Lozan Anlaşması’nın 100. Yılı Türk Halkına kutlu Olsun!
Almanya’nın yanında girdiği savaşı kaybeden Osmanlı Devleti, Ağustos 1920 de Serv-Anlaşmasını imzaladı. Yukardaki haritada görüldüğü gibi, Türk halkının ana vatanı olan Türkiye, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan tarafından işgal edilerek bölüşülmüştü. Doğu Karadeniz bölgesinde de bir Ermenistan devletinin kurulması kararlaştırılmıştı.
Türk Halkı, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının önderliğinde, Türkiye`nin işgal edilmesini ve sömürgeleşmesini öngören bu anlaşmayı kesinlikle reddederek, zaferle sonuçlanan Ulusal Kurtuluş Savaşını başlatmıştı.
Ulusal Kurtuluş Savaşının lideri Mustafa Kemal ve savaş arkadaşlarının öncülüğünde Türk Halkı, Yukardaki haritada görülen işgal güçlerine karşı eşsiz bir zafer kazanarak, Türkiye`nin tam bağımsızlık yolunu açtı. Tüm Sömürge ülkelerine örnek olan Ulusal Kurtuluş Savaşımız, 1919-1922 yılları arasında çok büyük zorluklar içerisinde işgal güçlerine karşı zaferle sonuçlandı.
Lozan Anlaşması, Mustafa Kemal Atatürk`ün en güvendiği yakın arkadaşı İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü tarafından büyük bir kararlılıkla sürdürüldü. Türkiye`yi bölüşmek isteyen İşgal güçlerinin tüm direnişlerine karşın, Lozan Anlaşması kabul ettirilerek, böylece yeni Kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlığı, uluslararası bir anlaşmayla güvence altına alınması sağlandı. Çok doğru olarak bu nedenle Lozan Anlaşması, Türkiye`nin uluslararası güvenliğini sağlayan Tapusu olarak görülmektedir.
Türkiye`de özellikle tarikatların ve onlara sempatiye bakanların, 100. Yılını kutladığımız Lozan Anlaşmasına ve Laik Türkiye Cumhuriyeti`ne haince bir propagandayı sürdürmekte olduklarını günümüzde de görmekteyiz. Taliban yanlısı bir düzeni isteyen bu kesimlere karşı, Demokratik, Laik Hukuk Devletini savunanların mücadelesi kararlılıkla sürecektir.
Lozan Anlaşmasında gizli bir maddenin olduğunu, bu nedenle Türkiye`nin bazı madenlerini kullanamadığını, bu madenlere ilişkin yasağın Lozan Anlaşmasının 100. Yılında kalkacağı safsatasını söyleyenlerin, nedenli yalan yanlış iddialar ürettiklerini de halkımız böylece görmüş olacaktır.
Türk halkı, yurdunu parçalayan ve bölen, kendisine hayat hakkı tanımayan Sevr Antlaşması’nın uygulanmasına izin vermedi. Sevr Antlaşması’nın Osmanlı Hükûmeti tarafından imzalanması halkın direnme gücünü alevlendirdi. Millî Mücadele’ye katılım hızla arttı. Daha sonra Türk milleti, Millî Mücadele’yi zaferle noktalayarak bu antlaşmaya karşı en güzel cevabı verecekti. Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanması Sevr Antlaşması’nın geçersiz bir belge olarak tarihin tozlu rafl arında kalmasını da sağlayacaktı.