Atatürk’ün yaptığı bütün işler, eylemler, devrimler gelişigüzel yapılmamıştır. Uzun, derin ve planlı bir çalışmanın sonucudur. Bunun en önemli örneklerinden biri Sümerbank ve Etibank’ın kuruluşudur. Atatürk’ün kurduğu kuruluşlardan “Sümerbank” 11 Temmuz 1933 Tarihinde, “Etibank” 14 Haziran 1935 tarihinde kurulmuştur.
Bu isimler gelişigüzel seçilmemiş, Atatürk; bu kuruluşlara, Sümerbank ve Etibank isimlerini, Türk tarihi ile ilgili olarak yaptığı çalışmaların sonunda vermiştir.
Sümerler, Orta Asya’dan gelen ve MÖ 4000 yıllarında Mezopotamya’da yerleşen bir Türk ırkıdır. Dilleri Ural-Altay dil gurubuna girmektedir.
Etiler veya bir diğer adıyla Hitit’ler, kökü tarihe dayanan bir Türk ırkı olup MÖ 1600 lü yıllarda Anadolu’da başkenti Hattuşa olan devleti kurmuşlardır.
Bu itibarla insanlığın ve uygarlığın temelinin Türklere dayandığı söylemek tamamen bir hakikatı ifade etmek olacaktır.
Atatürk, kurduğu büyük tesislere bu isimleri; dünya ve Türk tarihi üzerinde yaptığı çalışmalar sonunda; tarihe ve Türk Milletine duyduğu sevgi ve saygı nedeni ile vermiştir.
Atatürk; çağdaş, ilerici, devrimci ve laik bir sistem kurmak için gereken her şeyi yapmıştır. Yabancılara verilen ekonomik imtiyazları kaldırmış, ulusal bir eğitim ve öğretim sistemine geçmiş, üretim araçlarını millileştirmiş, fabrikalar kurmuştur.
Türkiye Cumhuriyetinin gelişmesi ve güçlenmesi için üretim ve iktisadi kalkınmanın önemine değinen Atatürk 4 Şubat 1923 tarihinde toplanan “İktisat Kongresi’nde” şunları söylemiştir: “Bu memleket halkı ellerinde örnekleriyle; zıraat, ticaret, sanat, say (emek, iş, çalışma) ve saban’ın temsilcisi olsun. Artık bu memleket fakir değil, millet hor ve aşağı görülen değil, memleketimiz zenginler memleketidir. Bu yeni Türkiye’nin adına çalışanlar diyarı denir.”
Beş yıllık sanayi programı bağlamında kurulan ilk fabrikalar, Kayseri Bez Fabrikası, Konya- Ereğli Bez Fabrikası, Nazilli Basma Fabrikası, Bursa Merinos Fabrikası ve Malatya Bez Fabrikasıdır.
Sümerbank adı verilen tesisin kuruluşu ve bu ismin verilmesinin nedenlerini ise Afet İnan şu şekilde açıklamıştır:
“Mezopotamya’nın güneyinde Ön Asya yurdu çağ medeniyetinin en eski yurdu olan bu bölgede yaşamış bir kavim ile dil ve ırk birliğimiz arkeolojik keşiflerle bilinmeye başlamıştı. Şu Sümer medeniyeti ile bilhassa dil birliğimiz bakımından ilgilenmemiz pek tabii idi. Atatürk bu yeni arkeolojik keşiflerin tarihini bizzat okumuş ve üzerinde hassasiyetle durmuştur. 1935’teki Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi programında bu konu, ilmî araştırmalarını ve öğretimini yapacak bir kürsüde toplanmıştır. Bu bir tarih meselesi idi. Fakat Atatürk, kitlelerin bellemesini ve kullanmasını istediği bu tarihi adı, yurdumuzun her köşesinde ekonomik bakımdan hizmeti olan ‘Sümer Bank’ müessesine vermeyi uygun bulmuştu.”
Sümeroloji dalında uluslararası bir değer olan Muazzez İlmiye Çığ’ında benzer değerlendirmeleri vardır. Aynı konuda Türkçeye çevirdiği kitap 1990 yılında “Tarih Sümer’le Başlar” adıyla, Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanmıştır.
Sümerbank’ın kurulmasının ardından, Ankara’nın Ulus semtinde, Taşhan yanında bankaya ait bir merkez binası yapılmıştır. Maalesef bu gün ticari ve iktisadi değeri kaybedilen ve bir müze olarak kullanılan binanın giriş kısmında yer alan Mustafa Kemal Atatürk’ün mermer heykeli, Viyanalı helkeltraş Heinrich Krippel tarafından yapılmıştır.
Sümerbank kuruluşunu izleyen yıllarda büyük gelişme göstermiş; bütün ülke genelinde; başta dokuma olmak üzere, kimya, maden, selüloz ve seramik alanında çok sayıda fabrika kurmuştur. Böylece; pamuklu, yünlü ve ipek dokuma, iplik, kendir, soya, ayçiçeği yağı, kağıt, karton, demir, çelik, çimento, kiremit, tuğla, boya, sıhhı tesisat, seramik, çini, porselen, halı, ayakkabı, deri, hazır giyime kadar bir çok ürünü imal ederek ülkenin temel ihtiyaç maddelerini karşılamış ve yurt dışına satma aşamasına gelmiştir.
Sümerbank, kuruluşundan itibaren dokuma sektöründe 30, Deri ve kundura sektöründe 4, Çimento, Kimya, Demir Çelik, Ticaret ve kâğıt sektörlerinin de dahil olmasıyla 56 işletmeye kaynaklık yapmıştır. Bankacılık sektöründe de 49 şubesiyle sanayi alanında milli ve yerli girişimci sınıfın güçlenmesinde etkili olmuştur.
Orta yaş kuşağı ve bizler, daha yakın zamana kadar; en güzel takım elbise, kumaş, giysi ve ayakkabılarımızı Ulus semtinde bulunan Sümerbank Mağazasından aldığımızı hatırlamaktayız.
Bütün bunlara ek olarak, Sümerbank fabrika ve üretim alanları adeta bir şehir gibi düzenlenmiştir.
Fabrika alanı içinde; işçi lojmanları, dinlenme, kahvaltı, yemek salonları, sinema, tiyatro salon ve etkinlikleri yapılmakta, ilkokul ve işçilik eğitimlerinin verildiği kampüsler bulunmaktadır. İşçiler arasından seçilen kişiler; uzman ve mühendis eğitimi almak üzere yurt dışına gönderilmektedir.
Sonraki yıllarda özelleştirme sürecine girilmiş, ilk olarak bir şirketler topluluğuna satılmış, satın alan firma sahibinin cinayet ve bir banka skandalına karışması üzerine geri alınarak özelleştirme sürecine devam edilirken, Bakan düzeyine ulaşan bir eski siyasinin “Sümerbank’ın adını sileceğiz” sözü üzüntülere neden olmuş ve Kamu İktisadi Teşekküllerinin özelleştirilmesi Kanunu kapsamına alınarak faaliyetleri son bulmuştur.
Atatürk’ün yaptığı her devrim ve kurduğu her yapı gibi, eski kurumlarımızın da canlanacağı ve kuvvetleneceği inancını taşımaktayız.
Avukat Ahmet Erdem AKYÜZ
Yararlanılan kaynaklar:
1.- Atatürk Ansiklopedisi
2.-Vikipedia
3.- Atam Dergisi
4.- İşte Atatürk.com sayfası
5.- Muazzez İlmiye Çığ