 2021 tarihinde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak “Uluslararası Soykırım ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar Enstitüsü”kurulmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Söz konusu karar, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu’nun ek 30’ncu maddesi gereğince verilmiştir.
Bu konuda 12 Haziran 2021 tarihli yazımdaki tespitim şöyledir: “Her ile bir üniversite açmakla iş bitmiyor. Alanında uzman ve nitelikli hocalardan oluşturulacak enstitüler her yıl üç yayın yapsa dünya kamuoyunu aydınlatmak açısından çok yararlı olurdu. ‘Armenian Deportation Is Not A Genocide’ başlıklı makalem buna örnektir. Yazımdan 509 alıntı yapılmış, çok sayıda atıfta da bulunulmuştur.
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu ve AKP Sözcüsü Ömer Çelik ABD merkezli dizi/film platformu Disney’in Atatürk dizisini yayından kaldırmasına tepki göstermiştir. Çelik, “Amerika merkezli bir dizi/film platformunun Ermeni lobisinin baskısına boyun eğerek ‘Atatürk’ dizisini yayınlamadan yayından kaldırması utanç vericidir” demiştir.
Sayın Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımdaki tepkisi haklıdır ama bu Türkiye’deki Türk vatandaşlarına yöneliktir.
- Amerika merkezli bir dizi/film platformunun Ermeni lobisinin baskısına boyun eğerek ‘Atatürk’ dizisini yayınlamadan yayından kaldırması utanç vericidir.
- Söz konusu platformun bu tutumu, Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine ve milletimize saygısızlıktır.
- Daha önce çeşitli vesilelerle ifade ettiğimiz gibi ABD’deki bu sözde soykırım şebekesi, tarihi olayları yalan siyasetine alet etmektedir.
- Bu lobinin yegane amacı, defalarca görüldüğü üzere Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine de engel olmaktır.
- Bu şebekelerin faaliyetleri, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti karşısında hiç hükmündedir. Bu şebekelere boyun eğenler utansın.
Kürşad Zorlu da sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, diziyle ilgili Ermeni lobisinin baskı ve yönlendirmesiyle yayından kaldırma kararı alındığını açıklamıştır: “Mustafa Kemal Atatürk demek Türk milleti demektir. Türkiye düşmanlarının yalan kampanyasına alet olunmamasını diliyoruz. Böyle bir karar alındığı takdirde söz konusu platforma üye olan tüm vatandaşlarımızı üyeliklerini sonlandırmaya çağırıyoruz.”
Türkiye’de bu gelişmeler olurken, ANCA Disney+’ın, Türk dizisi Atatürk’ü iptal etme kararı aldığını duyurmaktan mutluluk duyduğunu açıklamıştır.
29 Ekim 2023 tarihinde yayınlanması planlanan altı bölümlük dizinin yayını durdurulmuştur. Disney Plus diziyi sinema filmine dönüştürülerek 3 Kasım’da sadece Türk sinemalarında izleyici ile buluşturacaktır.
Dizinin platformdaki yayınını iptal etme kararı, Ermeni cemaatinden gelen baskı ve Amerika Ermeni Ulusal Komitesi ANCA’nın taleplerinin bir sonucudur. Disney +, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanının 100. yıldönümü anısına Atatürk adlı bir dizi yayınlayacaktı. IMDb’ye göre dizi, “Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşam öyküsünü anlatmaktadır.” ANCA’nın bu konuda yayınladığı açıklamanın Türkçesi aşağıdadır.
“Bununla birlikte, bu tanımda harika sıfatının kullanılması, bu son derece tartışmalı adam hakkında ezici bir çoğunlukla olumlu bir imaj çiziyor. Türkiye’deki pek çok kişi için o, Türkiye Cumhuriyeti’nin nihai kahramanı ve kurucusudur; ama Ermeniler, Kürtler, Yunanlılar, ilerici Türkler ve Birinci Dünya Savaşı ve Ermeni Soykırımı sırasında ve sonrasında onun soykırım gündemine tabi olan herkes için o bir toplu katliamdan başka bir şey değildir. Amerika Ermeni Ulusal Komitesi’nin 29 Haziran Çarşamba günü Atatürk’ün yüzbinlerce kişinin ölümündeki rolü göz önüne alındığında dizinin iptal edilmesi çağrısında bulunarak dizi hakkında tweet atmasının ardından, çevrimiçi dizi hakkındaki tartışmalar çoğaldı. ANCA’nın Twitter’da “#İptalAtatürk” hareketi haline gelen hareketin başlangıcı olan ilk tweet, altı milyondan fazla görüntülendi. Ondan fazla medya kuruluşu, Disney’in filmi iptal edip bu projeden vazgeçmesi gerekip gerekmediği konusundaki tartışmaya ilişkin makaleler yayınladı.
