Sevgili okurlarım! Çok değerli takipçilerim.
Tarih bizlere, olabildiğince ders vermektedir. Yeter ki bizler, bu dersleri alabilelim.
En yakın örneği, Rusya-Ukrayna savaşı.
Bu savaştan alınacak ne çok dersler var, hiç düşündünüz mü?
Devletlerin güçlü orduları olabilir,
Devletlerin teknolojileri yüksek ve gelişmiş olabilir.
Hesap etmek çok önemli imiş!. Putin Ukrayna’ya vurduğunda işi, bir haftada bitireceğini sanmış olmalı,
Ya da genelkurmayda uzmanlarının ikaz ve önerilerini dinlememiş olmalı; tıpkı Hitler gibi.
Karşı devletin insanını bu insanların vatan sevgisini de hesaba katmalı.
Bakınız Ortadoğu ülkelerini işgal etmek çok kolay. Çünkü insanlarında vatan olgusu gelişmemiş.
Oysa Hz. Peygamber: “ Hubbül vatan min el iman= Vatan sevgisi İmandandır” demişken.
Konuştuğum çok Suriyeli genç: Suriye’ye gidersem askere alacaklar kaygısı ve korkusunda.
Ukrayna halkı da, Suriyeliler gibi olsaydı eli silah tutan Ukraynalılar, vatanlarında kalıp savaşmak yerine, komşu ülkelere kaçmaz mıydı?
Rus halkının, bu savaşa hazır olup olmadığı ya da Rus halkını da bu savaşın gerekliliğine inandırılmış olmalıydı ki, hatırı sayılır Rus, bu savaşa karşı.
Akkuyu Nükleer Santralinde çalışan pek çok Rus, bu savaşı onaylamamakta.
Teknoloji ve modern silahları kullananlarında buna inanmış olmaları gerekiyor.
Cepheden gelen kimi görüntülerde, Rus askerlerinin modern silahları terk ettikleri görülmekte!.
En önemlisi de; devletlerin güçlü silah ve silahlı kuvvetlerinin yanında belki onun da daha ötesinde “Müttefiklerinin” destekleri.
Ukrayna’yı mağlup ettirmeyen en önemli güç, müttefik desteği değil mi?
Rus-Ukrayna savaşı bize:
Savaş anında müttefiklerinizin destek ve imkânlarının ne kadar hayati ve stratejik önem kazandığı ve önemli olduğunu göstermedi mi?
Bizdeki bazı sözde siyasetçi, siyaset bilimci ve parti liderlerinin ulu orta: “NATO’dan çıkalım” diyen aklı evvellerine duyurulur.
NATO’dan çıkalım diye yırtınanların, Avrupa Birliği’ne girelim diye yırtınmaları ne yaman çelişki!
Ben taşrada bir yurttaş olarak bu gerçekleri görürken, bizim bu beylerin, bu gerçekleri görmemiş olmaları olanaksızdır.
NATO’yu yanlı tutum ve davranışlarından ötürü eleştirmek bir haktır. Lakin NATO’dan çıkalım demek bir bilgisizlik değilse, ülkeye en büyük zarardır.
Muktedir olun, NATO’da gerçek söz sahibi olun. Senaryoda figüran ve artist yerine senarist siz olun.
Şimdilik bu dünya düzeninde Türkiye’nin yeri; uluslararası kurum ve kuruluşlarda etkin olarak üye olmak ve üye kalmaktır.
Teklik Tanrı’ya hastır.
Elbette ekonomik ve askeri olarak da güçlü olacaksınız. En büyük güvenceniz kendiniz olmalısınız. Biz de bir söz vardır: “el, elin eşeğini türkü çağırarak arar” diye.
Esen kalınız.