Birilerine,
Artık Atatürk ‘ü, olmuş bitmiş tarihi vs küçük odalarda, sohbetlerde vs birbirimize anlatarak bir yere varamayız.
Atatürk tipi Örgütlenmeyi konuşmadan ve böyle bir örgütlenmeyi ete kemiğe büründürmeden bugüne kadar yazılan, çizilen ve söylenen şeyler sadece şey olmaktan ileri gitmiyor ve gitmeyecekte maalesef.
Bunun adı zaten Atatürkçülük değildir.
Bunun adı;
Tarihe gömülmektir.
Sohbet odalarına insanları bağımlı kılmak, insanları söylemci yapıp pasifleştirmek ve oralarda Atatürkçü enerjiyi boşa boşaltmaktır.
İnsanları etki ajanları gibi sohbet odalarında oyalamaktır.
Ağlara takmaktır.
Milletten kaçmaktır.
Yani işten kaçmak, korkaklık ve kaypaklıktır.
Atatürk’den hiç bir şey öğrenmemiş olmaktır.
Bugün iş yapmamak için hiç bir bahaneye artık yer ve gerek yoktur.
Evet lafın ortasından konuşmak gerekiyor birilerine artık sanıyorum.
Ey birileri;
Bugün ve bundan sonra ya Atatürk gibi örgütçü olacağız yada Atatürk’ten bahsetmeyeceğiz diyelim. Diyelimmi?
Çünkü ülkenin geldiği bu kötü durumun sorumlusu sadece emperyalizm, RTE ve sarı muhalefet değil, Atatürkçülük adı altında dil pehlivanlığı da yapanlardır.
Milleti oyalayan ve millete umut tüccarlığı yapanlardır.
Bugüne kadar olduğu ve bildiğiniz gibi Zoom, whatsapp , Twitter vs gibi yerlerde, sallanarak ve saklanarak ancak entellektüel mastürbasyon yaparak halktan kopmak ve iş yapmamak için türlü türlü bahaneler uydurulur olundu.
Bunu her gün de heryerde yaşıyoruz zaten.
Haa mabadımız yemiyooo kardeşim derseniz o zaman Atatürk’ten bahsetmeyin lütfen.
Veya o zaman, Atatürk’e bir kırıntı kadar saygınız ve sevginiz varsa,
Atatürk’ü rahatsız etmeyin lütfen.
Çünkü Atatürk kimsenin, ağzının kokusu, etiketi, sohbet veya toplantı eğlencesi değildir değilmi (?) , değilmi (?) milletten kopuk ve bizzat adlarının önünde büyük ünvanları olan ve kendileri eğlencelik olan eğlencelikler.
Çünkü Atatürk sohbet ve toplantılarını eğlenmek yada eğlencelik yapan bir lider değil, toplantı ve sohbetlerini milletini kurtarmak için yapan, milletini örgütleyen örgütçü bir liderdi.
Beni övmeyi bırakın yarın ne yapacağız diyen bir liderdi .
Korkmayan, bizzat ölümden korkmayan, kendini değil, milletini ve vatanını özünden çok seven bir liderdi.
Tarihe gömülmeyen, taş üstüne taş koyan, sohbetlerde insanları mayıştıran değil, motive eden ve sürekli devrim ve bağımsızlık benim karakterimdir diyen, ileriye bakan, ama onuda örgütlü olarak yapan bir liderdi.
Sözü, özü ve eylemi bir olan bir liderdi.
Eylemci bir liderdi.
Bir kavimi yok olmaktan kurtarıp ona Türk Milleti adını veren bir liderdi.
Bitmiş ve çürümüş bir imparatorluktan geriye kalanları seferber edip, örgütleyip, Türkiye Cumhuriyeti’ni milletle birlikte kuran bir liderdi .
İmha olmaya yakın olan Türk kavmine, bağımsız, uygar bir vatan ve devlet yaratıp, bırakan bir liderdi.
Hemde ölümüne..
Ve sadece dış ve iç düşmana değil, ölüme bile meydan okuyan bir liderdi.
Daha daha sayayımmı..?
Anladınızmı..?
Anlaşıldımı?
Sefa Yürükel