Atatürk, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunda komutan olarak görev yaptı ve Ermeni Soykırımı’nın ana düzenleyicileri olan Talat ve Enver Paşa ile yakın çalıştı. Birinci Dünya Savaşı sona erdikten sonra Enver’le iletişimini sürdürdü. Türk Ulusal Hareketi’ni (Kemalist hareket olarak da bilinir) kurmak ve ‘Türkler için Türkiye’ yaratmak amacıyla, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğunun etnik azınlıklarının yükselen gücünü kırmak istedi. İtilaf güçleri İmparatorluğun Doğu eyaletlerini yeni ilan edilen Ermenistan Cumhuriyeti’ne bırakması üzerine Atatürk 1920 yılında misilleme yaparak Ermenilere savaş ilan etti. Üç aydan kısa bir süre içinde 250.000 kadar Ermeni’nin katledilmesine yol açtı.
Atatürk, 1927’de Türkiye’nin modern tarihini yazmak amacıyla yayınladığı Nutuk adlı kitapta, Ermeni karşıtı politikalara yer verdi. İngilizlerin Ermeni soykırımı fikrini, 1920’de İstanbul’u işgal etmeleri için bir bahane olarak açıkladı. Ermenilerin Türkiye Cumhuriyeti Müslümanlarına karşı bir ‘imha’ politikası yürüttüklerini sözlerine ekledi.
Atatürk’ün “Türkiye Türkler İçin” sloganı sadece Ermenileri dışlamakla kalmadı, aynı zamanda onun vizyonuna engel olan her etnik azınlığın öldürülmesini ve sistemli bir şekilde hafızalardan silinmesini onayladı. Atatürk, Yunan şehri Smyrna’nın yakılmasından, 600.000’den fazla Yunanlı sivilin öldürülmesinden ve 300.000 mültecinin gidecek hiçbir yeri kalmamasından sorumluydu. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Atatürk, askerlerinin genç kızlara tecavüz etmesine ve diğerlerini hareme satmasına izin verdi. Hakkari dağlarında ve ötesinde 750.000’den fazla Süryani’yi öldüren Asuri Soykırımı’nı gerçekleştirdi. Atatürk’ün yönetimi altında 8.000 Hıristiyan Mezopotamya’dan Türkiye’nin içlerine sürüldü. 1945’te Irak’ta sadece 20.000 Süryani yaşıyordu.
1937’de Atatürk, milliyetçi milislerini 16. yüzyıldan beri Kürt halkının yaşadığı bir bölge olan Kürt nüfuslu Dersim bölgesine gönderdi. Hava bombaları ve zehirli gaz kullanarak askeri harekat yürüttü ve 45.000 kişinin öldürülmesine yol açtı. Atatürk, Smyrna’ya Türkçe‘de İzmir adının verilmesini sağladığı gibi, Dersim’in adını da ‘Tunceli’ olarak değiştirdi.
22 yıllık iktidarında 28.000 topografik isim değişti. Atatürk, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olarak tarihi yeniden yazmayı ve sadece kendisinin ve seleflerinin sorumlu olduğu soykırımları dünyadan silmeyi misyon edindi. Sadece tarihi kayıtlar değil, aynı zamanda katlettikleri insanların kültürleri ve hatıraları da silindi. Atatürk, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki etnik azınlıkların eskiden sahip olduğu mülkleri, mülkün terk edildiğini iddia ederek soykırımcıların ailelerine tazminat olarak verdi.
Bu inkarcılık politikası, Türkiye’de Ermeni ve Yunan soykırımlarının Türk okullarının tarih müfredatlarından çıkarılması ve ‘Ermeni Soykırımı’ teriminin TBMM’de yasaklanmasıyla devam ediyor. Bu süreç, etnik azınlıkların sadece fiziksel varlıklarını değil, hatıralarından geriye kalan her izin de ortadan kaldırma girişimidir.
