KİFRİ
Kifri şehri yüz yıllardan beri Oğuzların Bayat boyu tarafından kurulmuştur. Eski ismi de eski Kifri olarak adlandırılmıştır, eski Kifri, şimdiki Kifri çayı bilinen suyun öbür tarafında kalmıştır, bu çay da Kifri tepesi yanından geçerek bu şehri canlandırmıştır.
Bu günde Türkmeneli’nde uygulanmakta olan yanlış siyasetler ve Türkmenler’i yok etme politikası diğer Türkmen bölgeleri gibi Kifri’de de uygulanmaktadır bu da Amerikan, İngiliz ve müttefik güçleri tarafından desteklenmektedir. Ama buna rağmen Kifri Türkmenler’i mücadelesini sürdürmekte; şehitler vermek ve milli davaya yazar, edebiyatçı, sanatçı ve siyaset adamı yetiştirmekte geri kalmamıştır.
Ünlü tarihçilerin bu kasaba hakkındaki araştırmalarına bakacak olursak, eseri yer olduğunu ticari yolların bulunduğunu ve doğal kaynaklarla iç içe olduğunu anlayabiliriz, bunlardan dolayı savaşlara meydan olmuştur, Irak Devleti tarafından Kifri şehri bir ticari merkez haline dönmüştü, 7 kilometre güneyde bulunmuştur. Ve eski Kifri eserine sonradan Kuşaçopan adı verilmiştir ve Salahiye adı da zaman aşımıyla verilmiştir, hala de eserleri bulunmaktadır kasaba büyük bir sele rastlamış ve tahrip olmuştur, Kifri çayının doğusunda Osmanlılar tarafından yapılan harita ve bilgiler de bulunur, ayrıca kara oğlan adıyla da anılmıştır bu da Babataşlar Dağının eteğinde bulunmaktadır.
Şehrimiz yoğun iç savaşlara rastlamıştır romanlarla halkı savaşlara girmişlerdir ve komutanları olan (kolia) o savaşta yaralanmıştır eski Kifri vatandaşları o bölgeyi terketmişler ve emniyet dolayısıyla şimdiki yerleşim yeri olan Kifri’nin yerine gelmişler, Kifri’nin çevresinde de siper yapmışlar onda da dört kapı bulunmaktaymış, ilki kasabanın doğusunda imam kapısı olarak bilinirmiş, batısında ise Kerkük kapısı olarak adlandırılırken güneyinde Bağdat ve kuzeyinde Şehrezur kapıları bulunurmuş, her kapının bulunduğu yerden o şehirlere yol varmış. Hala yaşlı insanlar o kapı adları lisanlarında kullanılıyor.
Kerkük gazetesi / Turkishforum – Abdullah Türer yener