İnternette birçok kişi, Atatürk’ü Hitler’e benzeten yorumlarla, Disney’in kararının, tarihi bir kötü adamı yücelttiğini savunuyor. Nazizm’in tarihine, Türkiye ve Atatürk ile olan bağlarına bakıldığında, bu iddiaların gerçekten de tarihsel dayanakları vardır. 2014 yılında tarihçi Stefan Ihrig, Harvard University Press tarafından yayınlanan Nazi imgeleminde Atatürk adlı bu ilişkiyi özetleyen bir kitap yazdı. Ihrig, 1938’de Adolf Hitler’in Türk siyasetçilerle yaptığı bir röportajda, ‘Atatürk bir öğretmendi; Mussolini onun birinci, ben de ikinci öğrencisiydim’ demiştir.
Turkish Archives gibi birçok Türk twitter hesabı, Atatürk’ün dünyada bıraktığı olumlu iz hakkında tweet atarak, ANCA’yı ve diğerlerini Türk halkı tarafından çok sevilen bir figürü kınadıkları için eleştirerek misillemede bulunmuştur. 2020’de, canlı aksiyon filmi Mulan‘ın yaklaşık bir ile iki milyon Uygur Müslümanının toplama kamplarına zorlandığı Çin’in Sincan eyaletinde çekildiği keşfedildikten sonra şirket gerçeği görmüştür.
Atatürk politikalarıyla öldürülenlerin torunları geri durmuyor. Disney’i, milyonlarca masum insanın kanına bulanmış Türk devletinin kuruluşu hakkında bazı temel araştırmalar yapmaya teşvik ediyorum. American Friends of Kürdistan başkanı Diliman Abdulkader, ‘Kürtler gibi etnik azınlıklar bugünün Türkiye’sinde Atatürk’ün ırkçı ve şiddet içeren politikalarının bedelini hala ödüyor’ demiştir. Hellenic American Leadership Council’in yönetici direktörü Endy Zemenides şu açıklamayı yapmıştır: ‘Disney’in Amerikan halkı üzerindeki etkisi ona büyük sorumluluklar yüklüyor […] Atatürk birçok nedenden dolayı tarihsel olarak önemli bir şahsiyettir.
Popüler Ermeni haber kaynağı 301.am web sitesinde; Disney üzerinde doğrudan kamuoyu baskısı oluşturmak amacıyla, dizinin iptal edilmesini isteyen, 27 Disney yöneticisinin e-postalarını içeren bir e-posta yayınladı. ANCA, ‘Ermeniler, Rumlar, Süryaniler, Kürtler, Hıristiyanlar, gazeteciler, hak savunucuları ve Türkiye tarafından zulüm gören diğer mağdur gruplar ile ittifak halindeki Disney çalışanlarını disney@anca.org adresine notlar göndermeye çağırıyor.” (https://armenianweekly.com/2023/07/07/disney-whitewashes-genocidal-turkish-dictator-kemal-ataturk/)
Gelişen bu süreçte RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin şu açıklamayı yapmıştır: “Disney +’ isimli dijital medya hizmet sağlayıcının yerli içerik olan ‘Atatürk’ dizisini platformunda yayınlamama kararı aldığına ilişkin kamuoyuna yansıyan bilgilerden hareketle kuruluşun savunmasının alınmasına ve inceleme başlatılmasına karar verilmiştir. Türkiye Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk en önemli toplumsal değerimizdir. Basına yansıyan Ermeni lobisi müdahalesi iddiaları titizlikle araştırılmaktadır. Kamuoyuna saygılarımla duyuruyorum.” Sayın Başkan “…iddiaları titizlikle araştırmaktadır” ama, yukarıda çevirisini yaptığım siteye bir cevap göndermemiştir.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü, DPT’dan arkadaşım Faik Öztrak, Disney Plus dijital medya hizmet sağlayıcısının Atatürk’ dizisini platformunda yayımlamama kararına ilişkin olarak, “Eğer karar bu şekilde uygulanacaksa şimdiden duyuralım, örgütümüzü, üyelerimizi ve tüm milletimizi bu platformu boykot etmeye ve platformdaki üyeliklerini sonlandırmaya davet edeceğiz” demiştir.
Walt Disney Company Türkiye Genel Müdürü Cenk Soner şirketin içerik stratejisinin değiştiğini söylerken bunun gerekçesinin Ermeni lobisinin baskısı olup olmadığını açıklamamıştır. Soner, “Atatürk içeriğimizi Cumhuriyetimizin 100. yılında izleyicilerimiz ile buluşturuyoruz. İçerik stratejimizde yapılan değişiklikler sonucunda iki film olarak planladığımız Atatürk’ün ilk TV özel versiyonunun FOX kanalımızda yayınlanmasının ardından, iki film sinemalarda ve sonrasında FOX ekranlarında olacak. Böylece, ‘Atatürk’ü çok daha geniş kitlelere ulaştırmış olacağız” demiştir.
Dizi bütün dünyada aynı anda Disney+ platformunda yayınlanırsa, milyonlarca potansiyel izleyicinin izlemesinin önü böylece kapatılmış olmaktadır.
Ermeni lobisinden bazı isimler de Disney+’ın geri adım atmasından sonra Amerikan medyasına açıklamalarda bulunmuştur. ANCA’nın Yönetici Direktörü Aram Hamparian, “Atatürk’ün Disney tarafından resmedilmesi korkunç bir öneri. Onun soykırım yaptığını görmezden gelerek geri kalanları öne çıkarmak yaptığı şeylerin normalleştirilmesi riskini ortaya çıkarır. Şimdi bu konuda ulusal ya da uluslararası bir tartışma olması iyi bir şey” demiştir. Dizinin kaldırılması için lobi yapan ANCA’nın yöneticisi, “Türkiye, Atatürk’ü George Washington gibi göstermek için özel bir çaba sarf ediyor” açıklamasında bulunmuştur.
Disney’in Atatürk dizisi engeline Agos’un görüşünü Yetvart Danzikyan 3 Ağustos 2023 tarihinde açıklamıştır: “Bu gelişme üzerine Türkiye siyaseti az evvel bahsettiğim gibi yine Ermeni diasporasını hedefe koydu. Bu da Türkiye siyasetinin sevdiği bir alışkanlık. Henüz dizinin hangi gerekçeyle iptal ettiği bile bilinmezken, RTÜK Disney’den savunma istedi. Tekrar edeyim, ben diziyi izlemeyi isterdim. Türkiye’de yayınlanacağı için yine izlemiş olacağım ancak bunu uluslararası düzeyde tartışamayacağım. Özetle burada bir zafer yok.”
Uluslararası kamuoyunun izlemesinin engellendiği dizinin bu şekilde 85 milyon nüfuslu Türkiye’de parça parça yayınlanmasının daha çok izleyici çekeceği açıklaması, bir gerçeğin üstünün örtülmesinden başka bir şey değildir. Eğer altyazı ve dublaj seçenekleriyle yayınlansaydı, Atatürk’ü daha çok kişi izleyebilirdi. Çünkü Disney+’ın resmi rakamlarına göre dünya çapında 161 milyondan fazla abonesi vardır. Her abonenin 4 profil açtığı düşünülürse bu rakamın daha da yüksek olabilir.
Yetvart Danzikyan’ın “Türkiye siyaseti az evvel bahsettiğim gibi yine Ermeni diasporasını hedefe koydu” tespiti yanlıştır. Türkiye haklı olarak son gelişmelere tepki göstermiştir. Özellikle ABD ve Fransa’daki Ermeni diasporası olmayan bir soykırımdan söz ederek Türkiye’nin aleyhine faaliyet göstermektedir. Fransa, Türkiye’yi tarihte yapılmayan sözde Ermeni soykırımı ile suçlayan ve yasa çıkaran dünyadaki ilk ülkedir.
Fransa, Osmanlı İmparatorluğunu tarihe gömen Sevr (Sevres) Anlaşması’nın imzalandığı Paris’in Sevr (Sevres) banliyösündeki seramik müzesinin önüne Ermeniler tarafından 8 Mart 2001 tarihinde Ermeni soykırım anıtı açılmasına izin veren ülkedir. Anıtın üzerinde “1915’te Jön Türk Hükümeti tarafından Birinci Dünya Savaşı’nda soykırıma uğratılan 1.5 milyon Ermenin anısına” yazılıdır.
O zaman sormak gerekir: 1.5 Ermeni katlediyse bunların toplu mezarları nerededir? Prof. Dr. Ata Atun, “Madem Anadolu topraklarından göçen 1.5 milyon Ermeni katledilmiş, o zaman bu insanların toplu mezarları nerede” demektedir. Atun, 1.5 milyon insanın toplu şekilde defnedilmesi için 450 futbol sahası büyüklüğünde alana ihtiyaç olduğunu belirterek, “Soykırım iddiaları akıl alır gibi değil” demiştir. Rakam başlangıçta 150 bin iken, sonradan 250 bin, 450 bin, 600 bin, 1 milyon en sonunda 1.5 milyon olmuştur.
Aslında 1.5 milyon rakamı çalıntıdır. Bu rakam Auschwitz- Birkenau toplama kampının önünde vardır. Bir farkla: 1.5 milyon Yahudi 1.5 milyon Ermeni olarak değiştirilmiştir. Bu, uluslararası intihaldir. Çeşitli verilere göre, 20. Yüzyıl’da insan zulmünün bir simgesi olan bu kampta; büyük bir çoğunluğu Yahudi olmak üzere; yaklaşık 1.5 milyon insan çoluk-çocuk, kadın-erkek, yaşlı-genç demeden; sistematik olarak aç bırakılmış, işkence görmüş ve yakılarak yok edilmiştir. Bu kampı ziyaret ettim. Beni en fazla etkileyen, katliama uğrayan Yahudilerden, çocuklar dahil geriye kalan dağ gibi gözlüklerdir.
Paris’in Sevr banliyösündeki müzenin önüne sözde Ermeni soykırım anıtı dikilmesinin sebebi şudur: “Biz Ermeniler Türkiye Cumhuriyetini kuran Lozan Anlaşmasını tanımıyoruz. Bizler Sevr Anlaşması’nın halen yürürlükte olduğunu kabul ediyoruz. Çünkü Sevr’de büyük Ermenistan vardır.” Ermenistan, Türkiye’nin doğu sınırlarını tanımamakta ve Ağrı dağını kendi toprağı olarak görmektedir.
Fransa, 24 Nisan 2003 tarihinde Paris’te Kanada meydanına Komitas Sogomonyan adına bir diğer sözde Ermeni kin anıtı dikilmesini de onaylamıştır. Paris’te, sözde Ermeni soykırımı anısına yapılan Ermeni din adamı ve besteci Komitas’ın heykeli dikilmiştir.
Heykelin açılışına dönemin Paris Belediye Başkanı Bertrand Delaone, Ermenistan’ın Paris Büyükelçisi Edward Nalbandian, İçişleri Bakan Yardımcısı Ermeni asıllı Patrick Deveciyan, Ermeni asıllı Fransız sanatçı Charles Aznavour ve heykelin yapılmasını sağlayan eski Paris Belediye Başkanı Jean Tiberi katılmıştır. Delaone, törende yaptığı konuşmada, ”1922 yılına kadar 1,5 milyon Ermeninin öldürüldüğünü, bunların üçte ikisinin Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermeniler olduğunu” iddia ederek büyük bir yalana ortak olmuştur. Paris’te Türkiye’nin Büyükelçisinin Ermeni ASALA militanlarınca şehit edilmesine Fransa sesiz kalmıştır. Eğer tersi olsaydı acaba yine sessiz kalır mıydı? Paris’te 5 yıl görev yapan biri olarak hiç zannetmiyorum.
Azerbaycan, Fransa’nın hiçbir yerinde Ermeniler tarafından Hocalı’da yapılan soykırım ile ilgili anıt dikemez. Yetvart Danzikyan gelişmeleri tek taraflı açıklamak yerine, bir de bizim tarafımızdan süreci değerlendirmiş olsaydı, objektif bir değerlendirme yapmış olurdu. Ben Türk tarafının görüşlerini, Milli Düşünce tarafından yayınlanan “Ermeni Yalanları ve Gerçekler” kitabımda ayrıntılı olarak açıkladım.
Bir yanıt yazın